Mehmet Demirkol'dan derbi analizi: "Bugün gönderseler itiraz edemem"
Mehmet Demirkol: "İki takım da oyun dursun istiyor, kalite beklediğimizin altında"
Derbi maç beklediğimiz kalitenin çok altındaydı. Bunun da sebepleri var. İlk dakikadan itibaren Fenerbahçe baskılı oynar diye düşündük. Baskı ve Türkiye standardı faulü var ilk dakikada. Oyun dursun istiyorlar. İki taraf da dursun, yerleşelim düşüncesinde. Oyunun akmasına gerek yok. Sonra bir uzun top. Oyun kurma yine yok. Valbuena bir şeyler yapmaya çalışıyor. Maçın hemen başı, tekrar oyun duruyor. Aslında niyet; oyun dursun yerleşelim. İlk yarıda top 19 dakika sahada kalmış. Bu maçın herhangi bir yerinde olur. Ama maç tamamen böyle aktı. Böyle olunca da teknik direktör tercihlerinin dışında olduğunu söyleyemem. Teknik adamlar böyle bir tercihte bulunmuş. Bir tane bulsak, üzerine yatarız düşüncesi var.
"Takımların sahada içindeki planı neydi?"
Tolgay’ı oynatmak istiyorsanız pas opsiyonlarını artırmanız lazım. Tolgay’ın formunu Ersun Yanal görüyor mu? Görüyor. Ya onun yapabileceği bir görev vereceksin ya da oynatmayacaksın. Üçüncü bölge ezber bozma yeridir. Valbuena’ya kızmıyorum. Alex olsa orada başka bir oyuncuyu da içeriye sokar. Ortada bir plan yok. Valbuena, daha önce plan olmadığını söyledi. Hoca, “Gir içeri karıştır ortalığı dedi” diyor. Derbide takımların planı yoktu.
"Ersun Yanal'a kafayı takmış diyorlar ama..."
Fenerbahçe açısından bir plan yok, oyun yok. Ersun Hoca’nın maçı sürekli taraftar üzerinden yorumlaması var. Hocam senden beklenen bir oyun planı ve oyuncularından maksimum verim almak. Sen bize bu kadro daha iyi oynar dedin mi? Dedin. Bu takım ikinci yarının lideri olacak dedin, lig bitiyor. Hepsini geçtim, 6 haftanın lideri ol. Bu plansızlıkla olmaz. Alper pota vursaydı Fenerbahçe kazanırdı. Tamam. Ama bu oyun düzenine gelecek yılı nasıl inşa edeceksin? Bunları söyleyince kafayı Ersun Yanal’a takmış diyorlar. Bence bir planı yok.
Galatasaray'a eleştiri...
Hakemlerin nerede düdük çalıp, nerede çalmayacağını bilmesi lazım. Bırakın oyuncular biraz ayakta kalsın. Sonra Avrupa’ya gidince rezil oluyoruz. Galatasaray’da Fernando geçen sene ilk yarının en iyi oyuncusu. Fatih Terim ondan fazlasını istiyor. Ama onda yok. Bunu istemek mantıklı değil. Alanı iyi kullanıyor ama topla mesafe kat edemiyor. Onu yapabilse İngiltere’de kalırdı. Ndiaye de her tarafa koşuyor ve içerideki denge bozuluyor. Galatasaray’ın da oyunu yok.
"Hocaların derbiye bir katkısı olmadı"
Teknik adamlar kendisini derbiye çok kaptırmış. Feghouli’nin de çıkmasını anlayamadım. 11’e 10 iken plan neydi? Galatasaray, rakibin eksik olmasını değerlendiremedi. Bence Galatasaray için rakibin 10 kişi kalması dezavantaj oldu. Beşiktaş-Başakşehir maçı kalite bir maç oldu. Seyirlik ve hoca hamleleri açısından güzel bir maç vardı. Dünkü maçı görünce üzüldüm. Hocaların derbiye katkısı olmadı. Hatta kadroları geriye düşürdüler.
"Belhanda'yı gönderseler itiraz etmem"
Marcao ve Luyindama’nın olmaması sonrası o bölge sıradanlaştı. Feghouli ve Onyekuru üzerinden işi götürmeye çalıştırdılar. Linnes’i de sayalım. Geçen hafta Marcao-Luyindama organizasyonu vardı. Fernando da kendisini rahat hissediyor onlar olunca. Galatasaray’ın 10 numarası Belhanda. Onun için 10 numarayı ağır buluyorum. Ama futbolcuyu beğeniyorum. 20 yıllık bir tarihi değiştireceksin ve şampiyonluk yarışında öne geçeceksin. Bütün maçları kazanırsan şampiyonsun. Galatasaray’ın 10 numarası, rakip eksikken nasıl oyundan çıkar? Bir oyuncu kendisini nasıl bu duruma koyar. Sen 10 numarasın. Maçı yöneteceksin, maçı alacaksın. Bugün itibarıyla Belhanda gönderilse hiçbir şey demem. İtirazda bulunamam. Sen orada komutansın. Sen nasıl çıkarsın, kendini o duruma düşürürsün. Ayağı kırılsa oynayacak oyuncu biliyorum. Bu olmaz.
"Bu kadro, Yanal’ın çabalarına rağmen bu kadar mı kötü?"
Ersun Yanal bir profesör. Bu kadro, Yanal’ın çabalarına rağmen bu kadar mı kötü? Ben hiçbir plan göremedim. Sen bunu nasıl görmedin diyen varsa bana anlatsın. Maç bitti, bir daha izledim maçı. Fenerbahçe neyin peşinde belli değil. Eksik kaldı. Eksik kaldığı dakikaya kadar ne yaptın? Amacımız ne? Kim gidiyor, ne oluyor? Hiçbir şey belli değil. Oyun dursun, oynanmasın, bir duran top işi hallederiz. Galatasaray da buna cevap veremedi. Üzüntü verici.
"Hasan Ali'ye verilen kırmızı karta bir itirazım yok"
Ali Palabıyık, Hasan Ali’ye önce sarı kart verdi. Önce bariz gol şansı diye düşündü. Bariz gol şansı için tam kontrol şart değil. Bariz gol şansı kuralından bahsediyoruz. Ben de kırmızı kart olduğunu düşünüyorum. Hakemin neden bocaladığını anlıyorum. Fransa’daki PSG maçında da benzer bir pozisyon vardı. VAR orada müdahale etmedi. Çünkü hakemin net olarak gördüğünü düşündüler. Bizde VAR, 24 hafta yoktu. Şimdi ise var. Bir elle oynama var ama hakem elle oynamadan bahsetmiyor ve net görmüş. Eğer elle oynamayı görmediyse bir bak diyor. VAR’ın karışamadığı yerler de var. Hasan Ali’nin pozisyonunda kırmızı kart doğru. Ali Palabıyık, bariz gol şansı olup olmadığı konusunda emin olamadı.
"Mehmet Topal'a sarı kart verilebilirdi"
Linnes’e Mehmet Topal’ın müdahalesi vardı. Orada hakem önce avantaja bıraktı. Akın bitince oraya döndü. Peki, kural hatası yok. Hakem hatası var mı? Ben pozisyonunun sarı kart olduğunu düşünüyorum. Mehmet Topal, topla oynama çalıştı ama oynayamadı. Linnes kayarak geldi. Mehmet Topal ayağını tutabilirdi. Bence sarı kart. İlk sarı kartla benim bir problemim var.
Dirar - Feghouli pozisyonu: "Net olarak sarı kart"
Anlamadığımız noktalardan biri de bu. VAR konusu konuşulmaya devam eder. Orada bir şeyler konuşuldu ama ne konuşuldu bilemiyorum. Dirar, Feghouli ile olduğu pozisyonda topa vurduğunu söylüyor ama değil. Bu net olarak sarı karttır. Acaba hakem ne gördü? Ne konuştular. Onu anlayamadım.
Samudio'ya verilen kart için sert sözler: Ayıptır!
Rizespor’un Göztepe ile oynadığı lig maçında Samudio’ya kart gösterildi. Vicdan yaralayan kartlardan bahsediyoruz. Kale arkası kamerasından net olarak bileğine acımasızca basıyor. Samudio’ya kart çıkarıldı ve geri almadılar. Rica ediyorum bu kartı iptal edin. Bu adam cezalı bu hafta. Böyle bir şey olmaz. Bu ayıp. Bu VAR neden var? Bizde daha büyük tartışmalar açar deniliyordu, haklı çıktılar. Adalet falan değil. Sebebi; biz bu maçları 40 kamerayla izliyoruz değil mi? Hakem ise 8 tane göz, koştururken seyrediyor. Bizde fazlası var, yönetende az var. Bunu ortadan kaldırmak. Hakem işi hızlı yürüsün diye düşünür. Ama böyle bir imkan varken sen dönüp bakmıyorsan, olmasa daha iyi denilir. Teknoloji bu kadar kötü kullanılır mı? Yapmayın!
"Önce oynayın, ondan sonra şov yapın"
Eğer dün ilk yarıda 19 dakika değil de 28 dakika top oyunda kalsaydı ve iki takımın da planları olsaydı, Hasan Şaş’ın maç öncesinde ısınma durumunda yaşadığı olay, ‘İşin bir parçası’ derdim. “Arma için oynuyoruz, forma için oynuyoruz” bırakın bu işleri. Teknik direktörün, bir oyuncunun saha içindeki işleri iyi yapması lazım. Bütün her şey doğru olsun, Hasan Şaş tribüne gitsin. Tamam derim. Bu kadar büyük paralar verip insanlar bu oyunu mu seyretmeye gidecek? Önce oynayın, ondan sonra şov yapın. Dünya derbisi diyorsun. Ama olaylarıyla alakalı bir dünya derbisi. Kızılyıldız-Partizan maçı gibi olaylı bir maç olduğu için dünya derbisi. Yüksek tansiyonlu maçlar olduğu için. Bir Real Madrid-Barcelona maçı gibi değil. Anlıyorum ama biraz da futbol oynasınlar. Hiçbir plan yok. Arma ve forma için yapılacak ilk şey; futbol oynamaktır.