Nihat Özdemir'le ne değişir?
İki ay kadar önce Nihat Özdemir adı ilk ortaya atıldığında, bunun bıktırıcı ‘sallama’lardan biri olduğunu düşünmüştüm; oysa gerçekmiş. Özdemir’in TFF başkanlığı yürüyüşünde herhangi bir zorluk ya da engel görünmüyor.
2 Haziran toplantısında kollar inip kalkacak ve Özdemir de koltuğa oturacak.
Peki, bu futbolumuzda neyi değiştirecek?
Uzatmaya gerek yok, hiçbirşeyi değiştirmeyecek!
Çünkü sayın Özdemir radikal denilebilecek türden bir aday değil. Kötü ve yanlış olan birşeyleri değiştirmek için değil tam tersine mevcut düzeni sürdürmek için en uygun kişi olarak görülüyor.
Onun TFF başkanlığına aday bile olmayacağını düşünmemin nedeni, zaten işi başından aşkın biri durumunda oluşuydu. Antalya’daki otellerden Kosova’da elektrik dağıtımına, İstanbul havalimanı inşaatından başka dev işlere kadar bir yığın alanda etkinlik gösteriyor Özdemir. Sadece o işlere yetişebilmek için dahi büyük sıkıntı çekiyor oluşunu anlamak hiç zor değil. Karşı koyamadığı bazı kişi ve etkenler nedeniyle Yıldırım Demirören yönetimine girmiş olabilir ama sonrasında arkasına bakmadan kaçar, diye düşünmüştüm.
Yanılmışım!
Futbol dünyamızın zehirli bir bataklık olduğunu, bu işe yakın herkes biliyor. Böyle bir ortamda Nihat Özdemir ya da bir başkasının yapabileceği fazla birşey yok. Bu berbat düzende birşeyleri değiştirmeye kalktığınızda zaten karşınıza birtakım ejderhalar çıkacaktır. Bu düzenin kaymağını yiyenler elbette ki mevzileri o kadar kolay terketmeyecektir. Onları karşınıza almadan yapılabilecekler de çok sınırlıdır.
Açıkçası, Rıdvan Dilmen adı ortaya atıldığında ‘O değil ama benzer biri olabilir mi?’ diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Bu işin asıl karar vericisi, belki böyle bir heyecan yaratmak isterdi. Düşünün, Metin Tekin yani Sarı Fırtına Futbol Federasyonu başkanı olmuş. Hayalini bile kurmak insanı keyiflendiriyor. Ali Gültiken, Feyyaz Uçar ya da benzer nitelikleri taşıyan bir başka gerçek futbol adamı da olabilirdi.
Sayın Özdemir basın toplantısında soruları yanıtlarken yönetime futbol dünyasından gelen birini ve bir de kadın üyeyi alıp almayacağı konusunda bile net birşey söylemeye yanaşmadı. Buna karşılık sayın Ali Dürüst’ü yeni TFF yönetiminde de görebileceğimiz yolunda işaret verdi, diyelim. Futbol yönetimiyle ilgili herşeyi bugünkünden daha iyi yapmak istediğine ben de inanıyorum ama bunu kiminle ve nasıl yapacağını anlayabilmek pek kolay değil. Örneğin, TFF yönetim kuruluna giren kişilerin daha önce taşıdıkları kulüp ceketlerini kapıda bırakıp orada mutlak bir bağımsızlık ve tarafsızlık anlayışı içinde görev yapacakları türünden söylemlerin sadece söylem olarak kalacağını hepimiz bilmiyor muyuz? O kişiler, bunun tam tersi bir amaçla yönetime girdiklerini iftiharla söylemiyor mu?
Kuşkusuz ki Özdemir’in Demirören’den farklı yanları olacaktır. Sevgili Demirören, futbolumuzun yakıcı-yıkıcı sorunlarına bile pek kulak asmaz, böyle işleri pek dert etmez yapıda biriydi. Dolayısıyla bizim gerçekten bir futbol federasyonumuz var mı, bunu bile anlamak zor olabiliyordu. Özdemir, hiç değilse bu sorunu çözebilir. Bir federasyonumuzun var olduğunu gösterecek işler yapabilir.
Sayın Nihat Özdemir bu konuda birtakım sözler verdi ama bunların nasıl yapılabileceği belirsiz. Örneğin, başta Merkez Hakem Kurulu olmak üzere bütün öteki kurullar için yepyeni ve pırıl pırıl birtakım adamlar nereden bulup da göreve getirilecek? Bu zehirli bataklıkta sözü edilen görevlere getirilecek insanlar, üç aşağı beş yukarı hep aynı kişiler. Dolayısıyla aynı dertler de hep gündemde olacak.
Ayrıca, kulüplerin sağlıksız yapısı ve oralarda yaşanan çok yanlış işlerle ilgili olarak TFF’nin ne yapacağı konusunda topu taca atmayı yeğledi Özdemir. Eh, ben de olsam öyle yapardım. Birkaç gün sonra oy isteyeceğiniz kişilerin karşısına çıkıp onları nasıl cezalandıracağınızı söylemeniz elbette ki hiç mantıklı olmaz. Fakat yapılması gereken de bu.
Bana göre basın toplantısının en olumlu yanı, Özdemir’in yabancı futbolcu konusunda hiç kemküm etmeden önümüzdeki sezon da şu andaki düzenin aynen yürüyeceğini söylemesiydi. Oysa geçen yıl bu konuda yükseklerden esen bir rüzgar nedeniyle incesi kalını bütün dallar eğilmiş gibiydi. Hiç değilse buralarda biraz dik durabilmek birşeyleri değiştirebilir.
Bir sevgili meslektaşımız da Özdemir’in müthiş bir takipçi olduğunu ve hiçbir işin ortada bırakılmasına izin vermez bir yapısının mutlaka fark yaratacağını söyledi. Eh, iş hayatındaki başarısı da bunun kanıtı sayılır. Ancak bunun, bizim zehirli bataklığı kurutup da orada tarım yapılmasını ne kadar sağlayabileceği yine de soru işaretidir.
Futbolumuzun dünya kadar sorunu var ve bunlar da ilerlemeyi önlüyor, mevcut yapı işlerin düzeltilmesi için gerekli adımların atılmasına imkan vermiyor. Özdemir’in bu durumu ne kadar değiştirebileceği yolunda umut verici herhangi bir işaretin olmadığı gün gibi ortada. Daha uzun yıllar patinaj yapmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.