Mustafa Cengiz'e büyük şok! Geceyi erken terk etti...
Geçen pazartesi, Wyndham Otel'de gerçekleştirilen ‘150. Yıl Balosu'nda Başkan Mustafa Cengiz'e protokol masasında yer ayrılmadığı ortaya çıktı.
Her yıl ‘Sultani Balosu' adıyla düzenlenen ancak bu yıl Galatasaray Lisesi'nin modern eğitime geçişinin 150. yılı nedeniyle ‘150. Yıl Balosu' ismiyle yapılan organizasyonda Cengiz, protokol masasına davet edilmedi.
Teamüllerin dışına çıkılarak ‘Galatasaray Başkanı'na yer ayrılmadığını davette öğrenen Cengiz, kulüp idarecilerinin misafirlerini ağırlandığı yönetim kurulu masasına geçti.
Protokol masasında Galatasaray Lisesi Müdürü Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan Feyzioğlu, Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç, Fransa İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach'in yanı sıra eski başkanlardan Faruk Süren oturdu.
GECEYİ ERKEN TERK ETTİ
Baloda sunuculuk görevini üstlenen isimler de 150. yıl mezunlarıydı. Hatırlanacağı gibi Mustafa Cengiz yönetimi, 141 mezunun 139'unun referans imzalarının sahte olduğunu belirterek üyelik başvurularını kabul etmemişti.
Pazartesi günkü baloda, sunumu söz konusu isimlerden iki kişinin yapması, bu mezunlara da gecede özel masa ayrılması, ‘Cengiz'e mesaj' olarak yorumlandı.
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, geceden erken ayrılırken ertesi gün Ankara'da yapacağı ziyaretleri gerekçe gösterdi. (Skor)
Galatasaray'ın eleştirilen başkanı Mustafa Cengiz bu sezon takımın beklentilerin altında kalmasının yanı sıra yönetim anlayışıyla da eleştiri alıyor.
Cengiz'in Kulüpler Birliği'nin bildirisinden sonra yaşanan olaylara ilişkin Fikret Orman'ı ve federasyonu hedef alan sert açıklamaları biraz olsun eleştirileri susturmuştu.
Galatasaray Dergisi'ndeki yazısında da taraftara seslenen Cengiz, şu ifadelere yer vermişti:
Değerli Galatasaraylılar,
Sportif, mali ve idari olarak gelişimimizi sürdürdüğümüz süreçte bariz hakem hatalarına karşı gösterdiğimiz demokratik tepkilerin devamında Federasyon kurulları tarafından ardı arkası kesilmeyen cezalara maruz bırakıldık.
Bu noktada; her attığımız adım öncesinde hem Galatasaray’ın akil insanlarıyla hem de yönetimimiz içinde gereken değerlendirmeleri yaptık. Haklı olarak gösterdiğimiz reaksiyonların, zamanlaması ve içeriği konusunda en küçük ayrıntıyı dahi göz önünde tuttuk.
Asıl olarak bu süreç, bizlere şunu göstermiştir: mali yapısı daha da güçlenen Galatasaray, bu ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşudur. İnsanlık tarihinin çok da sevimli olmayan geleneklerinden, meyve veren ağacın taşlandığı gerçeğinden de hareket ederek, açıklamalarımızı dahi belli bir kalıba sıkıştırma suretiyle değersizleştirme çabalarına kadar, her şeyin “Galatasaray’ın nasıl önünü keseriz?” önermesinde saklı olduğunun farkındayız.
113 yılı aşkın süredir, bu toprakların en değerli kurumu olan ve ülke sınırlarından dışarı çıkıldığı anda bu vatana dair akla gelen birkaç kavramdan biri olan “Galatasaray” ne pusu kültürünün esareti olacak kadar güçsüzdür ne de esecek bir yelin kaldırdığı tozdan etkilenecektir.
Şu iyi bilinmelidir ki; bizler Genel Kurulumuzun bizlere verdiği yetki doğrultusunda ve Galatasaraylılığın gereği olarak en başından bu yana hassasiyetle, Camiamızın haklarını en doğru yolla savunmaktayız. Attığımız her adımın farkında olarak ilerlemekteyiz. Kendimizi savunmaktan da öte, gerçekleri göz önüne sermenin peşindeyiz. Bize yardımcı olacak olan tek şey şu aşamada gerçeklerdir. Stefan Zweig muhteşem eseri Satranç’ta yeryüzündeki en büyük kötülükleri tasvir ederken tüm olumsuzlukların kaynağının, sadece vahşet ve kötü niyet olmadığından dem vurur ve kişilerin kendi içindeki yenemedikleri zayıflıkları olduğunu söyler.
Galatasaray karşısındayken, yarışma duygusu içinde daha başarılı olma kaygısına anlam verebiliriz. Fakat bu kaygı ile yaşayanlar, kendi içlerinde yenemedikleri zayıflıklarını örtmenin yolunun, “en tepedekini nasıl durdururuz” sorusunun peşine düşerek gerçekleşeceğine inanmaktadırlar.
Değerli Galatasaraylılar,
Zor, her zaman olduğu gibi bir kez daha oyunu bozacaktır. Bugün onların karşısında mali yapısıyla da yükselişe geçmiş bir Galatasaray vardır. Zor koşullar altındaki bir ekonomik süreçte, kaynakların doğru kullanımı ile göreve geldiğimiz günden bu yana 7 milyon TL artı veren finansal yapıya ulaştık. Galatasaray’ın finansal büyüklüğü karşısında bu rasyonun yeterli olmadığı düşünülebilir. Lakin bu süreç; yıllardır geleceğe ertelediğimiz iyi günlerin çok da uzakta olmadığı gerçeğini gözler önüne sermektedir.
Son olarak belirtmek isterim ki, ekonomisi daha sağlıklı duruma gelmekte olan Galatasaray sadece Türkiye’de yakalayacağı başarılarla yetinemez. Her zaman ifade ettiğim gibi tarihimizden aldığımız ilham bizi Avrupa’da kazanılacak başarılarla müttefik kılmıştır. O yüzden Galatasaray’ın hedefi, sadece yerel lig mücadelesi değil, Avrupa’da başarılı olmaktır. Bu noktada camiamızdan ve taraftarımızdan isteğim, her alanda mücadele eden sporcularımıza her zamankinden daha çok destek olma gerekliliğidir. Bir kez daha, bu arma ve bu renkler altında kenetlenerek başaracağız. Çünkü biz Galatasaray’ız.”