Ömer Üründül'den flaş Arda Güler sözleri: Arda'dan ümidimi kestim
Spor yazarı Ömer Üründül, Fenerbahçe'nin 3-0 kazandığı Slovakco maçını değerlendirirken, sarı lacivertlilerin genç yeteneği Arda Güler hakkında flaş sözler kullandı.
Spor yazarları karşılaşmayı köşelerine taşırken, Fenerbahçe'nin artı ve eksi yönlerinin yanı sıra sarı lacivertli futbolcuların performanslarını da değerlendirdiler.
Hücum girişimleri planlı değil - Ömer Üründül (Sabah)
"Fenerbahçe ilk yarıda genelde baskılı ve tempolu oynadı. Ama doğal olarak yeni oluşmuş kadronun uyum sorunu yüzünden hücum zenginliği sağlanamıyordu. Kanatlar iyi çalışmıyordu. Ama sonuçta devre iki farklı skor avantajı ile bitti. İkinci yarının hemen başında rakipten Hofmann kırmızı kart görünce maç zaten orada bitti. Fenerbahçe, 45 dakika 10 kişi oynayan rakip karşısında bastırdı ama hücum girişimleri planlı-programlı olmadığından yine üretkenlik sıkıntısı çekildi. Sonuçta atılan üçüncü golle tur garantilenmiş oldu."
"Gustavo gördüğüm kadarıyla ağır bir stoper"
Şimdi gelelim genel gözlemlerime…
Dün gece Fenerbahçe'nin hücumda ne kadar sıkıntılı olduğunu gösteren bir tablo vardı. Hemen hemen tek kale oynuyorsun, rakip 45 dakika 10 kişi ama sadece bir tek korner kazanıyorsun! Genel anlamda gözüme çarpan aksaklık; ilk devre skor avantajından sonra rakibe çok tehlikeli iki pozisyon verilmesi. Zaten çok baskılı oyunda atılan goller de oyuncuların bireysel katkıları ile oldu. Emre Mor doğru anda iyi vurdu, Lincoln'ün frikik vuruşu da uzak menzilli üçüncü golü de mükemmeldi. Emre Mor ilk yarı iyi oynadı, Lincoln golleri dışında da iyi işler yaptı. Gustavo Henrique için bu maçta yorum yapmak mümkün değil ama gördüğüm kadarıyla ağır bir stoper. Takımın fizik açıdan en güçlü oyuncusu Osayi idi.
Ben şahsen Arda'dan ümidimi kestim
Ben şahsen Arda'dan ümidimi kestim. Eğer takım iki farklı skor avantajına sahipken rakip 46'da 10 kişi kalmışken, Arda 76'de oyuna giriyorsa bu işten bir iş çıkmaz. Taraftarın 70. dakikada tempo tutması olmasa belki de oyuna alınmayacaktı.
"İki sarı kart yanlıştı"
Hakem için çok kolay bir maçtı. Yalnız FIFA diyor ki; İkinci sarı çok net olacak! Hiç tartışılmayacak. Bana göre rakip oyuncuya gösterilen ikinci sarı kart yanlıştı.
Tercih doğru olmalı - Mehmet Demirkol (Fanatik)
İki serbest 8 numara arkada Arao bu rakip için yeterli bir dinamizm yarattı. Kiev maçılarında önden ve geriden desteğin istenen seviyeye henüz çıkamayışı belli oranda sorun yaratıyordu. Şimdi burada belli oranda ilerleme sağlanmış durumda. Emre Mor’un, Kiev maçında oyuna alınıp sonra dışarı çekilmesinden sonra bu maça 11’de başlaması disiplin dengeleri açısından güzel. Jesus belli ki içeride lafını dinletiyor. Savunma göbeği açısından zorlayıcı bir maç olmasa da nadir hızlı kaçma çabalarına verilen reaksiyonun da Jesus’u memnun ettiğini gördük. Henrique-Szalai ikilisinin bekler tarafından desteklenişi yeterliydi. 4’lü, Arao’nun katılımıyla 5’li birbirini iyi süpürdü. Bu kompakt oyun Slovacko’nun derin savunmasını geçmeye yetti. Emre’nin 2. dalışında bulduğu gol şık. Hem vuruş hem kurulum açısından.
Lincoln'ü tamamlayacak biri...
Tabii Lincoln’dan da bahsetmek lazım. Güveninin yüksek oluşu son derece umut verici. Onu tamamlayacak oyuncuyu bulduğunda Jesus daha mutlu olacak. Bu köşeyi takip edenler Valencia’yı beğendiğimi bilir. Ancak bu oyunun ve bu kadronun ideal santraforu hâlâ Serdar Dursun. Onun pivot özellikleri rakibi bir 10 metre geri atıyor. Jesus rakip savunmayı biraz daha önde istediğinden Valencia’yı tercih etmiş olabilir. Bunu anlarım. Ve saygı duyarım. Ancak Fenerbahçe içeride ligde hemen hemen bütün rakipleriyle derin savunmada oynayacak. Tercihi doğru yapmak lazım.
Jesus-Ball'un prömiyerini izledik - Uğur Meleke (Hürriyet)
Slovacko sadece yaş ortalamasının yüksekliğine bakılarak hafife alınabilecek bir takım değil.
Evet dün ilk 11’de 30 üstü tam altı oyuncuları vardı; sağ açıkları Petrzela 39, stoperleri Kadlec 37, devşirme santrfor Kalabiska 36 yaşındaydı. Ama bu takımın bu kadar yaşlı olmasının bir sebebi de, çok uzun süredir bir arada oynamaları. Dün sahaya çıkan Slovacko on birinde Reinberk kulüpte 15’inci, Danicek 13’üncü, Hofmann, Simko ve Havlik 10’uncu, Kadlec ve Kalabiska 5’inci sezonlarını geçiriyorlar. Avrupa’da bu seviyede bu kadar uzun süre bir arada oynama alışkanlığı olan bir takım bulmak zor. O yüzden dünkü sonucu hafife almamak gerek, çok da kolay bir rakip sayılmaz Slovacko.
Güçlü önde baskı
Deneyimli Slovacko’nun makine düzenine taşıdığı oyununa karşılık yeni bir Fenerbahçe futbolu var sahada. Jorge Jesus, üçüncü resmi maçta da güçlü önde baskıyı tercih etti. Pres başarılıydı, yaşlı Slovacko savunması bolca hataya zorlandı. Ancak tek gelişim bu değildi: Fenerbahçe topa sahipken de geriden daha iyi kurmaya başlamış oyunu. Üstelik bunu burada daha ilk maçını oynayan Gustavo Henrique ile başarmak da önemli
Gelecek için umut verdi
Elbette Jorge Jesus, kafasındaki pres-yoğun oyunu Dinamo önünde de oynatmaya çalıştı ama dün Kadıköy’deki müsabaka sanırım Portekizli’nin düşüncelerini tam anlamıyla sahaya yansıttığı ilk maçtı. Jesus-ball’un Türkiye’deki ilk gösterimi diyebiliriz sanırım dün gece için. Ve bu gösterim, gelecek için umut vericiydi bence.
Alex’ten sonrası... - Şansal Büyüka (Milliyet)
İlk defa izledim. Yanılır mıyım bilemem. Elbette bir Alex değil... Asla değil... Ama Alex sonrası uzun yılların ardından ilk defa Fenerbahçe’de bir futbol aklı gördüm: Lincoln Henrique...
Büyülü bir solak... Top ayağına yapışıyor ve yakışıyor. Adrese teslim pas atabiliyor. Oynuyor, oynatıyor. Saha içi liderliğine aday... Kalabalıklardan iyi çıkıyor.
Bütün bu özelliklerine rağmen kendine değil takıma oynuyor. Müthiş vuruyor.
Alex sonrası belki de Fenerbahçe’ye gelen en kaliteli futbol aklı, ayakları ve kafası...
Belki de tek sıkıntısı var. Sanki oyun içinde sürekliliği yok. Kopuk kopuk oynuyor.
Sahneye çıktığında oyunu, skoru, maçın gidişini ve kaderini değiştirecek işler yapıyor.
Eğer bu derin izler, sadece bir maç için değilse, bu sezon Fenerbahçe’ye ve Süper Lig’e hükmeder. Ligin ve takımının kaderini çizebilecek bir-iki oyuncudan biri olur.
"Arda'nın daha fazla süre alması gerekiyor"
İyiden başladık, iyiden devam edelim. Stoperlerden kurulu üçlü savunma iyi oynadı. Elbette zorlanmadı da... Karşılarında “Köy” takımından biraz daha hallice bir ekip vardı.
Arao, bu üçlü stoperin içinde oynadı. Buna rağmen her fırsatta öne çıktı. Elbette daha güçlü takımlar karşısında bu kadar rahat çıkma şansı olur mu, o bilinmez. Ama iyi oynadığı kesin...
Bir başka iyi Emre Mor’du. Ele-avuca sağmadı.
Bireysellikten uzak oynadı. İrfan Can sağ önde artık rahat ve rakipsiz değil... Emre böyle devam ederse, İrfan Can, kulübe ile akraba olabilir.
Elbette Zajc... Oyunda kaldığı süre içinde, herkese “Bu adam nasıl yedek kalır?” dedirtti. Kadro geniş, rotasyon normal... Ama Zajc’in ilk on biri hatırlaması için kurt hoca Jorge Jesus niye iki ay bekledi, anlamadım. Demir bile bir kenarda iki ay dursa paslanıyor, futbolcu paslanmaz mı?
Umarım, Fenerbahçelilerin genç ve büyük hayali Arda Güler de paslanmaya terk edilmez. Arda’nın, kadro ne kadar geniş olursa olsun, bu takımda daha fazla süre alması gerekmiyor mu?
"İki kenar bek sıkıntılı"
İyilerden, rotayı eleştirilere doğru çevirelim. Savunmada iki kenar bek sıkıntılı... Osayi Samuel o kadar bireysel oynadı ki, her çıkışta topu rakiplerine kaptırdı. Fenerbahçe maç boyu Osayi Samuel‘in kanadından tek orta yapmadı, yapamadı.
Sol kenarda Ferdi, son iki Avrupa maçında defansta rakiplerini yeteri kadar karşılayamıyor. Çoğu pozisyonda kaçırıyor. Dinamo maçında iki gol böyle gelmişti.
Slovacko maçında da Ferdi, gene rakibi bir-iki kaçırdı ama, Çek takımının gol atacak yetisi, kalitesi asla yoktu. Fenerbahçe kalesini genelde dürbünle uzaktan izlediler.
"Fenerbahçe 3-0 değil, isterse 13-0 kazansın..."
Fenerbahçe 3-0 değil, isterse 13-0 kazansın, halen “Baba” bir golcüye ihtiyacı var. JJ maçtan bir gün önce yaptığı basın toplantısında “Yeteri kadar golcümüz var” demişti. Şaka yapmış olmalı... Nitekim santrfor diye sahaya çıkan Valencia, Fenerbahçe adına bu maçın en zayıf halkasıydı.
Süper Solak Lincoln Henrique‘yi görünce, Dinamo Kiev maçında niye son 5 dakikada oyuna girdi, anlamadım.
Daha önce oyuna girse, penaltıda sicili bozuk Valencia yerine topun başına geçse, Şampiyonlar Ligi‘ne giden yolun ve o maçın kaderi değişmez miydi acaba?
Son derece kıymetli - Cem Dizdar (Fanatik)
Ülke, ‘’üçlü mü dörtlü savunma mı?’’yı tartışa dursun Fenerbahçe sezona yine üçlü görünümlü bir formasyonla giriş yaptı.. Ve ilk devre boyunca hücum bilgisi olan ama onu uygulayacak oyuncu yeterliğine sahip olmayan bir takım karşısındaydı dün akşam. Altınordu yetiştirmesi kaleci Ertuğrul Çetin’e ulaşamayan Slovacko’da Iraklı Doski hariç ilk 11’in tamamı Çekya’dandı. Yaş ortalaması bizim ülke ortalamasının bir parmak üzerindeydi ama iki takım arasındaki tahmini piyasa değeri arasında da uçurum vardı; 187 milyon Euro'ya karşın sadece 9 milyon Euro! İlk devre boyunca baskılı oynayan Fenerbahçe tehdit olmamasına rağmen ayağı iyi Arao’ya en arkadan oyun kurdururken orta sahadaki yüklenicisini Miha Zajc olarak belirlemişti.
Yine de işler baştan beri takımın en görüneni olan Arao üzerinden yürüdü. İki kenar Ferdi ile Osayi öne akıyordu akmasına ama sınırlı sayıdaki Slovacko ataklarında defansif zaafları da ortaya çıkmıyor değildi. Kiev maçının tartışılan ismi Emre Mor da rakip hücuma çık(a)madığı için ön alanda ‘’döktürdü’’ durdu… İkinci devrenin başında Slovacko 10 kişi kalınca onlar açısından zaten kurgulanamayan oyun dengesi iyice bozuldu. Baştan beri topu rakip alana yıkan Fenerbahçe ise lig öncesi son derece kıymetli bir ‘’pas antrenmanı’’ yapmış oldu. Bu maçla birlikte Jorge Jesus kafasındaki ikili ve üçlüleri de tasarlama fırsatı yakalamıştır diye düşünüyorum.