"Leblebi gibi gol atar"
Fenerbahçe’nin forvet gündemindeki oyuncular hazır olan oyuncular değil. Norveç ve İsveç’ten gelmeyecekler. Aykut Kocaman bir an önce forvet istemekte haklı. Bu hafta en geç önümüzdeki hafta forvet transferi bitmeli. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın forvet transferlerinin, Kjaer’in durumuna göre stoper ve Beşiktaş’ın stoper transferinin hızlıca bitmesi lazım. Bu hafta veya haftaya netleşmeli. Bu oyuncular kamp programlarına dahil edilmeli.
Fenerbahçe için birçok isim geçiyor. Fernandao’nun kiloları, Emenike’nin gidişi ve Sow’un da olmayışıyla elde bir tek Van Persie kaldı. Van Persie’nin tek olarak güvenilmez bir isim olduğu belli. Daha sezon açılmadan yeniden sakatlanmış. Fenerbahçe için en iyi ismin Doumbia olduğunu söylemiştik. Sporting çabuk davrandı. Portekiz Ligi her ne kadar bizim ligimiz kadar karlı olmasa da, ligin değeri olarak bizden daha düşük olsa da, Benfica, Porto ve Sporting’in yanına yaklaşamayız. Bunlar Şampiyonlar Ligi takımları. Doumbia’nın tercihine kimse kızamaz. Fenerbahçe için kayıp Doumbia.
En gelebilir gibi olan Rolan. Batshuayi ve Bony zor. Guardiola, "Sergio Agüero benim birinci forvetim, ikinci olarak da Iheanacho’yu düşünüyorum. Seni de üçüncü forvet olarak düşünüyorum. Sana fazla dakika veremeyeceğim" dedi. Samimi bir söylem. Doğrudan Bony’yi tek forvet olarak oynatmayacak. Önümüzdeki yıl da farklı olacağını sanmıyorum. Bony transferi zordur adı geçse de. Batshuayi’nin de takımdan ayrılması halinde bile Türkiye Ligini tercih etmesi olasılığı düşük. Paraya tercih edeceği başka vitrinler var. Rolan ve Remy olabilir.
Aboubakar’ın belirsizliği sonrası Beşiktaş için de geçerli forvet transferi. Bir an evvel netleşmesi lazım. Galatasaray Gomis ile halletti o işi. Aboubakar olmayacaksa yerine Gignac olabilir. İyi isimler. Gignac Aboubakar’dan daha iyi. Alabiliyorlarsa hemen bitmeli iş. Bazı oyuncular 32-33 yaştan önce gelmiyorlar. 1.5 milyon euro imza paraları istiyorlar. Yüksek maaşlar istiyorlar, vergisiz yüksek ücretler istiyorlar. Ya almayacaksın vazgeçeceksin, kendin ucuz potansiyelli oyuncu bulacaksın veya bu paraları ödeyip getireceksin. Gerek Fenerbahçe, gerek Beşiktaş için bu bölgeye ve stopere geçen isimlerin hepsi kaliteli. İyi isimlere gidiyorlar. Eksiklerini bu kalitede tamamladıklarında Trabzonspor’u da katarsak çok iyi kadrolar kuruyorlar ekonomi bir yana. Rolan en olan gibi duruyor, bunu 10-15 gün içinde bitirmeleri gerekiyor.
Fenerbahçe 8 milyon euro veremez forvet için. 5 milyon euro tavan olsun. UEFA kriterleri içinde tolere edebileceklerse olabilir. Ozan Tufan için bir şeyler geçti ama teklif olmadığı ortaya çıktı. Kjaer’in satışı olabilir.
Pepe baştan beri Beşiktaş için geçti. Devreye giren takımlar oldu. Pepe’yi herkes ister. Pepe’nin gol atması talihsizlik Beşiktaş için. Yabancı basının Pepe’yi Fenerbahçe’ye yazması Beşiktaş’ı rahatsız eder. Bu Kjaer’in gidiş sinyalidir. Kjaer’in ayrılması gündeme geliyorsa, bu tamamen Fenerbahçe Pepe’ye gidiyor demektir. Kjaer’e Milan’ın teklifi sonrası iki ayrı bölgeye kaynak gerekecek. Bu tablo içerisinde Pepe Fenerbahçe’ye gelecekse forvete ayrı kaynak bulmak gerekecek.
Şenol Güneş aslında “Gökhan Töre’yi verin istemiyorum ama bir yere veremiyorsak, transferiyle kaynak yaratamıyorsak öyle bir laf edin ki küsmesin” diyor. Düşünmediğini anlıyoruz. “Elimizde kalıyorsa da malı öldürmeliyim” diyor Şenol Güneş. Sosa bedava gelmeyecek. Takım maliyeti falan da önemli. Şu anda Sosa önceliği değil Beşiktaş’ın. Talisca ve Soas varsa bir takımda takıma müdahale opsiyonları artar. Beşiktaş’ın stopere ciddi bir kaynak ayırdığını görüyoruz. Pepe ile masada olmak bile belli bir ekonomik dirayet getirir. Quaresma dışında opsiyon gözükmüyor kanatta. Beşiktaş’ın ihtiyaçları şöyle; kale, sağ bek ve sol bekte sorun yok. Stoperde öncelik var. Ön libero da acil değil Forvet acil. Forvet yok daha ortada. Pektemek’i istemiyorlar. Cenk var bir tek. Forvet ve stoper öncelikleri Beşiktaş’ın. Sosa’ya kaynak yaratılar mı, hiç sanmıyorum. Kalkıp Fenerbahçe’nin orta saha araması gibi Sosa durumu.
Orkan herkesin, Gaziantep’te tek dikkat çeken oyuncusuydu. Gaziantep’i sezon başında düşme adayı olarak değerlendirdik. 4-5 takım içerisinde döndük. Antep hep adı geçen, düşer düşmez dediğimiz takımdı. Öne çıkan, dikkat çeken, Bundesliga altyapısıyla Orkan fark yaratan bir oyuncuydu. Bu sol ayaklı sağ kulvar oyuncusu. Bu tip oyuncuların ters ayaklı oluşu, çok yönlü oyuncular oluyor. Çabuk oynuyorlar önlem almak zor oluyor. Bu oyuncular gerek sıfıra iniyorlar, içeri kat edip tehlike yaratabiliyorlar. Gol pası veriyorlar, penaltı yaratabiliyorlar: Potansiyelini tam olarak yansıtamadı, Almanya altyapısıyla önü açık bir oyuncu iyi işlenirse. Ozan Tufan diyetisyenlik şu anda. Salih gitti geldi Roma’ya bir şey olmadı. Orkan için bir şey diyemiyoruz ama Beşiktaş’ta Quaresma’nın arkasında bir ihtiyaç var. Şenol Güneş’in elinde gelişebilir. Bence Orkan Beşiktaş için kadro derinliği açısından kulübeye yapılmış iyi bir transfer.
Adriano’da sorun yoktu. Caner arkada Adriano ileride oynardı eğer Caner sakatlanmazsa. Babel olunca, hücuma katkısıyla sol arkada sorun yaşamadı Beşiktaş. Şampiyonlukta performansları iyiydi. Beşiktaş’ın Kolarov’u sol stoper olarak getirecek hali yok. Sol bekte Adriano ve Caner var zaten. Kolarov’u da getirirsin Pepe olmuyordur ama tam bir stoper değil, bu bölge için cazip bir oyuncu değil. Sol bek asıl yeri. Stoper pozisyonunda Tosic’ten farklı olmaz. Rami ve başka isimler geçti. Buralar daha öncelikli. Galatasaray için Kolarov’u anlarım, Fenerbahçe için de anlarım. Hasan Ali ve İsmail’in önünde koyarsın 11’e. Beşiktaş’ta öncelik değil. Az bir bütçeye gelmez. Bonusu, imza parası maliyeti derken, pahalıya gelir. Düşeş buldum diyecek kadar ucuz bir iş değil. Ben burada Kolarov’un stoper olarak gelmesiyle; ne oldu Pepe’ye ne oldu Rami’ye derim.
Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın adı yan yana çok anılmaya başlandı transferde. Bunu da çok mantıklı bulmuyorum. İki yönetimin de geçen sezonun çekişmesini transferde sürdürmekten yana bir politika izlediğine imkan vermiyorum. Bu kavganın kazananı olmaz. Kulüplerin içindeki durum buna el vermez. Başka hesapları var. Ligde yarışacaklar. Transfer piyasasında, “Sen buna talipsen, ben de buna talibim” gibi bir cephe açtılarsa ikisi de zararlı çıkar. Aynı isimlerin anılmasıyla ya yönetimler bir hata yapıyor ya da basın yanlış yazıyor. Remy iki takım için de doğru bir opsiyondur. Javier Hernandez (Chicharito) ismi var, yabancı basında da çıktı. Bence daha iyisi. Leblebi gibi gol atar Türkiye’de. Direkt Hernandez, eğer böyle bir ihtimal varsa.
Galatasaray’ı konuşmak daha kolay, kadro derinliği o kadar eksik ki. Sağ bek sol bek orta saha lazım. Fenerbahçe’de forvet lazım, Kjaer’e göre de stoper. Aldın forveti hesap kitap başladı. Kocaman’ın bilimsel analizleri, durum tespiti, takım çalışması başladı. Takım 3 aşağı 5 yukarı netleşti. Beşiktaş hazır bir takım. Pepe veya başkası gelecek, Aboubakar veya başka bir forvet gelecek. Hazır takım, doğal favorisi ligin. Bunlar yoluna girdiler. Çok acil bir durum yok. Galatasaray önemli işler yaptı. Maicon, Belhanda, Gomis omurga çıktı ortaya. Galatasaray iyi yol alıyor ama acelesi var, daha fazla eksiği var. De Jong’u sayma. Tolga van Persie gibi, bir var bir yok. Ona da güvenemiyorsun. Asamoah ismi hakikaten 1 taşla 3 kuş bir iş Hürriyet’in manşeti gibi. Asamoah’ın orta saha ilk tercih edeceği yer. Orayı çok toparlar. Çok fark yaratır. Bu heyecan verici bir transfer olur. Emrah da döndü ama belli değil durumu. Belki bu sezon yararlanırlar, orada bir tek Yasin var. Asamoah çok iyi transfer olur. Eşinin durumunu, eşinin hamilelik sürecini bilemiyoruz. Kağıt üzerinde müthiş bir transfer olur. Sol bek ve sağ bek, sol önde de kadro derinliği zafiyeti var. Sol bek ve önde de oynayabilen Asamoah’ın alınması 1 taşla 3 kuş tanımına uyar.
Sneijder ile ipler koptu, kopalı çok odu. Kuş yuvadan uçtu derler. Tudor ile Sneijder’in arasını düzeltmek çok zor. Sneijder’i sildim diyor. Kalmak için değil gitmek için görüşüyorlar. Tudor biliyor, duyuyor, öğreniyor Sampdoria’yı. Yönetim; Bu oyuncuyu yönetemedi, Tudor’u yönetemedi. Yönetim ikisini de yönetemedi. Tudor’da yıldız oyuncuyu yönetecek bu birikim yok Sneijder‘den daha fazla katkı alamaz Galatasaray. Tudor, Sneijder gidiyor ben yıpranmayayım diyor. Galatasaray taraftarı faturayı kesecek. Belhanda çok iyi oynarsa taraftar kesmeyebilir faturayı. Tudor Sneijder’in gidişini üzerine almamak için açık kapı bırakabilirim diyor. Sen sileli çok oldu Sneijder’i. Menajeri “Belhanda’nın transferi oyuncuma yapılan saygısızlık” diyor. Fütursuzlaşmışlar. Sen bunu forma rekabeti olarak değil de benim oyuncuma saygısızlık olarak nitelendiriyorsan; bu iş iplerin koptuğunun kanıtıdır. Bonservisimizi bedava istiyoruz diyor. “Tudor ile yıldızı barışmaz yıllık 5 milyon euro maliyeti var. Sneijder’i istemeyen sizsiniz” diyor. Sen verdin bu cüreti. Geçen sezon geç geldi diye ceza verdin, cezayı uygulamadın. Riekerink’i getirdin ona sorarak, ona sormadan yenisini getirdin. Yapmadığınız hata kalmadı. Sneijder’in egosunu koz olarak verdin. Bir çocuğu evde şımarttıktan sonra markette ben çikolata istiyorum diyen, ailesine posta koyan çocuğa benziyor bu iş. Evde şımartıp markette çözemesin işi. Sneijder’in geldiği nokta budur. Bu gücü nereden alıyor bu gücü geçmişinden alıyor. Sneijder kalır parasını alır diyor. Bu saatten sonra Sneijder’den Galatasaray’a bir şey olmaz. Yönetim olarak bu noktaya gelmemen önemli. Gelince opsiyonunun yok. Yönetemiyorlar bu durumu. İlk hamlende şah mat olacağın aşikar. Sneijder’de durum bu.
Ergin Ataman’a Galatasaray şubesi küçülecek dendi. Can Topsakal, mütevazı bütçelerle bu işi yapacak bir teknik adam değil dedi. Düşük bütçeli kadrolarla, genç oyuncularla mücadele sağlayacak bir teknik adam değil, Erman Kunter ile anlaştık dedi. Ergin Ataman paracıdır dedi. Lafının arkasında durmayan biri dedi. Ergin Ataman’ın sözlerinden bunun doğru olduğunu anlıyoruz. Dursun Özbek hariç kimsenin arkasında durmadığını, yollamak için doğru zamanlama aradıklarını anlıyoruz. Beni yalnız bıraktılar diyor evet bıraktılar istemiyorlardı. Euro Cup şampiyonluğu göndermelerini öteledi. Sana zaman verelim dediler. Fırsatı ilk bulduklarında göndereceğiz demişler. Taraftarla da gerginlik de oldu. Ataman’ın istenmediği ortada, ilk fırsatta yolladılar.. Ataman, neden bu durumda olduğunu sorguluyor mu? Yönetimle kavgalı, diğer kulüplerin yöneticileri ile kavgalı. Rakip taraftarları geçtim, kendi taraftarıyla kavgalı. Bu kadar başarılı bir teknik adamı, Euro Cup kazanmış bir teknik adamı yönetim neden istemiyor? Niye? Ne problem var Ataman’da? Halen sözlerinde ego var. Can Topsakal haksız mıymış o zaman? Ataman büyük bir marka ama iyi yönetemiyor bu markayı. Teknik adamlık sadece saha kenarını değil, kendi egonu, yıldızların egosunu, yönetimle ilişkileri, taraftarlarla olan ilişkileri yönetmekten geçiyor. Mourinho o yüzden Mourinho.
Bana kalsa Bony’yi isterim en olabiliri Rolan. Bony daha tecrübeli Batshuayi’ye göre Daha direkt Fenerbahçe’de oynayacak bir adam. Bony’yi alabiliyorlarsa hiç bakmasınlar. Ama bunlar gelemz. Rolan en makulü bunlar içerisinde. Batshuayi daha çok kaçırır, Bony daha çok gol atar. Gelmeleri zor.
Almanya ve Şili iki favoriydi. Bana göre Almanya favoriydi. Şili çok az öndeydi oranlarda. Hep bir ikiydiler. Portekiz daha sonra Meksika ve Rusya. Kamerun, Avustralya ve Yeni Zelanda.. Almanya U21 şampiyon oldu. Şu Almanya da iki yaş büyük. Almanya Federasyon Başkanı kazandığı kupa için kaldırılsın dedi. Bu da onların vizyonu. Mesut yok, Gomez yok, Müller yok, Kroos yok, Khedira yok, Neuer yok. İkinci milli takım. U23 diyebiliriz istisnalarla bu da gitti, şampiyon oldu. Şili maç 1-0’ken, rakibini adeta döverken bile Almanya nasıl bir oyun disiplini sergiledi. Mesut geliyor değişmiyor, Draxler geliyor değişmiyor. Kalite, yaş, teknik değişiyor ama mantalite değişmiyor. Ekol böyle oluyor işte. Bizim milli takım ve başka takımlara bak bakalım. Öyle sinir bozucu bir makine düzeni. Bitmek bilmeyen bir fiziksel devamlılık. Bu Şili daha teknik ikinci Alman takımından. Kalitedeki yoksunlukları öyle iyi telafi ediyorlar ki; disiplinleriyle hiçbir an nefes nefese kalmıyorlar. Top rakipteyken oyunu bırakmıyorlar, top kendilerindeyken tereddüt etmiyorlar. İkinci Alman takımı bir ders. Modern futbolun geldiği en üst seviyeyi gösterdi.
Vİdeo Hakem Uygulaması doğru bir uygulama. 3 tane hakem var odada. VAR 1, VAR 2, VAR 3. Hata azaltmak adına çok önemli bir uygulama. Sahadaki hakemlerin de emeklilik planları bu aslında. Gidip kenara baktığı ekran var ya palavra. Orta hakemin karizmasını çizdirmemek için yapılan bir şey. Son söz hakemde yine. Şilili vurdu. Kaçırdın dediler kırmızı dediler gitti baktı sarı verdi İşgüzarlık yaptı hakem. VAR uyardı bu işgüzarlık yaptı. Olgunlaşınca daha az zaman alacak hakemler de bu işgüzarlığı bırakacaklar. VAR 2’nin maçın devamını yakalaması lazım. Ofsaytları en yardımcılar okuyor. Bu uygulama iyi geçti, başarılı. Marifet bunu eleştirmek oldu. Neyi eleştiriyorsunuz? Hatasız maç için oturmuyorlar orada? Kritik hataları izliyorlar, skora etki edecek hatalara müdahale ediyorlar: Tiyatro var işin içinde, eliyle gösterecek vs gibi. Bu teknoloji ile hakemler rahat uyuyacak geceleri. 3 hakemin de stresi o, hata çıkmaması lazım. İsterlerse de 1.5 dakika durdururlar. Bu sistemden vazgeçmek diye bir durum yok. Bu sistem kurtarır. Buradaki sancılı geçiş süreçlerine değer bu sistem. Saha içinde halen bir ego var. İletişimler henüz daha sağlıklı değil. Farklı milletlerden. Hepsi İngilizce konuşuyor ama kimse anlamıyor kolay kolay. Anlaşmalarında sıkıntı var. Kadrolar kuralım diyorlar. Nasıl planlayacaklar kolay iş değil ama çözülecek. Sistem doğru yolda.
(YASAL UYARI: KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ)