"Kulüpler Akşam Pazarı'nı bekliyorlar"
Bir dönem dünyadaki dolar fazlalığı ile günden güne gelişen ekonomimiz ile TL'miz döviz karşısında iyice değerli hale gelmişti. Bir dönem 1 dolar 1.3 liraya kadar inmişti. 2009 yılındaki son ABD seyahatimde dolar 1.8 lira idi. O dönemlerde Euro ise ortalama 2.8 ile 3.5 lira arasında seyretti.
Bu esnada Avrupa futbolu henüz çıldırmamış; Gareth Bale 100 milyon Euro bedelle transfer rekortmeni olmuştu.
2011'den ama asıl 2015'ten sonra Amerika bir dönem çok bolca ve ucuza dağıttığı dolarları geri toplamaya başlayınca bizim gibi "Dağıtım dönemi yükselenleri" ülkelerinde kurlar artmaya başladı. Brezilya-Arjantin-Endonezya-Rusya ve Güney Afrika bizim gibi kir artışlarından çok etkilendi. İngiltere Premier Lig'inin yayın hakları da 5.1 milyar pound gibi akla ziyan bir paraya satılınca futbola giren bu büyük para yavaş yavaş Avrupa'ya akmaya başladı. PSG'nin Neymar için 400; aynı sezonda Mbappe için 180 milyon Euro'yu gözden çıkarması korkunç meblağlardaki paraların 5 büyük lige akmasının yolunu açtı. Sıradan oyuncular 10-15 milyon Euro bandına çıktı.
Zaten giderek yükselen kur, bir de finansal ataklarla zirveye ulaşınca Türk futbolu teslim bayrağını çekti.
Bugün İtalya Ligi'nin orta sıra takımlarından Sassuolo; Barcelona'nın oynatmadığı stoper Marlon için 6 milyon Euro'su bu sene kiralıma için; 6 milyon Euro'su da seneye satın alma opsiyonuna ödenmek üzere toplam 12 milyon Euro taahhüt etti. Bu oyuncu ile G.Saray da ilgileniyordu misal.
Yani hem Avrupa'da iyice uçan transfer piyasası hem de yükselen döviz kuru baskısı ile Türk takımlarımızın Avrupa'nın 5 büyük liginden transfer yapma ihtimali neredeyse kalmadı. Kiralama hala en geçerli yol. Ancak yakın zamanda bu liglerde oynayan kulüpler kiralamaya da sıcak bakmayacaklardır. O yüzden Türk kulüpleri transfer için 9 Ağustos'ta biten İngiltere Ligi ile dün sona eren İtalya transfer sezonundan sonra elde kalan oyuncularla ilgili 'fırsat transferleri"ne yönelmek zorundalar. Bir nevi "Akşam Pazarı" yani.. Bu nedenle kulüplerimizi anlıyorum. Onlara zaman tanımak lazım diyorum. Fakat temel eksiklikler konusunda bu zamana kadar bir çalışma yapılmamasını da biraz yönetimlerin "mali durum belli" bahanesinin arkasına saklanmak olarak görüyorum. Misal F.Bahçe'nin sol ve sağ bek ile belki 8 numara transferini "Akşam Pazarı"na bırakmasını anlayışla karşılıyorum. Ancak santrafor ve 1. kaleci konusunda geç kalındığını düşünüyorum. Giuliano satılabiliyormuş demek ki mesela..
Misal G.Saray.. Emre Akbaba ile uzun süredir ilginen kulüp, ancak F.Bahçe devreye girdiktem sonra bir atak yaparak Nef aracılığıyla bu oyuncuyu alabildi. Alınabiliyormuş; sponsor devreye sokulabiliniyormuş mesela.. Yoksa G.Saray'ın stoper arayışında Akşam Pazarı'nı beklemesi anlaşılabilir.
Ha keza Beşiktaş. Geçen yılın ilk devresindeki harika Şampiyonlar Ligi performansı gösteren takımın tüm omuragası gitti. Fabri-Tosiç-Talisca ve Cenk.. Ve sadece Roco geldi. Kaleci ve belki sağ bek transferi için "Akşam Pazarı"nı beklemesini anlayışla karşılıyorum ama Talisca'nın yerinin ilk doldurulması gereken yer olduğu gerçeği ortada dururken buraya bir takviye yapılmamasını eksiklik olarak görüyorum.
Özetle, kulüplerimizin mali durumu belli. Döviz kurunun durumu belli. Avrupa piyasasının da durumu belli. Ancak asli ve temel eksikliklerin giderilmesi konusunda yönetimlerin de biraz daha gayret göstermesi; mali yapının ardına saklanmaması gerektiğini düşünüyorum. Ya da çıkıp açıkça hiç transfer yapmayacaklarını söylesinler.
☆☆
Bu yazı vesilesi ile tüm okurlarımın Kurban Bayramını kutlarım. Bayramınız mübarek olsun..