Kötünün iyisi Karagümrük kazandı!
Konyaspor’da Recep Uçar dönemi resmen sona erdi. Başkan Ömer Atiker, duygusal değil mantıklı bir kararla takımın başına genç ve futbol sevdalısı Çağdaş Atan’ı getirdi. Ancak Atan’ın ilk sınavı olan Karagümrük maçında sahada dağınık, uyumsuz ve etkisiz bir Konyaspor vardı. Yeşil-beyazlılar, ligin en zayıf halkalarından biri olan rakibine 2-0 mağlup olarak kötü gidişe dur diyemedi.
Yönetim, oyuncular, taraftar ve basınla barışık olmayan teknik adamların iki yakasının bir araya gelmediğini bilenlerdenim…
Recep Uçar, yönetim ve oyuncularla futbola farklı pencerelerden mi bakıyorlardı?
Bilemiyorum…
Ne yazık ki, Hoca taraftar, basın ve sosyal medya ile “balayı” havasında değildi!
Başkan Ömer Atiker’de bunu bildiği için, Recep Uçar’la tribünler ya da basın arasında yaşananları “Kedinin pisliğini toprağın altına saklaması” gibi, o gün itibarıyla doğru bir duruş sergileyerek, iki tarafı da koruma altına aldı…
Bu konuyu uzatmayacağım; Ömer Atiker duyguları ile değil, aksine daha mantığıyla hareket ederek, takımın çıkarlarını ön planda tutarak, Konyaspor’un umurunda olduğunu gösterdi.
Konya ya da Konyaspor, ligin 11 haftasında kendi sahasında 4 maçı kaybeden bir teknik adama sahip çıkacak değildi!
Kimse kusura bakmasın.
KARAGÜMRÜK MAÇI
İlk maçında bütün projektörlerin Çağdaş Atan’ın üzerine çevrilmesi “anormal” bir şey değil elbette…
Ama, 4 gün gibi kısa bir süre oyuncu grubuyla birlikte olan Çağdaş Atan’ın, nasıl bir kadro ile Karagümrük maçına çıkacağını, açıkçası merak ettim…
Çağdaş Atan’ın bu maçtaki şanssızlığı Adil’in cezalı, Bazoer’in sakat olmasıydı…
Genç Hoca, Adil’in ve Bazoer’in yokluğunda Josih Calusic’i Utku Eriş’i sürdü sahaya…
Utku Eriş’in ismini görünce herkes gibi, ben de şaşırdım…
U19 takımının kaptanı…
Konyaspor altyapısından filiz lisanslı bir oyuncu…
Takım mağlup olmasına rağmen, kendisine verilen şansı iyi değerlendirdi…
Sırıtmadı…
Umarım orada kalır…
“Niye Uğurcan değil de, Utku” diye sorarsanız, benim futbol aklım, Uğurcan’ın tam hazır olmamasını işaret eder.
Konyaspor’da her zaman olduğu gibi, kenar arkalar klasik…
Andzouana, Guilherme, Utku ve Calusic dörtlüsünün önünde Melih İbrahimoğlu görev yaptı…
Samsunspor maçının yıldızı Jın-Ho Jo’yu kulübeye çekmiş Çağdaş Atan…
Bizim bilmediğimiz. Kendisinin bir bildiği var elbette…
Ama, gözlerimiz sahanın içinde Koreliyi aradı.
Karagümrük maçına farklı bir 11’le başladı Konyaspor…
Recep Uçar döneminde, özellikle son haftalarda tahtaya ismi ilk olarak yazılmayan Pedrinho’ya da Ndao, Enis Bardhi ve Muleka ile birlikte sorumluluk verdi Çağdaş Atan…
En önde de Umut Nayır sorumluluk aldı…
Yusuf Erdoğan takımdan ayrıldıktan sonra, sol önde oldukça sıkıntı yaşayan Recep Uçar, buraya bir çözüm bulamamıştı…
Kaldı ki, sağ tarafta önlü arkalı oynayan Ndao ve Andzouana gibi ters ayaklı iki oyuncudan birisinin değerlendirilebileceğini ve takımın hücum gücünün biraz daha artırılabileceğini yazmıştım…
Recep Uçar’ın görmediğini Çağdaş Atan görmüş ki, Ndao sol önde başladı oyuna.
Karagümrük takımı, bu ligin vasat ekiplerinden birisi…
Kendi evinde kazanamasa da, kaybetmeme futbol aklıyla yayıldı sahaya…
Hem önde hem de arkada sağlam duran ev sahibi takım, ilk 45’i 2-0 önde tamamladıysa, kendi becerisi ya da oyunu tutmasıyla değil, Konyaspor savunmasının acizliğinden kaynaklıydı…
Temsilcimiz ilk 45’de kim ne derse desin orta sahasız oynadı…
Melih İbrahimoğlu, Pedrinho ve Enis Bardhili Konyaspor bu yarıyı 8 kişi ile tamamladı…
Karagümrüklülerin, Konyaspor savunmasının ya da kalecisinin uzaklaştırdığı bütün topları sahiplenmesi, daha doğrusu bütün ribauntları toplaması ve bunları da uzun toplarla Konyaspor’un yumuşak karnı olan savunmanın arkasına ya da arasına koşu yapan Fofana’yla buluşturması skorun 2-0’a gelmesinin en büyük nedeniydi…
Dolayısıyla da bu ligin en zayıf halkalarından Karagümrük takımı karşısında, özellikle ilk 45’de içeriye 2-0 geride girmek Konyaspor’a yakışmadı.
Çağdaş Atan, ilk 45’de hiçbir şey oynamayan Pedrinho’yu kenara alıp, Bjorla’yı oyuna sürdü…
Bu yarıda biraz hareketlenen Enis Bardhi ile Konyaspor’da oyunu tutar gibi görünse de, skoru değiştirecek aksiyonlar yapamadı…
Her şey bir yana daha kötüsü, plansızlık ve nerede ise tamamen doğaçlama diyebileceğim bir 90 dakika oynadı Konyaspor…
En ilginç ise takımda bütün oyuncular, oyuna sonradan girenler de dahil, sanki birbirleri ile ilk kez bir arada oynuyor, sadece topa değil, birbirlerine de yabancı gibiydiler…
Maç boyunca, özellikle ilk 45’te dağınık ve kontrolsüz ve üst düzey pas hatasıyla oynamalarının asıl nedeni de buydu…
Bu sezon Konyaspor 12. Maçını oynadı…
Geride kalan hiçbir maçta bu kadar kötü bir görüntü vermedi…
İçeride mağlup olduğu maçlar da dahil!
Umarım ki, Çağdaş Atan bu takımı derleyip toparlayacaktır…
Sadece bir eleştirim olacak; Samsunspor maçının en iyi adamı ve bu maçta da oyuna girdiği 76’dan sonra takımının temposunu artıran ve oyuna hatırı sayılır katkı sunan Jın-Ho Jo’nun kenarda kalmasına anlam veremedim…
“Hoca tercihi, olabilir” diye geçiştiremiyorum!
Niye biliyor musunuz?
Oyunda kaldıkları müddetçe ne savunmada ne hücumda bir Jın-Ho Jo etkisi göremedim Melih İbrahimoğlu ile Pedrinho’da…
Onun için “Jın-Ho Jo” diyorum…
Maçla ilgili uzatmaya gerek yok; iki takım da kötüydü, kötünün iyisi olan Karagümrük takımı ligdeki ikinci 3 puanını Konyaspor’dan aldı.