Nalıncı keseri
Ajansspor yazarı Ferhan Yıldız, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in dün yapılan sponsorluk anlaşmasında kullandığı "yapı" ifadesini konu aldı.
Öncelikle, Türk futbolunda yaşanan garabeti sadece “Yapı” olarak ifade etmek bana göre, bir şeyleri haykırmak isteyip de pozisyonu gereği haykıramamak gibi. Bu ülkenin futbolunun, adaletle yönetilmesini ve ileriye gitmesini isteyen, çok boyutlu düşünüp, çözümleme yapabilen herkes, yapıyı üç aşağı beş yukarı kafasında konumlandırmış, tanımlandırmış durumda. Sizi temin ederim ki, bu konumlandırmada, kendisine sövdürüp, bununla sebepsiz zenginleşen birkaç hakem zurnanın son deliğidir.
Yapı nedir?
Hem soru hem cevap çok açık. Yapı, müesses nizam ve zamanın ruhunun bileşkesidir. Bu bileşke o kadar güçlü ve buyurgandır ki, bir bakmışsınız, yetmişli yılların emek, devrim, özgürlük, eşitlik diyerek kitleleri hareketlendiren gençlik lideri, şimdi Icardi’nin maaşını finanse etmek davasında. Galatasaray için Çin’den sponsorluk kovalıyor.
Bununla mücadele edip etmemek de bir tercih meselesidir. Bir yönüyle de çok kolaydır. Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi tabelasındaki, Şükrü Saraçoğlu ismini Osman Kavrakoğlu olarak değiştirirsiniz olur biter. Bu tip bir yol tercihi yapıldığında, 1959’dan önceki şampiyonlukların birkaç hafta içerisinde tescil edileceğine dair yemin etsem başım ağrımaz. Taraftarınızı mutlu edersiniz, ama değerler duvarınızı kendi ellerinizle yıkarsınız. Yazıyı uzatmamak adına sufleyi verip bırakıyorum. Ayrıntı için 27 Mayıs 1960 ve Fenerbahçe konu başlığını araştırınız.
Tam bu noktada bazı sesler duyarsınız. Canım Fenerbahçe’ye de yapılıyor, Galatasaray’a da, Beşiktaş’a da yapılıyor, Trabzon’a da. Bazen, ayrıntıdaki büyük yanlışı gizlemek için, en yüzeysel doğruya müracaat edilir. Bunu bir iletişim yöntemi olarak kullananlara “idare-i maslahatçı” diyoruz. Onlar da kendilerini biliyor, şişi de yakmıyorlar, kebabı da. Hakikaten de doğrudur, “Yapı” bütün büyük kulüplere zaman zaman tensipte bulunur. Ancak, hiçbir zaman sadece futbol olmayan futbol oyununda kazanmanın koşulu, sıfır noktasındayken rakibine kuracağın sadece +1 üstünlükten ibarettir. Sadece tek tarafı işlevsel olan, nalıncı keserini elinde tutanlar, bir yöne doğru beş defa yontup, başka yönlere doğru keyifleri olunca bir iki defa vuruyorsa, kesilip doğranan, adaletin ruhudur.
Fenerbahçe ne çok şeyin savunusu içerisinde biliyor musunuz? Bir sonraki yazıda anlatacağım. Kulübün hukukçuları adliye koridorlarına abonman çıkartmışken, ezeli rakip tüm Türkiye’nin tanık olduğu yasadışı bahis skandalından kıvrak manevralarla sıyrılıyor. Yapı dediğimiz sadece bundan ibarettir. Ancak karamsarlığa, karanlığa yer yok. Bir feneri karanlıkla, karamsarlıkla engelleyemezsiniz. Eşyanın tabiatına aykırıdır.