O hakem için Güreli'yi aramış!
Spor müdürleriyle buluşan Mustafa Cengiz, önemli açıklamalarda bulundu. Cengiz'in ifadeleri şöyle:
Diagne 50 bine alışık değil
Ben Gomis’le ilgili gırgır geçiyorum. Adam her hafta burada. Ben Gomis’in neden gitmesini isteyeyim. Ben onu takdir edecek teknik yeterliliğe sahip değilim. Sadece Fatih Terim değil, Tudor da olsa onun kararını sorarım ama Fatih Terim de olunca 2 kere düşüneceksiniz. Bunun nedeni de Terim’in ayrı bir marka olması. Fatih hoca deyince duracaksın. Abdurrahim bey dahil geçmiş de dahil hiçbir yönetim, özel durumlar haricinde bu konuya dahil olmaz.
Su akar yolunu bulur. Kalitesi ortada ondan yana şüphe yok. Bazen ortamını bulmakta zorlanabilirler ama kumaş var adamda. Diagne Kasımpaşa’da 3 bin kişiye oynuyordu. 50 bin kişinin önüne çıkıyor bir anda. Şu an biz çıksak elin ayağın birbirine dolaşır. Kesinlikle kolay değil. Mitroglou bedava geldi, biz karışmayız. Mitroglou, Luyindama, Marcao yeni transferlerimiz ve alışma süreçleri olacak. Marcao direk bize uydu. Emre ayağı kırıldığında anlamamış, Abdurrahim anlatıyor soyunma odasında hüngür hüngür ağlıyormuş ve söylediği şey neden oyundan alındığı! Bu Marcao da sakat, adama kafileyle beraber geldi ve Kadıköy’de maç izledi. İnşallah Diagne de tutacak.
Artık iyi futbol aramayalım
Sahada ölümüne mücadele edeceğiz. İyi futbol artık aramayalım. Ben de taraftarım. Bizim bundan sonra güzel futbol aramamamız lazım. Bundan sonra neticeye oynayacağız. Pislik ayrı bir olaydır ve asla diyorum. Biz dahada herkesin saygı duyacağı bir skorla kalmak isteriz.
‘VAR konuşmasında küfürler duyduk’
VAR kaydında hatayı anladılar, küfürlü konuşmalar duyduk biz. Abdurrahim onu söylediğinde ben de şaşırdım. Özel olarak sordum. Kayıtlar varsa bana da göster dedim (gülüyor). Çıkarttı kaydı. Mustafa Çulcu’nun konuşması. Abdurrahim onu öfkeyle söyledi.
‘Yenge forvet nerede’ dediler
Forvet transferi döneminde alacağım kadar yorum aldım. Yani böyle bir şey yok, hanım bile isyan etti. Kadına diyolar “Yenge, forvet nerede?” Ben aldım diyor şimdi de. Aldın mı forveti diyorum. “Aldım” diyor...
Real Madrid babalar gibi!
Eskiden yayın hakları geliri vardı 7-8 milyon Euro’luk. Oradan 5 kuruş alamıyoruz, bunun da nedeni ortak etkileşim diye bir şey çıkarmaları. Peki bu ne demek? Her takım kaç kere katılmış, ne derece elde etmiş, kulüp geçmişine bakılarak son 20 yıla göre dağılması. Real Madrid babalar gibi hop bir anda büyük pastayı alıyor. Biz garibanlar ise düşüyoruz tabii ki. 28. sıradayız. Elimiz mahkum bekliyoruz. Bize verilen rakam 9 milyon Euro.
Yayıncı kuruluş paramızı vermedi
Millet zannediyor ki gelirler arttı, hayır artmadı! Yayıncı kuruluş para vermiyor, biz paramızı alamadık! Ne ödediğini bilmiyoruz. Eskiden biliyorduk. Geçen sene verilen Şampiyonlar Ligi yayıncı kuruluş parası çok düşük. Rakam konuşmak gerekirse 10 milyon dolar yerine 2 milyon civarlarına düştü.
Ali Palabıyık derbide bitti
Ali Palabıyık Fenerbahçe maçıyla bitti. VAR’a gitmiyorlar. Konuşmaya başladılar. Uzun sürüyor. Bu daha kötü. Bizle ilgili bir dedikodu varsa dinlemek isteriz. Bizim bir hakeme müdahalemiz varsa etkilemişek anlatın. Bizim alnımız açık. Meydanda her şey.
Hakemler ölümcül hatalar yapıyor
Hakemleri biz niye konuşuyoruz? Ölümcül hatalar yapıyorlar da ondan. Üzülüyoruz. Üst üste yapıldı bu hatalar, ben de Hüsnü beyi aradım. Tanıdığım insan. Ali Palabıyık için, Fenerbahçe maçı için aradım. 1 tane hata olur, 2-3 olur ama 5 tane oldu. “Ben hakemlere hiçbir tavsiyede bulunmam, göreve geldiğimden beri bir kere bile konuşmadım” dedi, “Benim için sen MHK’yle görüşür müsün?” dedi. ‘Tamam’ dedim. Abdurrahim beyle, Yusuf beyle gittik. Muhittin Boşat, Sabri Çelik, Mustafa Çulcu... Dostça konuştuk. Kendimiz için de hiçbir şey istemedik.
Yahu VAR’a niye gitmedin!
Biz görüşmemeizde ‘Bundan sonraki maçlarda hakemler VAR’a gitsin ve VAR kayıtları da açıklansın’ dedik. Biz yapılan bir haksızlık ve kasıt görüyoruz. Yaptığımız araştırmalarda en çok hatanın bize yapıldığını görüyoruz. Diğer takımları aşağıya düşürecek hiçbir şey istemeyiz zaten. Ama... VAR’a gitmiyor adam. Niye? Olaylar neden patladı? Konyaspor’la alakası yok ki olayın. Yan hakem ‘Temiz’ diyor. Bize gelen bilgi bu. Yahu git VAR’a, gör! Gitmedi. Niye gitmiyorsun? Git, gözünle gör! Biz bunu istedik. Uygulanıyor mu?
‘Bazı hakemler nöbetçi eczane!’
Bizim korkumuz şu: Bazı hakemler, sabit nöbetçi eczane gibi oldular. Bir hafta Cüneyt Çakır VAR’da, sahada maçımızı biri yönetiyor. Ertesi hafta ise Cüneyt Çakır sahada, Mete Kalkavan ise VAR’da. N’oluyoruz ya? Biz Tarık Ongun’dan korkuyorduk ama Bahattin Duran’dan ödümüz koptu.
‘Hakemler artık kurayla belirlensin’
En pratik çözüm, hakemlerin kurayla belirlenmesi. Nitekim bir ara yapıldı bu. Bu kadar kritik bir dönemde son 4 maç için kura çeksinler. Bu, herkesin huzurunda olsun ve TV’den açık bir şekilde yayınlansın. Mesela TRT gitsin, bu kura çekimini ekranlara getirsin. Bakın, işte bu pratik çözüm. 4-5 maç kala çek kurayı kardeşim. Milletin huzurunda çek, at torbaya çek. Hatta VAR hakemini de kurayla belirle. Bu, şu anda aklıma gelen pratik bir çözüm.
‘Stadı bize devlet vermedi’
Diyorlar ki Türk Telekom Stadı’nı devlet bize verdi. Hayır, devlet vermedi. Ben, bu stadı o günün parasıyla 191.5 milyon TL ile yaptım. Bunun karşılığında da Mecidiyeköy’deki intifa hakkını devrettim. Üstelik benden almaya kalktıklarında 49 yıl için 450 küsur milyon Dolar ödemem gerekiyor ki, bu konuyla ilgili Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ile 22 davamız var. Ben bu parayla 3 stat yaparım.
‘Kalkavan nasıl babasını unutur?’
İnsanlarda hakemlerin bazı takımlara karşı bilinçli hata yaptığı yönünde bir endişe var. Mesela Mete Kalkavan... Hepimizin babası var, değil mi? İsa değiliz neticede. Şimdi adamın babası eski Samsun milletvekili İhsan Kalkavan ve çok da iyi bir insan. Galatasaray - Mersin maçı oynanıyor ve tribünlerden Mete Kalkavan’a çok büyük tepki var. Babası da oğluna edilen ağır küfürlerden ötürü kalp krizi geçiriyor ve vefat ediyor. Benim babamın ölümüne bir şekilde neden olan birini unutmam mümkün olabilir mi? 1-2 sene geçse bile bu olayın izi kalır. Mete Kalkavan’ı da zor duruma düşürme. Bırak, devam etsin. Federasyonun yerinde ben olsam bu tip endişe yaratan isimleri belli takımların maçlarına vermem. Bu çekinmekle ilgili değil, duyguyla ilgili. Bu bir cezalandırma değil ki.
‘Polat döneminde bir hata yaptık’
Adnan Polat döneminde bir hata yaptık. Neticelerini de gördük. Hoş olmadı. Ben de tepki verdim. Benim ibrasızlık verdiğim hiç kimse yok. Yazıyorlar kafadan boş laflar. Hayır ben Adnan Polat’a ibrasızlık vermedim. Görüntüyü sonra koydular. Ben dürüst olmak zorundayım. Değilsem bile olmak zorundayım. Bu bütün yöneticiler için geçerli. Bütün sivil toplum hareketlerindeki her insan için geçerli. Kanarya sevenler derneğinde de dürüst olmak zorundasın.
Sanane! Kendi takımına baksana
“VAR kayıtları açıklanamaz” dediler. VAR kayıtlarının açıklanıp açıklanamayacağından kime ne? “Bir kulüp başkanını ne ilgilendirir VAR kayıtları?” bile dediler. Size ne! Teknik direktörlere bakıyorsun maç sonu Galatasaray’ın puanı hakkında konuşuyor. “2 puan kaybettiler” diyor. Sana ne! Sen kendi takımına baksana...
Birlik ayağına kurşun sıktı!
Kulüpler Birliği kendi ayağına kurşun sıktı. 17 kulüp diye bildiri yayınladı. 8 kulüp imzaladı. Göksel Gümüşdağ da imzalamadı onu! Biz Ali Dürüst’ü istifa ettirmişiz, tekrar alınması karşılığında 3 hakemin askıya alınması... Böyle olacakmış. Göksel Gümüşdağ’a ‘Siz buna inanıyor musunuz?’ dedim. Ondan sonra o da imzalamadı. Kendi yazdığı metni imzalamadı. Öyle bir enteresan durum. Kulüpler Birliği de o homojenliğini yitirdi.
‘UEFA cephesinde taraf seçmeliyiz’
Biz niye konuşmuyoruz? Katar CEO’su ve Agnelli’nin başkan olduğu Avrupa Kulüpler Birliği arasında çatışma var. Bir de UEFA var. Büyük çarpışma var. Agnelli’nin başkanı olduğu Kulüpler Birliği UEFA’yla anlaşma yaptı. Biliyorsunuz, kurallar da değişecek. Biz, TFF ve Kulüpler Birliği’nin bu işe müdahil olup tarafını seçmesi lazım. Biz hala ‘Mete Kalkavan niye bunu yaptı?’ diye konuşuyoruz. Agnelli kim? Juventus kulüp başkanı, diğeri PSG’nin sahibi...
İyi döşedik iyi döşeniriz!
Yayıncı kuruluşla birbirimize girdik. Uilenberg’in Hürriyet’te yazısı çıktı. Biz çıktığı saat döşendik UEFA’ya... İyi döşedik! İyi döşeniriz... UEFA’dan yanıt da geldi. Taraftar kızıyor. Kalkın gidin füze atın TFF’ye diye! 150 gün ceza aldım kimsenin haberi yok. Başkan el salla diye bağırıyorlar. Başkan statta yok haberi yok taraftarın. İstendiği kadar yalanlansın, UEFA’ya yazı yazdık. “Uilenberg mentördür, tamamen TFF’nin ücretli çalışanıdır” diye cevap geldi. Yazdıkları mektubu da CC ettiler federasyona. (Fanatik)