Mete İkiz, CAS'ın Galatasaray ile ilgili kararını yorumladı! Flaş sözler...
“Galatasaray’ın DNA’sında şampiyonluk yarışında yer almak var”
Kasımpaşa maçında Galatasaray’ın etkili bir oyun ortaya koyduğunu gördüm. İstekli, organize ve şampiyonluk adayı olma bilinciyle oynadı. Belhanda ve Feghouli’nin etkili performansları da takıma katkı sağladı. Kasımpaşa maçı son derece verimli geçti. Galatasaray şampiyonluk yarışlarına alışkı bir takım. Özellikle son haftalarda çok farklı bir Galatasaray görüyoruz. Bence Galatasaray’ın bir fikstür avantajı da var. İç sahada Başakşehir ve Beşiktaş maçları var. Taraftarıyla bütünleşerek evinde önemli galibiyetler alabiliyor. Galatasaray’ın DNA’sında şampiyonluk yarışında yer almak var.
“Tespit neden 4 ay sürdü?”
CAS ile ilgili yaşanan süreç çok karşılaşılan bir durum değil. Galatasaray’ın asıl sunumunu yaptığı İnceleme Kurulu ile yaptığı bir anlaşma vardı. Onun üstünde olan Hakimler Kurulu var. İnceleme yetkisi var. O incelemeyi de hemen istiyorlar. Bu hemen olmalı. Belli bir vakit geçti. Hemen olsa normal bir prosedür olurdu. Hemen olmadı. Şekil şartından dolayı CAS kararını verdi. Şekil şartının olmadığı aslında çok çabuk tespit edilebilir. Galatasaray’ın yaptığı anlaşma ve tarih belli. Şekil şartına bir uygunluk yoksa bunun tespit edilmesi neden 4 ay sürdü? Bunun tespiti 4 saat sürer. CAS çok yoğun olsa bile bu kadar sürmez. Sonuç olarak istediğini elde etti ve olumlu bir sonuç aldı.
Galatasaray’ın CAS’tan elde ettiği sonuç başka kulüpler için emsal teşkil eder mi?
Galatasaray’ın bir anlaşması var. Eksiden başlayıp artıya geçen bir yapıya bürünmesi noktasında bir anlaşma vardı. Umarım işler Galatasaray açısından yolunda gider. CAS, kararını rakamlar üstünden söylemiyor, tamamen şekil şartına bakıyor. Başka kulüplerin dosyasında da böyle durumlar varsa başka kulüpler için de elbette örnekleme oluşturabilir. Fakat; UEFA’da şekil şartıyla elde edilen bir dosya da pek yok. Ona da dikkat çekmek lazım.
“UEFA, başka kulüplerin anlaşmayı etkilemeye çalışmasını dikkate almaz”
Başkan Mustafa Cengiz, başka kulüplerin devreye girdiği yönünde bir beyanda bulundu. Elbette bir takım duyumlar almıştır. Benim kanaatimce; UEFA’daki akışa baktığımızda başka kulüplerin devreye girmesi, mektup yollaması ya da telefon etmesi, Galatasaray’ın anlaşmasını etkilemeye çalışması dikkate alınmaz. UEFA, son derece kurumsal ve profesyonel bir organizasyon. Her şey çok belli. Günün sonunda bu tip şikayetlerin bence UEFA nezdinde hiçbir etkisi yok.
Galatasaray’ın kâra geçmesi konusu
6 aylık dönem itibarıyla Sportif A.Ş’de çok önemli bir gelir artışı var. Ama tek gelir kalemi özelinde öne çıkıyor; o da Şampiyonlar Ligi’nden gelen gelir. Dursun Özbek döneminde Galatasaray elendiği için sadece 1 milyon TL’de sınırlı kalmıştı. Bu senenin 6 ayında 185 milyon TL’ye çıkmış. Müthiş bir rakam. Bunun artışında Şampiyonlar Ligi geliri çok önemli.
Şampiyonlar Ligi gelirleri vurgusu
Galatasaray’ın bir şansı vardı. UEFA, Şampiyonlar Ligi başlamadan önce bir düzenlemeye gitti. Havuzda bir para oluştu ve Devler Ligi’ne katılan takımlara dağıttı. Birinci olan takım ona göre bir para aldı. Galatasaray da 10 milyon Euro elde etti. Bunun kadar etkili olmasa da katılım parası arttı. Galibiyet, beraberlik paralarında artış oldu. Bunun olumlu etkileri oldu. Ayrıca Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde olmamasından ötürü bir gelir elde ediliyor. Bu ciddi artışın etkisiyle kâr ortaya çıktı. Bunlar olumlu şeyler. Şüphe yok.
Kârlılığa etken olan şeyler neler?
Galatasaray’ın önemli finansman giderleri var. Banka borçları üzerinden ödediği yüksek faizler var. Bunun yaklaşık etkisi 150 milyon TL kadar. Ancak; bunun bir de finansman geliri bacağı oluştu. Nereden oluştu? Galatasaray Sportif A.Ş, kulübe bir borçlanma yetkisi verdi. Bir finansal enstrümanla kulübün içinde oluşmamış olan gelirleri nedeniyle bir pencere açtı. Borç vermiş. Daha önce 217 milyon TL iken 405 milyon TL’ye çıktı. SPK’nın mevzuatı gereği bu finansmana bir piyasa faizi işletilmiş. Piyasa faizi neticesinde 16 milyon TL olan bu finansman gelirleri 3 kat arttı ve 50 milyon TL’ye kadar çıktı. Finansman giderleri nette azalmış. Bunun kârlılığa da önemli etkisi olmuş.
“Kulübün, Sportif A.Ş’de belli bir orana kadar para kullanması normal”
Bağımsız Denetim Raporu’nda görüş olarak söylenmiş. “Kulübün Sportif A.Ş’ye olan borcunun artmasını tespit ettik, bunun kulüp tarafından nasıl ödeneceği anlaşılamamıştır” diye görüş belirtilmiş. Buna son derece dikkat edilmesi gerekiyor. Kulübün stadyum gelirleri Sportif A.Ş’ye geçmişti. 2011-2012 sezonunda bu olmuştu. Ondan beri stadyum gelirleri düştü. Kulüp içindeki şubelerin faaliyetlerini finanse etmek gerçekten kolay değil. Reklam ve sponsorluk gelirlerinin düştüğü bir dönemdeyiz. Kulübün, Sportif A.Ş’den belli bir orana kadar para kullanması normaldir. Ancak; çok yüksek montanlara ulaşılmasının dikkatle izlenmesi gerektiği kanaatindeyim.