Lucescu: "Milli Takım için bana bir teşekkür borçlusunuz"
Fanatik'e konuşan Lucescu, şu ifadeleri kullandı:
‘Savunma hakkı verilmedi’
“Gelişim zamansızdı. Ben Türk Milli Takımı’nı Ukrayna maçından (2 Eylül 2017) iki hafta önce aldım. Çok önemli bir maçtı ve tecrübeli oyuncularla oynamaya karar verdim. Çünkü yeni çıkan genç oyuncuları tanımıyordum. Benim için zordu çünkü İstanbul takımları, genç Türk oyuncuları kullanmıyordu. Bu durumda onları direkt alıp kadroya sokmak zordu. Uzatmayalım, Arda Turan ile konuştum, Burak Yılmaz’a gittim. Selçuk İnan, Mehmet Topal’la bir takım kurma konusunu konuştuk uzun uzun... Ukrayna maçını kaybettik, Hırvatistan maçını kazandıktan sonra, İzlanda maçı öncesi FIFA beni cezalandırdı. Bana kendimi savunma hakkı bile vermedi. Teknik direktörü kenarda olmayan bir takım, şefsiz orkestraya benzer. Takım kendi bildiğini yapar.. Ve bu şartlar altında İzlanda maçını kaybettik.”
Başkan, ‘Arkandayım’ dedi
“Bu maçtan sonra işlerin yürümediğini gördüm ve köklü bir değişime gerek duyduğumuza karar verdim. Başkanımız Yıldırım Demirören ile buluştum. Kendisine takımı yepyeni genç oyuncularla değiştirmemiz gerektiğini, ama bunun kısa vadede başarı için risk de taşıdığını da ilettim. Başkan, çok cesur bir duruş gösterdi ve ‘Tabloyu ben de görüyorum. Bunu yapalım. Arkandayım hocam’ dedi. Ama bir terslik vardı. Genç yetenekler vardı ama kulüplerinde oynamıyorlardı. FIFA bir araştırmasında genç yetenekleri çıkarma ve onlara şans vermede Türkiye’yi son sıralarda gösteriyordu. 28 yaş sınırı baz alınan bir başka araştırmada Kıbrıs ile birlikte en yaşlı ülke takımıydık.”
‘Türk oyuncularla kazandık’
“Ocak ayında Antalya’ya iki kez gittim, teknik direktörlerle görüştüm. Gençlere şans verilmesinin önemini anlattım. Türk futbolundaki tecrübelerimi anlattım. Galatasaray’da iken, Dünya 3.’sü olduğumuz kadroda tam 8 oyuncum vardı. Süper Kupa’yı yine Türk oyuncularımla aldık. Fatih Terim, UEFA Kupası’nı alırken Türk futbolcuların muazzam bir katkısı vardı. Alt ligler dahil olmak üzere büyük bir tarama yaptık. Onlara forma şansı verdik, parlattık.”
‘Zeki’yi kaçırmayın dedim’
“Mesela Zeki Çelik... Zeki alt ligden geldi, çok da başarılı oldu. Türk Başkanlar’a, ‘Bu adamı kaçırmayın’ dedim ama kimse dinlemedi. Bakın şimdi ne durumda! Şimdiki kadroya, başardıklarına bakıyorum ve diyorum ki; Türk Futbolu’nun geleceği iki yıl öncekinden çok ama çok daha parlak.. Ve kendi tarafımda geriye dönüp baktığımda kendimi başarılı görüyorum. Bıraktığım tabloyla gurur duyuyorum. Futbolculardan, ülkeme döndüğümde beni mutlu eden telefonlar aldım. Sağolsunlar oyuncularımın çoğu beni arayıp teşekkür etti.”
‘Çağlar için hocasıyla defalarca konuştum’
“Gençlik operasyonuna ek birkaç şey söylemek gerekirse; Merih Demiral, Kenan Karaman, Berkay Özcan, Suat ve Salih ile defalarca konuştum. Onların Türk Milli Takımı’nın formasını giyebileceklerine inanmaları gerekiyordu. İrfan’ı ilk kez Milli Takım’a çağırdım. Çağlar Söyüncü’yü de unutmayalım. Kendi takımında 1 sene oynamadı. Leicester’ın hocası ile defalarca konuştum. Kendisinden de pes etmeyip hazır olmasını istedim. Çağlar, Merih ve diğer oyuncular, hep diyalog halindeydik.. Ve bakın şimdi, kariyerlerinde büyüleyici bir perde açıldı. O kadar çok şey yaptım ki medya bunu görmedi, bilmedi. Belki 4-4’lük işler yapmadım, belki çok başarılı olamadım ama çalıştım, çok çalıştım...”
‘Güneş, çok zeki ve çok çalışkan’
“Şenol Güneş’e özel bir sayfa açmak istiyorum. Çok zeki ve çok çalışkan bir futbol adamı. Yaptıkları işler ortada. Sağolsun benim bıraktığım düzeni bozmadı, üzerine çok büyük artılar getirerek müthiş bir başarıya imza attı. Tebrik ediyorum. Aramızın iyi olduğunu da düşünüyorum. Kendisine saygım büyük. Tecrübesiyle 2020’de de başarılı olacağına inanıyorum, ona bol şans diliyorum. Türk taraftarlarının da finallerde inanılmaz katkı vereceklerine inanıyorum. Çoğu ülkede olmayan bir bağlılıkları var takımlarına. Hangi ülkede olursa olsun, büyüleyici bir atmosfer yaratacaklarına inanıyorum.”
‘Türkiye, 2020’de başarılı olacaktır’
“EURO 2020 finallerinde Türkiye’ye yürekten başarılar diliyorum. Başarılı olacaklardır. Merih, Cengiz Ünder, Çağlar, Hakan Çalhanoğlu, Okay, Zeki, İrfan ve adını sayamadığım bu genç oyuncular turnuvada harika işler yapacaktır. Onları Avrupa’da kazanırken görürken çok gururlanacağım. Unutmadan Emre Akbaba’ya bir paragraf açmak istiyorum. Galatasaray’da ağır bir sakatlık geçirdi. Sahalara daha da güçlü dönmesini diliyorum. Çok iyi ve çok özel bir oyuncu. Bu seviyeleri fazlasıyla hak ediyor.”
‘Yabancı oyuncu, seni yukarı çekmeli’
“Büyük kulüplerle ilgili anlayamadığım bir şey var. Neden kadrolarının neredeyse tamamı yabancı oyunculardan oluşuyor. Evet iyi yabancı oyuncuları Türkiye’de izleyelim. Taraftar için yayıncı kuruluş için elbette bu harika. Avrupa Kupaları’nda minimum ilkbaharı görüyorsan olur. Yabancı futbolcu, seni Avrupa’da yukarı çeken oyuncudur, Türkiye’deki yarış değil, Avrupa’daki önemli. 32 yaşını geçmiş oyuncuyu büyük paralar vererek almak ve onlardan Avrupa’da verim alamamak. Normal değil. 4-5 tane yetenekli Türk genci o takımda direkt oynayamayacaksa, neden bu yatırımlar!”
‘Demirören destek vermeseydi olmazdı’
“Değişim sürecinde Başkan Yıldırım Demirören bana büyük destek verdi. Buradaki başarı tablosunda onun da payı var. İddia ediyorum, sayın Demirören’in bu vizyonu ve kararlılığı olmasaydı, hiçbir şey yapılamazdı”
Tecrübeli hoca, eski TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in bu başarıda pay sahibi olduğunu belirtti.
“Mart ayı geldiğinde Başkan Yıldırım Demirören’in kapısını çaldım. Kendisine, ‘Başkan, kontratım Ağustos’un 1’inde bitiyor, EURO 2020 elemeleri başlıyor. 4 maç için görevi işgal etmesem daha iyi olur. Benim yerime yeni bir teknik direktör getirmelisin. Ama bu kesinlikle Türk olmalı. Çünkü oyuncularımız çok genç. Sağlıklı bir iletişim için bir Türk teknik adama ihtiyaç var. Elemelere yeni hocayla gidilmeli, benim gibi Ukrayna maçına 15 gün kala gelmesin. Genç oyunculara birkaç tecrübeli isim de eklerseniz bu takım iyi işler yapacaktır’ dedim.”
‘Anlayışla karşıladı’
“Başkan beni anlayışla karşıladı, teklifimi de onayladı. Buradaki başarı tablosunda bir diğer pay da Sayın Yıldırım Demirören’e ait. İddia ediyorum, çoğu başkan onun aldığı riski almak istemezdi. Başarının kısa vadede istendiği futbol ortamında, takımın tamamen yenilenmesine öncülük edenlerden biridir sayın Başkan. Bu vizyonu ve kararlılığı olmasaydı hiçbir şey yapılamazdı.”