"Lider" olabilmek...

Ligin başından bu yana ortaya koyduğu performans, istikrar ve duruşuyla Beşiktaş liderliği hak ettiğini gösterdi. Konyaspor maçında Şenol Güneş'in doğruları ve takımın kimliği ön plana çıktı. Siyah-beyazlılar, 3 puanı ziyadesiyle hak etti ve kazandı.

Avrupa'dan elenmiş ve yoluna 2 kulvarda devam eden Beşiktaş, takım olgusu ile rakiplerinden bir adım öne çıkıyor. Henüz 17 hafta bitti ve Beşiktaş'ı şampiyon ilân etmek doğru değil. Çünkü  ; zirveye çıkmak değil, zirvede kalabilmektir zor olan...

Bireysel performansların maça etkisini her zaman tartışıyoruz. Futbolun bir takım oyunu olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, takımın ahengini bozan isimler her daim müdahaleye maruz kalacaktır. Bu konuda Şenol Güneş'i tebrik etmek gerek. Ricardo Quaresma örneğinde olduğu gibi...

Quaresma, Beşiktaş'tan büyük değildir...

Quaresma, yeniden döndüğü Beşiktaş'ta zaman zaman iyi işler yapıyor. Fakat ; bazen ölçüyü kaçırıyor ve takımın dengesini bozmaya kadar gidiyor. İşte tam bu noktada deneyimli bir el devreye giriyor. Şenol Güneş, dün akşam da tam zamanında müdahale etti. Quaresma'nın tepkisini ise çok anlamsız buluyorum.

Beşiktaş forması, tıpkı Galatasaray ve Fenerbahçe'de de olduğu gibi kutsaldır. Bu forma için ter döken oyunculara da saygı duyarım. Lâkin ; hiçbir futbolcu ya da hiçbir isim Beşiktaş'tan üstün değildir, olamaz. Beşiktaş, Quaresma için bir fırsattır. Quaresma bu formanın kıymetini bilmelidir. Zira ; keskin sirke küpüne zarar!

Takıma, kaleci ve stoper mevkilerine takviye gerektiği yönündeki düşüncede birleşiyoruz. İyi bir kadroya, düzgün tavkiyeler yapıldığında o kadro bir tık yukarıya taşınabilir. Tek kaygım ; devre arasında yapılacak transferlerin veriminin ne olacağıdır. Devre arasındaki transferler her zaman risk taşır.

Slaven Bilic'in yok etmeye çalıştığı Oğuzhan Özyakup'a gelince... Oğuzhan, iyi yolda ilerliyor. Hak ettiğine ulaşacağından da eminim. Ayrıca Gomez'in profesyonelliğine hayranım. Atiba'nın disiplini parmak ısırtıyor. Veli ve Tolgay'ın dönüşü de takıma pozitif etki yapacaktır. Devamını getirebilirse Beşiktaş, şampiyonluktan rahatlıkla bahsedebilir. "Başarıda devamlılığı sağlamak" altı dolma kalemle çizilecek kadar önemli.

Galatasaray'da neler oluyor ?

"Büyük" olarak adlandırdığımız takımlar arasında en negatif görüneni Galatasaray. Mustafa Denizli ile beraber umuda yolculuk yaptılar ancak işleri hiç de kolay değil. Mali anlamdaki problemler ilerleyen dönemlerde kendini gösterirse durum daha da kötüye gidebilir. Umarım yanılırız.

Şampiyonluk yarışı Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında geçecek gibi görünüyor. Galatasaray, şu anda taraftarlarını mutlu etmiyor. Camia içinde kopukluklar olduğu gibi, takım içinde de uyumsuzluklar var. İş, sadece Mustafa Denizli ile de bitmiyor. Camia olarak kenetlenilmesi, zor günleri geride bırakabilmek adına önemli bir anahtar olacaktır.

Saha zeminleri...

Bu ülkede birçok güzel stat var. Statlar güzel ama zemin konusunda maalesef 30 yıl gerideyiz. Rahmetli Jupp Derwall, bu konudaki sıkıntıya uzun yıllar önce dikkat çekmişti. Değişen nedir? Kocaman bir hiç!

Betonlaşmak, modernleşmek anlamına gelmiyor. Gereksiz transferler yapan kulüpler, yapacakları 1 futbolcu transferinden vazgeçmeli ve zeminleri düzeltme yolunda çalışmalar yapmalıdır. Düzgün bir zemin en az 10 yılınızı kurtaracaktır.

"Bana futbolcu alma tesis yaptır, saha zeminimiz de mutlaka iyi olsun" diyerek başkanlara çağrı yapan teknik adamlara da selam olsun. İsmini vermeyeceğim o teknik adam gerçekten de 30 yıl öndeymiş. Özellikle  ; futbolcu transferinden pay alabilmek için can atan bazı teknik adamları görünce...

Son Söz :  Günün parlak ışığında görebileceğimiz en uzak cisim GÜNEŞ'tir, fakat gecenin karanlığında milyonlarca kat uzakta olan yıldızları görürüz. Özel dünyanızın karardığı gelecek seferde bunu hatırlayınız…

@ekaralinc