Maçın ardından yazarlar ne dedi? "Kiralık katil Tudor"
Serhat Ulueren - 3 koyunu bile teslim etmem! (Vatan)
ÇOK iddialıyım; bu G.Saray Yönetimi’ne 3 koyun teslim et, 2 saat içinde biri kaybolur, biri telef olur, sonuncusunu da kurt veya köpekler kapar ve elde kalır sıfıra sıfır.
31 yıllık meslek hayatımda bu kadar basiretsiz, aciz, iş bilmez bir başkan ve yönetim görmedim. Amatör kulüplerin bile giymeyeceği dama tahtası görünümlü garip formadan tutun da, bakımsız köstebek yuvalarını andıran zemine ve yine milyon Euro’luk aptalca transferlerle koca bir sezon daha çöp olmak üzere. (Bu saatten sonra hangi parayla kimi alacaksın ki?)
SOKAKTAN geçen 10 kişiden 10’un da adını ve ülkesini söyleyemeyeceği Östersunds; marangozuyla, terzisiyle, manavıyla, öğretmeniyle hayatındaki ilk Avrupa Kupası eşleşmesinde 3 gol attı, en önemlisi bir zamanlar Avrupa’da destanlar yazan ama şimdi adını bile yazamayacak olan G.Saray’a yenilmedi ve müthiş bir zafer kazandı. Helal olsun bu rakibe.
İSTANBUL gecelerinde mekan mekan gezen ve hayli göbeklenmiş Tudor ile dünyanın gelmiş geçmiş en kötü başkanı Dursun Özbek el ele ne zaman giderler bilmem ama artık onları zor saatler bekliyor. Görevde kalmaya devam ederlerse sokağa bile çıkamayacak hale gelecekleri kesin.
SON 2 yıldır G.Saray’da turist gibi yaşayan Sneijder’in serçe parmağı bile etmeyecek Belhanda ile Semih ve H.Balta’nın ancak kramponunu taşıması gereken, acayip kötü Maicon’u G.Saray’a süsleyip çakanlara, Rodrigues’i kara fırtına gibi tanıtıp ülkeye sokanlara, Çalık, Ciğerci, Linnes, Carole, S.Aziz, Donk gibi vasıfsız isimleri bu güzelim kulübe sokanlara yazıklar olsun.
TUDOR’U GÖNDERİN
BU fiyasko transferlerin hesabı sorulmayacak mı? Bu Özbek ve ahalisi, elde 3 Riva, 2 ada, 4 de Florya olsa ve bunları satsa yine de bu kepaze transferlerle kulübü borç batağına sürükler. Hani nerede İnan Kıraç? Hani nerede istediğini getirip istediğini kovan çok bilen liseliler? Hâlâ neyi bekliyor, neyi seyrediyorsunuz?
DURSUN Özbek; bari hayatında ilk defa başkanlık yapmaya çalış da, bu maç sonrası önce Tudor’u gönder, yarın da olağanüstü kongre kararını açıkla...
Maçın analizi falan yok. Muslera’nın atılmaması ciddi hakem kıyağı. Gomis ise büyük hayal kırıklığı. Sonuçta köy takımı bile olamayacak bir rakip çatır çatır seni mat etti.
Osman Şenher - Erken veda sıkıntı yaratacak (Milliyet)
Bu sezonun en önemli maçı dün geceki Östersunds karşılaşmasıydı. Türk Telekom Stadı’na 35 bin taraftar gelmiş. Futbolculara inanmış. Ama maalesef diyorum. Rakibin güçlü ya da güçsüz olması önemli değildir.
Şu an Galatasaray hazır değil. Sahadaki organizasyonu sıfır. Doğru dürüst pozisyona giremiyorlar. Orta sahada Selçuk ve Tolga’nın vasat futbolu rakibe üstünlük sağlayamıyor. Defansta Maicon biraz daha iyiydi. Ahmet Çalık ise tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Büyük hata yaptı ve bütün Galatasaraylıların 60. dakikadaki penaltısıyla beraber hayallerini yıktı.
Kanatlarda Yasin ve Sinan... İkisi de vasat futbolu geçemediler. Ne etkili bir orta, ne de rakibe baskı yapamıyorlar.
Taraftarın Yasin’e büyük tepkisi var. Her ayağına top geldiğinde kötü tezahürata maruz kalıyor. Aynı tepkiyi kaptan Selçuk İnan da görüyor. İki bek diyorsun, Carelo ‘yuhalanarak’ oyundan çıktı. Bir daha da zor döner. Linnes ise sınırlı kapasitesiyle bir şeyler yapmaya uğraşıyor ama yaptığı ortaların hepsi rakibe gidiyor.
Yeni transfer Belhanda... Kesinlikle kötü bir futbolcu değil. Ama şu anki görüntüsüyle Galatasaray’a faydalı olması için beklemek lazım. Gomis ise bir sağa bir sola koşuyor, defansa yardıma geliyor, buna rağmen bir türlü gol yollarında topla buluşamıyor. Bir tek Belhanda’nın ortasında istediği topu aldı, ancak onu da gol yapması gerekirken dışarı attı.
Taraftar çok tepkili, ‘yönetim istifa’ diye bağrıyor. Eminim fatura Igor Tudor’a kesilecek. Belki de Hırvat çalıştırıcı gönderilecek.
Daha önce olduğu gibi... Bu futbolcu yapısıyla hangi teknik direktör gelirse gelsin bu kadroya iyi bir futbol oynatamaz.
Bakın, Sneijder, Podolski ve Bruma gitti. İnanın bana Galatasaray yeni transferlerle daha iyi futbol oynayacağına, geçen seneden çok daha kötü durumda. Taraftar bundan sonra stadı ne kadar doldurur bilemiyorum. Bana göre gelmesi lazım... Takım iyiyken değil, sıkıntı yaşarken taraftar yanında olmalı. Yönetim daha transfer yapacak. İnşallah bunlar hatalı olmaz.
Çünkü bugünden itibaren eleştiriler kulübü idare edenleri daha çok hataya itecektir. Evet, Galatasaray Avrupa’ya veda etti. Bu dünyanın sonu değil. Bu kulüp hasta. Takımı toparlayacak bir futbol aklı yok. Son olarak müthiş taraftar maç sonu büyük bir centilmenlik yaparak Östersunds’u alkışladı.
Bahri Havadır - Çok yazık! (Vatan)
CANIM çok sıkkın. Benim G.Saray’ım bu değil. Neuchatel’i, Real Madrid’i, Milan’ı, Juventus’u yenip tarih yazan takım, bu olamaz. Oysa İsveç Ligi’nden 5. sınıf bir takımı yenmek hiç de zor değildi. Ama dünkü oyunla ne yazık ki imkansızdı. Sneijder’in yerine alınan, yerini dolduracağı söylenen Belhanda dün ne futbol oynadı? Bana anlatır mısınız ne oynadı?
3 yıldır ileri bir tek pas atamayan Selçuk kendini yenileyebildi mi? Sinan, Yasin, Carole oyunun kaderini değiştirmek için ne yaptı? Hepsi kocaman bir hayal kırıklığı. Seyirci ne olursa olsun bu maç öncesinde umutluydu. Ta ki Ahmet’in acemiliğine dek. Ben o pozisyonda Ahmet’e kızmıyorum. Analizleri veya istatistikleri konuşmaya gerek yok.
DAHA DA KÖTÜYE GİDİYOR
GERÇEK şu; G.Saray her geçen gün daha kötüye gidiyor. Geçen yılki takımdan en az %60 daha güç kaybetmiş durumda. Tudor bu takımın teknik adamı olamaz. Selçuk artık bu takımda varlığını sürdüremez. Pozisyonları düşünüyorum da Gomis gibi bir adam çırpınıp durdu. Ama istediği topları asla alamadı. Takımı tamamen baştan yaratmalı. Çünkü bu takımın yaratıcı oyunculara ihtiyacı var. Sneijder gibi, Tanju gibi, Prekazi gibi Drogba gibi, Cüneyt Tanman gibi, Hagi gibi markalara ve adını tarihe yazdıran isimlere ihtiyacı var.
Erman Toroğlu - Kiralık katil Tudor (Fotomaç)
Bakın, şunu baştan söyleyeyim;
Dursun Özbek ve Tudor ile bu iş yürümez. İgor Tudor bir kiralık katildir. Ama bir suçu yok ki Tudor'un! O bir kiralık katil.
Tutmuşlar onu… Sneijder'i yedi, şimdi de kendisi gidiyor.
Bakınız! Bu Galatasaray takımından böyle giderse bir cacık olmaz. Bu Tudor ile falan bu iş yürümez.
Bakıyorum; Tudor, futbolcuyla mücadele ediyor. Sen futbolcuyla mücadele edemezsin, futbolcuyu eğitirsin, diyalog kurarsın. "Ben senden daha kuvvetliyim, ben seni döverim falan" diyor. He bir de şu var; biraz düzgün hakemler bu Tudor'u oyunda tutmazlar. Galatasaray'ı çok tehlikeli günler bekliyor.
Galatasaray'ın orta sahasına bakın, bu orta sahayla ne yaparsınız söyleyin bana? Galatasaray dün akşam çizgiye inip, kaç orta yaptı? Cepheden kaç orta yaptı? Atılan gol de tesadüfi bir gol.
Muslera'ya kıyak yaptı
Bakın arkadaşlar! Selçuk İnan bundan sonra Galatasaray'da top falan oynayamaz.
Şunu da söyleyeyim; Sneijder'in gönderilmesinin tek sebebi olarak da Selçuk İnan'ı görüyorum.
Dönüyorum Yasin'e bakıyorum...
Gülmek geldi içimden... 'Geçmişinde bir papağan nesli var' diye düşündüm o an.
Hakem bugün Galatasaray'a büyük kıyak yaptı, Muslera'yı atmadı.
Muslera'nın oyun kurallarına göre yüzde yüz atılması gerekir.
1- Topa yattı, adamı indirdi. Bu hareket kırmızı kart.
2- Topa yattı, vuramadı, adamı indirdi bu sefer sarı kart, sarısı var, ikinci sarı sonuç yine kırmızı!
Galatasaray'ın iyi olma şansı yok.
Bu takım Galatasaray değil, Galatasaray Lisesi Takımı. Kafatasçı diyeceğim ayıp olacak, Galatasaray ufak olsun benim olsun mantığıyla yönetiliyor.
Bu kafa yapısıyla ne olacak bundan sonra? İyi olma şansı yok. Peki ne olacak bundan sonra? Galatasaray tribünleri dolacak mı? Dolmayacak!
Ömer Üründül - Tudor'un intiharı... (Sabah)
Günümüz futbolunda en önemli olay takım bütünlüğünü sağlamaktır. Ama G.Saray’ın, oturmuş bir sistemi yoktu.
Büyük bir seyirci desteği... Hırslı futbolcular... Tempolu çok yoğun bir baskı... Adeta tek kale bir ilk devre... Östersunds takımı fizik olarak diri... İlk maçtaki çok önemli avantajının moraliyle de 10 kişiyle iyi yerleşimli, disiplinli ve alan daraltan bir oyun oynuyor. İlaveten bir tek Belhanda'ya adam adama yakın markaj var.... Galatasaray, rakibine organize olma şansı vermiyor. Tüm riskleri almasına rağmen kontratak şansı tanımıyor... Ancak 40. dakikaya kadar Galatasaray'ın tehlikeli tek pozisyonu yok. İkinci yarı işlerin daha zor olacağı belli. Çünkü ilerleyen bölümlerde tempo düşecek, fizik açıdan kuvvetli rakip de etkili çıkışlar yapabilecek... Bu yüzden ikinci yarının ilk 15 dakikası çok önemli.. Mutlaka moral getirecek bir gol gerekli... O fırsat da 51. dakikada geldi ama Gomis net pozisyonda kafayı dışarı vurdu... Ümitler devam ederken Tudor yine gereksiz bir maceraya döndü.. Carole'ü çıkartıp Eren'i oyuna alırken her zaman baş ağrıtan üçlü defansa döndü... Kısa süre sonra da Ahmet Çalık'ın hatasıyla Östersunds penaltı kazandı... Bu pozisyonda Muslera'nın mutlaka kırmızı kart görmesi gerekiyordu. En azından ikinci sarıdan ama hakem bir kıyak yapıp kartını çıkarmayarak bir şans kapısı bıraktı. Ancak penaltı gol olunca her şey bitti...
İşin gerçek yönüne baktığımız zaman şunu gözlemliyoruz: Bu kadar yoğun baskıya ve deneyimsiz bir rakibe rağmen yine üretkenlik yok... Cevabı gayet basit: Günümüz futbolunda en önemli olay oturmuş bir oyun modeli ve takım bütünlüğünü sağlamaktır. Ama Galatasaray'ın, geçen seneden oturmuş bir sistemi yoktu. Buna bir de yeni transferler eklenince ve sezon başı olunca doğal olarak ofansif girişimlerde bir plan ve program uygulayamıyor. İşte bunların göz önünde bulundurulup ilk maçtan hasarlı dönmemek gerekliydi...
Mehmet Demirkol - Temeli Düzeltmeden Badana Yapmak (Fanatik)
En iyi yer olan öndeki 4’lü yenilendi, asıl ihtiyaç olan orta saha merkezi geriletildi. Temeli düzeltmeden badana yapmak yönetim hatasıdır.
Tudor bu maçtan sonra, ilk maçtaki, “Hazır değildik” bahanesini kullansa kabul edebilirdim, tabii belli oranda. Çünkü elinde Carole, Tolga gibi bu takımın birinci tercihi olması imkansız, Ahmet ve Sinan gibi gelişmesi gereken, Selçuk gibi anormal düşüş yaşayan oyuncular var. Ve daha sezon yüklemeleri yapılırken, her şeyi yapmak mümkün olmayabilir. Bunun yanında psikolojik sorunlar da var. Sneijder kriziyle sadece Sneijder kaybedilmedi, Belhanda’ya da büyük zarar verildi.
Temeli düzeltmeden...
Galatasaray en iyi yönü olan ön 4’lüsünde yenilenme yaparken, asıl ihtiyacı olan orta saha merkezini aynı tutarak, hatta belki gerileterek büyük bir yönetim hatası yaptı. Aslında konunun özü bu... Savunmada sadece Maicon’u değil, yanına Ramos’u da alsanız kriz devam edecekti. Temeli düzeltmeden çatıyı yenilemeye, bahçeyi düzeltmeye, boya badana yapmaya kalkarsan bunlar oluyor.
Tudor geç kaldı
Bütün bunların arasında bir proje takımına yenilebilirsiniz. Ancak 2 maçlık bir elemede bu duruma düşmenin, rakibin organizasyonu ne kadar iyi olsa da açıklaması yok. İlk maçtaki pozisyonsuz oyun, kabul edilemezdi. Çünkü Tudor, çalıştırdığı takımın Galatasaray olduğunun farkında değildi. Dün bunun farkına varmış gibiydi. Bu kez de müdahale sorunu yaşadı. İlk yarı sonuna doğru yükselen baskıda iki sorun vardı. Belhanda adam adama markajdaydı. Bunu, yanına Sinan’ı sokarak çözmek, 10 numarayı rahatlatmak istedi ama Sinan kayboldu. Burada Rodiguez’i sola, Eren’i Sinan’ın yerine alıp müdahale edebilirdi. Geç kaldı.
Darmadağın oldular
1-0’dan sonraki genel psikolojiyi idare etmek ne oyuncular, ne teknik heyet için mümkündü. Darmadağın oldular.
Sonuç olarak:
1- Yönetim, Galatasaray’da spor dışında her şeyi iyi yönetiyor.
2- Bu ortamda teknik direktörlük yapmak çok zor. Ve Tudor bu zor göreve hiç hazır değil.
3- İyi tarafından bakmak gerekirse: Galatasaray belki şimdi sezona hazırlanabilir. Tabii yönetim ve teknik heyet görevde kalabilirlerse.
4- Realist bakmak gerekirse: Galatasaray belki şimdi sezona hazırlanabilir. Yönetim ve teknik heyet istifa ederse...
Ercan Taner - Tudor'la Zor (Habertürk)
Ercan Taner, Galatasaray-Östersunds maçını kaleme aldı.
1- Temmuz ayını bitirmek üzereyiz... Millet tatilde... Buna rağmen, tribünler çok iyiydi bence...
2- Avrupa kupalarında temmuz başı maç oynayacaksam, istemeyeceğim tek şey; kuzey ülkeleri takımlarıyla eşleşmek...
3- Rakip, maç ritmini yakalamış... Galatasaray ise sezonu erken açmasına rağmen hazır değil böyle maçlara...
4- Maça istekli başlamak; kayarak rakibe faul yapmak ve sinirli görünmek değildir...
5- Tam tersi, sakin ve olgun maç başlangıçlarıyla hücum prensiplerini tam olarak uygulamak yakışır Galatasaray gibi takımlara...
6- Maicon transfer olduğunda çok övüldü... Şöyle bir saptamam var... Tek hamlelik ve oyun kurma becerisi şu an kötü... Uyum süreci adlı klasik cümlemizi yazıp bekleyelim...
7- Belhanda hiç hazır değil... 10 numaralı forma, yağmasa bile gürler... İlk yarıda çok silik kaldı...
8- “Teknik direktörlerin karakterleri, aynen takıma da yansır” derler... Tudor’un sinirli ve agresif tarzı, sahaya yansıyor ama negatif...
9- Ve 60. dakika... Ahmet Çalık, kesinlikle yapılmaması gereken yerde büyük hata yaptı... Sonra penaltı ve hüzünlü vedayı getiren gol...
10- Galatasaray orta sahasında üretim sıfır... Selçuk, yine kötü... Tolga, çok iyi atlet ama maraton koşarsa... Futbolda çok koşan değil iş yapan aranır..
11- Gelelim final bölümüne... Galatasaray’ın genlerinde her zaman Avrupa vardır... Ama bu kural mutasyona uğramaya başladı...