Lig devam ederken şike ihbarı oldu mu?
Spor hukuku uzmanı Avukat Emin Özkurt, sosyal medyada ortaya atılan Beşiktaş - Hatayspor maçındaki “şike” iddialarını değerlendirdi. İşte detaylar…
Bu ağır itham, bazı gazeteciler tarafından da gündeme getirildi. Hürriyet gazetesi bugün hem Kulüpler Birliği Vakfı’nın son 8 haftanın incelenmesi talebiyle Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) bir mektup yazdığını hem de Galatasaray’ın Hataysporlu Billong ile Beşiktaşlı Vincent Aboubakar arasındaki olduğu iddia edilen görüşmelerin incelenmesini talep ettiğini yazdı. Kulüpler Birliği Vakfı ve Galatasaray, resmi bir başvurup olup olmadığı konusunda henüz bir açıklama yapmış değil.
TFF ve savcılık neye bakar?
Peki böyle bir başvuru olursa ne olacak? TFF, nasıl hareket edecek? Başvurunun dikkate alınması için neler gerekir? Konuya ilişkin spor hukuku uzmanı Avukat Emin Özkurt’un görüşlerine başvurduk. Özkurt, futboldaki en ağır suçlardan ve ithamlardan birinin şike olduğunu hatırlatarak, spor yargısı ve adli yargının nasıl baktığını şöyle anlattı:
“Müsabakanın sonucunu veya sürecini hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek TFF düzenlemelerine göre yasaktır ve ağır yaptırımları vardır. Bunun yanı sıra şike, 6222 sayılı Sporda Şiddetin ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanu’nun ilgili maddeleri uyarınca da hapis cezası gerektiren ağır bir suçtur. TFF düzenlemelerine göre şike yapan kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilirken, bu suçun kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ise ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.”
Neden sadece 8 hafta?
Özkurt şike suçlaması yapanların iddialarını çok ciddi şekilde düşünüp hareket etmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Şüpheden hareketle suçlamada bulunulamaz. Bir kurum veya kişi ile alakalı şike gibi ağır ithamda bulunanların ortaya şüpheyi destekleyecek makul delilleri koymaları gerekir. Şüphe ya da emare gibi muğlak kavramlar yerine delil ve/veya makul şüphe gibi somut dayanaklardan ilerlemek gerekir.
Bu bağlamda ben TFF'nin haberlere konu olduğu şekilde ‘Son 8 hafta araştırılsın’ gibi genel ve dayanaktan yoksun bir başvuruyu işleme alacağını sanmıyorum. Eğer inceleme başlatılırsa şu da sorulabilir, neden son 10 hafta değil, ya da son 20 değil, ya da neden son 34 yıl değil. Açıkçası delilden yoksun bu tür yaklaşımlar Türk sporuna zarar vermekten öteye geçmez” diyor.
Lig devam ederken başvuru oldu mu?
Somut delil olmadan, muğlak iddialarla kişi ve kurumların suçlanamayacağını belirten Özkurt, “Çeşitli varsayımlardan hareketle ve bunları herhangi bir şekilde delile dayandırma gereği dahi duymadan, böyle bir başvuru yapıldıysa bu çok hatalı bir tutumdur. Burada öncelikle şunu sormak gerekir, lig mücadelesi devam ederken yapılmış olan bir ihbar var mıdır?
İddia edilen hususları destekleyecek ve duyum ötesine geçen bir delil sunulmuş mudur? Hayatın olağan akışına aykırılık gösteren bir takım gelişmeler kayıt altına alınmış mıdır? Eğer yukarıda sıraladıklarımız yoksa, birbiri altına iddiaları sıralayıp, bunların oluş şeklinin kuşkulu görülmesinden hareketle ve iddialar sözü edilen kişilerin aleyhine yorumlanarak şike gibi ağır bir konuda hüküm kurulamaz. Bir olasılığa dayanılarak kişileri suçlamak, hukukun en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak ceza vermek anlamına gelir ki bu kabul edilemez” diye konuşuyor.
Türk futbolunun itibarını sarsar
Makul bir şüpheye dayanmadığından ötürü yapıldığı söylenen başvurunun işleme alınmayacağını düşündüğünü söyleyen Özkurt, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu gelişmeler çerçevesinde ve iddialara konu somut veriler ışığında Beşiktaş'ın şampiyonluğunu riske atacak bir durum görmüyorum. Ayrıca, bu tür somut dayanaktan yoksun, çeşitli varsayımlardan hareket etme ötesine geçmeyen ve delillerle beslenmeyen suçlamalarında önce bu iddiaları dile getirenler, yanı sıra da Türk futbolu açısından itibar sarsıcı bir durum olarak gördüğümü belirtmek isterim.”