MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündemi değerlendirdi
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli resmi sosyal medya hesabından gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, "Türkiye ne zaman ileri atılsa, ne zaman parlayıp öne çıksa muhakkak surette iç ihanet cephesi ile dış işgal cephesi el ele verip pusuya yatıyor, akabinde de saldırıya geçiyor. Bunlar ne vicdan dinliyor, ne insanlık biliyor. Aynı yemlikten beslenip, aynı yıkımı hedefliyorlar." dedi.
Bahçeli, "Elbette ormanda ağaçların arasında Lodos eserken sinek vızıltısı duyulmaz. Ama sesi duyulmayıp küçük de olsa sineğin mide bulandırdığı aşikar bir gerçektir. Ne tuhaf ki, Sancho Panzo’nun Donkişot’la şüphe ve belirsizlik üzerine kurduğu bağlılığın kırıntısı bunlarda yoktur." şeklinde konuştu.
Bahçeli, "Bu CHP yönetimi ki, Türkiye’yi tuzağa çekip kafese koymak isteyenlere göz yumar. Samimiyetsiz olduklarından yüzlerine demokrasi boyası sürerler, kafalarına özgürlük hunisi geçirirler, siyasetlerine zincir vurdururlar, sonra da darbeyi çağrıştıran şifreli mesaj verirler." açıklamasını yaptı.
Bahçeli, "KOVİD-19 salgınından medet uman, virüsten iktidar çıkarmayı hesaplayan yoz, fos ve fason bir zihniyet Türkiye düşmanlarına gözcülük, sözcülük ve siyasi muhbirlik yapacak düzeyde kökünden ve özünden kopmuştur. CHP budur, çeperine tutunup çevresine doluşanlar da aynıdır." dedi.
Bahçeli, "Akıntıya karşı kürek çekmenin macera tutkusuyla bir ilgisi yoktur. Olsa olsa akıl körlüğüyle, zeka fukaralığıyla, ahmaklık fundalığına dönüşmüş hayat ve siyaset anlayışıyla ilişkisi vardır. Artık bu CHP bayatlamış, bayağılaşmış, küflenmiş, basbayağı kokmaya başlamıştır. Türkiye bir felaketin kuşatmasını yarmak için adeta çırpınıyor. Milli dayanışma hayranlık uyandırıyor. Virüse karşı yüksek bir mücadele sergileniyor. CHP ise ekonomik tetikçilere, demokrasi düşmanlarına, küresel tefecilere, vatansız fesat yuvalarına kucak açıp gel gel yapıyor." diye sözlerine devam etti.
Bahçeli, "Hem ülkemizin, hem de tüm dünyanın akut meselesi makroekonomik göstergelerin iyileşmesi değil, insan ve toplum sağlığını güvenceye almakla birlikte gıda ve hayat güvenliğini sağlamaktır. KOVİD-19 yeni bir dünyanın kilitlerini açmış, yeni bir kavrayışın temellerini atmıştır. KOVİD-19 salgını insanlığa önceliklerini ve ihtiyaçlar hiyerarşisini ikazla hatırlatmıştır. Katma değer üretimi insan sağlığı olduğu müddetçe bir anlam taşıyacaktır. Üretim, tüketim, tasarruf, istihdam, büyüme, kalkınma, zenginleşme insan var olduğu sürece değerli olacaktır." açıklamasında bulundu.
Bahçeli, "İnsansız ekonomi, yani piyasa fetişizmi; ahlakı, kültürü, maneviyatı, tarih ve toplum dokusunu muhtevasına almayan bir ekonomik sistemin ana yakıtıdır. Tek gayesi kar ve fayda maksimizasyonudur. Varsın insan olmasın, varsın insan sağlığına aldırış edilmesin. Mantık budur. Fabrikaların çarkları insansız nasıl dönecektir? İnsanlık solunum cihazına bağlandıktan sonra Merkez Bankası’nın rezerv miktarının ne önemi olacaktır? Enflasyon buraya çıkmış, bütçe açığı şuraya varmış, işsizlik şu kadar olmuş demenin bugünkü nazik dönemde manası nedir?" dedi.
Bahçeli, "Özne insan değil midir? İnsan özel ve eşref-i mahlukat değil midir? O halde CHP’nin salgına ve nice saldırılara karşı direnen Türkiye ekonomisiyle ilgili felaket tellallığına soyunması utanmazlık sayılmayacak mıdır? İşbirlikçiliğe bakınız, Türkiye batsa havalara uçacaklar! Türkiye ekonomisi yakın zamanda dört şiddetli operasyona maruz kaldı. Ağustos 2018, Mart 2019, Ekim 2019 ve 6 Mayıs 2020. Hafıza kayıtlarımızda mahfuzdur:2000 ve 2001 krizlerinde hangi ayak oyunları,hangi karanlık senaryolar devreye alındıysa şimdilerde benzerleri uygulanmaktadır." şeklinde konuştu.
Bahçeli, "Cenab-ı Allah Kuran’da buyuruyor: “Sakın cahillerden olmayın.” Cahilsindir, okur öğrenirsin. Paran yoktur, çalışır kazanırsın. Aşın ve işin yoktur, Allah nasip eder bulursun. Ya hıyanete ne demek lazımdır? Ya küresel ekonomik çetelere gülücükler dağıtanlar nasıl yorumlanacaktır? CHP’ye bakarsak iflas bayrağı çoktan çekilmiştir. Aynısını bazı Alman vakıfları, bir kısım derecelendirme şirketleri, hatta kalemini bazuka gibi kullanan köhne yazar-çizer takımı da söylemiyor mu? Bu kadar mı Türkiye’ye öfkelisiniz? Bu kadar mı mensubiyetiniz ölü gibi?"
IMF heyetiyle otel lobilerinde kulis yapanlar Türkiye ekonomisine atıp tutuyorlar. Çok başarılı bulduğumuz Sayın Berat Albayrak’a verip veriştiriyorlar! İnsan da biraz edep olur, biraz erdem olur, Kemal Derviş’in yardakçıları, devşirilmiş ucubeler Türk milletini kandıramazlar. Hep aynı terane! Hep aynı masal! Kasamız boşalmış; başka, IMF’ye gidilecekmiş; Ekonomi çok kötü yönetiliyormuş! Türkiye’ye siyaset vasıtasıyla hizmetin ilk halkası öncelikle insan olmaktır. Bir insanın damatlığıyla siyaset üretenler artık çürümüştür, sersefil hale gelmişlerdir."
Türkiye fırtınaya karşı bütün imkan ve iradesiyle direniyor. Karanlıkta ilerleyen gemide olay çıkarmak, ilk fırsatta da filikalara atlayıp kaçmak için hazırlık yapan odaklar hiç boş durmuyor. Bu gemi batarsa hepimiz suyun dibini boylarız. Fareler gidebilir, ama biz gitmeyeceğiz. Pülümür’de dağa yazılan “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır. Bunlara kulak versek; zalimlere, hainlere, teröristlere, ekonomik şantajcılara, emperyalist oyunlara boyun bükmek, ne yapalım kaderimiz buymuş demek kaçınılmazdır. Türkiye geleceğin büyük ve güçlü ülkesidir. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak anahtarlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin elindedir. Türksüz dünya öksüz, Türksüz medeniyet ölümdür. Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır.
Ülkemizi kurulan masalardan uzak tutmayı hedefleyenler, iştahlı şekilde vahşet menülerine almak için sıradadır. Türkiye’yi kötüleyenlerle, Londra merkezli ekonomik saldırganlar işbirliği halindedir. Hiç kimse çöküşü heves etmesin, çünkü kursaklarında kalacaktır. Ekonomik kriz-sosyal çalkantı-siyasal bunalım-darbe mekaniği Türk milletinin ve Cumhur İttifakı’nın kutlu varlığıyla altüst edilmiş, oyun bozulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi çuvallamış, kaybetmiştir. Çıkarcıların karşısında imanla çarpan kalpler ittifak halindedir. Son olarak, yarın kutlayacağımız Anneler Günü münasebetiyle, bütün annelerimizi tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum. Anne şefkatin yüzüdür, fedakârlığın yurdudur, sevginin yuvasıdır. Annelerimizi gözümüzden bile sakınalım, onlara hürmet ve sadakati eksik etmeyelim" ile sözlerini tamamladı.