Mehmet Demirkol'dan canlı yayında Şenol Güneş iddiası!
"Robinho, çoluk çocukla oynar gibi gol attı"
Sivas için belirleyici olan şey Robinho’ydu. Topu attıklarında iş yaptılar. Atamadıklarında olmadı. Sivasspor’un total hücumunu da övmek lazım. Topyekün bir Sivasspor başarısı olduğu ortada. Beceri, plan ve organizasyonu övmek önemli. Galatasaray bu golü nasıl yedi demekten ziyade, Sivasspor’u tebrik etmek lazım. Robinho çoluk çocukla oynar gibi attı golü. Bunu Sneijder yapıyordu. Robinho topu ayağına aldığında herkes golü atacağından emindi. Robinho, bir dönemin Neymar gibiydi.
"Savunma çökünce, Muslera da çöktü"
Galatasaray’da savunmada parlayan isim Ozan Kabak. Galatasaray’da takım savunmasında da problem var. Savunma hattı, tek başına savunma yapacak bir hata sahip değil. Bu tarz savunmalar dünya futbolunda var ama Galatasaray’ın savunması şu anda böyle değil. Muslera’ya gelince… Sadece Muslera değil, rakiplerle ilgili durum var. Muslera, çok iyi süreçlerin ardından derin krizlere girebiliyor. Prandelli döneminde böyleydi. Neredeyse her maç 4 gol yedi. Savunma çöktüğü anda Muslera da çöktü. Ayrıca lig de 3 sene önceki lig gibi değil. Her takımın hemen hemen santrfor kalitesinde bir artış var.
"Avrupa'nın Suudi Arabistan'ı olduk"
İnsanlar transfer tüketimine alıştırıldı. Filmlerde bile konu oldu. “Bak böyle yapma yoksa sonraki adresin Türkiye olur” diyorlardı. Avrupa’nın Suudi Arabistan’ı olduk. Çin öyle değil. Oraya gidip geliyorsun. Bu düşüş değil. Başka bir şey olarak bakılıyor. Takım mühendisliğinin çok iyi düşünülmesi gerekiyor.
Transfer eleştirisi...
Büyüklerin önünde artık 2 yol var. Ya Avrupa’yı yakacaklar, eskisi gibi transferler yapacaklar ya da artık yeni bir transfer yöntemi bulacaklar. Yetenekli, maliyeti düşük, satabileceğin bir oyuncu mu? Yoksa emekliliği gelmiş bir oyuncu mu transfer edilecek? Bu önemli.
"Muslera, golü yiyeceğini biliyordu"
Muslera o top Robinho’ya geldiğinde gol olacağını biliyordu. 10 sene önce Beşiktaş’a transferi gündemdeydi. “Yahu bu adamı burada çok döverler oynayamaz” demiştim. Ama adam 10 sene sonra oynadı. Bazen böyledir. Kendini tanıyacaksın. Bazen 10 yıl sonra oynarsın. Profesyonel sporcular bunu yapabiliyor.
"Trabzonspor'un genç oyuncuları kulaklarını tıkamalı"
Trabzonspor çok akışkan oynuyor. Dinamik ve akışkan. Aslında çok savunma hataları yapıyorlar. Onazi de çok büyük kayıp. Dönüşü nasıl olur bilemiyorum. Devrenin karmasına koydum. Sosa değil, Onazi. Trabzonspor’un net şampiyonluk şansı var. Başakşehir maçıyla başlayacaklar. Kazanırlarsa moral üstünlüğünü alabilirler. Coşkulu bir taraftar desteği olsa da özellikle genç oyuncuların tribünden gelen şeylere kulaklarını tıkaması lazım. Seyirci, orta sahayı geçince 'vur, vur' diye bağırıyor. Onlara kulakları tıkamak, oyun disiplinine sadık kalmak gerek. City bile öyle yapmaz. Seyirci buna zamanla alışacaktır. Birbirlerini zamanla anlarlar.
"Eren ağzıyla kuş tutsa kendini beğendiremeyecek"
Galatasaray gerçekten de rakibini parçaladı mı? Bence parçalamadı. O kadar da değil. “Aslan Parçaladı” manşetleri oyunu çok fazla anlatmıyor. Ama ruhu anlatıyor. Feghouli birçok şeyi gösterdi. 10 üstünden 10 oynamadı ama kafası rahat oynadı. Oyuna reaksiyon verdi. Feghouli-Ndiaye ortaklığı işi halletti. Eren de ağzıyla kuş tutsa kendini beğendiremeyecek. Eliyle de o kuşu tutamıyor.
"VAR, hakemleri etkiler"
'VAR olmasaydı puan durumu şöyle olurdu' deniliyor. Güzel haber. VAR nasıl çıktı? Hakemler hakemliğini yapacak, VAR da düzeltmeleri yapacak. Ama teknoloji böyle bir varlık değil. Teknoloji işi kolaylaştırıyor. VAR’ı bilen bir hakem, orada o penaltıyı görüp çalmayabilir. Bizler mesela telefon kullanıyoruz. Telefon, dünyaya açılan bir kapıdır. Asgari ücretle çalışan bir kardeşimiz 5000 TL’ye telefon almış. Telefon, arabanın, evin, tatilin yerine geçti. Dolayısıyla o para verebiliyorsun. Graham Bell’in bulduğu şeyle şu anki şey aynı mı? Dolayısıyla VAR da hakemi etkiler. “VAR olmasaydı böyle olurdu” gibi yorumları artık bir kenara bırakmak gerek.
"Ersun Yanal için ispat maçı"
Antalyaspor’un eksikleri ve cezalıları var. İdeal kadrodan ister istemez uzaklaşacaklar. Ersun Yanal açısından bir sınav. Fenerbahçe’nin asıl amacı ikinci yarıdaki puan durumu denilebilir. Ancak; öncesinde bir güvenoyu gerekiyor. Koeman ya da Cocu’ya da 3-4 transfer yapacak olsan oyun değişebilirdi. Mesela; Cocu, Giuliano ve Souza’yı kaybetti. Ayrıca kadro dışılar oldu. Geldiğinde kayıplar oldu. Gerçek bu. Ersun Yanal’ın bu durum içinde de kendisini ispat etmesi lazım. Bu maç önemli. Ersun Yanal’ın farkını göstermesi için fırsat.
Tolgay Arslan'ın transfer durumu üzerine...
Tolgay’ın, takıma ve oyuna kendisini adamakta bir üst seviyeye çıkması lazım. Yoksa büyük takım oyuncusu olamaz. Zaman zaman iyi oynayan bir oyuncu olursun. Böyle değişimler olabilir. Tolgay böyle olsaydı zaten Beşiktaş’ın vazgeçilmez oyuncusu olurdu. Galatasaray, Trabzonspor ve Fenerbahçe ile anılıyor. Belli dönemlerde ortaya kalite koyuyor ve istenen oyuncu oluyor. Ersun Hoca’nın da böyle oyunculara dokunmuşluğu vardır. Caner’i mesela hayata döndürmüştü. Jailson, Fenerbahçe'de değerlenen tek oyuncu. O dönene kadar orta sahanın toparlanması zor.
FEDA sezonuyla yapılan kıyaslamalar...
“Beşiktaş bu sezon FEDA sezonundan bile kötü” yaklaşımı bana doğru gelmiyor. FEDA dönemi heyecanlı bir başlangıçtı. Şu andaki ise hüzünlü bir veda. Birçok oyuncu için öyle. Yönetimden kimse ortada yok. Şenol Güneş’e, ‘Hocam ne olacak?’ diye soruluyor. ‘Görevimin başındayım’ diyor. Sadece puan olarak FEDA dönemiyle karşılaştırılabilir. İşin ruhu bambaşka.
Şenol Güneş'in geleceği hakkında flaş yorum!
Lütfen birbirimizle oyun oynamayalım. Herkes eteğindeki taşları döksün. Fikret Orman, Şenol Güneş ile uzun zamandır yolları ayırmak istiyor. Güneş de milli takıma gitmek istiyor. Bunu söyleyince ben kötü adam oluyorum. Şenol Güneş güçlü bir figür. Türkiye’de olumlu futbolu oynatan 1 numaralı adam. Ama içerideki şartlar, Güneş’in kontrol edebileceğinin önüne geçti. Trabzonspor’da başkanlık teklif edildi. Ama sahaya bakmak istedi. Şenol Güneş’in konsantre ve başarılı olması çok zor. Eğer olmayacaksa çalışılmasın ve herkes rahatlasın. Bir yerde, çalışılamaz hale gelindiyse çalışmazsın. Bu kadar.