Önder Özen ve Erkan Baş TİP Toplantısında Buluştu
Teknik Direktör ve Futbol Yorumcusu Önder Özen, Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) spor politikaları çalışma grubuna katılarak, ülkemizin futbol alanı hakkında konuştu.
Önder Özen'den spor manifestosu
Gerçekleşen toplantıda TİP'in spor politikaları kamuoyuna duyuruldu. Toplantında konuşan Özen, Türkiye'de sporculardan itaat istendiğini belirtirken, yeni statların da sadece tüketim vaat ettiğini söyledi.
Eski statlar çok amaçlıydı
Eski statların çok amaçlı olduğunu ve futbol dışındaki branşların da kullanımına açık olduğunu belirten Özen, "Cumartesi günleri Eskişehir’de Atatürk Stadyumu’nda antrenman yapardık, pazar günleri de Atatürk Stadyumu’nun yanında dış saha vardı, antrenmanlarımızı orada yapardık. O iki spor tesisinin insanlara vaadi benim için şöyleydi: ‘10 yaşındaki çocuk için gelip burada top oynayabilirsin, 18 yaşındaki bir okçu için gelip burada öğleden sonra ok atabilirsin’..." dedi.
"Eski statlardan maratoncular çıkardı"
Dünya ve Avrupa çapında dereceleri olan, Türk okçuluğunun en önemli isimlerinden İzzet Avcı'nın da Atatürk Stadı tesislerinde yetiştiğini söyleyen Özen, "Atlet Mehmet Terzioğlu da burada koştu ve Londra Maratonu’nu kazandıktan sonra geldi yine kutlamaları Eskişehir’de yaptı. Orada yıllarca maratoncular koştu, atletler atladı, okçular yay gerdiler biz ise futbol oynadık. Şimdi o stadyum orada yok. Orası millet bahçesi oldu ve yerine sadece futbol oynanabilecek bambaşka bir futbol stadyumu yapıldı" dedi.
Yeni statlar sadece Ronaldo vaat ediyor
Eskişehir'deki stadın sadece Ronaldo vaat ettiğini vurgulayan Önder Özen, şöyle devam etti:
"Yarım milyonluk şehirde bir tane futbol stadyumu var ve o stadın 10 yaşındaki çocuğa tek vaadi şu: Eğer şanslıysan sen de Cristiano Ronaldo olabilirsin, 20 yaşında geldiğinde eğer işsizsen bu stadın etrafında simit ve su satabilirsin. Eğer işin varsa ya da bir öğrenciysen tüketici olabilirsin o stadyumda."
Futbol statları gel ve tüket diyor
Yeni statların sadece tüketmeyi vaat ettiğini vurgulayan Özen, "Bir örnek daha vereceğim. Ankara’da Cebeci İnönü stadı vardı. Orası okçuluk kamp eğitim merkeziydi. Atletler orada atlarlardı, futbolcu olarak da antrenör olarak da dünya kadar maça çıktım ben orada ve orası da artık yok. Onun yerine TOKİ tek amaçlı acayip stadyumlar yaptı. Bunu yaparken spor mimarlarına sormadan sadece futbolcuların işine yarayabilecek stadyumlar yaptı ve bu statların insanlara tek vaadi gel ve tüket. Başka bir vaadi yok." diye konuştu.
Futbolcular pandemide itiraz edemedi
Türkiye’de bir itaat kültürü olduğunu vurgulayan Özen, "Pandemide futbolculara ‘Çıkın sahaya, oynayın’ dediler. Bir futbolcu da çıkıp ‘Ne oluyor, bizim bir ailemiz, çocuğumuz yok mu? Benim sağlığım, akciğerlerim yok mu?’ demedi, diyemezdi de. Ama toplumun genel perspektifi zaten futbolcuların, sporcuların itaat etmesi yönünde. Yöneticisinin karşısında itaat edecek, basın karşısında itaat edecek, itaatkâr nesiller öyle yürüyecek gidecek. Ben buna karşıyım, benimle aynı fikirde olanları da yanıma davet ediyorum." diye konuştu.
Erkan Baş: "Sol yeterince söz söylemedi"
Toplantıda açılış konuşması yapan TİP Başkanı Erkan Baş da Türkiye'de çarpık bir spor sistemi olduğunu vurguladı. Baş, "Bir özeleştiri yapmamız gerekiyor. Sosyalistler spor alanına ilişkin yeterince söz söyleyemediler. Bu alanda bizden önce çok sayıda arkadaşımız emek harcadı, bu alanda yıllardır büyük emekler verildi fakat bunları bütünleştirmek, birleştirmek ve toplu biçimde kamuoyu karşısında çıkartabilmek konusunda istediğimiz tarzda etkili bir mücadeleyi bugüne kadar yürütemediğimizin de farkındayız." dedi.
Türkiye'de spor mafyanın tekelinde
Türkiye’de sporun; patronların, iktidarın ve mafyanın tekel alanına döndüğünü savunan Baş, "Biz Türkiye’nin her yerinde terazinin sağa doğru yatırıldığı bir dönemde sporun da bundan nasibini aldığını söylüyoruz ve sola ait değerlerin güç kazanmadığı bir tabloda, sporun da soluksuz kalacağına ilişkin kaygımızı paylaşmak istiyoruz.” dedi.
"Bu iktidarla sporda değişim olmaz"
Mevcut ikdidarla sporun sorunlarının çözülemeyeceğini kaydeden Baş, "Bu bütünlüklü yaklaşımda kentsel mekanların düzenlenmesi de, spor politikaları ile eğitim politikalarının eşgüdümüne dönük bir yaklaşım da var. Yalnızca endüstriyelleşmiş spor dallarını değil, sporun tüm dallarını kapsayacak bir biçimde bütünlüğü sağlamaya çalıştık. Mevcut iktidar ve mevcut iktidar kodlu bir yaklaşımla Türkiye’de sporun sorunları çözülemez. Federasyonlar değişir, isimler değişir ama bu düzen devam ettiği sürece dönüp dolaşıp yine sorunları konuşmaya devam ederiz." diye konuştu.
TİP'in 10 maddelik spor bildirisi
TİP Spor Politikaları Çalışma Grubu Koordinatörü Remzi Dilli, partisinin spor politikasına dair 10 temel ilkesini kamuoyu ile paylaştı. Söz konusu 10 madde şöyle:
- 1-Sporda bütünlüklü bir planlama yapılması
- 2-İnsanların kolay ve ücretsiz spora ulaşması
- 3-Spor ve eğitim politikalarının eşgüdümlü hâle getirilmesi
- 4-Bütün spor dallarının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması
- 5-Spor emekçilerinin özlük hakları için kanun düzenlemesi
- 6-Sporda şiddetin önlenmesine yönelik çalışma
- 7-Spor yönetiminin demokratikleştirilmesi
- 8-Spor basınının demokratikleştirilmesi
- 9-Sporun mali denetiminin sağlanması
- 10-Federasyon yönetimlerinde nitelikli kadroların yer alması