​Lucescu Veda Eder

 

Artı Milli Takım Hocalığı ise kulüp Takımı çalıştırmaya benzemez. Nitekim Türk Futbolundan ayrı geçirdiği 16 senede birçok isim futbolu bıraktı, hocalık yapanlar var. İlk geldiği günden bu yana yaptığı açıklamalardaki istikrarsızlık Lucescu'nun burada bir şey yapamayacağının göstergesiydi. Geçen 1 yılı aşkın sürede ne bir kadro istikrarı, ne başarılı bir futbol aklı,  ne de tutarlı oyun planları uygulayabildi. 16 resmi ve özel maçta alınan sadece 4 galibiyet, ışık vermeyen futbol da bunun göstergesi.

 

Rumen Hocadan beklenti ful başarı olmasa da takımda belli bir gençleştirme ''Adam''lık dersi veren oyuncuların dışındakilerle yeni bir geçiş yapılanması ama her şeyden önemlisi umut vaat eden bir takım bekledik. Ama en formda olduğu zaman Oğuzhan'ı aday kadroya dahi çağırmayı unutan Lucescu ve yaverlerinin Rusya Maçında 1-0 gerideyken kurtarıcı olarak oyuna aldıkları kendi takımında 6 ayda 6 dakika forma giymiş Berkay, son İsveç maçında 1-0 gerideyken yapılan sol bek değişikliği gösterdi ki Lucescu bu işin adamı değil. Büyük Hoca ama Milli Takım Hocası değil!...

 

 

Milli Takımın yaş ortalaması inerken futbol aklı ve hırsı da indi. Buna sebep her şeyin bir anda olmasını istemek. Milli Takım yarışmacı olmalı aynı zamanda da değişime uğramalı. 18 Yaşındaki Ertuğrul ile Cengiz Ünder mesela, banko oynamalı. Ancak Yaşını almış bir Caner, Gökhan Gönül de bu takımda yer almalı. Yani alttan yetiştikçe tecrübeliler yerlerini bırakmalı. 

 

Sırf takım genç olsun diye hiçbirimizin daha önce duymadığı isimlere yönelerek, ''Elimde futbolcu yok'', ''Takımlarında oynamıyorlar'', ''Yabancı sayısı inmeli'' yalanlarının arkasına sığınmadan ''Ben bu işi beceremedim'' demek en doğrusu olacaktır. Lucescu da Ukrayna maçı ile birlite veda ettikten sonra takımın başına mutlaka yerli bir hoca gelmeli. Gelmeli ki ortaya yeniden ruh sahibi bir takım çıkabilsin. Unutmayalım bu takım hepimizin takımı...