Ön yargıdan gerçeğe..
Bilic'in arkasından ağıt yakanlar, bize ait olan gençlerimizi adeta sildiler! Alışkanlık yapan YENİ kelimesini Beşiktaş'ın da başına monte ederek, kolaycılığı seçmenin nedenleri olsa da genç değerlerimizin farkına varmadan kadro yaparak fal baktılar..
Beşiktaş sahaya inerken çoktandır unutmak istenilen bir ayıba "Dur!" dedi. Transfer sürecinde medya, yorumcusu ve yazan çizeni ile yepyeni bir Beşiktaş 11'i kurdu. Hatta Bilic'in arkasından ağıt yakanlar, bize ait olan gençlerimizi adeta sildiler! Alışkanlık yapan YENİ kelimesini Beşiktaş'ın da başına monte ederek, kolaycılığı seçmenin nedenleri olsa da genç değerlerimizin farkına varmadan kadro yaparak fal baktılar..
Oysa geçen yıl Beşiktaş'ın Biliç ile şampiyon olamayacağını haykırdığımda fal bakmıyor, oynanan futbol ile terk edilen değerlerin iyi kullanılmadığını hatırlatmak istiyordum.
Bu yıl Beşiktaş'ın başına getirilen teknik direktör Şenol Güneş'in eğitici ve öğretmen yapısının göz ardı edilmesi yanlıştı. Futbolun sadece transfer ve yıldız futbolcu alınması, para harcamak yahut ağabey veya benzeri kişilerin yönetmeleri ile şampiyonluk getireceği hatasını yapanlar Şenol Güneş yapısına teslim olurken doğruyu buldular.
Sezon başı kulüplerin o yılki başarı temelinin atıldığı çalışma ve koordinasyon sürecidir. Bir lider olur ve onun tarzı ve disiplini, çizdiği makro planla işe önem verilir. Aşırı endüstriyel baskı ve kadro değişimi ile tribün adına çekicilik kovalamak yerine, Beşiktaş'ta beklenen gerçek özellikle ŞAMPİYONLUKTUR. Bunun farkına varan Güneş, gerekli düzenlemelerle tek elden yönettiği takımında ilişkilerin insani ve bütünleştirici olması yanında eğitici ve gerçekçi tarafını öne almıştır. Uzun iki kamp gerekli olup her şey gözden geçirilmiştir. Veli ve Tolgay sakatlığı dışında nokta transferler takıma uyan tarzdaki futbolcularla karşılanmıştır.
Önemli gerçek ise dün sahaya yansıyan ve bazılarını şaşırtan futbolcuların başarısıdır. Neredeyse kopma noktasına gelen, hatta kağıt üstündeki kadrolarda adı dahi geçmeyen Oğuzhan, Cenk ve Olcay, Beşiktaş'a ve futbolu sevenlere harika bir gece yaşattılar. Geçmişte neredeyse maçların 90 dakika olduğu unutturulan Oğuzhan, Quaresma'lı kadrolarda ilk gönderilen Olcay ve golcülüğünü unutan Cenk, Mersin'de hepimizi mutlu ettiler.. Oyunları, asistleri ve golleri ile. Fizik ve ruhsal anlamda harika bir direnç ve öz güven kazanmış bu futbolcuların yeni transferden farkı yoktur.
Nevzat Demir Tesisleri'nde başlangıç disiplini ve ihtiyaçları planlamış. Şenol Güneş ligin ilk maçında bol gollü bir oyun yanında, doğru futbol oynayan kadrosu ile beğeni kazandı. Kalede Tolga ve önündeki Rhodolfo ile Ersanın uyumsuzluğu dikkat çekti ama yine de gol atmayı bilen ve bunun ötesinde baskılı, çabuk oynayan, isabetli paslarla topu koşturan tempolu Beşiktaş'ı izlerken alkışladık. En belirgin özellik; olarak da ceza alanına yakın ataklarda telaş ve hata yerine kalite ve modern futbolun gerçeği hepimizin dikkatini çekti. Seri pasların, rakibi şaşırtan yaratıcılığın, golü en uygun kişi ile atma becerisi alkışlanacak cinstendi. Tek bir gereksiz şişirme orta görmedik! Alakasız çalım ve driplinge şahit olmadık . Gökhan Töre'nin çabukluğu rakibi hataya ve faule zorlayan gücü ve Oğuzhan'ın takımın yönetmeni olma kalitesi ve klası oyunu çok güzelleştirdi. Cenk kendisinin nasıl gol atacağına uygun paylaşımda bulunan arkadaşlarına 3 güzel golle renk katarken, Gomes için de buradayım ve gerekirse taktik değiştirebilen zenginlik sağlayabiliriz mesajını verdi.
Ve Oğuzhan... Hiç yorulmadan dipdiri son dakikalarda alkışlanarak sahayı terk ederken sorunun fizik değil ruhsal olduğunu ve hedeflerinden vazgeçmediğini hocası ile yeniden harekete geçirdiğini söyledi..
Olcay atıyor, attırıyor, yorulmuyor ve Attiba ile sahayı parselliyor. İki bek Tosic ve Beck ise dişli ve diri iki yönlü futbolcu olarak takımı tamamlıyor..
Özellikle takımın gol attıktan sonra kulübeye ve taraftara asker selamı vermesi oyuna ve mücadeleye ayrı bir anlam kattı. Özlem duyan taraftara açılış yaparken şampiyonluk tablosu çizdi adeta.
Bütün bunlar erken görülen başarılı tablonun yorumudur. Şimdi her geçen gün daha çok zorlanacak ama kazandıkça kazanmayı doğallaştıran doğru futbol Şenol Güneş'le hatırlanacak. Aynı zamanda teknik adam farkı ile de günlük olmaktan çıkacak.
Yöneticilere saygımız var ama bu iş bilenlerin elinde şekillenerek gerçekleşir. Doğru futbol doğru teknik adam ve bunu gerçekleştirmek isteyen futbolcular ile kimin oynadığı değil takımın oynadığı gerçeği futbolumuzu kurtarabilir. Ancak bu tek elde lider ve eğitici teknik adam yapısı ile gerçekleşecek sondur. Beşiktaş bu anlamda bu yıl farklı bir yapı ile ilk ışığı vermiştir. Daha sonra neler olacak göreceğiz.
Ha bir de şunu söylemek gerekli; kadroda transfere ihtiyaç yoktur ve tabii bunu da en iyi yine Şenol hoca bilir! Tavsiyem hocanın futbolcularını tanıma gayreti kadar, futbolcuların da Şenol Güneş'i tanıma empatisinin devamıdır..