Kramer Kramer'e karşı
Senaryosu önceden yazılmış yaşamın emanetçileriyiz. Ya da en kısadan, “Kaderimiz alnımıza yazılmışsa, ne yapsak boşuna!” Gelecekte hangi olaylarla ve kimlerle karşılaşacağımız kaderimizde yazılı!” Ancak biz bunları sezemiyoruz. İşte öyle bir oyun yaşam sahnesine konulmaya başlandı. Yıllar önce nerede ise aynı sürelerde tabir-i caizse “aynı devre antrenör arkadaşlığı” yapan, Ergin Ataman ve Oktay Mahmuti bir kez daha karşı karşıya geldiler.
Aydın Örs döneminde asistan coach olarak Anadolu Efes’de görev yapan Ergin Ve Oktay Hocaların “basketbol kaderleri” hep parkelerde geçti. Bazen Efes’de birbirleri ardına görev yaptılar, bazen karşılıklı! Hatta bilmem hatırlar mısınız? Ergin Ataman çalışırken; “işsiz döneminde Oktay Mahmuyi’yi” Galatasaray’a teklif etmiş ve görev almasını sağlamıştı. Şimdi Oktay Hoca tekrar Galatarasay’ın başında, bu yeni görevde Ataman’ın dahli var mı bilmiyorum, sormadım. İki eski coach, iki eski takımlarında yeniden görev aldılar hayırlı olsun.
İlk önce ülkemizin iki elit takımının maçında tribünlerde maç başlamasına 20 dakika kala 171 biletli seyircinin olması çok acı! Biraz oyuncu aileleri, biraz güvenlik ve görevliler! Böyle bir maç için ve böyle muhteşem bir salon için acıklı bir seyirci tablosu! Yazık! Yabancı serbest! Tribünler boş!
Futbolda ve basketbolda yabancı oyuncular serbest! Bütçeler fena değil, ancak yine Avrupa ile boy ölçüşemiyoruz! Final yollarını aşıp kupalara uzanamıyoruz! Hep aynı senaryo; Avrupa kupalarında Fenerbahçe dışında sürünüyoruz! Kısaca sezon başında çok kötü kadrolar kuran Efes ve Galatasaray’ın başına geçen Ataman ve Mahmuti’nin işleri çok zor. Ancak yine’de Ergin Ataman gelen Douglas ve takımın kemik kadrosunu oluşturduğu ve belli bir kalite yakaladığı için çok şanslı. “Bu kadroyu toparlayıp Türkiye Kupasında ve
Türkiye Liginde final oynar” diye iddialı cümle kuruyorum. Maça gelince; iki takım da birbirini deneyerek başladı. İlk çeyrek 18/22 Galatasaray’ın lehine geçildi, devre ise 40/37 Efes’in lehine bitti. Her maçta olduğu gibi devre arasında Ergin Ataman'ın gerekli uyarıları yaptığını umduğum oyuncular, savunma kemerlerini sıkmaya başladı. Yeni sistem ile çalışmaya alışan oyuncular, Brown, Simon, McCollum ve Douglas iyi top kullanmaya ve üç saniye içinde Dunston ile topu buluşturdukları anlarda her maça ortak olacaklarını biliyorlar. Ben söyledim. Bu takımda Stimac zor oynar. Bu maçta Dragic yabancı kontenjanı nedeniyle oynamadı.
Efes cephesinde Motum rakibe ters gelen bir oyuncu ancak şut zamanlaması kötü. 14 sayı, Dunston 18 sayı 8 ribaund, McCollum (iki tarafı keskin bıçak, iyi savunmalara ısrar etmemeli.) 7 sayı, Douglas 9 sayı, Brown çok form yakalamış durumda. Takımın en iyisi, 14 sayı dışında savunmada çok iyiydi. Simon takımı iyi yönetti, Birkan’a her zaman bu takımda yer var. Attığı iki üçlük rakibin belini büktü.
Galatasaray cephesinde ise; birkaç gün önce “bu takımdan bir cacık olmaz” diyenleri mahcup edercesine iyi mücadele ettiler asla maçı bırakmadılar. Oktay Hocanın elinin değdiği hemen belli oldu. Ege Arar mutlaka kazanılması gereken bir oyuncu, ancak Ege bu takımın tek ve eşsiz beş numarası değil! Mutlaka bir “baba pivot” bulunması gerekli. Ege’nin çok çalışması gerekli. İnanılmaz zamanlama hataları yapıyor! Oktay Mahmuti bu takımı mutlaka adam edecektir. Summers 17, Hardy 14, Taylor 9 sayı attılar. Ege ise 20.09 dakikada 4 top kullanmış ve 4 sayı. Böyle Galatasaray nasıl maç kazanacak? Mehmet, Emir ve Göksenin için zor günler başlıyor. Mutlaka transfer şart. Efes’in 13 sayı öne geçtikten sonra kısa oyuncularının kötü şut yüzdeleri ve boyalı alanda Dunston’ın 8/9 ile oynaması maçın kaderi oldu. Ergin Ataman mutlaka dev bir pivot alacaktır. Yoksa sezon sonuna kadar her maç kahırlar çekmeye devam! Bir de zaman zaman Motum yerine Dragic tercih edilir diye düşünüyorum.