Eski Beşiktaşlı ve milli futbolcu Okan Koç: "Lig dizayn ediliyor"
Eski Beşiktaşlı ve milli futbolcu Okan Koç, ligin adil olmadığını savunarak, "Midem bulanıyor. Bana göre lig dizayn ediliyor" dedi.
İşte Okan Koç ile yaptığımız röportaj....
-Futbola ne zaman ve ne nasıl başladın?
- Gaziosmanpaşa altyapısında başladım. Daha sonra amatör olarak Alibeyköy’de oynadım. Oradan Marmara Karması’nda forma giydim. Çanakkale Dardanel’de ise profesyonel oldum. Orada yıldızım parladı.
SÜRATİM ALLAH VERGİSİ
- Oldukça süratli bir futbolcuydun. Bunu neye borçlusun?
Allah vergisi… Aileden gelen bir özellik. Ayrıca çok küçük yaşlarda karate yaptım. Basketbol oynadım. Futbolla beraber bu sporları da birlikte yaptım. Adalelerim de çok güçlüydü. Bu yüzden fuleliydim. Patlayıcı gücüm vardı. Bunları yeteneklerinizle birleştirdiğiniz zaman iyi yerlere gelebilirsiniz. Ama doğru profesyonel eğitmenlerin elinden geçmek önemli.
FİGO VE SERGEN’İ ÖRNEK ALIRDIM
- İdolün veya örnek aldığın biri var mıydı?
Benimle aynı pozisyonda oynayan Portekizli Luis Figo’yu çok beğenirdim. Onun maçlarını kaçırmazdım. Figo’yu izlerken büyük keyif alırdım. Türkiye’den de Sergen Yalçın’a hayrandım. Bana göre Türk futbolunun gelmiş geçmiş en yetenekli ismi Sergen Yalçın’dır. Profesyonel anlamda kendisini daha iyi kontrol edebilseydi belki çok farklı seviyelerde olabilirdi.
AJAX TAKİP ETTİ, GENÇLERBİRLİĞİ KAPTI
- 17 yaşındayken Ajax tarafından takip edildin. Seninle birebir görüştüler mi?
Biliyorsunuz Ajax’ın çok geniş bir scouting ağı var. Beni de Türkiye Genç Milli Takımı’ndayken fark ediyorlar. Maçlarımı izlemişler. O dönem Çanakkale Dardanelspor Başkanı Niyazi Önen, benim için yüksek bir bonservis bedeli talep edince transferden vazgeçmişler. 1 sene sonra 650 bin dolar karşılığında Gençlerbirliği’ne gittim.
İLHAN CAVCAV DA ‘BEŞİKTAŞ’ DEDİ
- Gençlerbirliği’ndeyken üç büyükler peşindeydi. Bilhassa Fatih Terim, senin Galatasaray’a gelmeni çok istiyordu. Ama Beşiktaş'a transfer oldun. O süreç nasıl oldu?
Evet, Fatih Terim beni istiyordu. Hatta onunla görüşmüştük. O süreçte Beşiktaş devrede yoktu. Daha sonra Galatasaray’ın benimle ciddi bir şekilde ilgilendiğini duyunca teklifte bulundular. Fenerbahçe de devreye girmişti. Rahmetli başkan İlhan Cavcav, beni yanına çağırdı. Hangi takımda oynamak istersin diye sordu. "Duygusal bakarsam ben Beşiktaşlıyım. Fakat yine de karar sizin" dedim. Başkan, birkaç gün sonra beni tekrar çağırdı ve "Oğlum, Beşiktaş’la anlaştık" dedi.
ÖĞÜTLER SERGEN YALÇIN’DAN
- Beşiktaş’taki ilk günlerin nasıl geçti? Seni nasıl karşıladılar?
Çok heyecanlıydım. Beşiktaş’ta muazzam bir kadro vardı. 100. yılda şampiyonluk yaşayan bir kadroydu. Beni iyi karşıladılar. Zago olsun, Giunti olsun, Ronaldo ve Pancu gibi yabancılar bile sıcak kanlıydılar. Sergen Yalçın da beni odasına çağırmıştı. Bana Beşiktaş’ın nasıl büyük bir camia olduğunu anlattı. Nasıl davranmam gerektiğini söyledi. Öğütlerde bulundu. Yani kendisinin yapmaması gereken şeyleri bana da söyledi. (Gülerek). Ama o farklı seviyelerde ve farklı komumda olan bir oyuncuydu.
DEFANS YAPMAK BANA TERS GELDİ
-Teknik Direktör Mircea Lucescu ile yıldızın niye barışmadı?
Lucescu’nun oyun sistemi bana çok tersti. 3-5-2 dizilişiyle oynuyordu. Kanatların devamlı gidip gelmesi, defans yapması gerekiyordu. Benim de savunma zaafım olduğu için defans yapmasını sevmiyordum ve bilmiyordum da. Beni ikinci ve üçüncü bölgede kullansaydı hem Beşiktaş’a hem de ülke futboluna katkılar sağlardım.
LUCESCU’YA TAMAM DEDİM AMA…
- Lucescu ile bu konuyu konuşmadınız mı?
Söyledim, söyledim... "Sen burada güçleneceksin, daha iyi olacaksın. Avrupa’da oynayacak kapasiteye geleceksin" dedi. Bir bakıma ağzıma bal çaldı. Ben de kafamı eğip "Tamam" dedim. Sezonun ilk yarısında Şampiyonlar Ligi maçları dahil, 13-14 maç oynadım. Ligin ikinci yarısında takımın bir anda çehresi değişti. Anlamsız bir şekilde düşüşe geçtik. Takım kötü giderken bir şey de diyemiyorsun.
Hocadan şans bekliyorsun. O da "Sen daha gençsin. Uzun yıllar burada oynayacaksın" diyerek, bana telkinlerde bulunuyordu. Tabii demoralize oluyorsun. Gençsin, oynamak istiyorsun, senden büyük beklentiler var. Oynamayınca da çöküş yaşıyorsun.
AYNI GİZLİ GÜÇLER YİNE İŞ BAŞINDA
- Eski takım arkadaşlarından Giunti, bir röportajında 2003-2004 sezonu için "Gizli güçler şampiyon olmamıza izin vermedi" iddiasında bulunmuştu. Senin görüşün nedir?
O zamanlar gençtim. Bunu idrak edememiştim. Fakat yıllar geçtikçe ben de aynı şeyleri hissettim. Ligde şu anda da gizli güçler iş başında. İstedikleri takımları, farklı pozisyonlara getirebiliyorlar. Özellikle VAR sistemiyle. Önlerinde birden fazla monitör olmasına rağmen, adil kararlar vermiyorlar. Normalde o sezon Beşiktaş, ikinci yarının 5. haftasında şampiyonluğunu ilan ederdi. Ama Giunti’nin dediği gibi birileri önümüze set çekti.
BENİ BEŞİKTAŞ’TAN KOPARDILAR
- Galatasaray'a transferin neden gerçekleşmedi?
Beşiktaş, bana "Kendine takım bul" dedikten sonra Galatasaray devreye girdi. Menajerim aracılığı ile teklifte bulundular. Ben tekrar Beşiktaş’la görüşüp takımda kalmak istediğimi söyledim. Ancak kulüpteki bazı kişiler tarafından bu talebim kabul edilmedi. Galatasaray’a transferim de olmadı. Beni sonra Konyaspor’a gönderdiler.
AİLEMİ KAYBEDİNCE FUTBOLU BIRAKTIM
- Henüz 30 yaşındayken futbolu neden bıraktın?
Daha oynayabilirdim. Alt liglerden cazip teklifler de vardı. Biliyorsunuz ben bir süreç yaşadım. Annemi, babamı ve ağabeyimi peş peşe kaybettikten sonra bir çöküntü yaşadım. Psikolojik olarak etkilendim. Babamdan kalan mesleği sürdürmek ve evlenip yeni bir yuva kurmak istedim. Bir de alt liglere gidince hocaların sana karşı tavırları değişiyor. Farklı havalara bürünüyorlar. Bunu kaldıramadım açıkçası. Böyle bir karar aldım.
SAĞA SOLA SAPMADIM, DİK DURDUM
- Beşiktaş'ta sadece 1 sezon forma giymene rağmen taraftarın gönlünde ayrı bir yerin var. Efsane oyuncularla seni bir tutuyorlar adeta. Bunun sebebi nedir?
Estağfurullah… Efsane oyuncu söyleminin kabul etmiyorum. Ama taraftarın beni sevdiğini görüyorum, biliyorum. Sebebi nedir? Duruştur. Beşiktaş, camiasının bir duruşu vardır. O karakterle hareket edersen taraftar her zaman destek verir, arkanda olur. Beni sevdiklerini hissettiriyorlar. Bundan dolayı da çok mutluyum. Onlardan güç alıyorum. Medyada onların bir sesi olmaya çalışıyorum. Ülkemizde çok sağa sola sapanlar var. Dik duranların sayısı çok az maalesef. İnsanlar koltuğunu kaybetmemek için dürüst davranmıyorlar.
BU AYRILIK KAÇINILMAZDI
- Sergen Yalçın'ın gidişini nasıl değerlendiriyorsun? Sen böyle bir ayrılık bekliyor muydun?
Tabii ki bekliyordum. Bana göre Beşiktaş’ı çalıştırdığı toplamdaki iki seneye bakacak olursak başarılıydı. Ama bu sezonun başından itibaren şansızlıklar yaşadı. Özellikle sakatlıklar önemliydi. Ayrıca hakemler Beşiktaş’ın hakkını yedi. Bunu taraf olarak söylemiyorum. Herkes gördü. Gaziantep maçıyla başlayan Adana Demirspor, Başakşehir, Hatay ve Trabzonspor maçlarında birçok kırılma anları yaşandı. Verilmeyen penaltılar ve goller hem futbolcuları hem teknik heyeti aşağı çekti. Beşiktaş’ın resmen önü kesildi. Çünkü Beşiktaş, bu sezon da şampiyon olsaydı diğer rakipleriyle arasındaki makası açacaktı.
AHMET NUR ÇEBİ, CAMİANIN HAKKINI KORUYAMADI
- Şampiyonluğa rağmen sezon başında Sergen Yalçın’ın sözleşmesi hemen yenilenmemişti. Acaba Sergen Yalçın, başkan ve yönetimle daha ilk günden beri bir soğukluk mu yaşıyordu?
Ben Sergen Hoca ile bu konuları hiç konuşmadım. Bu tür konular ne futbolcular ne de teknik adamlara sorulur. Sıkıntılı bir süreç yaşandığını hepimiz tahmin edebiliyoruz. Daha sonra barışın sağlandığına şahit olduk. Fakat bazı yöneticilerin Sergen Hoca’yı istemediği anlaşıldı. Bu da takımı ve teknik heyeti psikoljik olarak etkiledi. Başkan Ahmet Nur Çebi’yi arada bırakanlar da oldu. Sergen Hoca eleştirilerek, başkan Çebi adeta yalnızlaştırıldı. Aynı şekilde Segen Hoca ve takım da sahipsiz kaldı. Hiçbir başkan "Hakemlere tölerans tanıyoruz, biz bunları kabullendik" diyemez. Dememeli. Çünkü senin 30 milyonluk camianın hakkını koruman lazım. Başkanın kapalı kapılar ardında değil, medyanın önünde bu haksızlıkları dile getirmesi gerekirdi.
HERKESİ FUTBOLDAN SOĞUTTULAR
- Federasyondan ve hakemlerden sadece Beşiktaş değil, bütün kulüpler şikâyetçi. Bunu nasıl açıklarsın?
Bu ligde sahada oynayan futbolcudan tutun da taraflı tarafsız herkese imrenti geldi. Artık insanlar Türkiye Futbol Federasyonu’na, Merkez Hakem Kurulu’na inanmıyor. Herkesi futboldan soğuttular. Eski bir futbolcu olarak olup bitenlerden dolayı midem bulanıyor. Maçlardan keyif almıyorum. İzlemek istemiyorum. İşim gereği izliyorum. Taraftarlara yazık. İnsanlar asgari ücretle çalışıp maç bileti alıyor. Bu adamların günahı ne? Kapalı kapılar ardında şu maç şöyle olsun bu maç böyle… Bana göre lig dizayn ediliyor.
ÖNDER HOCA İLE DEVAM EDİLMELİ
- Sen başkan olsaydın kimi teknik adam olarak takımın başına getirirdin?
Yönetimin vereceği karara saygı duymak lazım. Gelecek teknik direktör bundan daha kötü sonuçlar almaz. Çünkü yeni hocayla takımda mutlaka bir reaksiyon olacaktır. Futbolcular kendilerini göstermek ve "Suç bizde değil" demek için bir tepki verecektir. Ben Önder Karaveli ile yola devam ederdim. Önder Hoca, altyapıyı biliyor. Genç oyuncuları iyi tanıyor. Yardımcısı Serdar Topraktepe de camianın içinden biri.
SERGEN YALÇIN, FENERBAHÇE’YE GİDERSE KALPLERİ KIRAR
- Sergen Yalçın, ilerleyen günlerde Fenerbahçe'den teklif alsa kabul eder mi?
Sezon başı Sergen Hoca’ya Fenerbahçe’den teklif geldiğini duydum. Bunun ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu bilmiyorum. Bunu kendisine sormadım. Ama yakın çevresinden böyle bir duyum aldım. Şunu söylüyorlar: Sergen Hoca, teklifi kabul etmemiş. Şayet yeniden Fenerbahçe’den teklif alır kabul ederse ne olur? Sergen Hoca, Beşiktaş’tan ayrıldı fakat hâlâ çok seviliyor. Saygı duyuluyor. Giderse milyonlarca Beşiktaşlı'nın kalbini kırıp gönüllerdeki yerini kaybeder.
BEŞİKTAŞ, DERBİYİ 2-1 KAZANIR
- Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi için görüşlerin nedir?
Derbinin keyifli geçeceğini tahmin ediyorum. Çünkü Vitor Pereira’nın son şansı, Beşiktaş’ın da hoca anlamında kaybedeceği bir şeyi yok. İki takımın da bu durumda olmasının en büyük sebebi; Fenerbahçe açısından Pereira, Beşiktaş açısından da hakemler. Üçlü oyun sistemi ile oynamak kolay değil. Kanat beklerin çok atletik, çabuk olması lazım. Doğru yerde pozisyon almanız gerek. Fenerbahçe, bunun sıkıntısını yaşıyor. Dörtlü defansla Galatasaray’ı yendiler. Ama tekrar eskiye dönünce Gaziantep’e kaybettiler. Pereira inat ediyor. Bu gidişle gider. Beşiktaş’ın da önünü hakemler kesti. Bu maçta Beşiktaş’ın yenilmeyeceğini hatta 2-1 kazanacağını düşünüyorum.
TÜRKİYE’YE PAHALI GELİRDİM
- Şu anda futbol oynasaydın piyasa değerin ne olurdu?
Şu andaki olgunluğum olsaydı Gençlerbirliği ve Konyaspor’da gösterdiğim performansla Avrupa’ya giderdim. Çünkü ekonomik zorluklardan dolayı beni Türkiye’de transfer edecek bütçeye sahip bir kulüp olacağını sanmıyorum.
İSPANYA TAM BANA GÖRE
- Avrupa'da hangi takımda oynamak isterdin?
İspanya’yı tercih ederdim. Orası boş alanı olan bir lig. Futbolcuları çok fazla baskı altına almayan bir ülke.
SAHADA YOULA İLE AYNI DİLİ KONUŞURDUK
- Saha içinde en iyi anlaştığın takım arkadaşın kimdi?
Çanakkale’de oynadığım dönemde İlkem Özkaynak vardı. Gençlerbirliği’nde Süleyman Youla, Mbyo ve Serkan Balcı vardı. Aklıma gelen ilk isimler bunlar. Youla ile aynı futbol dilini konuşurduk sahada.
İBRAHİM ÜZÜLMEZ, BENİ ÜZERDİ!
- Zorlandığın rakip oyuncu var mıydı?
İbrahim (Üzülmez) Ağabey…Hem çabukluğu hem de pozisyon alışıyla bana ters gelirdi. Defansif yönü güçlü olan bir oyuncuydu. İbrahim Ağabey, hücümda da aynı özelliklere sahip olsaydı farklı seviyelerde olurdu.
GÜNDÜZ TEKİN ONAY, GİZLİ GİZLİ MAÇLARI İZLERDİ
- Kariyerinde sende olumlu yönde iz bırakan teknik direktör oldu mu?
Altyapı hocalarım oldu. Mesela Alibeyköyspor’dan ‘Yanki’ hoca lakaplı rahmetli Ali Eren Hoca var. Aynı şekilde Genç Milli Takım’dan rahmetli Gündüz Tekin Onay'ı da unutmam. Benim üzerinde bu iki hocanın büyük katkısı var. Özellikle Gündüz Hoca'nın. Futbolcunun yürüyüşünden kapasitesini anlardı. Gerçekten hocaların hocasıydı. Onun bir huyu vardı. Genç millilerin maçlarını habersiz izlerdi. Şapkasını, beresini takar köşede bir yerde gizlice maçları seyrederdi. Bir gün Genç Milli Takım’ın hocasına, "Sen Okan’ı niye kadroya almadın" diye sormuş. Hoca, performansımı yeterli bulmadığını söylemiş. Gündüz Hoca da, "Ben iki hazırlık maçınızı da izledim. Sahanın en iyisi Okan’dı" diyerek bana sahip çıkmış. Daha sonra beni telefonla arayıp, "Canını sıkma. Kötü oynasan bile ben olduğum sürece her zaman bu takımda olacaksın" dedi. Bana bu özgüveni verdi. Ümit Milli Takım’a kadar yükseldim. Ay Yıldızlı forma altında iyi maçlar çıkardım.
BU DÜZENDE HOCALIK YAPMAM
- Teknik adamlığı düşündün mü? Antenörlük için eğitim alıyor musun?
Almıyorum fakat Pep Guardiola, Jürgen Klopp ve Nagelsmann gibi üst düzey teknik adamları yakından takip ediyorum. Onların maçlarını dikkatli izliyorum. Kendime notlar çıkarıyorum. Fakat bu lig temizlenmediği sürece teknik adamlık yapmayı düşünmüyorum.
DOĞRULARI SÖYLEYİNCE ELEŞTİRİLİYORUM
- Yorumcu olarak kendini başarılı buluyor musun? Nasıl tepkiler alıyorsun?
Taraftarlar kendi takımları için hep güzel şeyler duymak isterler. Ben gerçekleri ve doğruları söylemeye çalışan biriyim. Yeri geldiğinde Beşiktaş’ı da eleştirdim. Ama hakkı yendiğinde çıkıp onları savundum. Onların sesi oldum. Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor lehine de yorumlar yaptım. Ondan dolayı bazı kesimler tarafından eleştirilere maruz kalıyorum.
HAKEM CAMİASINDA TEMİZLİK ŞART
- TFF Başkanı olsan ilk icraatın ne olurdu?
Hakem camiasında ciddi bir temizlik yapardım. Böyle bir teknolojiye rağmen bu hatalar yapılıyorsa temizlik şart. "Tecrübeli hakem" diyorlar. Görüyoruz onları. Bari genç hakemler gelsin de hata yaptıkları zaman insanlar tolerans göstersin. Sen o temizliği yaparsan alttan gelen hakemler tedirgin olur, daha adil kararlar vermeye çalışır.
CHELSEA, ŞİMDİKİ PSG GİBİ GÜÇLÜYDÜ
- Unutamadığın maç veya gol var mı?
Kariyerimde fazla golüm yok ama asistim var. Geçlerbirliği’nde oynarken İstanbulspor’a sağ çaprazdan ayak üstü attığım gol güzeldi. Maç olarak tabii ki Chelsea karşılaşması. O maç apayrı. Neden? 60 dakika deplasmanda 10 kişi oynuyorsun ve 2-0 kazanıyorsun. Abramovich, muazzam bir kadro kurmuştu. Makalele, Hasselbaink, Crespo, Veron, Lampard, Babayaro, Damien Duff… Şimdiki PSG’nin kadrosu gibi adeta. Bir de 10 kişi 60 dakikaka oynuyorsun. 70’te ayağıma kramp girdi. Koşamıyorsun.
TEK SUÇLU LUCESCU DEĞİLDİ
- Pişmanlık duyduğun bir olay var mı?
Var tabii ki… Beşiktaş’a geldiğim dönem daha farklı yaşayabilirdim, kendime daha iyi bakabilirdim. Sadece Lucescu ile oyun sisteminden dolayı o düşüşü yaşamadım. Demoralize olduktan sonra kendimi saldım. Hoca seni oynatmıyor. Bazen 10 dakika oynuyorsun. Etkileniyorsun haliyle. Genç değil de tecrübeli olsaydım işime daha sıkı sarılıp o formayı almaya çalışırdım.
TÜRK FUTBOLUNU ESKİ FUTBOLCULAR KURTARIR
- Gelecekle ilgili planların ve hayallerin var mı?
Benim gelecekle ilgili temennim var. Onlar gerçekleşirse hayallerim için de bir adım atacağım. Nedir temennim? Daha önce vurguladığım gibi ligin temizlenmesi gerekiyor. Ligin bu şekilde dizayn edilmesi herkesi üzüyor. Her camia şikâyetçi. Bir kere TFF’nin başında futbolun içinden gelen insanların olması lazım. Ekonomiyi bilen bir iki iş insanını yanınıza alırsınız ama önce kendini Avrupa’da geliştirmiş eski futbolculardan bir ekip oluşturmalısınız. MHK’nin başına da futboldan gelen birini koy. Eski hakemden de demiyorum. Çünkü futbolcudan daha iyi hakemlik yapacak biri yok bana göre. O duyguyu, o psikolojiyi futbolcular yaşadı sahada. Hakemlerin vücut dilinden en iyi onlar anlar. O zaman Türk futbolu gelişir.
KİMLİK KARTI
- Adı Soyadı : Okan Koç
- Doğum Tarihi : 22 Ocak 1982 (39 yaşında)
- Doğum Yeri : Sakarya
- Mevkii: Sağ sanat
- Forma Numarası : 17-54
- Alt Yapı Kariyeri: Gaziosmanpaşa, Alibeyköyspor.
- Profesyonel Kariyeri: 1999-2002 Çanakkale Dardanelspor, 2002-2003 Gençlerbirliği, 2003-2004 Beşiktaş, 2004 Konyaspor (Kiralık), 2005 Ankaragücü (Kiralık), 2006 Ankaragücü, 2006 Konyaspor, 20072008 Manisaspor, 2008-2009 Sakaryaspor, 2009 Altay, 2010-2011 Denizlispor, 2011 Çanakkale Dardanelspor, 2011-2012 Konya Şekerspor.
- Milli Takım Kariyeri: 16 kez Ümit Milli