Lider olmak!
Fatih Terim ve ilgili dostlarımıza eğitici çalışmalar tavsiye ediyorum. Çünkü lider olmak kolay değildir ve liderler ölmez anılırlar.
Yaşadığımız dünya, örnek alınacak gerçeklerden kopartılan bir çıkar sürecinde. Acımasız, hain, katil, kan içicilerle dolu bir süreç yaşıyoruz. İşin içine din ,dil, ırkçılık sokanlar var: Kimse bu yanlışlara kendi başına ulaşmadı. Patlayan canlı bombaların oralara gelmesi için hangi beyinlerin eğitiminden geçtiğini tahmin edebiliriz ancak benim asıl üzerinde durduğum şudur. Dünyamıza bu kadar haince davranmamız, doğayı katletmemiz, hayvanları katletmemiz ve hatta Allah tarafından bize emanet edilen canımıza dahi kıymamız, insanlığımızı gözden geçirmemize ve aklımızı başımıza almamıza nedendir. Ve çözecek olan yine insan, yani kendimiz olmalıyız.
Bu anlamda ciddi liderlere ihtiyaç vardır. Lider olmamın en zor yanı birleştirici olmayı başarmaktır ama başarmak zorundadır. Sadece baktığımız yeri değil, çok daha uzağı görendir lider.
Bu ülkede neredeyse 12 Eylül öncesi kimse milli takımı önemsemez, maça dahi gitmezdi. Okullar ve kurumlarda insanımız ikiye bölünmüştü. Görev aldığımda maçların başında şeref tribünü ve halkı selamlayan sahadaki on birin resmini önüme koyanlar bana "Biz senden futbolu düzeltmenizi beklemiyoruz! Zaten biz bunu beceremiyoruz ama sahaya çıkan bu futbolcular en azından saygılı biçimde bayrağımızı ve tribünleri selamlasınlar yeter!" diye görev verdiklerinde, Onlara "Ben bunu hepimizin görevi olarak algılarım ama bir teknik direktörüm ve futbol oynatırım bu işi başaracağıma da inanıyorum." diyerek hiç bir maddi talepte bulunmadan yaptım. Küçük arabamla Türkiye'yi habersiz dolaşarak Metin Tekin'den başlayan ve yurt dışından da Burak Dilmen, Uğur Tütüneker, Adnan Gülek, Feridun Alkan'ın da seçildiği yepyeni bir gençler ordusu kurdum ve altmış genci kampa aldım .
Eğitimde önce insan olduğumuzu ve bu dünya gerçeklerini ,sevgiyi, saygıyı, birlik beraberliği aşıladım ve ilk maçımı bir Salı günü Romanya'ya karşı İnönü Stadı'nda çamur deryasında oynayıp kazanırken soyunma odamızın çıkış kapısına bayrağımızı asarak, öptürerek sahaya çıkardığımı herkes bilir. O zamanki medya bunu sahiplenmiş ve hatta Turgut Koloğlu bunu özel olarak yazmıştı. Sevgili Terim bunu futbolcu olduğu dönemin önemli olayı olarak hatırlar. Sahaya çıkarken futbolcularıma son konuşmamı dinleyen tüm görevliler, Federasyon başkanı, polis ve gazeteci dostlarım göz yaşlarını gizleyemeyecek kadar doluydular. İşte o maçı kazandık..Yepyeni bir oyun anlayışı farklı ve birleştirici bir eğitim ile hazırlanan gençlerimizin ötesinde ilk kez 14-16 yaş gurubunu da kurarak Gölcük Yaylası'nda hazırladığım gençler 20 yıl bu ülke futboluna büyük hizmetler verdiler, şimdi de teknik adam olarak veriyorlar.
Beni kimsesizin kimsesi olmama karşın başaran ve sekiz maç yenilmeyen gol yemeyen takımın başından alanlar ve evimi çocuklarımı tehdit edenlere karşın kelle koltukta ölümü göze alarak verdiğim mücadeleden yılmadım. En büyük acıyı yaşatanlar sonunda görevden alıp çeşitli iftiralarda bulundular. Hepsi boş çıktı ve sonuçta yerime istemediği halde rahmetli Lefter ağabeyi getirerek toplumu susturmak istediler. Sonuçta ne mi oldu? futbol rekabeti başladı. Örnek alındı ama o takım dağıldı. Çünkü başarı beni A Milli Takım'ın başına getirmişti. O zamanlar yazdığım ve şimdi oradan da uzak kaldığım gazetede yazıyorum diye bahane uydurup beni görevden aldıranların bir bölümü yaşıyor ve vicdanları onlara gerekli cevabı veriyordur, kaldıysa.
Önemsemedim, işime devam ettim ve her çalıştırdığım takım başarılı oldu. Tribünler hep doldu. Birlik beraberlik içinde takımlarımın peşinden gelen taraftarlar ve spor medyası halen aramızda yaşıyorlardır..
En son oynadığımız karşılaşmadaki tablo hepimizi üzdü. Bir dakikalık saygı duruşuna tahammülümüzün olmadığı veya anlamını tam kavramayanların tepkileri Fatih Terim'i çok üzdü. Haklı! Ama uzun zamandır kulüplerin, taraftarların, hatta medyanın bir bölümünün masum rekabet görüntüsü altında özgürce maça gidemeyen taraftarları eğitmek ve birleştirmek adına ne yaptıklarını sorsam ne derler? Hepimiz bilmem "...." diyen çoğulcu ve ayıp sözleri söyleyen ve önemsemeyenlerin hiç mi hatası yok? Boşalan tribünleri birleştirmek için yepyeni tesisleri dolduramayan başarısız yöneticilere ne demeli? Yanlı teknik adamlara görev verenlerin daha sonraki rüzgara göre yine o teknik adamları ve futbolcuları göndermeleri, ortalıkta ehliyetsiz kişilerin yabancılar cenneti yaptıkları futbol dünyamızda hiç mi günahları yok?
Tarihi bir misyon yüklenmiş Terim için yep yeni bir sosyolojik sorumluluk var. Sadece sahadaki başarı yetmeyecek. Geldik gidiyoruz eserlerimiz ile anılmalıyız. Yeniden futbol adına centilmen seyirci ve centilmen futbol ailesi yaratmak lazım. Bize yapılanları kabul etmiyorsak başkalarına da layık görmemeliyiz. Son olarak Hamza hocanın alınış şekli ile benim çalıştığım kulübe ilk kez getirilen Hamza hoca bir süre sonra benim görevimden alınış benzerliğini ve çektiğim acıyı sanırım şimdi iyi anlamıştır. Bu böyle devam ediyor ve önüne geçilmiyor. Kim sahip çıkacak futbola hangi liderler? Ben her zaman doğru ve başarılı olması için temennilerde bulunduğum sevdiğim kişi ve öğrencilerimden darbe yesem de "İnsan oğlu" diyerek geçiştirdim ama liderlik yılmamaktır. Önemli çalışmalarla yanlışların önüne geçmektir. Liderlik el değiştirdi parası olan amatör yöneticilere geçti.
Sorun çözülmeli ve daha çok yıpranmadan futbol ülkesi olarak hakkımız olan yere gelmeliyiz. Bu konuda en önemli şans detaylı biçimde masaya yatırılacak, futbol gerçeğimizin içinden gelen cumhurbaşkanımız olabilir. Bunu da futbol direktörümüz planlamalıdır.
Hiç bir zaman suni ve görüntü saygı peşinde koşmayan bir yapım olduğunu bile bile hizmet doğrularıma karşılık beklemedim. Ülkem, futbolum için yaptım ama son gelişen durumu tribün amigolarının ateşlemesi ve koca ülkemizin 1 dakika saygıyı dahi ihlal etmeleri en azından bayrağımıza, başbakanımıza, misafir devlet adamına ve ötekilere saygısızlık olup dünya üzerindeki itibarımıza zarar vermiştir.
Bunu önlemek için Fatih Terim ve ilgili dostlarımıza eğitici çalışmalar tavsiye ediyorum. Çünkü lider olmak kolay değildir ve liderler ölmez anılırlar.