Kopenhag-Galatasaray maçı yorumu: "Okan Buruk maçlardan hiç ders almamış"
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda Kopenhag'a 1-0 mağlup olarak devler ligine veda etti. Spor yazarları karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...
Uğur Meleke: "Farklı bir Parken hikâyesi"
G.Saray dün, maçın canlı yayını gibi kopuk kopuk bir futbol ortaya koydu.
Bundan 23 yıl önce Galatasaray, Parken’e UEFA Kupası finali için çıktığında üniversitede öğrenciydim. Galatasaray’ın o gün cezalı olan en genç futbolcusu Emre’yle yaşıttım. Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’nin ilk cümlesiyle özetleyebilirim o günü: 17 Mayıs 2000, hayatımın en mutlu günüymüş, bilmiyordum. Henry’nin kafasında Taffarel’in uzayışı, Bülent’in sargılı omzu ya da Arsenal yetkililerinin maç sonu Galatasaray soyunma odasına gönderdiği şampanyalar hiç çıkmadı bir daha hafızamızdan.
"İlke imza attılar"
Ben hep Türk futbolunun güzel hikayelerinin temelinde enteresan benzerlikler görmüşümdür. Türk Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası’na ilk kez 1996’da 16 takımlı formata geçildiğinde bilet aldı. Grupların en iyi üçüncüsüne bilet verilen ilk turnuvaya, Euro 2016’ya da o vizeyi biz alıp gittik. Avrupa kupaları tarihinin de belki de en büyük dönüşümü 1999- 2000 sezonunda oldu. Kupa Galipleri Kupası lağvedildi. Şampiyonlar Ligi iki grup aşamalı formata geçti. Ve Devler Ligi tarihinde ilk kez grup üçüncüleri, UEFA Kupası’na geçiş yaptılar. Ve böylece, tarihte UEFA Kupası’na grup üçüncüsü sıfatıyla geçiş yapıp zafere ulaşan ilk takım da Galatasaray oldu.
Devrim geliyor
Gelecek sezonla birlikte Avrupa kupalarında bir büyük devrime daha şahitlik edeceğiz. Mevcut grup formatı tarihe gömülecek. 2024-25’te Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi dev birer 36’lı lig tablosuyla oynanacaklar. Yani bu sezon Şampiyonlar Ligi tarihinde son kez dörtlü grup formatı uygulanıyor, grup üçüncüleri son defa Avrupa Ligi bileti alıyorlar. Kaderin garip bir cilvesi, Devler Ligi’nde grup üçüncülerine Avrupa Ligi biletinin verildiği ilk sezonda o vizeyi alan Galatasaray, uygulamanın son yılında da aynı vizeyle Kupa 2’ye gidiyor. O sene, Devler Ligi grubunda bir Avrupa devi Milan’ı 3-2 yenerek Avrupa’nın dışına itmişti. Bu kez de bir başka dev Manchester’ı 3-2 yenip itti dışarı. Dün aynen maçın canlı yayını gibi kopuk kopuk bir futbol oynadı Galatasaray. Ancak yine Parken’den geçen bir başka güzel Avrupa Ligi hikayesi başlıyor belki de sarı-kırmızılar için. Umudumuz bu. (Hürriyet)
Umut Eken: "Duvarı yıkamadılar"
Kopenhag, 10. dakikadan itibaren bildik disiplinli ve sinir bozucu oyununu başlattı. Kalelerinin önünde yarım bir aya benzer, güvenli bir alan oluşturdular. Zeminde boşalttıkları büyük bölümü Galatasaray sahiplendi doğal olarak. Öyle ki, Davinson ile Abdülkerim, Kopenhag kalesine 40 metre mesafede konumlanır hale geldi. Galatasaray hepsini finalize edemese de atak devamlılığı sağlayabildi. Özellikle Kaan’ın ekstra eforu, Toreira’nın müthiş oyun bilgisi Kopenhag duvarından dönen topları alıp, orada kalmalarını sağladı.
Eksik olan her iki kanatta Tete ve Zaha’nın adam eksiltemeyişi oldu. Tete, 38’de rakibinin gördüğü sarı kart dışında neredeyse bire birde hiç adam eksiltemedi. Zaha’nın oyunda daha uzun kalmasının nedeni ise topsuz da olsa ceza alanına girebilmesi ve bu yönüyle Kopenhag için bir tehdit olmasıydı.
Kopenhag maç başından beri aradığı geçişi 58’de bulup, golü de atınca müdahale aciliyet kazandı.
Okan Buruk 4 dakikada 3 değişikliğe gitti. Kaan’ı da kenara çekip, 4-1-3-2 gibi bir dizilişle risk de aldı. Bu durum sonrası, biraz da Danimarkalılar’ın kabullenişiyle top da oyun da Galatasaray’da kaldı. Ancak bu durumun ciddi bir sonucu oldu. 22 oyuncunun 16-17’i kadarı Kopenhag ceza alanı ve çevresinde pozisyon aldı. Ne verkaç yapılabilecek ne de sabırla top çevrilebilecek bir alan kaldı. Ziyech’in ortaları ceza alanında Galatasaray hücumcularıyla ne kadar buluşabildiyse, o kadar gol umudu varoldu.
Burası Şampiyonlar Ligi. 6 maçlık kısa bir maraton. Kaç puan aldığınız kadar o puanları kimden aldığınız önemli. Galatasaray, Manchester’dan 4 puan alabildiği için üst tura çıkabilirdi. Kopenhag’dan 1 puan alabildiği için ‘büyük oyun’ dışında kaldı! (Fanatik)
Engin Kehale: "Kopenhag’da değil İstanbul’da kaybettik turu"
Deplasmanda Zalgiris’e karşı 47., Molde’ye karşı 56. dakikada yenilen gollerle başlayan süreç, grup aşamasında sırasıyla Kopenhag 58., Manchester United 55. ve yine Kopenhag karşısında 58. dakikada yenilen gollerle devam etti. Orta sahada baskıyı doğru yapamayınca, geride verdiğimiz sayısal üstünlük topu ağlarımıza kadar taşıdı. Kalan yarım saat, Mertens ve Ziyech’in girişine rağmen çok fazla set oyununa dönünce üretkenliğimiz azaldı ve bir daha maçın içerisine giremedik.
Çok hak ettiğimiz turu, aslında Danimarka’da değil, İstanbul’da elimizden kaçırdığımız Kopenhag ve Bayern maçlarında teslim ettik... (Hürriyet)
Tunç Kayacı: "Beraberlik Devler Ligi'nden etti"
Bu maçın kolay olmayacağını ve Kopenhag’ın iyi bir iç saha takımı olduğunu biliyorduk. Gönül isterdiki sahaya çıkan değil maçı bitiren 11’i tercih etseydi Okan Buruk daha gerçekçi olurdu. Şampiyonlar Ligi’ne buruk veda ederken artık yolumuza Avrupa Ligi ile devam etmek gecenin tesellisiydi. Açıkçası bizden çok iyi değil ve daha kaliteli olmayan ama oyun disiplini yüksek bir takımı geçemedik. Sanırım İstanbul’daki beraberlik bizi Şampiyonlar Ligi’nden etti yazık oldu. (Fanatik)
Bülent Timurlenk: "Devam filmi mi çekilecek?"
Maç Ziyech ve Mertens'i çağırıyordu devre arasına giderken. Okan Buruk bir kez daha geç kaldı. 46-60 arasında her seferinde yolunda gitmeyen şeylerin kendi kendine düzeleceğine dair Polyannacılık yine rakibin attığı golle cezalandırıldı. Üstelik Kopenhag o dakikaya kadar üç direk arasına top vurmamışken... Sonrası doldur-boşalt.
Beş forvete dönen bir takımın orta sahasını boşaltması risk değil intihar girişimidir. Oysa ki devrede doğru değişiklikle geçen yılın fabrika ayarlarına dönebilirdi Okan Buruk. Kura çekildiğinde "Galatasaray, Manchester United maçlarından 4 puan alacak ama gruptan çıkamayacak" diyen var mıydı? İngilizler evine dönerken Avrupa Ligi'nde yola devam, belki de sonu Kopenhag'da biten bir filmin 23 yıl sonra Kopenhag'da başlayan devamıdır. Kim bilir! (Sabah)
Ömer Üründül: "Buruk maçlardan hiç ders almamış"
Okan Buruk'un şansının da yardımıyla önemli kazanımlar yaptığı bazı maçlardan ders çıkarması gerekiyordu. Günümüz futbolunda üç fiziki düşüş içindeki forvetle oynarsanız büyük sorunlar yaşanır. Zaten Galatasaray'da kalan 7 kişinin maçlarda canları çıkıyor. Dün de bunları yaşadık.
Boey her şeyini yine verdi. Ben en çok Kerem Aktürkoğlu'nun bitmeyen hırsıyla, inanılmaz gayretlerine üzüldüm. Bir futbolcu ancak elinden geleni yapmak için bu kadar uğraşır. Sonuçta Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'ne Kopenhag'ı devam ettirdiği için üzülmelidir ama Manchester'ı geride bırakıp Avrupa Ligi'ne devam etmek de küçümsenmemelidir. Dün gecenin en büyük kahramanı kimdi derseniz cevap Orsato… (Sabah)