Pandemide her ev bir spor salonu oldu
Son dakika haberleri... Pandemi dönemi sonrasında insanların spora bakışı, fitness, diyet, kilo verme gibi konulara bakış açısı değişti. Peki yapılan son araştırmalara göre Türkiye'de egzersiz yapma oranı ne kadar? İşte detaylar...
“Bağışıklığınızı kuvvetlendirmek için egzersiz yapın”
Kalp cerrahından diyetisyene, çocuk doktorundan fizik tedavi uzmanına kadar herkes tek bir şey söyledi, egzersiz- egzersiz -egzersiz…
Hiçbir uzman sağlığın önüne bir şey koyarak; işinizi yönetmek adına toplantılarınızı online platformlardan, siparişlerinizi online hizmet veren firmalardan ya da sosyalleşmenizi de online yapın demedi!
Ama konu hastalığa karşı bağışıklık sisteminin önemi olduğunda o güne kadar egzersiz hakkında belki de konuşmamış birçok kişi bu konuya parmak bastı.
Bu durumda egzersizin Pandemi ile birlikte bizdeki algısı değişiyor olabilir mi?
Bu sorunun cevabını vermeden önce geçmiş dönemlere ait bazı istatistikleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Daha önceki yazılarımda TÜİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) araştırma sonuçlarından bahsetmiştim. Bugün de 2017 yılında WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ve Eurostat'ın (Avrupa İstatistik Ofisi) yaptıkları araştırma sonuçlarından örneklemeler ile ilerleyelim. Sonuçların TÜİK'in sonuçları ile büyük oranda benzer olduğunu da ekleyelim. WHO ve Eurostat'a göre Türkiye nüfusunun %88,2'si hiç egzersiz yapmıyor, haftada 2,5 saat egzersiz yapanların oranı ise nüfusun %4,7'sini oluşturuyor. Şimdi bu bilgiyi aklımızın bir köşesinde tutalım ve diğer rakamlara bakıp sonrasında genel bir değerlendirme yapalım.
Deloitte (Dünyanın en büyük denetim, yönetim, vergi ve muhasebe danışmanlığı sunan ve 140 ülkede yer alan uluslararası firma) firmasının araştırmasına göre; Türkiye'deki spor salonlarının kullanım oranları %90 oranında negatif etkilenirken Fitness uygulamalarının %250'lik yükselişi bize farklı bir tablo ortaya koyuyor. Bu durumda insanların egzersiz yapma alışkanlıkları evlerinde ya da açık havada dahi olsa devam ederken aynı zamanda daha önce hiç egzersiz yapmamış kişilerin Pandemi döneminde dijital ortamda egzersize başladığı da bir gerçek. Kısacası hem devam eden ama yönünü dijitale çeviren bir kitle var hem de egzersize dijital dünya ile merhaba diyen bir kitle var.
Bir de Adjust'ın (Dünyanın önde gelen global app pazarlama platformu) verilerine bakalım. Adjust'ın analizine göre: Türkiye'de Nisan ayını, 2020 Şubat'ı ile karşılaştırdığımızda, fitness uygulamaları kurulumlarında %144'lük bir artış yaşandığı gözlemlenmiş. Oturumlar ise %21 artmış. Temmuz ayına baktığımızda ise, Nisan ayına göre kurulumlarda %76 düşüş ve oturumlarda %40 artış yaşandığı görülüyor. Daha fazla uygulama indirmemiş ve fakat indirdiğimiz uygulamaları kullanmış görünüyoruz.
Tüm bu rakamlar sonucunda toparlamak gerekirse, spor sektöründe egzersiz yapmanın öneminin Pandemi ile ilişkilendirilerek;
a) Sağlığım her şeyden önce gelir, bugüne kadar egzersiz yapmanın önemini biliyordum ama artık daha da öneminin farkındayım diyen bir kitle,
b) Önceden hiç egzersiz yapmamıştım ama bağışıklığımı kuvvetlendirmenin öneminin farkına vardım ve online ya da açık havada egzersize başladım diyen bir kitle,
c) Önceden spor salonlarında egzersiz yapıyordum ama artık salona gitmektense evde online egzersiz hizmeti alıyorum diyen bir kitle,
Pandemi ‘nin günümüzde yeniden artışa geçtiği güz döneminde; bu yaşananların farkına varacak ve daha önceki davranışından farklı hareket ederek ara verdiği egzersizlerine başlayacak, egzersiz deneyimi yoksa sıfırdan başlayacak, çocuklarına egzersiz alışkanlığı kazandıracak, evini küçük bir spor salonuna çevirecek ve çevresinde gördüklerinden etkilenerek bu topluluğa katılacak milyonlar olacaktır, şeklinde bir yorum yapsak sanırım yerinde olur.
Kısacası “her şeyin başı sağlık” cümlesini söyleyenlerin bir bildiği varmış değil mi!
Ama şunu söylemeden de geçmeyeceğim…
Hepimiz şunun farkındayız, yaşananlar için hazırlıklı değildik ama kendimizi buna hızlıca adapte etmeliyiz. Eğer bundan sonraki süreçte önce kendimiz ve sonrasında sevdiklerimiz için fayda üretmek istiyorsak, kendimize bugüne kadar hiç bakmadığımız kadar iyi bakmaya gayret etmeliyiz. Bu bir seçim değil, bir gereklilik.