Önder Özen: "Oyun okuma eksikliğinden puan kaybetti Fenerbahçe"
Ünlü yorumcu ve futbol adamı Önder Özen, Süper Lig'de Fenerbahçe'nin sahasında Samsunspor ile berabere kaldığı karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar.
"Bu sezonun en iyi Fenerbahçelerinden biriydi bu"
Özen, "Tempo bakımından dünkü Leipzig-Leverkusen maçına benzettiğim bir maç. Bu tam bir Bundesliga maçı. Ancak bu aynı zamanda bir çuval inciri berbat etme maçı. Ben finalden başlayarak sebebini söyleyeyim. Bu sezonun en iyi Fenerbahçelerinden biriydi bu. Skora bakmayın. Oyun olarak söylüyorum. En iyilerinden bir tanesiydi. 70 dakika şahane futbol gösterisi izledim ben kendi adıma. Dünya kadar da not aldım bireysel ve grup halinde.
Şimdi bir maçın ‘mal batıya kaymış’ son 20 dakikasını oynuyoruz. Emre Mor, Batshuayi, Cengiz, King 1 takım. Karşılarında da Dzeko, Tadic, İrfan, Szymanski oynuyor. Son 20 dakikayı hayal edeceğiz ama benim sorum şu. Bunlar bire bir oynuyor kim kazanır? Emre Mor’lu takım kazanabilir ama bunlar 4’e 4 oynarlarsa ezici farkla Dzeko’nun takımı kazanır. Bu maçı büyük sahada ilk yarısında atletler kazanır ama maçın finalini Dzeko’nun takımı kazanır.
"Bu kadar ezber değişikliğe gerek yok"
Hiçbir koşulda kaybetmez. Peki maçın sonu nerede oynanacak? 21 kişinin sıkıştığı Samsunspor yarı alanında oynayacaksınız. Maçın finalini, 1. olarak kronometreye karşı oynarsınız. Rakibe karşı oynarsınız. Sahaya karşı oynarsınız. Duygulara karşı oynarsınız ama bir tane yardımcınız vardır. Takım arkadaşları. Onlarla birlikte oynarsınız. Bir maçın finalinde Cengiz, çekip vurabilir. Emre Mor, iki kısa adım atar penaltı çaldırabilir. Bunlar olabilir ama birlikte oynadığınız bölüm, artık savunma konsantrasyonunun en yükseğe çıktığı, paniğin başladığı anda yani duyguların devreye girdiği anda. Böyle anları ustalar oynar. Bu kadar ezber değişikliğe gerek yok.
"Bu göz göre göre bir çuval incirin batırıldığı bir maç oldu"
Arkadaşım aradı. ‘Ne diyorsun değişikliklere ?’ dedi. Bitti dedim. Kaybetti Fenerbahçe. Belki dedim atarsa Ferdi atar ya da iki stoperden birisi yüksekten atar. Onun dışında bu takım gol atmaz. Pozisyona girer ama atmayacak diye 71. dakikada söyledim arkadaşıma. Bakın bu göz göre göre bir çuval incirin batırıldığı bir maç oldu. Çok şahane futbol oynadığı, çok gösterişli bir futbol oynadığı 70 dakikanın arkasından maalesef kulübe marifetiyle kaybedilmiş bir 2 puan. Bunu zaten 1-1 olunca yardımcıların halinden ben anladım. Buradan iyi bir şey çıkmayacak diye.
"Oyun okuma eksikliğinden puan kaybetti Fenerbahçe"
Oyun okuma eksikliğinden puan kaybetti Fenerbahçe. 3 tane futbolcuyu çıkarıp 3 tane sporcu aldın. Futbolcular çıktı, sporcular girdi. Sporculara başta ihtiyacınız olabilir ama futbolcular kalmalıydı. Bence değiştirmek zorunda değilsiniz. Kötü gitmiyordu ki. Fenerbahçe golü eskaza yedi. Yanlış oynuyordu ama kötü oynamıyordu. Devre arasında Bein Sports’ta sevgili arkadaşlarımız da dediler ki ‘Samsunspor çok alan veriyor Fenerbahçe’ye.’ İkili mücadele olmamasının sebebi topun ritmi. Topun ritmi yüksek. Tabii ki ikili mücadele ortaya çıkmıyor. Fenerbahçe, rakibin ikili mücadeleye girmesini teknik olarak engelledi. Nasıl yaptı bunu? Bonucci. Kucaktaki bir oyuncunun arkasında adam varsa hakikaten ayağına oynat. Ayağa çık. Genelde kucaktan çıkan oyunculara da 1. gelene verip 2. gelene oynadı. Büyük pasörlük bu.
"Krunic dışında başka bir değişikliğe gerek yoktu"
Topun ritmi o yüzden yükseldi. 1. tercihe değil, 2. tercihe oynadı hep. Livakovic’e oynarken bile etraftaki baskıya göre şekil verip oynadı Livakovic ile. Tekte rahat kullanabilsin diye. Topun ritmi çıktı. Artık alan daraldıktan sonra o ritme daha çok ihtiyacın vardı. Girecek bir tane oyuncu vardı. Rade Krunic. Onun dışında başka bir değişikliğe gerek yoktu. Hücumcu almaya falan gerek yoktu. Kötü gitmiyordu ki. 88. dakikada soldan bir taç oldu. Fenerbahçe tacı attı. Batshuayi’ye. Osman, Batshuayi’nin önüne girip aldı topu gitti. O topu Dzeko’nun kucağına atarsanız Dzeko’da kalır o top. Dzeko’nun etrafında 7 kişi de olsa onun kucağına atarsan o top orada kalacak. Bakın bunlar küçük trick, küçük detay ama maçın sonu detaylarla dolu. Milyon detayla dolu.
"11 kişi gideceksin o kaleye"
Akıl lazım, irade lazım, hakemle oynamak lazım, rakiple oynamak lazım, tribünle oynamak lazım ama en çok takım arkadaşlarınla beraber oynayabilmek lazım. Şimdi bu 4 tane bağımsız Ada Cumhuriyeti girdi. Takım 6 ayrı, 4 tane de birebir oldu. 11 kişi gideceksin o kaleye. Finalde lazım o 11 kişi. Finalde takım 2 parça oldu. 4 tane birebir oynayabilen adam ama o birebirler de her 1 Fenerbahçeli oyuncu 3-4 rakibiyle oynuyor. Oysaki futbolcularla oynandığında 11’e 11 hücum ediyorsun en azından. O fırsatı kaçırdı Fenerbahçe bugün. Şahane bir oyundu. Benim açımdan üzücü olan şahane bir maçın finali böyle oldu.
"Samsunspor hakikaten iyi takım yani"
Bu ligin en dinamikli takımlarından biri Samsunspor. Hakikaten kuvvetli, agresif, baskısı şiddetli, teknik direktörü akıllı, yönlendiriyor. Tabii her maç böyle oynamıyorlar o da ayrı konu. Normalde tabelaya baksanız bu Samsun takımı burada olamaz dersiniz. Bu performansla. Hakikaten iyi takım yani. 1-0’dan sonra gelmeye çalışacakları anda artık iyi pasörlere ihtiyaç var. 55’ten sonra yavaş yavaş Fred’de sallanmayı hissettim ben. Adelesi çekecek, bir şey olacak, onu görüyorum. Krunic mutlaka girmeli diye düşündüm. Eğer girmiş olsaydı biz en az 3-4 tane daha çok etkili atak izleyecektik Fenerbahçe’den. Onu yapmadı. Maçın sonunda o birebirlerde kaybolur gidersiniz.
"Messi değilseniz kaybolur gidersiniz"
Messi değilseniz kaybolur gidersiniz. Kalabalıklar üvertür, başaltı, elinde ball’on d’or olan adamları kaybetti. Maradona değilseniz kayboluyorsunuz. Messi değilseniz kayboluyorsunuz. Sadio Mane kayboluyor kalabalıkta. Yeri geliyor Salah kayboluyor. Dolayısıyla birincil arıza bugün için, mutlaka dersler çıkarılması gerekiliyor, hem oyunu okuma hem de rakip analizi. Başlangıç fikri fena değil ama 1-0’dan sonra hemen 2. versiyona geçmeliydi Fenerbahçe. Bu kadar ezbere gitmeye gerek yok. Öndeki dörtlüyü çıkar diğer dörtlüyü al. Zaten bütün filmi öndeki bu dörtlü çevirecek. Kafası çalışan adamlar bunlar.
Emre Kılınç sol ayaklı bir futbolcu, frikik atacak. Eğer açı müsaitse, Emre Kılınç vurur. Birisi söyleyecek ona ‘alma kardeşim ortayı, sen kaleyi koru.’ diyecek ona. Bu devler boşuna mı var orada. Analiz antrenörü söyleyecek bunu. Ülkenize yeni gelmiş bir kaleci varsa siz kaleci ile konuşacaksınız. Teknik direktöre hep markaj yapacaksınız. Her dakika. Hafta içi çok iş görür bu adamlar.
"Çağlar’ı da alacaksan, bunu Çağlar bilecek"
Galatasaray, Trabzonspor’u bu sezon yakalayabileceği hep en iyi bölümde yakaladı. Antrenör değişmeden önce tek kale yaptı. Trabzonspor’u Rams Park’ta ezerek yendi. Şimdi de takımın yarısı yok. Böyle yakalamış oldu ama oynanmamış hiçbir maç kazanılmış değildir. Fenerbahçe bakacak, dualarla izleyecekler maçı. Şampiyonluğa koşarken gıcık adamlar iyidir. Şampiyonluğa giderken yatıp uyuyan adamdan olmaz, şampiyon. Uykusuzların işidir şampiyonluklar. Gergin adamlar, uykusuz adamların işidir. Kavgacı adamların işidir. Yardımcı ekip için söylüyorum. Hemen uyuyabilen adamların faydası olmaz. Uykusuz, anksiyetesi yüksek öyle adamların işi böyle işler. Göktürkler gibi olacaksın ya savaş bitene kadar uyku yok. Savaş bitsin ondan sonra 40 gün uyu. Çağlar’ı da alacaksan, bunu Çağlar bilecek, Çağlar’ın menajeri bilecek, Çağlar’ın kulübü bilecek, sen bileceksin. Başka kimsenin bilmesi gerekmiyor. Maç var maç. Belki de hiç transfer edilmeyecek futbolcu bu kadar konuşulur mu ya" şeklinde konuştu.