Mustafa Denizli'den Vagner Love eleştirisi
Siz Arda’nın Türkiye’ye gelmeyeceğini; daha doğrusu gelmemesi gerektiğini söylemiştiniz. Ama o geldi. Arda’nın Başakşehir tercihini nasıl yorumluyorsunuz?
Düşüncemi söyledim. Karar verici Arda idi. Kendisiyle de paylaştım. Başakşehir bir tercih yaptı, bunun ne olduğunu gösterecek olan Arda’dır. Bursa’da “Takımın bir parçasıyım” mesajı verdi. Attığı golle değil, kullandığı toplarla. Biliyorum ki Arda bu değil. Arda böyle oynayarak Arda olmadı. Arda risk alarak kendisi ve takımıma bunları kullanarak Arda oldu. O oyununa devam etsin.
Beşiktaş Kasımpaşa’yı 2-1 yendi ve son dört maçında üçüncü galibiyetini aldı... Peki tat verdi mi?
Hayır tat vermedi. İlk yarı temposunu kaybetti. Esasında kolay gibi görünen bir maçtı ama 90 dakikanın sonunda bu önyargıların doğru olmadığı görüldü. Sadece şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Beşiktaş, her şeye rağmen ikinci yarının başında ‘Yarışın içinde mutlaka olurum’ mesajı verdi. Peki bu mesajı oynadığı futbolla mı yahut üretkenliğiyle mi verdi? Değil. Maçın sonundaki üç puanla. Ama bu üç puanların önümüzdeki haftalarda Beşiktaş’ın çok işine yarayacağı kesin. Kasımpaşa ikinci yarıda daha dirençli, daha zorlu ve korkulu bir 45 dakika yaşattı Beşiktaş’a. Ama tecrübe, Talisca’nın hava ve yer toplarındaki farklılığı dünkü üç puanı ortaya çıkardı.
Haftanın maçı Trabzon’da. F.Bahçe’de Giuliano’nun yerine kim oynamalı? Duyumlara göre Alper öne çıkan isim...
Duyumları bilmem Giuliano yoksa yerine adaylardan biri Alper, diğeri Valbuena’dır. 3. ihtimal de Aatif olabilir. Koşu mesafeleri önemliyse Alper, daha da çok koşar. Ama kaliteye bakarsak Giuliano daha öndedir. Alper de her zaman takıma bir hareket getiren bir isimdir; koşu ve çalışkanlığıyla. F.Bahçe’de ciddi işler yapan bir futbolcu. Yakın ihtimal o, ama Valbuena’yı ikinci alternatif olarak görüyorum. Alper ile başlamak daha doğru bir seçim olabilir.
Trabzon çok kırılgan. Kaybederse Rıza Hoca’ya olan güven sarsılır mı?
Rıza Hoca ile sarsılmaz ama şampiyonluk yoluyla sarsılır. Trabzonspor kaybederse Çalımbay ile bir sorun yaşamaz ama şampiyonluk yürüyüşünde sorun yaşar. Aynı şey F.Bahçe için de geçerli. İki takım da hâlâ liderin ve ikincinin gerisinde. Bizde ‘yara alır’ lafı vardır ya, işte burada kaybeden büyük yara alır. Yarıştaki takım sayısını bile belirginleştirebilecek kadar önemli bir maç.
İki tarafı tartıya koyduğunuz zaman, sizce yarın Trabzon’daki zorlu mücadeleyi hangi takım kazanır?
İki takımı tartıya koyduğun zaman ikisinin de ağır bastığı tarafları bulunuyor. Fenerbahçe’nin deplasman oyununa daha yatkın bir kadrosu var. Belki önde hedef santrfor bile kulanmayabilir. O bölgede Alper’i oynatabilir direkt. Ancak geçtiğimiz hafta Fernandao, oynadığı bölümde yavaş yavaş gelişini haberdar eder bir portre çizer gibiydi. Fenerbahçe’nin Trabzonspor’a karşı hücumda alternatifleri var. Trabzon yarışta kalmak istiyorsa kazanmak zorunda. Maçta belirleyici olan Rıza Hoca’nın düşünceleri ve uygulamaları olacak. Tam ortada bir maç. Hatta aklıma dahi getirmek istemiyorum; tansiyonu da çok yüksek bir maç olabilir.
Aykut Kocaman, “Rakibimiz Başakşehir” dedi... Siz ne dersiniz?
Bence değil. Başakşehir rakiplerden sadece bir tanesi veya Fenerbahçe, Başakşehir’in rakiplerinden bir tanesi. Başakşehir, tahminlerden çok kolay bir Bursa maçı geçirdi. Harika mı oynadı, yok. Daha iyisini oynayabilen bir takım. Asgari 4 şampiyonluk adayı var hâlâ.
Galatasaray’da sürpriz bir başkanlık seçimi oldu. Bu takımı olumlu ya da olumsuz ne yönde etkiler?
Takımın yönetimlerle evet direkt bağlantısı vardır ama futbol takımı vecibelerinin yerine getirilip getirilmediğine bakar. Takımı çok etkileyen faktörler değildir. Camiayı daha fazla ilgilendiren konulardır.
Dursun Özbek, camiaya hizmet etmeye gayret etmiş. Bir kan değişikliği olmuş gelen Mustafa Cengiz da camianın içinden biri. Karar veren futbol takımı değil Galatasaray genel kuruludur.
G.Saray, Fatih Terim ile kupa ve ligde 4 maça çıktı. Tudor dönemine göre bariz bir değişim var mı?
Galatasaray’da ilk 8 haftadan sonra hem futbol hem sonuç hem de takıma baktığında vücut dili olarak olumsuz görüntüler vardı. Fatih Terim geldikten sonra bu saydığım faktörler pozitife döndü. Bu ister kadroyla olsun ister yeni girenlerle olsun bariz bir olumlu hava var. Takıma ve tribünlere yansıyor. Buna paralel olarak sonuçlar da geldi. Bu da değişikliğin olumlu olduğunu gösteriyor. Esasen Galatasaray’da oluşan bu görüntü beklenmeyen bir görüntü değil. Bu görüntünün tersi olsaydı sürpriz olurdu. Ayrıca ilk yarıda görev yapmayan birçok futbolcunun da görev yapabileceğini ve de başarılı olabileceğini gösterme dönemi de başladı.
Galatasaray, bugün Osmanlıspor ile oynuyor. Fatih Terim, Eren ile mi, Gomis ile mi başlar?
Hangisiyle başlarsa başlasın ikisi de tartışılmaz olarak Galatasaray’da görev yapabilecek isimlerdir. Ben Eren’i çok beğenenlerden biriyim ayrıca. Bence ilk yarıda hak ettiğinden çok daha az süre aldı. Hoca ikisiyle de başlayabilir ama muhtemeldir ki biriyle başlanacak. Ve onun da Eren olmasını bekliyorum ki bu da sürpriz olmaz. Fakat Eren ile başlamazsa bu durumda da kenarda moralli, her şeyi başarmaya hazır bir Eren olacaktır. Fatih Hoca, burada eksilerden artı yaratmaya çalışıyor ve bunu da başarıyor.
Vagner Love, Beşiktaş’ın aradığı bir golcü mü? Değilse sizce ne tipte bir oyuncu almalıydı?
Onun karar vericiler daha iyi değerlendirir. “Love Beşiktaş’a beklenen katkıyı sağlar mı” sorusunda biraz tereddütlüyüm. Alanya’da iyiydi. Ama o yapıyla Beşiktaş’ın yapısı çok
farklı.
Başta Negredo’nun arkasında bekleyecek. 2. adam olarak da kullanılabilir. Çift santrfor denilince hep yan yana düşünürüz ancak Love ile Negredo ile arkalı önlü de oynayabilir. Love için tereddütüm var.