Kulüpler Dünya Kupası, milli takımlar Dünya Kupası ile kıyaslanamaz

Bunun başlıca sebebi bana göre şu. Bir ülkenin milli takımı o ülkedeki bütün taraftarları turnuvaya çekiyor. Ortaya büyük bir şenlik havasında gerçekleşen bir turnuva çıkıyor. Oysa Kulüpler Dünya Kupası’nda maçlara sadece o kulübün taraftarları ile biraz da futbol meraklıları gidiyor. Nitekim grup maçlarında tribünlerin çoğunlukla dolmadığını ve doluluk oranının %57’de kaldığı görüldü. Öyle ki satılmayan biletler nedeniyle fiyatlar çok aşağılara düşmesine rağmen statlar yine de dolmadı. Ama geçmişteki milli takımlar dünya kupalarına baktığımızda tüm maçlarda tribünlerin dolu olduğunu görüyoruz. ABD, Meksika ve Kanada’da yapılacak 2026 Dünya Kupası’nda tribünlerin yine tüm maçlarda dolacağına eminim.

Dört yıl sonraki turnuva muhtemelen Avrupa’da 2030 Dünya Kupası’nın düzenleyecek ülkelerde gerçekleştirilir. Avrupa’daki bir turnuvada seyirci sayısında artış olur mu bunu 2029 yılında göreceğiz. Ancak ilk turnuvaya sponsor ve yayıncı bulmakta zorlanan FIFA, 4 yıl sonra aynı sponsorları bulabilir mi şüpheliyim. İmdada yine Suudi Arabistan devlet şirketleri yetişir.

Kulüpler Dünya Kupası diğer yandan futboldaki yeni teknolojik gelişmeler ve yeni kuralların hayata geçirildiği bir turnuva oldu. FIFA bunlarda tam başarı sağladı diyebiliriz.

Hakemlerin kulaklıklarında vücut kamerası taşıması televizyon seyircisine yepyeni bir bakış açısı sundu. Hakemin VAR monitöründeki incelediği görüntülerin stat ekranına da verilmesi, verilen kararın hakem tarafından anons edilmesi gelişmiş yarı otomatik ofsayt teknolojisi, oyuncu değişikliklerinin bir tablete girilip elektronik olarak doğrudan sisteme kaydedilmesi gibi yenilikler başarıyla uygulandı.

Kalecilere getirilen yeni 8 saniye kuralının da yerinde bir uygulama olduğu görüldü. Ancak maçların başında yapılan seremoninin basketboldakine benzer şekilde oyuncular tek tek anons edilerek sahaya çağırılmasıyla yapılması bana pek cazip gelmedi. Bu uygulamanın bu turnuva ile sınırlı kalacağını düşünüyorum.