Muslera: "Futbolu bıraktıktan sonra Terim'in yardımcısı..."
Galatasaray’ın deneyimli eldiveni Fernando Muslera, sarı-kırmızılıların altyapısında yer alan futbolcularla bir araya geldi. Muslera, geleceğin yıldız adaylarına tecrübelerini aktarırken, kendisine yöneltilen sorulara da cevap verdi. Uruguaylı kaleci, transferinin ardından Türkiye'de havaalanına indiği ilk günü çok iyi hatırladığını belirterek, "İnanılmaz bir sürprizdi benim için. Bir basın ordusu vardı, fotoğrafçılar... Böyle bir ilgi benim ülkemde çok normal değil, bu nedenle oldukça şaşırmıştım, ama sonra alıştım" diye konuştu.
Muslera, kendisini en çok zorlayan forvetin bir dönem takım arkadaşı da olan Beşiktaş'ın golcüsü Burak Yılmaz olduğunu söyledi.
"Kaleci olmasaydım forvet olmak isterdim"
Kaleci olmasaydı forvette oynamak istediğini ifade eden Muslera, iyi bir kaleci olmanın da sırlarını açıklayarak, "Öncelikle okul çok önemli, okula gereken önemi verin. Diğer taraftan beslenme çok önemli, yediklerinize ve içtiklerinize dikkat edin. Ailenize, annenize, babanıza ve hocalarınıza saygı çok önemli. Ne diyorlarsa dinleyin. Bu tip şeyler; çok iyi bir kaleci ve iyi bir sporcu olmak için en önemli noktalardan bazıları" dedi. 33 yaşındaki kaleci küçükken, Kolombiyalı kaleci Oscar Cordoba’yı örnek aldığını açıkladı.
"Fatih Terim’in yardımcısı olmak beni çok gururlandırır"
Futbolu bıraktıktan sonraki planları hakkında da konuşan Uruguaylı file bekçisi, "5 yaşından beri futbolun içindeyim. Futbolla beraber büyüyorum, hala da devam ediyorum. Futbol oynamaya devam etmek istiyorum. Daha önümde bence uzun yıllar var. Diğer yandan da, tabii ki Fatih Terim’in yardımcısı olmak beni çok gururlandırır. Eğer böyle bir şeye izin verirse, isterse, tabii ki seve seve. Ama futbolu bıraktıktan sonra biraz dinlenmek ve tatil yapmak istiyorum. Sonrasında futbolun bir kısmında mutlaka yer alacağım, bu da antrenörlük olabilir tabii ki" şeklinde konuştu.
12 yaşında kaleci olmaya karar verdiğini söyleyen Fernando Muslera, "İlk başta forvettim, sonra bir maçta beni kaleci olarak oynattılar ama ne zaman gol yesem ağlıyordum. O yüzden pek hoşuma gitmedi kaleci olmak. Bir yarı kaleci, bir yarı forvet olarak oynuyordum. 12 yaşında, hocalarımın, annemin, babamın da motivasyonuyla beraber tamamen kaleci olmaya karar verdim" diye konuştu.
Futbolcu olmasaydı yapmak istediği mesleği de açıklayan Muslera, "Okuldayken doktor olma hayalim vardı ama belki de iyi bir doktor olamayacaktım. Bu nedenle çok şükür ki futbolcu, kaleci oldum" dedi.
"Fenerbahçe'nin sahasında şampiyon olduğumuz maçı unutamam"
Galatasaray'da unutamadığı maçın sorulması üzerine deneyimli eldiven, "Fenerbahçe’nin sahasında kupayı kaldırdığımız, şampiyon olduğumuz maç" diye cevap verdi. Sahada 1. bölgeden 2. bölgeye geçişlerde kendisine en çok Mario Lemina'nın yardımcı olduğu belirten Uruguaylı file bekçisi, "Şu anda oynadığımız sistemde, oyuncularımız teknik anlamda çok üst düzey oyuncular. Oyun kurulumunda bize çok yardımcı olan oyuncular. İlk oyun kurulumunda Lemina bana çok yardımcı oluyor çünkü hemen stoperlerin arasına geliyor topu almaya ama diğer taraftan Seri’yi de unutmamak lazım. Lemina teknik olarak iyi iş çıkartıyor ama topun 3. bölgeye taşınmasında Seri’nin çok büyük bir payı var" dedi.
Fernando Muslera, zamanı geri almak istese 2010 Dünya Kupası yarı finalindeki Hollanda ve 2018 Dünya Kupası’ndaki Fransa maçlarını tekrar oynamak olduğunu söyledi. 33 yaşındaki kaleci, küçükken Uruguay’ın Nacional takımında oynamak istediğini bunun da gerçekleştiğini belirtti.
"Tsubasa çizgi filmini çok seyrettik"
Neden futbolu seçtiğini de açıklayan Muslera, "Küçük yaştayken, bize, erkek çocuklarına, ailemizin aldığı hediyelerden biri futbol topuydu. O futbol topuyla, sokaklarda peşinde koşarak büyüdük. Bir de, Tsubasa diye bir çizgi film vardı, onları da çok seyrettik. Hocalarımızın da yönlendirmesiyle böyle bir tercih gerçekleşti" ifadelerini kullandı.
"Selçuk İnan'ın yeri ayrı"
Takımda herkesle anlaştığını fakat Selçuk İnan'ın kendisinde ayrı yeri olduğunu belirten Uruguaylı kaleci, "Beraber çok mücadele ettik, çok önemli maçlardan çıktık, çok önemli başarılara imza attık. Galatasaray’a geldiğim ilk günden beri, o da benimle aynı zamanda geldi, iyi günleri de, kötü günleri de, zor günlerde de, çok büyük başarıları da hep beraber yaşadık. Bütün arkadaşlarımla aram çok iyi ve hepsiyle çok iyi anlaşıyorum ama bu nedenle Selçuk’un yeri benim için ayrı" açıklamasında bulundu.
"Lugano, 'Hiç düşünmeden Galatasaray’a gitmelisin' dedi"
Lazio'dan Galatasaray'a geliş sürecini anlatan 33 yaşındaki eldiven, "Zor bir süreçti. Lazio ile 5 senelik bir kontrat imzalamak üzereydik ama kulüpte işler istenildiği gibi gitmedi. Bir anda Galatasaray’dan teklif aldım. Bu teklifi aldığım andan beri arayıp, konuştuğum bir oyuncu vardı; Diego Lugano. Eskiden Fenerbahçe’de oynuyordu. Uruguay Milli Takımı'nın kaptanıydı kendisi. Hemen onu aradım ve kendisine anlattım, danıştım. O da, 'Eğer böyle bir şey ciddiyse hiç düşünmeden Galatasaray’a gitmelisin, kesinlikle İstanbul’da olmalısın ve Galatasaray’da oynamalısın' dedi. Ben de hiç düşünmeden teklifi kabul ettim" diye konuştu.
"Galatasaray sadece Avrupa’da değil, tüm dünyada tanınan bir takım"
Galatasaray'ın Avrupa'da nasıl göründüğü ile ilgili sorulan soruya Muslera, "Galatasaray sadece Avrupa’da değil, tüm dünya tarafından tanınan ve bilinen bir takım, yaptıklarıyla, başarısıyla. Buraya gelince de zaten bunları fazlasıyla görme şansım oldu. Diğer taraftan da, Galatasaray taraftarları bütün dünya tarafından tanınan bir taraftar grubu, ne kadar hırslı oldukları, takımlarına son dakikaya kadar ne kadar destek oldukları ve dünyanın her yerinde takımlarıyla birlikte oldukları için tüm dünya tarafından tanınıyorlar" cevabını verdi.
'Cristiano Ronaldo mu, Lionel Messi mi daha iyi bir oyuncu?' sorusuna ise tecrübeli kaleci, "Bence Suarez. Bence ikisi de bu dünyadan değil, farklı bir gezegenden, ikisini de söyleyebiliriz ama Suarez" dedi.
"Hata yapmaktan korkmayın"
Kariyerinde çok hata yaptığını ve önemli olanın hatalardan ders çıkarmak olduğunu vurgulayan Muslera, "Hata yapmaktan korkmayın, hepiniz hata yapacaksınız ama önemli olan; yapılan hatalardan ders alabilmek. Kendinizi maçtan sonra analiz edebilmek çok önemli. Hep bunları düşünmeniz gerekir. Bu yüzden oynadığınız her maçtan, yaptığınız her hatadan bir ders alın. Eskiden 10 tane hata yapıyorsam, bunu şimdiki yaşımda belki de 2’ye indirdim. Kaleci olarak da bizim pozisyonumuz çok zor, pek hata yapma lüksümüz yok. Bu yüzden yaptığınız hatalardan ders alıp bir daha tekrarlamamanız lazım" ifadelerini kullandı.
"Hepimiz Galatasaray’a aşık olduğumuz için buradayız"
Kaleciliğin zor bir şey olduğunu belirten 33 yaşındaki eldiven, "Anlık olaylar, anlık pozisyonlar var. Bu yüzden bence iyi bir kaleci olmak için en önemli nokta psikolojik olarak güçlü olmanız gerekiyor. Bir hatada hemen düşmemeniz lazım, hemen kendinizi motive edip yeni pozisyona hazırlanmanız gerekiyor. Devamlı oyunun içinde olup, kafa olarak çok güçlü olmanız gerekiyor. Çok iyi antrenman yapmanız gerekiyor. Antrenmanlarda yüzde 100’ünüzü vererek kendinizi maça en iyi şekilde hazırlamanız gerekiyor. Bir de, hepimiz Galatasaray’a aşık olduğumuz için buradayız. Hep bunu düşünmemiz lazım. Bir gün gelecek ve aşık olduğumuz bu takımın formasını kaleci ve oyuncu olarak giyeceğiz" diye konuştu.
Fernando Muslera ayrıca penaltı atmayı, penaltı kurtarmaya tercih ettiğini söyledi.
"İlk derbi maçında sahaya çıktığım anda bütün gerginlik bitti"
Galatasaray kariyerindeki ilk derbiye çıktığında neler hissettiğini açıklayan Muslera, "Maç başlamadan önce hem takım hem de bireysel olarak çok büyük bir beklenti var. Galatasaray her zaman kazanmak istiyor, Galatasaray forması giyiyorsanız her zaman galibiyete odaklanmanız lazım. Ben de bir kaleci olarak en iyisini yapmak ve takımıma yardımcı olmak istiyorum. İlk oynadığım derbide, en azından sahaya çıkana kadar, çok büyük bir gerginlik vardı üzerimde ama sahaya çıktığım anda bütün gerginlik bitti" şeklinde konuştu.
"Arma için mücadele edin ama herkese maksimum saygı gösterin"
Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi diğer büyük takımların da kendisini sevmesini ne yaparak sağladığına yönelik sorulan soruyu deneyimli kaleci şöyle cevapladı:
"Bence olmazsa olmaz; en önemli şey saygı. Bu benim hayatımdaki en önemli kurallarımdan biri. Kiminle oynarsanız oynayın, mutlaka saygılı olmanız lazım. Ben, Fenerbahçe’ye karşı oynarken tabii ki hırslanıyorum. Olabilirse 100-0 bile yenmek isterim veya Beşiktaş’ı 200-0 yenmek isterim. Önemli olan saygı duymak. Orada da bu işi yapan arkadaşlarınız ve meslektaşlarınız var. Onlar da futbolcu. Onlar da kendi takımlarına ve kendi armalarına hizmet ediyorlar. Bu saygıyı göstermek bence çok önemli. Bence benim rakiplerime ne kadar saygılı olduğumu onlar da hissediyorlar. Bence sizin de olmazsa olmazınız bu olsun. Kiminle oynarsanız oynayın tabii ki bu arma için mücadele edin ama herkese maksimum saygı gösterin."