Kulüplerin yeni teknik direktörü artık para
Ajansspor yazarlarından Hüseyin Özkök'ün yeni yazısı: Tuğrul Akşar kimdir ve Finansal Futbol kitabı ne anlatıyor? Futbolu finans mı yönetiyor? İşte detaylar...
Parasal konuları çok sevmesem ve futbol ekonomisi konusunda, Emrah Kayalıoğlu, Kerem Akbaş, İsmail Şayan gibi benden çok daha fazla bilgili ve bu işin matematiğini çok iyi bilen meslektaşlarım olsa da bir kulübün gelir ve harcamalarını bilançonun solunda ve sağında okuyabilecek kadar “finans” bilgim vardır. Çünkü basit tabiriyle 2x2=4 eder matematiği bu işin temelidir.
2005 yılında göreve başladığım Radyospor kendi ilgi alanıma yönelik programlar yaparken Tuğrul Akşar ismi dikkatimi çekmişti. Çünkü 2005 yılında Tuğrul Akşar, akademisyen rahmetli Kutlu Merih ile Endüstriyel Futbol isimli bir kitap çıkartmış bu da gözümden kaçmamıştı. Kendisini bu vesileyle birkaç kez yayınlarıma almamın ardından 2006 yılında birlikte program yapma teklifini götürdüm.
Böylece uzunca bir süre Radyospor'da haftada bir kez olsa bile zaman zaman Kutlu Merih Hoca'nın da katıldığı futbol ekonomisi programları yaptık.
(Burada 2017'de kaybettiğimiz Kutlu Merih'i saygıyla anıyorum).
Tuğrul daha sonra 2006'da yine Kutlu Merih Hoca ile Futbol Ekonomisi, 2008'de tek başına Futbol Yönetimi kitaplarını yazdı. Ardından benim 2009'da Doğuş Yayın Grubu'na geçmem ile radyo programlarımız sona erse de irtibatımız hiçbir zaman kopmadı ve daima bilgi alışverişinde bulunduk.
Sevgili Tuğrul Akşar kitaplarının yanında futbolekonomi.com isimli gerçek anlamda Türkiye'de ve Avrupa'da kendi alanında referans olan bir siteyi faaliyete geçirerek kesintisiz bir şekilde futbol ekonomisi üzerine yayınlar yapmaya başladı. Sitede onlarca uzman, spor ve futbol ekonomisi, kulüp yönetimi ve benzer konularla ilgi binlerce yazı kaleme aldı hal da alıyor. Ben de siteye bir dönem yazılarımla katkı vermeye çalıştım. Tabi ki Tuğrul Akşar profesyonel bir yönetici olarak bir yandan iş yaşamını sürdürürken kitap yazmayı da bırakmadı. Futbolun Ekonomi Politiği 2010, Krizdeki Futbol 2013, onun 4 ve 5. Kitapları oldu.
Ve son kitabının üzerinden 7 yıl geçtikten sonra bu defa ekonomik yapısıyla boyut değiştiren futbolun yeni finansal yapısını irdelediği altıncı kitabıyla karşımıza çıktı. Finansal Futbol.
Turğrul Akşar, kısa süre önce Literatür Yayınları'ndan piyasaya çıkan yeni eserinde, majör veya merkez ligler olarak adlandırdığımız 5 büyük lig ile onların “uydusu” durumundaki diğer liglerin arasındaki giderek açılan uçuruma dikkat çekiyor ve bu konunun derinlemesine bir analizini okuyucuya sunuyor.
Şöyle diyor Akşar kitabının girişinde;
“Yetmişlerde, seksenlerde futbol televizyonu yönetirdi.
1990'larda televizyon futbolu yönetmeye başladı.
2000'lerden bu yana finans futbolu yönetiyor.
Küreselleşen kapitalist dünya düzeninde artık kulüplerin yeni teknik direktörü ve patronu ise finansal kapitalizm.
Bu süreçte Avrupa futbolunu yöneten finansal futbolun patronu UEFA ise, izlediği ekonomik, finansal ve sportif politikalarla onun kaderinin mimarı oldu aynı zamanda”
Finansal Futbol kitabını henüz piyasaya çıkartmadan başlayan Covid-19 salgını nedeniyle Tuğrul Akşar kitabına salgının futbol üzerindeki etkilerini de ekleme imkanı bulmuş.
1 numaralı spor paranın esiri!
Gerçekten de Tuğrul Akşar'ın kitabın önsözünde belirttiği gibi futbol yönetimi giderek paraya odaklı bir hal aldı ve bana göre artık adeta paranın esiri bir spor dalı haline geldi. Bunun son örneğini çok kısa süre önce “Avrupa Premier Lig” kuruluyor haberi ile gördük. Projeye göre oluşturulacak 18 takımlı lige 6 Milyar Dolar büyüklüğünde bir pasta pay edilecek. Keza FIFA Başkanı Infantino'nun Covid-19 salgını nedeniyle ertelenen Dünya Kulüpler Kupası da yine büyük meblağlar vaat eden bir turnuva. Infantino, ayrıca UEFA'nın Avrupa'da uyguladığı Uluslar Ligi'ni küresel hale getirme planlarını yapıyor. UEFA Avrupa'da sürekli aynı takımların oynayacağı bir lige sıcak bakmasa da, 2024 sonrası için planlanan Şampiyonlar Ligi'nin yerini alacak Kupa 1'e çoğunlukla aynı takımların katılması ve gelirlerin büyük bölümünü yine onların elde etmesi düşünülen format gereği kaçınılmaz.
Bütün bunların tek bir amacı var. Daha fazla finansal gelir.
Türk futbolu bu dev pastadan ne kadar pay alacak? Bu çok büyük bir muamma değil ne yazık ki. Çünkü Avrupa'da sürekli artan bir hızla düşüşe geçen ve uzun süredir finansal olarak batık durumda olan futbolumuzun unsurları 2x2=4 eder hesaplamasına dönmediği ve bilançolar sürekli eksi yazdığı sürece toplam gelirdeki payı % 45'e inen küçük pastanın sadece kırıntıları ile yetinmeyi sürdürmesi kaçınılmaz.