Rıza Çalımbay: "Milli Takıma Yerli Hoca Gelmesi Gerekiyor"
Rıza Çalımbay, Sivasspor'dan ayrılık süreci, Beşiktaş dönemi, Fenerbahçe ve Galatasaray hakkında konuştu. Çalımbay, A Milli Takım ve Stefan Kuntz hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
"Sivasspor ile iyi şekilde ayrıldık"
Sivasspor ile 4 yılın ardından bir ayrılık yaşadınız. 4 yıl bir teknik adam için önemli bir süre bu süreçte Rıza Çalımbay’ın motivasyon kaynağı neydi?
"Her şeyden önce biz çok iyi bir şekilde ayrıldık. Kırgınlık gibi bir şey yok, başta taraftar, yönetim ve oradaki insanlar olmak üzere herkese benim saygım sonsuz. Ben de Sivaslı'yım zaten biliyorsun. Çok güzel bir 4 yılımız geçti. Gerçekten benim için anlamı çok büyük aynı zamanda memleketim olduğu için. Orada başarılı olmak, Avrupa’ya götürmek, tarihinde ilk defa Türkiye Kupası’nı almak… Bunların hepsi çok güzel. Çok güzel şeyler yaşattık Sivasspor’a, hem maddi olarak güzel kazanımlar sağladık hem de ülkemize ciddi bir puan getirdik. Onun için çok mutluyum. Ayrılırken de mutlu bir şekilde vedalaştık. Takımı da iyi bir şekilde bıraktık. Bundan sonra yine her şey olabilir. Biliyorsun daha önce 3 yıl çalıştım ben orada. Her seferinde sıkıntılı dönemler oldu. Biliyorsun uzun şike süreci vardı. Onunla uğraştık, hiçbir zaman da orayı terk etmedik. Sonuna kadar orada kaldık. İyi bir şekilde o süreci de tamamladık. Bu 4 yıllık süreçte pandemi olsun, deprem olsun bir sürü felaketle uğraştık. Hem Avrupa hem Türkiye Ligi hem Türkiye Kupası’nı birlikte götürmeyi başardık. Son dönemde sakatlık sayılarının artması ile bir sıkıntımız oldu. Biliyorsunuz depremden dolayı çok ara verildi. Bütün takımların dengesi bozuldu. Çok mutlu, çok başarılı, çok güzel bir 4 yıl geçti. Çok güzel işler yaptık. Bunun sonunda bende bir ara vermenin doğru olduğunu düşündüm. İleride nasıl ayrıldıysak tekrardan bir birliktelik olabilir"
"İyi bir takım çıkarsa hemen göreve başlarız"
İsminiz birden fazla takımla da anıldı. Siz hiçbir takımla görüşmediğinizi ifade ettiniz. Bundan sonraki planınız nedir?
"İyi bir takım olduktan sonra, hedefi olduktan sonra giderim çalışırım bir sıkıntı olmaz. Olmazsa o zaman tabii ki hemen yurt dışına giderim. Orada maçlar seyrederiz. Oradan da oyuncu seyredip, oyuncu havuzumuzu geliştiririz. Onun için o boşluğu yardımcılarımla birlikte o şekilde değerlendirebiliriz. Ama dediğim gibi iyi bir takım çıkarsa hemen göreve başlarız yani"
"Benim Avrupa’daki performansım iyidir"
Yurt dışı demişken sizin isminiz bir dönem Göteborg ve Sion ile anılmıştı. Neden gerçekleşmedi?
"Avrupa’da gerçekten çok başarılı olduk. En son namağluptuk, güzel şeyler başardık. Benim biliyorsunuz Avrupa’daki performansım iyidir. Beşiktaş’ta da öyledir, Denizlispor’da önemli başarılar yakaladık ki biliyorsunuz bizim belli bütçelerle istediğimiz kadroları kurduğumuz zaman başka şekilde ileriye doğru gidebiliyoruz"
"Kadro yetersizliği gibi bir şikayetim olmadı"
Siz gitmiş olduğunuz takımlarda hep başarılı oldunuz. Sosyal medyada Rıza Çalımbay kadro yetersizliğinden şikayet ediyor diye bir algı oluştu. Bu konu ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
"Benim öyle bir şikayetim yok. İnsanlar sosyal medyada kendileri abartıyor. Anadolu takımlarında her zaman istediğiniz oyuncuyu alma şansınız yok. İkincisi de eğer hedefin varsa Avrupa’ya da gideceksen, geniş ve kaliteli bir kadron olması gerekiyor. Biz iki günlük periyotlarda maça çıkıyoruz. En son 13 günde 4 maç yaptık. Baktığınız zaman kadroda sakat oluyor bir sürü şey oluyor. Mesela Leke James 8 aya yakın sakattı, Aaron Apindangoye 5 ay yoktu. Orada sıkıntı yaşıyorsunuz. Elinizde iyi bir kadro olursa, oyunun kaderini değiştirecek oyuncular olursa o zaman bambaşka oluyor. Ama ben hiçbir zaman kadronun yetersizliği gibi bir ifade kullanmadım. Sadece kadromuzun dar olduğu ve sakatlıklar yönünden serzenişte bulundum. Sakatlıklar bizi çok sıkıntıya düşürdü. Galatasaray maçına çıktığımızda bizim en az 8-9 oyuncumuz 3 sarı kartlıydı. Sonra Konya’yla oynayacağız, çok önemli maçtı bizim için. O yüzden o sarı kartlıları oynatamadık. Bu gibi sıkıntılar yaşadık. Benim kadro yetersizliğinden şikayet etmem mümkün değil. O kadroyu oraya getirmişsek bütün sorumluluk bendedir"
"Galatasaray'ın nizami golü verilmese ne olurdu?"
Galatasaray maçından bahsettiniz. İlk maçta yaşanan hakem hatası vardı. Galatasaray taraftarı sosyal medyada bu konunun konuşulmasına tepki gösterdi. Anadolu kulüpleri Beşiktaş’ı, Fenerbahçe’yi yendiğinde rakip taraftarlar tarafından linç ediliyor. Bununla ilgili neler söylersiniz?
"Çok basit o. O günkü maç, bir kere benim Galatasaray’a karşı ters bir durumum olmaz ki. En fazla sevgim olur. Beşiktaş zaten benim için ayrı bir yer. Galatasaray ile bir sıkıntımız yok ki. Bugün zaten golümüzü saymayan Galatasaray takımı değil ki. Bunun zaten Galatasaray ile ne alakası var. Ben sadece şunu söylüyorum orada hakeme diyorum ki; hocam neden golü vermiyorsun. ‘Ofsayt’ diyor. Kalenin içinde iki tane adam var diyoruz. Bunu söylüyoruz, bunun tersini düşün. Aynı pozisyon Galatasaray’a olsa. Nizami golü verilmese ne olur? Tepkiyi de geçerler, günlerce o konu konuşulur. Hakem arkadaşlardan bir tanesi bıraktı. Bir tanesi belli bir süre ara verdi. Orada peki yazık değil mi Sivasspor’a? Bir tane bir şey göstersin şu yüzden gol verilmedi diye. Hiçbiri bir şey diyemedi. Ne hakem dedi, ne federasyon başkanı dedi, bilirkişiler diyemedi, VAR’dakiler diyemedi. Gol de demediler. E yazık yani, bir puan bir puandır. O maçın devamı da olacak. Belki 2-1 öne geçeceğiz. Galatasaray için işler zora girecek. Ama benim anlamadığım ne biliyor musun? Bizim Galatasaray’la bir sıkıntımız olmadı ki. Niye böyle bir tepki gösteriyor ki taraftarlar? Bizim Galatasaray’a saygımız sonsuz. Yalnızca o değil. Sezon başı bizle aynı yerdeydiler benim orada en sevdiğim insan Dursun Özbek’tir, ben çok severim kendisini. Onların olduğu yer Avusturya’da bize çok yakındı. Ben gittim maçlarını seyrettim. Onlarla beraber oturdum, takımla selamlaştım, Okan hoca zaten talebem hem karşı karşıya maçlar da yaptık. Benim dostluğum her takımla iyidir. Ben sadece sahada işimi yaparım. İşimi yaparken de hiçbir zaman saldırgan veya saygısız birisi değilimdir. Saygı duyarım bütün takımlara. Yeneriz yeniliriz, futbolun içinde her şey olur ama öteki türlü bizim hiçbir takıma tepkimiz olmaz. Mümkün değil öyle bir şeyin olması. Kim düşünüyorsa yanlış düşünüyor.”
"4 büyüklerle maç oynadığınız zaman hakemler etkileniyorlar"
Hakem hatasına tepkinizi dile getirdiniz. Hakemlerin bu kadar çok hata yapmalarının sebebi nedir? Futbol oynamadıkları için olabilir mi?
"Olabilir. Bence VAR’ı çok iyi kullanamıyorlar. Mesela bizim o golü çözmeleri lazımdı. Her türlü madem kaç yerden izliyorsun, onu çözmeleri gerekiyordu. VAR bana göre çok etkili bir şey. Belki daha önceden de olsa çok daha güzel şeyler olurdu. Benim tek düşüncem 4 büyüklerle maç oynadığınız zaman hakemler kesinlikle etkileniyorlar"
"Beşiktaş'ta yaptıklarım göz ardı edildi, destek verilmedi"
Hocam Beşiktaş, Trabzonspor ve Anadolu’nun birçok önemli kulübünde görev aldınız. Beşiktaş sürecine döneceğim, Beşiktaş’a Rıza Çalımbay olarak erken mi gittiniz?
"Erkenden ziyade, bizler gittiğimiz zaman mutlaka takım istenilen seviyede değildir. Ben Rize’deydim, 3. ya da 4.'ydük, Avrupa’ya gitmek istiyorduk. Devre arası Beşiktaş istedi beni, Yıldırım Demirören vardı. Çok iyi başkandı kişi olarak da çok severim. Kendisine söyledim ben tabii ki gelirim ama Rizespor’dan izin almam lazım diye. Rizespor izin verince ben de gittim. Benim yaptığım şeyleri herkes göz ardı etti. Ben ligin ikinci yarısı geldim Beşiktaş’a, takım alt sıralardaydı. Ben o takımı ligin ikinci yarısının lideri yaptım. Sadece bir mağlubiyet aldım o da Galatasaray’dan. Ondan sonraki sene Avrupa’ya gittik. Önce gittik Vaduz takımını eledik. Sonra Malmö’ye içerde 1-0 yenildik, deplasmanda da gidip 4-1 yendik. Ben orada bıraktım görevi. Ben orada çok başarılı oldum. Orada bana devam etmem için destek verilmesi gerekiyordu. Ben Beşiktaşlıyım, Beşiktaş’a da bir zarar gelsin istemem. O noktadan sonra güzlece konuştuk ve ayrıldık"
"Ben Ailton’u istemedim, Carew'in gitmemesi gerekiyordu"
Hocam o dönem sizin Genel Yayın Yönetmenimiz Kenan Başaran’a verdiğiniz bir röportaj vardı. “Kaotik bir ortam vardı. O dönemin yıldız oyuncusu Ailton, Yıldırım Demirören’e krampon fırlattı” demiştiniz. Orada neler oldu? Ailton’la diyaloğunuz nasıldı?
"Benden sonra olmuştur. O dönem ben yoktum. Zaten benim en büyük sıkıntım oydu. Carew’i satıp Ailton’u aldılar. Ben Ailton’u istemedim. Diyaloğum iyiydi Ailton’la. Ben futbolcuya bakarım, işini yaparsa yapar, yapmazsa kenara alırım yani. John Carew, Beşiktaş’ın en iyi oyuncularından bir tanesiydi. Gitmemesi gerekiyordu ama bıraktılar"
"Beşiktaş futbola başlayıp bitirdiğim yer, her şey olabilir"
Teknik direktörlük yaşantınız devam ediyor. Beşiktaşlı olduğunuzu ifade ettiniz. Rıza Çalımbay için Beşiktaş defteri kapandı mı?
"Yok canım niye kapansın. Beşiktaş benim futbola başlayıp bitirdiğim yer. Her şey olabilir yani"
"Anadolu takımlarında çalışıyorsan şampiyonluk zor"
Süper Lig’de uzun zamandır yerli hocalar şampiyon oluyor. Sizin de hedefleriniz arasında yer alıyor olabilir. Bunun olması için hangi koşulların oluşması gerekiyor, şu ana kadar neden olmadı?
"Eğer Anadolu takımlarında çalışıyorsan o biraz zor. Bütçe sıkıntı oluyor. İstediğin oyuncuyu alamıyorsun, istediğin kadroyu kuramıyorsun. Gittiğin yerin bütçesi zayıfsa sıkıntı oluyor. Bir iki tane kaliteli oyuncu kesin olarak alman gerekiyor. Taraftarı çekmek için almak gerekiyor. Kurumlaşmış sistemler olabiliyor, hele ki güzel bir sistem varsa şampiyon olunabilir, olmamak için bir neden yok. Ama yani söylediğim şekilde herkesin birleşmesi kenetlenmesi lazım, taraftarın takımla bütünleşmesi lazım. Biz mesela pandemiden önce namağlup gidiyorduk. Maalesef pandemiden sonra taraflar stada giremeyince takım da düşüyor ister istemez. O destek çok önemli. Onun için yönetimi de işi bilen, futbolu bilen kişilerden olduğu zaman olmaması için hiçbir neden yok yani"
"Konyaspor'da yanlış şekilde davranıldı"
Süper Lig’de her sezon bir takım şampiyon oluyor. Şampiyon olamayan takımlarda teknik direktör ve yöneticilerin yapmış olduğu açıkalamalar var. Yaklaşık 25 yıldır ligde görev alıyorsunuz. Süper Lig’de hakkaniyet var mı, ne dersiniz?
"Ben şuna inanıyorum. Bir tane antrenör alırsınız sezon başı veya sezon ortasında. Geldiği zaman çok iyi karşılarsınız. Ondan sonra maçlarına başlar, biraz kötü gittikten sonra basında şu hoca kovuldu lafı çıkar. Ben hiç sevmiyorum o lafı. Yollar ayrıldı kelimesinin olması gerekiyor. Öyle olmaz. Nasıl şaşalı getirdiyseniz yine aynı saygıyla göndermeniz gerekiyor. Ben aynı şekilde Sivas’tan 2 defa ayrıldım. Birinde yemek organize edildi, valisi, emniyet müdürü, belediye başkanı herkes geldi. Bu sefer de mükemmel şekilde ayrıldım hiçbir sıkıntı olmadı. Sivas bu konuda örnek. Konya’da da hiçbir sıkıntı yok. Sadece yanlış şekilde davranıldı. Başkan beni çağırdı İstanbul’daydım geldim. Son maç Ankaragücü’nü 2-0 yenmiştik takımın durumu gayet iyidi. Ayrılık var dedi, ben de tamam, çok iyi dedim. Yalnız bir şey soracağım dedim. Bu takım küme düşmeye mi oynuyor diye sordum, hayır dedi. Dedim ki kötü mü oynuyoruz, hayır dedi. Sıkıntı nedir dedim, şehir uyuşmazlığı dedi. Şehir uyuşmazlığı dediğini ben anlamadım. Şehir uyuşmazlığı nedir, ben belediye başkanı olsam şehir uyuşmazlığı olabilir. Ondan sonra başka bir arkadaş geldi oraya. Onun işleri iyice ters gitti. Ben bir gün başkanla konuşurken, o arkadaşta da mı şehir uyuşmazlığı var dedim. Diyor ki onu karıştırma"
"Lig şaibeli değil, bazı takımlara haksızlık olabilir"
Bu sezon deprem felaketi yaşandı. 2 sezon önce yaşanan bir pandemi süreci vardı. Depremden dolayı ligden çekilen takımlar vardı. Bu takımlarla bundan sonra oynanacak maçlar için 3-0 hükmen kazanma fikri gündeme geldi. Beşiktaş net bir şekilde tavrını ortaya koydu. Bu böyle olmamalı dedi. Sizin bu konu ile ilgili düşünceniz nedir? Jorge Jesus ayrılmadan lig şaibeli demişti.
"Lig şaibeli değil. Şaibeli dediğiniz an başka şeyler olması gerekiyor, o kötü bir laf. Tabii oradaki herkes acı içinde, herkes sıkıntılı. Şu anda bile Hatay halen yıkılmış bir şehir gibi harabeler içinde duruyor. Onun için burada federasyonun uğraşlarına rağmen net bir çözüm bulunmadı, en son hükmen galibiyet getirildi. Orada bazı takımlara haksızlık olabilir. Ama ona da çoğu takım tamam dediği için federasyon öyle bir karar verdi"
"Fenerbahçe'nin şampiyon olması gerekiyordu"
Jorge Jesus’un açıklamaları ile ilgili yorumunuz nedir? Kamuoyunda Fenerbahçe’nin hakkı yendi algısı vardı. Derbiye Galatasaray şampiyon girdi. Yurt dışında böyle bir durum olduğu zaman rakip takım şampiyon takımı alkışlıyor. Biz ülkemizde bunları göremez miyiz?
"Görülür, görülmemesi için bir neden yok. Maçtan önce maç gerildi. Onun öncesinde yeni şeyler konuşuldu. Ondan öncesinde haksızlık oldu minvalinde açıklamalar yapıldı. Bir kere Fenerbahçe’nin çok iyi bir kadrosu var, mükemmel bir taraftarı ve mükemmel bir başkanı var. Fenerbahçe takımı bu sezon şampiyon olsa gayet normal olurdu. Galatasaray takımı sezon başında ben izlediğimde eksikti. Sonrasında çok iyi, tam oturan transferler yaptılar. Kadroyu oturttular. İstikrarı yakalayıp şampiyon oldular. Bana kalırsa hak ettiler. Bana göre Fenerbahçe takımı bu kadroyla, taraftarlar ve o başkanla şampiyon olması gerekiyordu"
"Güzel şeyler yapıyorsam en büyük pay Mustafa Denizli'dedir"
Hocam Beşiktaş süreci bu şekilde ilerledi. Önemli görevler aldınız, birkaç ismi sormak istiyorum sizin için yeri farklı olan. (Mustafa Denizli hakkında)
"Mustafa hocam hakikaten benim için yeri farklı olan tartışılmaz bir insandır. Çünkü ben futbolu bırakır bırakmaz hemen beni yanına aldı. Onun için minnettarım kendisine. Şu an ben güzel şeyler yapıyorsam bunda en büyük pay Mustafa hocadadır. Mustafa hoca ile unutamadığım çok anım var. Biz ona saygıdan yaklaşamazdık, bazen de korkardık. Bir şeyi unutmuyorum. İnönü Stadı’nda Altay’la oynuyoruz. Kapalı tribünün önünden hafif bizim sahaya doğru olan yerden bir frikik kazandı Altay. Mustafa hoca topu bana bırakın dedi. Bizim hoca barajı bırakın o kadar uzaktan baraja gerek yok dedi. Mustafa hoca oradan bir vurdu, ben böyle bir şey görmedim direkt çatala. En az 40 metre vardı. Çok büyük oyuncuydu. Şenol hocaya bir maçta 2 tane kornerden gol attı. Gazetede mi okudum Şenol hoca maç öncesinde ben kornerden gol yemem diye açıklama yapmıştı. Mustafa hocanın tekniği muhteşemdi"
"Fatih hocayla da hem beraber hem karşılıklı oynadık"
(Fatih Terim hakkında)
"Fatih hocayla da biz hem beraber oynadık milli takımda hem de karşılıklı oynadım. Fatih hoca takımın lideriydi. Gerçekten zaman geçtikçe yavaş yavaş oyuncu olarak da çok iyi bir şekilde yükseldi"
"Ali Koç’un ne suçu var ya"
(Süleyman Seba hakkında)
"Başkan benim için çok önemli. Yaşadığı bütün şampiyonluklarda takım kaptanı bendim. Benden sonra doğru dürüst şampiyon olamadı. Çok iyi bir insandı, bir kere her şeyini Beşiktaş’a veriyordu. Öyle çok zengin birisi değildi ama kulüp için ne gerekiyorsa her şeyi yapardı. Hem rakibe hem de bize çok saygı gösterirdi. Gerçekten bizden hiçbir zaman kopmadı. Biz de vefat edene kadar yanındaydık. Tabii Beşiktaş tarihinin en büyük figürlerinden bir tanesi. Hakikaten de başkanlık yaptığında da Beşiktaş’a önemli bir düzen getirmişti. Herkesin saygı duyduğu bir insandı. Şöyle; insanlar faydalı bir şeyler yaptıysa o insanı iyi bir şekilde uğurlamak gerekiyor. Olabilir her zaman iyi olmayabilir, sıkıntılar olabilir. Başkan konusunda şimdilerde Ali Koç örneğini verelim. Bana göre Ali Koç kulübe maddi manevi her şeyini veriyor. Zamanından her şeyinden veriyor. Şimdi Koç’un ne suçu var ya. En iyisini yapmaya çalışıyor. O insanlara saygı duymak gerekiyor. Ne yapılacaksa iyi bir şekilde olması gerekiyor"
"Samet Aybaba'nın rekorunu kırmak bir gurur"
(Samet Aybaba hakkında)
"Samet Abi bizim büyüğümüz tabii ki. Yıllarca beraber oynadık. Çok iyidir aram benim, Samet abiyi 3 sene görmeyeyim bugün karşılaşsam dün görmüş gibi olurum. O kadar samimiyiz kendisiyle. Benim için bir gurur Samet abi gibi biriyle oynamak, onun rekorunu kırmak. Baktığınız zaman benim futbolculuk hayatım da böyle istikrarlı gitti"
Süper Lig'in en deneyimli antrenörlerinden biri olan Samet Aybaba, 621 maçla en fazla Süper Lig maçına çıkan teknik direktör üvanına sahipti. Rıza Çalımbay, geride bıraktığımız sezon Ankaragücü mücadelesiyle birlikte Süper Lig'deki 622. maçına çıkarak, Aybaba'ya ait rekoru kırdı.
Çalımbay'dan genç teknik adamlara örnek
Pro Lisans konusu çok tartışılıyor. Siz yaklaşık 25 yıldır antrenörlük yapıyorsunuz. Genç teknik adamların bir anda hocalığa başlaması ile ilgili ne dersiniz?
"Ben ona kendimi örnek vereyim. Ben futbolu bıraktım, Mustafa Hoca ile çalışmaya başladım. O ara Mustafa hoca yeni gelmişti milli takıma. O yüzden de ekip yapıyordu. Ekibini kurdu, ben ilk önce onun yanında başladım"
"Mert Hakan ve Emre Kılınç'ı alırım, hiç düşünmem"
Mert Hakan sizin döneminizde Fenerbahçe, Emre Kılınç ise Galatasaray’a transfer olmuştu. Bir fırsat gelse ileride tekrardan çalışmak ister misiniz?
"Alırım hiç düşünmem. İkisi de iyi insanlar, iyi oyuncular da aynı zamanda. Pandemi döneminde iki oyuncu daha alsak belki şampiyonluk olmuştuk. Devre arasını lider bitirmiştik. Emre’yi Fatih Hoca hep orta saha oynattı ama orta saha oyuncusu değildi. Net bir kanat oyuncusuydu. Mert Hakan şu an oynatıldığı gibi oynar. Fenerbahçe’de kadro kalabalık ona pek bir fırsat gelmedi. İkisi de iyi oyunculardır. Fırsat olura tekrardan çalışmak isterim”
"Milli takıma yerli hoca gelmesi gerekiyor"
Stefan Kuntz’un göreve geliş süreci, sizin eski takım arkadaşınız. Yerli teknik direktörlerin birçoğu ile röportaj yaptığımda bu karara tepki gösteriyorlar. Stefan Kuntz'a kamuoyunda maç maç değer biçildi. Bir teknik direktöre karşı bu yaklaşım doğru mu ve Rıza Çalımbay neden A Milli Takım’a düşünülmüyor?
"Onu size sormak lazım neden düşünülmüyor diye. Bir yere kadar geliyorsun ondan sonra başka bir şey oluyor. Milli takımdan hiç teklif almadım. Sadece yazıldı, çizildi. Benim bir Anadolu takımında gösterdiğim başarıyı başka biri gösterse... 3 sene üst üste Avrupa’ya gideceksin, önemli ülke puanı kazandıracaksın ve az bir bütçeyle çok güzel şeyler yapacaksın. Sonra Türkiye Kupası’nı alacaksın… Bence bunları yapan başka birisi olsa daha farklı davranırlardı. Yabancı bunu yapsa olay çok farklı yerlere giderdi. Ben PR ile falan pek uğraşmıyorum. Biz Denizli’de bundan daha düşük bütçelerle Avrupa’ya gittik. Benim elendiğim takımlar şampiyon oluyor. Mourinho’nun Porto takımına elendik kendi sahamızda yenilmeden, sonrasında şampiyon oldular. Sonra Fiorentina final oynadı, Villarreal şampiyon oldu. Kuntz benim arkadaşım, biz birlikte de oynadık, çok kaliteli ve iyi bir insandır. Milli takımın hepsinde oynadım. Yıllarca kaptanlık da yaptım. Bence milli takıma kesinlikle bizden biri olması gerekiyor. Ben olabilirim, arkadaşlarımız da olabilir, bizden büyükler de olabilir. Tek söylemek istediğim; milli takıma yerli arkadaşlardan birinin gelmesi gerekiyor. Bizler o formanın değerini çok iyi biliriz. Ben futbolcuyken milli takım açıklanmadan önceki gece uyuyamazdım. İlk işim gidip gazeteyi alıp kontrol etmek olurdu. Şu anda milli takımımızın oyuncu yönünden sıkıntısı yok. Avrupa’da ve burada çok kaliteli arkadaşlar var. Onun için milli takımımız çok başarılı olur. Ama ben her zaman söylüyorum yerli hoca önemli. İlk Avrupa kapılarını açan Fatih hocaydı, sonrasında Şenol hoca geldi, arkasından biz Mustafa hoca ile beraber Belçika ve Hollanda’da Avrupa Şampiyonası’na gittik. Baktığınız zaman orada da hep Türkler var. Bizim yabancılara göre hiçbir eksiğimiz yok. Hele hele de duygumuz var bu da artısı. O yüzden %99 yerli diyorum ben…"