Mert Çetin: "Romalı taraftarlar takımlarına inanılmaz düşkünler"
Roma'nın ligdeki ilk yarı performansını değerlendiren Çetin, "Lige iyi başladığımızı söyleyemem. Üç beraberlikle başladık. Ondan sonra galibiyet ve mağlubiyetlerle inişli çıkışlı bir performans oldu ama ligin sonuna doğru istatistiksel olarak iyi bir süreç geçirdik. Puan tablosu olarak iyi bir yerdeyiz. 4'üncü sıradayız şu an ve ilk 4 sırada ligi tamamlayıp Şampiyonlar Ligi'ne gitmek istiyoruz, ilk hedefimiz bu. İlk sıraya yerleşirsek de ne mutlu ama güçlü rakiplerimiz var; Inter, Juventus, Lazio. Şu anki hedefimiz ilk 4'te olup kafaya oynamak. Bizim için ilk devre iyi geçti diyebilirim" diye konuştu.
Takıma ve İtalya futboluna ilk zamanlar adapte olmakta biraz zorluk çektiğine vurgu yapan genç oyuncu, "İlk başlarda tabii ki zor oldu. Adaptasyon sürecim oldu. Bu adaptasyon süreci dil olarak, takımdaki bütünsellik anlamındaydı. Tanımadığın insanların yanına gidiyorsun, huyları, sana yaklaşımları, dillerini bilmiyorsun. Ne kadar İngilizce bilsen de İtalyanca olması gerekiyor. İster istemez bu açıdan biraz zorlandım ilk başlarda. Sonra düzenini kuruyorsun, takım arkadaşlarına alışıyorsun, onların sana bakış açısı değişiyor. Takımda görev aldıkça, onlar için bir şeyler verdikçe onlar da seni içlerine alıyorlar. Çok şükür 4 maç oynadım, 2 tane ilk 11'im var. İlk aşamada fena geçmedi diyebilirim çünkü 4 maç, 4 galibiyet oldu sonuçta. İstatistiksel olarak da iyi olduğunu düşünüyorum ama bu yeterli mi, tabii ki değil. Hocamız Fonseca da inşallah daha fazla süre verirse ben de elimden geldiğince formanın hakkını vermeye çalışacağım" ifadelerini kullandı.
Roma şehrinin hem takıma hem de oyunculara çok destek olduğunu söyleyen milli oyuncu, "Aslında bakılırsa şu anda oturduğum ev, 3-4 senedir hep Romalı oyuncuların oturduğu ev. İki sene önce Cengiz, geçen sene Zaniolo, şu anda ben. Oturan oyuncular da kariyerlerinde başarılı bir adım attığı için şu anda bana da o gözle bakıyorlar. Roma'da sokağa çıktığınızda kasabı da manavı da taksicisi de Romalı ve takımlarına o kadar düşkünler ki sokağa çıktığınızda çok güzel bir ilgi var, çok mutlu ediyor insanı ve bu seni daha da motive ediyor. Bazı şeylerin, ne kadar ciddi bir iş yaptığının farkına varabiliyorsun çünkü bu sadece saha içerisinde bitmiyor. Saha içerisinde sen oynuyorsun ama dışarıda 7-8 ya da 70 yaşındaki insanlara da hitap ediyorsun. Oradaki duruşun ve sergilediğin performans, gösterdiğin bir hareket bile onlara ilham kaynağı olabiliyor her açıdan. Yaptığımız işin değerini bilmeliyiz, insanlar o kadar önemsiyor ki bizleri, bunun karşılığını bir şekilde vermemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
Şu anda hedefinin Roma formasını uzun yıllar terletmek olduğunu açıklayan Mert Çetin, "Ben adım adım gidiyorum. Roma'ya transfer oldum ve ilk hedefim burada kalıcı olmak. Burada kalıcı olup uzun yıllar Roma forması giyebilmek. Roma forması altında büyük başarılar elde etmek istiyorum ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde. Güzel şeyler olacak" dedi.
talya'da hem Türkiye'yi hem de Gençlerbirliği camiasını en iyi şekilde temsil etmek için elinden geleni yaptığını söyleyen 22 yaşındaki savunmacı, şunları kaydetti:
"Geldiğim yer Gençlerbirliği ve insanlar benim orada kendimi kanıtladığımı görünce diyecekler ki 'Gençlerbirliği'nde daha genç oyuncular var; Rahmetullah var, Berat var, İlker var, kaleci Übeyd var'. Onlara önayak olduysam ne mutlu bana. Şu an Roma'da sadece kendimi temsil etmiyorum. Gençlerbirliği'ni, altyapısını, Türkiye'yi temsil ediyorum. Ülkemi, Gençlerbirliği Kulübü'nü, altyapısını en iyi şekilde temsil edebilmek için orada önce kendimi uzun yıllar Roma forması altında göstermem gerekiyor. O yüzden şu an için ilk hedefim uzun yıllar Roma'da forma giyebilmek."
Roma Teknik Direktörü Paulo Fonseca ile iletişiminin çok iyi olduğunu vurgulayan Çetin, "Aramızdaki ilişki bence iyi çünkü bana güvendiğini hissedebiliyorum. Yeri geldiğinde sağ bek, yeri geldiğinde orta sahada, güvenini ben de boşa çıkarmadığımı hissediyorum. Nerede görev verirse, nerede boşluk olursa beni oynatmak için can attığını görebiliyorum. Ben de onun verdiği şansı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Yine şans gelecektir eminim, o şansı da en iyi şekilde değerlendireceğime eminim. Ve formayı aldıktan sonra da bırakmamak için elimden geleni yapacağım" ifadelerini kullandı.
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın açılış karşılaşmasında A Milli Takım'ın Roma Olimpiyat Stadı'nda İtalya ile oynayacağı maça da değinen Mert Çetin, "Bu, Cengiz ile benim adıma bir şans oldu çünkü her sabah kalkıp gittiğin, her sabah aynı şehirde uyandığın, her hafta aynı maç yaptığın stada şu an biz deplasmana gidiyor gibi gideceğiz, buna da işin cilvesi diyebiliriz. Garip bir his, gerçekten alışıldık bir şeyin biraz dışına çıkıyorsunuz, hep ev sahipliği yapıyordunuz. Çok mutluyum ama İtalya'da başlaması, İtalya ile oynamak. Gerçekten güçlü bir takım, Türkiye gibi genç ve dinamik oyuncuları var" diye konuştu.
2020 Avrupa Şampiyonası'nda ay-yıldızlıların bulunduğu grubu da değerlendiren milli oyuncu, gruptan lider çıkacaklarına inandıklarını vurgulayarak, "Kura çekildiğinde; İtalya Milli Takımı'na bizden giden çok oyuncu var, 4-5 kişi; Lorenzo, Florenzi, Mancini bunlarla hep istişare içindeyiz. Birbirimize takılmaya başladık, 'İlk maç görüşeceğiz, siz yenersiniz, sizin takım daha dinamik...' Bu tür konuşmalar geçti, yemekteydik. Hoş sohbetler oluyor, gerçekten maçın da güzel geçeceğine inanıyorum. Grupta diğer takımlar da güçlü diyebilirim ama bu gruptan lider olarak çıkacağımızı düşünüyorum. Şenol hoca gerçekten gençlere önem veren bir hoca ve bize çok sorumluluk yüklüyor. Bu sorumluluğu da özgüven ile yüklüyor, 5 stoperin Avrupa'nın çeşitli yerlerinde oynaması rekabet duygusunu yaratıyor ve bu duygu birbirimizi daha yukarı çekmemize yarıyor bence. Bu da başarıyı getiriyor diyebilirim" şeklinde konuştu.
İtalya'daki yaşamı hakkında da bilgiler veren genç futbolcu, şunları anlattı:
"Maçlardan ve antrenmanlardan aslında çok vakit kalmıyor çünkü hafta içi, hafta sonu maçları oynuyoruz. Genelde haftanın 4 günü zamanımız kamplarda geçiyor, maç, kamp derken, kalan zamanlarda zaten sabahtan 2'ye kadar antrenman sürüyor, eve gelip uyuyorum, dinleniyorum. Kalkıyorum saat zaten 4-4.30 oluyor. Roma'nın çok büyük bir trafiği var, İstanbul gibi çok kalabalık. Bir yerden bir yere gitmeye çalışsanız 1 saat sürüyor. O yüzden benim hayatım genelde evde kitap okuyarak, dizi izleyerek geçiyor. Çok dışarı çıkmadığım için de Roma'nın tarihi hakkında çok bir şey söylemeyeceğim ama gezdiğimde bir sonraki röportajda onları da size aktarmaya çalışacağım."