Özgüven
Ajansspor yazarı Kerim Öztürk, Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü Fernando Santos ile çıktığı ve 3-0 kazandığı ilk maçı değerlendirdi. İşte detaylar...
Maç kadrosu açıklandığında her halde tüm Beşiktaşlıların aklında şu vardı: “E herkes yine aynı yerinde, ne değişecek?” Aslına bakarsanız bu düşünce çok normaldi. Çünkü Santos’ta kendisinden önce Beşiktaş’ın başındaki tüm hocalarınkine benzer bir kadro çıkardı. Özellikle orta sahadaki Amir-Salih-Gedson üçlüsü ile bir türlü üretemeyen Beşiktaş’ın maç sonunda 3 golle ve gol yemeden galip geleceğine inanmak gerçekten zordu. Ancak Hoca’nın takıma dokunuşunu ilk düdükle birlikte gördük. Son haftalarda birbirlerinden kopuk, adeta herkesin kendi halinde takıldığı bir grup futbolcu bir kenetlenmeye girmiş. Ve yine iyisiyle kötüsüyle hemen her futbolcu sahada haftalardır taraftarın beklediği savaşı verdi. Neticede de mükemmel bir futbol olmasa da Beşiktaş 3 puana 3 şık golle ulaştı.
Başta da dediğim gibi bu maça ve değişime hocanın sözleri ile bakmak gerek. Çünkü Fernando Santos’un basın toplantısında söylediği sözler bu maçtaki değişimi de Beşiktaş’ın durumunu da özetler nitelikteydi. Hoca, oyuncularla yaptığı görüşmelerde en çok üzerinde durduğu şeyin öz güven olduğunu söyledi. Ve oyuncuların maç öncesinde çok gergin olduklarının altını çizdi. Ama bence hocanın futbolculara maç toplantısında söylediğini belirttiği bir söz bu değişimin ilk ateşiydi: “Bizim stadımızda Beşiktaş’tan daha fazla kimse koşamaz, bizim stadımızda bizden daha fazla kimse savaşamaz, bizim stadımızda her zaman her şeyin en iyisini biz yapmalıyız ve böyle kazanırız!"
Kayıpların kendisinin, başarının ise futbolcuların sorumluluğu olduğunu sıklıkla dile getirip taraftardan kötü sonuçlarda futbolcuları değil kendisini suçlamalarını da isteyen hoca, oyuncu grubuyla taraftarın arasında da bir köprü olacak gibi. Ve Santos’un Beşiktaş’ı özetleyen sözlerini de buraya eklememek olmazdı: “Gerçekçi olalım, daha çok çalışmamız lazım, çok şeyi değiştirmemiz, düzeltmemiz lazım.” Kısacası Santos Beşiktaş’ın sorunlarını biliyor ve çözüm için çabalıyor. Ancak bu oyuncu grubunu bilen, izleyen herkes işinin çok kolay olmadığını sanırım anlıyordur. O nedenle Beşiktaş taraftarının ve yönetiminin önce hocanın arkasında dimdik durması gerekiyor.
Fernando Santos Beşiktaş’ta ne kadar başarılı olur ve aklında olanları ne kadar sahaya yansıtabilir bilmiyoruz. Tek maçlık performansla bu konuda bir yorum yapmak elbette büyük hata olur. Ancak ilk maçta şunu net bir şekilde gördük ki, Beşiktaş bu kaotik ortamı için bulabileceği en iyi hocalardan birini bulmuş.
Gelelim Semih’e… Son 4 müsabakada 5 gol kaydeden Semih yine Karagümrük maçında da tartışmasız sahanın en iyisiydi. Maçın açılış golünü atan ve her ne kadar ikinci golün asisti Cenk’e yazılsa da (Cenk topa dokunmadığı için) bence 2. golün asistinin de sahibi olan genç golcü Beşiktaş’ın kötü günlerinin üzerine bir güneş gibi doğdu. Beşiktaş’ın kötü gitmesinin böyle bir yeteneği bu kadar erken yaşta takıma kazandırmış olması tüm Beşiktaşlıların en büyük tesellisi. Umarım bu şekilde çalışmaya devam eder ve hem Beşiktaş’ın hem de A Milli Takımın uzun yıllar golcü sorununu ortadan kaldırır.