Mas ve Pereira'dan dikkat çeken açıklamalar!
Joao Pereira
Açıkçası samimi olacağım. Türkiye Ligi'ni çok fazla bilmiyordum. Türkiye Ligi'ne Portekiz'den çok oyuncu geliyor. Buraya gelen, burada oynamış futbolcularla konuşmuştum. Onlar olumlu şeyler söylediler. Geldiğimde çok şaşırdım. Bu kadar kaliteli bir lig beklemiyordum açıkçası. Çok iyi ilgi var. Çok iyi oyncuar geliyor. Bütün takımların herkesi heske yenebilceği bir lig. Üstüne bir şey katılırsa Avrupa ligleri ile aynı seviyeye gelebilir. Şu anda biraz gerisinde.
Bütün takımların kendine ait hedefleri var, kendine has transferleri var. Hepsi en iyisini isteyeceklerdir. Herkes 0 puandan başlayacak. Bu lig bir sprint yarışı değil, uzun bir maraton oalcak. Herkes kendi hedefleri doğrultusunda çalışacak. Kolay değil. Bu maratonda en üst seviyeye gelebilmek için her şeyi vereceğiz. Yeni gelen arkadaşlarımız da kaliteleriyle ve karakterleriyle katkı sağlayacaktır. Bu hedefler doğrultusunda herkes kora kor mücadele edecek.
Mas ile olan avantajımız ikimizin de aynı zamanda takıma katılmasıydı. Yeniydik. Aynı pozisyonda sayılıyoruz. Hayatı yaşayış tarzlarımız benziyor, aileye bağlıyız. Köpeklerimiz var. Mas'ın tek farkı çocuğunun olması. Bana karşı kaybediyor. Kendisi çok iyi bir insan. Çok ortak özelliğimiz var, bu güzel ilişkimiz başladı.
Ben futbol oynarken, "eyvah pas hatası yapacağım" gibi düşüncelere sahiptim. Profesyonel olarak futbola başladığımda bunun böyle olmadığını gördüm. İspanya Liginde hata yapsanız da kimsenin umrunda olmuyor. Sizi hata yapsanız da destekliyorlar. 50 bin kişinin önünde oynuyorsunuz. Sağ bek değil sağ açık başladığım için hücuma çıkmayı çok daha fazla seviyorum. İspanya'da oyuncular hata yapmaktan korkmuyor, pas vermekten korkmuyur. Orada futboldan zevlk almayı öğreniyorsunuz. Futboldan zevk almam gerektiğine bakıyorum. Hata yapsam da bunu telafi etmek için devam ediyorum.
Futbolda iletişim çok ömenli sahaya çıktığınızda kişisel arkadaşlığınız kalmıyor, takım arkadaşlarınız aileniz oluyor. Kazanmak için yüreğinizi ortaya koyuyorsunuz. İletişim olursa savaşabilirsiniz, galibiyet alabilirsiniz. Şehir ve taraftar hakkında aldığım bilgilere göre; takımı çok destekleyen, takım için her şeyi yapan fanatik bir taraftar grubu olduğunu söylemişlerdi. Daha fazlasını gördüm. Bize destek verdiklerinde daha iyi oynuyoruz. yeni stadın ilk maçında dolu statta oynamıştık. Sonra üzüldüğüm bir durum oldu. Birkaç maç iyi sonuçlar alamayınca, dolu stattaki taraftar sayısının düştüğünü gördüm. BU bizi üzdü. Şehri ve taraftarı çok seviyoruz. Asıl önemli olan, takım kötü giderken tekrar o stadı doldurabilmek. Ancak kötü gidişatta destek verip ileriye gidebiliriz. Onların en kısa zamanda stadı doldurmasını bekliyoruz.
En iyisi için ben Ronaldo diyeceğim, Messi'nin nasıl çalıştığını bilmiyorum. Messi'nin bu yeteneği de Tanrı'dan geliyor. Belki Ronaldo kadar çalışmasına gerek kalmıyordur. Arkadaşım olarak gördüğüm için bakıldığında şu anda en iyisi Ronaldo. Tek dezavantajları ikisinin de aynı zamanda futbol oynamaları oldu bence. 10 sene fark olsaydı aralarında ikisi de kendi döneminin en iyi futbolcusu olacaktı. Messi belki de o kadar çalışmayacak yeteneği doğuştan geliyor. İkisine de karşı oynadım, ikisini de karşı oynamak isterim.
Lisbon'dan geliyorum. Trabzon'da da plaj var. Biz evde vakit geçirmeyi seven oyuncularız. Hava güzel. Trabzon'un tek farkı, Lisbon'da kar yağmaz burada yağıyor. Biz çok fazla gereksinim duymuyoruz. İdmanı yapıyoruz. Mas'ın ailesi var. Ben de kız arkadaşımla yaşıyoprum. Beraber dışar çıkıp yemek yiyoruz, eve dönüyoruz. Lisbon'da da böyle yaşayacaktım. Trabzon küçük bir şehir ama her şey elinizin altında. Tek sorunum buraya gelmeden İngilizce öğrenmem gerektiğini düşünüyordum ama asıl Türkçe öğrenmem gerekiyor. İletişim kurabilmek için Türkçe öğrenmeye çalışıyorum.
Arjantin'deyken çok bilmiyordum ama Türkiye Ligi kolay bir lig değil. Arjantindeki lige benzemiyor. Orası taktik ağırlı, burada fizikzel mücadele ön planda. Fiziğe dayalı olduğunu gördüm. Kalite anlamında çok üst düzey bir lig. Avrupa ile çok farkı olmadığını düşünüyorum, zorlu ve yarışmacı bir lig. Burada olduğuma gerçekten mutluyum. Şahsi fikrim buradaki ligin olumlu yönde ilerlediği ve Avrupa düzeyine geldiği.
Lig yeniden başlıyor, güvenle balşamalıyız. Her takımın kendine ait hedefleri var. Biz de belki şampiyonluk olarak ya da şampiyonluğa yaklaşarak; bu hedefler doğrultusunda hareket etmeliyiz. Kendimize güvenerek, olumlu şekilde düşünerek lige başlamamız gerekiyor.
Aynı zamanda geldik. İkimiz de ailemize düşkün insanlarız. Pereira, Avrupalı'dan çok Latin gibi duruyor. Birbirimize şakalar yaptığımız zaman bunları kaldırabiliyoruz. Yaşayış tarzımız, birbirimizle şakalaşmamıza neden oldu ve böyle bir arkadaşlığımız oldu.
Joao, Portekiz'in çok büyük bir kulübünde başlayarak futbolunu geliştirmiş. Ben geldiğimde, Arjantin'deki takımda öncelik defanstı. Sonra ileri çıkılıyordu. Joao daha çok ileriye çıkmayı seviyor. Yetiştiği okul ve takımlar kalite katmış. Defansif anlamda oynamaya alışıp, ileriye çıkmayı düşünüyorum. Oynadığınız bölgeye göre de değişiyor. Adapte olmaya çalışıyorum. Joao'nun hırsı ve takımına tamamen kendini vermesi kişiliğinden kaynaklanıyor bence.
Kesinlikle Messi'ye karşı oynamak istemem. Düşünsenize karşınızda Messi var topla üzerinize geliyor, ne düşünebilirsiniz ki?. Messi karakter, kişilik olarak sessiz sakin bir insan. Çok fazla konuşmayı sevmiyor. Mascherano ve Higuain'e Trabzon'u ve Türkiye'yi anlattım. Trabzonspor'u ve ligi merak ettiler. Ligi anlattım, "yarışmacı bir lig, kaliteli takımlar ve oyuncular var" dedim. Messi'nin çok fazla konuşkan bir yapısı yok. Onunla böyle bir diyaloğa girmedim.
Ben Trabzon'dan çok daha küçük bir şehirda yaşadım. Orada yağmur durmaz, çok soğuktur. Trabzon çok daha büyük bir şehir. Çocuk yetiştirmek için uygun bir yer. Buraya gelen yabancıların duyduğu şeyleri duymadım. Kendi şehrime göre çok daha büyük bir şehir. Beğendiğim bir yer oldu.
(YASAL UYARI: KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ)