"Mesut Özil’in bu oyunu yeniden sevmesi lazım"

'O kadar hızlı olup bitti ki her şey...'

Fenerbahçe'nin oyuna yüksek presle başladığını belirten Mehmet Demirkol, ''O kadar hızlı olup bitti ki her şey, Yılmaz Hoca'nın ilk planının ne olduğunu da anlamak pek mümkün olmadı" dedi.

'Pozisyona bakılmadığı zaman yangın çıkıyor'

Penaltı pozisyonunda dakikalarca bakıldığını ve herkesin oyundan soğuduğunu söyleyen yorumcu şöyle konuştu:

"Maçın ne olduğunu anlamadan soğudu herkes. Bu kadar uzun süre penaltı pozisyonuna niye bakıyorsunuz? Orada üç şeye bakıldı. Pozisyonun başında faul var mı, ofsayt var mı ve son olarak penaltı var mı? Onlara bakıldı. Halbuki bunlar kesin bakılması gereken pozisyonlar değil, hepsi yorum. Neden bakılıyor çünkü bakılmadığı zaman yangın çıkıyor. Yangın çıktığı için de çok da önemli maç bakmak zorunda kalıyor hakemler. Bizim hakemlerin bozuk performanslar sergilemesinin nedeni bizim onları bozmamız. Biz hakem mekanizmasını bozuyoruz. Dolayısıyla bozuk performans gösteriyor. Bence penaltı değil, burasından seken adam niye penaltı olsun? Penaltı da olabilir ama bu VAR’da verilebilecek bir karar değil.”

'Emre Belözoğlu'nun hayal ettiği oyun'

Fenerbahçe’nin iki beki orta saha oyuncusu gibi oynattığını vurgulayan Demirkol, "Ön tarafı hallettiler, 25 dakika çok güzel oyun oldu. Emre Belözoğlu’nun hayal ettiği şey bu. Ben bu kadar orta saha oyuncusu ile ne yapabilirim cevabını gördük" dedi.

'İrfan Can Kahveci ve Pelkas bütün boşlukları kullandı'

Demirkol, İrfan Can Kahveci ve Dimitrios Pelkas ile ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Bu iki oyuncu ve Valencia'nın karşılaşmaya çok yüksek konsatrasyon ile başladığını vurgulayan yorumcu, "Penaltıya sebep olan akın ilk yarıda sıklıkla tekrar ettikleri akının aynısı. İrfan, Pelkas ve Valencia çok yüksek konsantrasyon ile ilk yarıda hem preste varlardı. Hem de bütün boşlukları pas atan adam olarak hem de pas gösteren adam olarak çok iyi kullandılar" ifadesini kullandı.

'Ya yüzde 100 konsantrasyon ya da...'

İrfan Can ve Pelkas'ın maçın ilerleyen dakikalarda dalmaya başladığını ve konsantrasyonlarını kaybettiğini söyleyen Demirkol konuşmasına şöyle devam etti: "Orada kesildi iş, savunmada dalmalar başladı. Fenerbahçe’nin yediği golde İrfan Can bayağı dalgın dalgın bakıyor. Sonra uyanıyor, koşu atıyor, yetişemiyor. Gol yeniyor, dönüp ne yapıyorsunuz diye gülüyor halbuki sen ne yapıyorsun? Daldığında gider. İrfan ve Pelkas şuna karar verecekler: '90 dakika yüzde yüz konsantrasyon ile devam edip sonra Milan’a veya İnter’e falan mı transfer olacağım?'. Ya da bu dalgınlıkları düzeltemeyerek Fenerbahçe’de bile oynamak tartışmalı mı olacak? Yaptığı iş inanılmaz, İrfan’ın bunları yapabileceğini biliyoruz, bunun fazlasını da yapabilir. Başından beri söylüyorum bence çok önemli transfer. Bu oyuncu özel oyuncu. Türkiye’de böyle oyuncular kolay kolay yetişmiyor."

'Szalai ve Valencia’yı örnek alsınlar'

İrfan ve Pelkas’ın Szalai ve Valencia’yı örnek almasını gerektiğini vurgulayan Demirkol, "Bir baksınlar 90 dakika nasıl konsantre olunur. Osayi de öyle, ben hayatımda bu kadar oyuna giremeyen bir oyuncu görmedim, bu kadar yeteneğine rağmen... O topu kalecinin üstüne nasıl vurursun? Olacak iş değil, hiç konsantrasyonu yok” dedi.

'Mesut Özil sanki kafaca futbolu bırakmış gibi'

Demirkol Mesut Özil hakkında da yorumlarda bulundu. Mesut Özil’in oyuncu hiç sevmediğinin izlenimi yarattığını vurgulayan Demirkol şunları söyledi: ''Mesut Özil sanki kafaca futbolu bırakmış ve oradan geri dönmeye çalışıyor gibi. Emre Belözoğlu’nun ona inandığının yarısı kadar kendisine inansa olur. Hiçbir planı yok. İrfan’ın attığı iki pası Mesut atmış olsa şu anda ortalık yıkılıyordu. Mesut’un oyunu yeniden sevmesi lazım, bana oyunu hiç seviyormuş gibi gelmiyor. Hatta geldiği ilk iki maçtan daha geride şu anda. Olimpiyat Stadı’ndaki Karagümrük maçında en iyi performansıydı.

Ben zihinsel, oyunu sevmek ve konsantrasyon konusunda problem olduğunu düşünüyorum, bunu sağlayamazsa tartışılır. Yeni sezona böyle başlayamaz, böyle bir hakkı yok. Seyirci homurdanır. Fiziksel olarak eksikliği var ama böyle zekaya sahip oyuncular fizik durumları ne olursa olsun kendilerine bir yöntem bulurlar. Transfer ihtimali ortaya çıktığında bu soruyu sordum; seviyorsa bu oyunu gerçekten istiyorsa olur. Sevmiyorsa da yeniden olabilir yani. Yeniden aşık olabilir bu oyuna. Mesut kalitesinde bir adam futbolu seviyorsa Türkiye Ligi’ne gelmez. Fenerbahçe sevgisini sorguluyor değilim, bırakmazlar seni. Atletico Madrid, Sevilla, Dortmund yapışır sana.''