Loca kandırmacası
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Süper Lig'de 5. hafta itibariyle localara yüzde 50 kapasitesi kadar seyirci alınacağını duyurmuştu. Ajansspor yazarı Hüseyin Özkök, TFF'nin aldığı bu kararı değerlendirdi.
Tarih 3 Eylül 2020 Türkiye Futbol Federasyonu'ndan YENİ açıklama:
"Yönetim Kurulumuzun 25.08.2020 tarih ve 46 sayılı toplantısında, Ekim ayından itibaren TFF Sağlık Kurulu'nun protokolü ile belirlenen tüm sağlık tedbirleri uygulanmak şartıyla müsabakalara tribün kapasitesinin yüzde 30'u kadar seyirci alınması ve locaların kullanımı serbest bırakılması suretiyle müsabakalara sınırlı sayıda seyirci alınmasına dair karar alınmışsa da; ülkemizde ve tüm dünyada yaşanan pandeminin seyri ile T.C. Sağlık Bakanı Sayın Dr. Fahrettin Koca'nın 02.09.2020 tarihli basın açıklamasında belirtilen Bilim Kurulu'nun görüşü dikkate alınarak, müsabakaların 2020-2021 futbol sezonunun ilk devresinde seyircisiz olarak oynanmasına karar verilmiştir."
Tarih 10 Ekim 2020 Türkiye Futbol Federasyonu'ndan EN YENİ açıklama:
"Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, ilgili kurum ve kurullarla görüşerek yaptığı değerlendirme sonucunda TFF Sağlık Kurulu'nun protokolü ile belirlenen tüm sağlık tedbirleri uygulanmak şartıyla, lig ve kupa müsabakalarında locaların yüzde 50 kapasitesi kadar seyirci alınmasına karar vermiştir. Süper Lig, TFF 1. Lig, Misli.com 2. ve 3. Lig ile Ziraat Türkiye Kupası müsabakalarını kapsayan uygulama, 17 Ekim 2020 tarihinden itibaren başlayacaktır."
Toplam 46 gün içinde TFF'den aynı konu ile ilgili olarak 3 karar.
Peki, 3 Eylül günü alınan maçları seyircisiz oynatma kararından 10 Ekim'de alınan son karara kadar ne değişti? Yapılan değerlendirmede olumlu ne görüldü? Vaka sayısındaki artış mı yavaşladı? Bilim Kurulu ani bir fikir değişikliği ile localara % 50 kapasite ile seyirci almanızda sakınca yok mu dedi? Kısaca loca kararı neden alındı?
Diğer yandan olaya başka yönüyle bakalım.
Neden LOCA? % 50 kapasiteyle de olsa dar bir alanda insanların arasındaki mesafeyi ayarlamak mı daha kolay yoksa koskoca statta insanları boş tribünlerde yayarak mesafeyi çok daha rahat ayarlamak mı? İşin mantığı çok daha büyük alanda az sayıda insana eşit şekilde tribün açmak iken dar alana sadece parası olanı almak hem şu andaki pandeminin mesafe kurallarına aykırı hem de ayrımcılığın daniskası.
Yahu bu loca parası veren insanlar hemen önlerinde binlerce boş koltuk dururken neden o dar alanlara yakın şekilde maç izlesinler?
Bunun mantığı yok gibi görünse de aslında her şey o kadar net belli ki. Bu aslında tam anlamıyla bir kandırmaca. İnsanları alenen “aptal” yerine koyuyorlar. Tribün hacimlerinin büyüklüğünü kullanarak locaları daha güvenli göstermeye çalışıyorlar.
Oysa hepimiz TFF'nin özellikle BATIK büyük kulüplerin baskısı sonucunda loca kararını aldığını biliyoruz. Bunun en güzel kanıtını da Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ortaya koydu. Cengiz, aynı konuşmanın içinde “Genel kurul yapmaya şartlar el vermiyor bir kişi hasta olursa sorumluluğunu alamam" derken % 30 seyircili oynamanın dünyaya bir ilan olduğunu söylerken belki de o anda gelecek paraların hayalini kuruyordu. Loca kararının arkasında da normal tribüne ucuz bilet vermek zorunda kalacak kulüplerin, statta futbola aç olan “zengin” taraftarlarına çok yüksek fiyattan loca yeri satarak mümkün olduğunca daha çok para toplamak istemeleri yatıyor. Bu localarda yemek servisi olup olmayacağını ise henüz bilmiyoruz.
Ama milyonlara hitap eden bu kulüplerin ve buna çanak tutan TFF'nin yaptığı ayrımcılığa ne demeli? İnsanların Anayasa önünde eşitliği ne olacak? Bu kulüpler esas cefa çeken, cebinde üç kuruşu bilete vermeye hazır olan taraftarının yüzüne nasıl bakacak? Örneğin Almanya'da seyirci alınan maçlarda kulüpler stada girecek taraftarları kura ile belirleyip insanları boş tribünlere yayıp locaları kilitli tutarken, Türkiye'de neden yine parası olanın borusu ötecek ve onlar ayrıcalıklı insanlar olarak statta maç seyredecek?
Gelelim işin bir diğer boyutuna.
Gerçekten de insan şu soruyu da sormadan edemiyor. TFF, devlete ait olan seyircili oynama kararını hangi yetkiyle alıyor?
Covid-19 salgının ilk günlerinde liglerin ertelenmesinden hemen önce Galatasaray ile Beşiktaş'ın seyircisiz oynadığı haftada, devlet tarafından alınan “maçlar ancak seyircisiz oynanabilir” kararına karşın herkes "çok riskli maçlar iptal edilmeli” dediği halde “biz devletimizin aldığı karara uyuyoruz” diyerek aslında durdurabileceği ligi zorla oynatan TFF, yetkisinin oynatmama ile sınırlı olduğunu esas itibarıyla seyircili oynatma yetkisinin ise devlette olduğunu bilmiyor mu?
25 Ağustos'ta % 30 seyircili kararını alırken bu kararını gayet net şekilde Yönetim Kurulu kararıyla aldığını duyurdu. (Bu da yukarıda sözünü ettiğim geçen sezon alınmayan ligi erteleme kararının aslında TFF tarafından alınabileceğinin net şekilde kanıtıydı) Yani TFF asıl devlete sorulması gereken yerde kendi başına seyircili oynama kararı vermekte sakınca görmüyor.
Bunun böyle olduğunu da devletin daha sonra “dur” demesinden anlıyoruz. Bu kararın daha dumanı tüterken sadece 9 gün sonra Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca tarafından açıklanan Bilim Kurulu tavsiyesi üzerine Nihat Özdemir ve Yönetim Kurulu çoğu kararda olduğu gibi yine geri adım atarak bu kez de maçların ligin ilk devresinin sonuna kadar seyircisiz oynanacağını duyurdu. Aradan 37 gün geçtikten sonra da Yönetim Kurulu tarafından bu defa kurum ve kurullara danışılarak verildiği söylenen loca kararı açıklandı.
Peki, bu kurum ve kurullar hangileri? Bilim Kurulu'nun bu karara onayı var mı? İl Pandemi Kurulları bu işe ne dedi? İl Hıfzıssıhha Kurulları onay verdi mi? Sağlık Bakanı vaka sayısı PİK yaptı derken bu konu ile ilgili olumlu görüş bildirdi mi? Bütün bunları ve ayrıntıları her zaman olduğu gibi bilgi verilmediği için henüz öğrenemedik.
Bu arada TFF'nin 10 Ekim'deki bu son kararının 5 gün öncesinde İstanbul Valiliği'nin 13-15 Kasım'da İstanbul'da yapılacak Formula 1 yarışlarının İstanbul İl Pandemi Kurulu tavsiyesi sonrasında İl Hıfzıssıhha Kurulu'nun seyircisiz yapılacağına dair verdiği karar ile ilgili duyurusunu da unutmayalım.
Vaka sayısının giderek arttığı bu dönemde özellikle büyük statlarda loca sayısının fazlalığı statlara yine de birkaç bin seyircinin geleceği anlamı taşıyor. Örneğin Türk Telekom Stadyumu'nda 1731'i loca içi 6.231 VIP koltuğu olduğu düşünüldüğünde izin verildiği takdirde 3.115 kişi karşılaşmayı izlemek için stada gelme ihtimali var. Örneğin bu sayıda kişiyi locada mı tutmak daha iyi yoksa on binlerce koltuğun boş olduğu koca stada dağıtmak mı? Diğer yandan özellikle maça giremeyecek olan çeşitli taraftar gruplarının da maçlardan önce toplanarak stadyumların çevresinde durumu pandemi açısından çok daha vahim hale getirme tehlikesinin de bulunduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.
Almanya nasıl yapıyor?
Bundesliga'da 2019/20 sezonu sona erdiğinde Bundesliga Yönetimi (DFL) ile Almanya Futbol Federasyonu Yönetimi (DFB), bir araya gelerek yeni sezon için 'tribüne dönüş planı' hazırladılar.
Bu plana göre tribüne dönüş tamamen vaka sayılarına göre olacak ve son karar her zaman için devlet-eyalet yetkililerinde olacaktı. Nitekim kısa süre önce başlayan 2020/21 sezonunda Almanya'da maçlar vaka sayılarına göre oynanıyor ve buna bağlı olarak da yetkililerin izin vermemesi nedeniyle de birçok maçta statlara seyirci alınmıyor.
Statlara alınan seyirciler ise kulüpler veya milli maçlar için federasyon tarafından kura ile belirleniyor, taraftarlar arasında paralı parasız şeklinde ayrımcılık yapılmıyor. Şansı olan stada giriyor. Vaka sayısının yüksek olduğu yerlerde ise en ufak bir riske girilmiyor.