'Porto, Erzurum'a benzemez'
İyiler ve kötüler - Serhat Ulueren / Vatan
HAKEM Alper Ulusoy çok kötü bir yönetim gösterdi. 41’de Rodrigues’i çekti. Üstelik hakemin burnunun dibinde. Formadan çekmek faul ise bu pozisyonda net penaltı olmalıydı. Üstelik VAR hakemleri Alper Ulusoy’u uyardı ama çok bilen(!) Ulusoy hiç tınlamadı.
5 dakika sonra Auremir yine Rodrigues’i ceza sahası içine girmek üzereyken çekti düşürdü. Karar faul ve sarı olmalı ama Ulusoy’dan yine tık yok. Ben Ulusoy gitsin düdüğünü assın demiyorum ama art niyetliydi. Ömer ve Fernando’nun sarı kartları da yanlıştı. Kısacası çok kötü yönetti Ulusoy.
TARAFTAR SAYESİNDE
ÖMER Bayram’ı tıpatıp Hakan Ünsal’a benzettim. Kalça, bacaklar, gövde, boyun kalın ve sağlam. Üstelik bu genişliğe rağmen çabuk ve sol ayağı çok iyi. Nagatomo’nun işi kolay değil bundan sonra. Ömer Bayram ilk yarıda çok kritik müdahaleyle gollük vuruşu önlerken, Maicon’un golünde de adrese teslim orta yaptı ve dünün en başarılısı oldu Ndiaye ile birlikte.
NDIAYE ayrı paragraf açmazsak ayıp olur. Bitip tükenmeyen ciğer yapısı, risk alması, hırsı, golü çok istemesi, kolay top kapması ve basit oynamasıyla Ndiaye tam not aldı dün gece.
SERDAR ve Maicon son bölümde çok terledi ama sezgileriyle öyle kritik toplar kestiler ki, 3 puana etki yaptılar. Terim’in Linnes’in yerine, sürekli geriye oynayan, hiç risk almayan Mariano’da diretmesi, düne kadar Feghouli’ye cephe alıp burnunu sürtmek adına kulübeye hapsetmesi yanlışlarıydı. Bu takımda Belhanda’dan daha çok hak ediyor formayı Feghouli. Eğer yüz kızartıcı bir suç işlemediyse Terim onu oynatmayarak hata yaptığını anlamıştır herhalde.
BEN 25 bini geçmez diyordum ama 31 bini aşkın seyirci geldi maça. G.Saray şampiyon bitirirse aslan payı yine bu cefakar taraftarın olacak.
Güzel şeyler oluyor - Şansal Büyüka / Milliyet
Futbolda özellikle bu sezon güzel şeyler oluyor. Belki küçük şeyler ama, etkili, anlamlı, uzun süredir görmediğimiz güzel şeyler...
Hafta içinde Çarşı Grubu bir açıklama yaparak, Fenerbahçe maçında kendilerine “medeni bir ortam” yarattığı için Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a teşekkür etti. Galatasaray-Erzurumspor maçından önce baktım, Galatasaray tribünlerinde Ultra Aslan imzasıyla “Süper Lig’e hoş geldin Erzurumspor” pankartı... Üstünde de Erzurum’un simge sanatçısı rahmetli İbrahim Erkal’ın portresi... Bununla da yetinmedi Galatasaray seyircisi... Maç öncesi Erzurumspor takımını çağırıp alkışladı. Önemsiyorum bunları... Desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yıllardır birbirimize yaptığımız kötülüklerden içimiz karardı. Bu sezon sanki aydınlık bir sezon gibi... Böyle küçük ama etkili, küçük ama anlamlı güzellikler, kararan, kuraklaşan ruhumuzda çok uzun süre sonra umutları yeşertiyor.
Baktık, başlangıçta bu güzellikler sahaya hiç yansımadı. Erzurumspor savunmasından çıkarken, oyun kurmaya çalışırken, kalecisi Sehiç dahil, o kadar büyük hatalar yaptı ki, bunlara “hata” değil, “ikram” demek daha doğruydu. Ama karşısında da bu sezonun en etkisiz başlangıcını yapan Galatasaray vardı. Biraz iyi, biraz hızlı bir Galatasaray, daha ilk yirmi dakikada maçı kopartıp alırdı. Bu dakikalarda Galatasaray’da herkes kendi ortalamasının altındaydı.
Hatta ilk yarının son çeyreğinde seyrek gelişen Erzurumspor ataklarında bile Galatasaray savunması öyle hatalar yaptı ki, aklımıza ister istemez Porto maçı geldi. Hemen yeniden Aslantepe’ye döndük, huzurumuz kaçmasın, umutlarımız darbe yemesin diye...
Bu ilk yarıda Emre sakatlandığında hücumu pek de fazla düşünmeyen Erzurumspor karşısında Fernando yerine Onyekuru’nun oyuna girmesi daha iyi olmaz mıydı acaba? Orada da “hocanın bir bildiği vardır elbet” dedik.
İkinci yarıdaki Galatasaray, kısa süreliğine de olsa, silkelenen, dirilen, hatta kendine gelen bir Galatasaray’dı. Ömer Bayram ile Rodrigues sol kanada adeta “ray” döşeyip hızlı tren gibi gidip gidip top kesmeye başladılar. Bu hızlanma ve ceza sahasına inmeye başlayan toplar yerleşik Erzurumspor savunmasının dengesini bozdu. Ömer Bayram demişken, ekonomik, hatta ucuz ama son derece yararlı bir transfer... Yedek kalmak, bu maça ilk on birde başlamak Feghouli’ye ekstra birşey katmamış. Feghouli neyse, gene o... Kötü Galatasaray’daki ender iyilerden biri hiç kuşkusuz, özellikle ikinci yarıdaki mücadelesi ile Ndiaye idi.
İlk yarıda İbrahim’in Rodrigues’i arkadan çekişine VAR “penaltı var” diyebilirdi, “Penaltı yok” diyebilirdi. Ama hakem Alper Ulusoy’un VAR’a bile başvurmadan oyunu devam ettirmesi ilginçti. Ancak Alper Ulusoy’un bir hakkını teslim edelim; Bizim hakemler zaman çalan futbolculara sarı kartını ancak maçın bitimine bir- iki dakika kala çıkartıyorlar. Alper Ulusoy, zaman geçirdiği gerekçesi ile Lokman’a sarı kartını gösterdiğinde henüz maçın 61. dakikasıydı. Ulusoy’u bu pozisyonda taktir ettim.
Sonuç; Galatasaray eski Galatasaray değil... İlk haftalardaki hızı yok, hırsı yok, futbol kalitesi yok... Seyirciye verdiği eski futbol keyfi derseniz, hiç yok.
Bu rahatsızlıklar Porto'da sorun çıkarır- Ömer Üründül / Sabah
Galatasaray, kendi sahasındaki alışılmış oyunu karşı alana yıkma stratejisi ile maça başladı. İlk yarı seyretmeyenlerin tahmin etmeyeceği kadar ilginç geçti. Galatasaray, çok yetersiz saha içi organizasyonuna rağmen ilk yarım saatte 4-5 gol atabilirdi. Çünkü Erzurumspor gol yemek için istemdışı elinden geleni yapıyordu. Kaleci de dahil olmak üzere defans bloğundan çıkışlarda üst üste 4 defa topu rakibe verdiler.
Ama Galatasaray bunların hiçbirini değerlendiremedi.
Bu yarıda kanatları çalıştıramadılar, olgun ataklar geliştiremediler.
İkinci yarıda Galatasaray vites yükseltti.
Rakibi yoğun baskı altına aldılar. Bu yarıda Erzurumsporlu futbolcular ilk devredeki gerideki ciddi top kayıplarını yapmadılar ama Galatasaray sahayı genişleterek etkili ataklar geliştirdi. Bekler de kanat bindirmelerine ağırlık verdi. Ama bekledikleri gol kornerden geldi. Üstelik Maicon'un vurduğu kafada ön direği almayan Erzurumlu defans oyuncularının ve kalecinin ciddi hataları vardı. Golden sonra Galatasaray, riskli anlayışı bıraktı, Erzurumspor da hücum girişimlerine başladı. Plan-program yoktu ama yine de tehlike yarattılar. Serdar ve Maicon zamanında müdahalelerle tehlikeli atakları önledi. Sonuçta Galatasaray olumlu futbol sergileyemediği 90 dakikada zor da olsa 3 puanı kazandı. Ama Porto maçı öncesi çok ciddi saha içi rahatsızlıkları olduğu açıkça görüldü.
Rodrigues ilk yarıda sahada yoktu, Eren ise 90 dakika... Mariano da eski formundan uzak idare ediyor. Ömer Bayram ise her zaman Fatih Terim'in rahatlıkla kendisine görev verebileceğini gösterdi. Futbolcular iyi niyetle mücadele etse de Erzurumspor'un bu kadrosu Süper Lig için çok yetersiz..
Mehmet Özdilek'in işi çok zor.
Porto, Erzurum’a benzemez - Erman Toroğlu / Fotomaç
Porto kulübünden biri mutlaka gelip bu maçı izlemiştir.
Aslında Erzurum'un formasını da görünce bayağı da hoşuna gitmiştir. Hele hele 90 dakika bitince Galatasaray'ın oynadığı futbolu görünce daha da hoşuna gitmiştir. İçinden de demiştir ki "Galatasaray, Erzurum'u yenerken göbeği çatladı. Yani bundan 5 gün sonra oynanacak maçta Erzurum ile aynı renk forması olan Porto takımını Galatasaray, Erzurumspor zannetmesin. Çünkü o formanın içerisinde başka futbolcular oynayacaklar.
Galatasaray öne geçmiş, maçın bitimine az bir süre var. Oyunu yavaşlatıp sonra ani hücuma kalkabilecek 7-8 pası üst üste yapamıyor. Eee peki bu pası yapamayan futbolculara verilen paraların büyüklüğü nerede! Biz gelen futbolculara verilen paraların büyüklüğüne göre isim koyuyoruz.
Oynadıklarına göre değil.
Galatasaray takımı dün gece akordu bozuk orkestra gibiydi.
Kemancı ayrı telden, kanuncu ayrı, darbukacı ayrı, sazcı ayrı... Öncelikle hücuma çok ağır çıkıyorlar. Ağır çıkmalarına rağmen top en ileri uca geldiğinde arkadan orta sahaya, orta sahadan ileriye baskı yapıp dönen topları alamıyorlar. Böyle olunca ne oluyor?
Rakip aldığı topla rahat rahat çıkıyor. Galatasaray defansının üstüne kadar gelebiliyor. O zaman iki türlü enerji sarf ediyorsun. Hem ileri giderken boşu boşuna, hem de geriye dönerken boşu boşuna.
Dün akşam sahanın en iyisi Serdar'dı. Serdar defansta oynuyor.
Çok tehlikeyi daha çıkmadan engelledi. Ee peki Serdar defans oyuncusu, o zaman Galatasaray'ın oynadığı futbolu siz düşünün.
***
Aslında Galatasaray için söylenecek tek cümle var:
"Galatasaray sahada tek bir beyinden düşünemiyor ve uygulama yapamıyor" Sebebini de Fatih hoca bilir.
Erzurumspor kapasitesi oranında mücadele etti. Oyunu çirkinleştirmedi. Maçta zaman zaman da iyi tempo oldu. Ama bu temponun olmasındaki en büyük faktörde olur olmaz şeylere düdük çalmayan Alper Ulusoy'un da payı var. Onun için iki şey söyleyebilirim teknik olarak. Birincisi iyi bir pozisyonda avantajı kesti. İkincisi Rodrigues'in arkadan çekilip indiği pozisyon. O yorumunu penaltı olarak yapmadı. Saygı duyarım ama aynı pozisyon oyun içinde başka yerde olsa verir miydi, vermez miydi? Onu tartışırım. Tuttu bıraktı diyorlar. İlk başta tutma kardeşim.
Hele tam arkadan.
Cetvel gibi kesti - Levent Tüzemen / Fotomaç
Galatasaray taraftarının top ayağına geldiğinde ıslıkladığı isimdi Maicon..
Çünkü Brezilyalı stoper oyunu geriden başlatırken ya pas hatası yapıyor ya da uzun oynadığında topu rakibe yolluyordu.
Oyunun başındakı frikik atışında direğe takılan Maicon iğne deliğinden geçirerek attığı golle Galatasaray'a maçı kazandırdı.
Eğer Fatih hoca Porto'da Maicon'u oynatmayı düşünüyorsa "Sakın uzun oynama ve gelişi güzel pas verme" gibi uyarıda bulunmalı.
Serdar Aziz de topu oyuna sokma konusunda ısrarcı olmamalı. Porto'da Maicon-Serdar birlikte görev alırlarsa oyunu geriden başlatma görevini Fernando ya da Donk üstlenmeli..
Galatasaray skor olarak kısır kaldıysa nedeni öncelikle başta Rodrigues olmak üzere pozisyona giren oyuncuların "Golü en iyi kim kaçıracak?" yarışına girmemeliler.
Akhisar'da kaçırdığı penaltının yarattığı travma ile Rodrigues "Golü ben atayım, kendimi affettireyim" egoistliği içine girince Galatasaray Erzurum önünde erken fişi çekme fırsatını kaçırdı.
***
Feghouli vasat oynamasına ve pasın şiddetini ayarlayamamasına rağmen sürekli rakibi kovaladı ve geriye yardıma geldi.
Galatasaray'da kabına sığamayan bir Ömer Bayram izledik. Defalarca kanatlardan bindiren, rakip ataklarında kademeye giren Ömer orta yapma konusunda dengeli olmamasına rağmen mükemmel korner atışları kullandı.
Maicon'un golünde de ön direğe cetvel düzgünlüğünde topu kesti.
Gecenin çalışkanı, isteklisi ve en başarılısı Ömer Bayram oldu.
Ağır eleştiriler alan Mariano yine oyuna akıl koyarken hem tempoluydu hem de ayağındaki topları etkili kullandı ve gol olabilecek ortalar yaptı.
Rodriuges'in son 20 dakikada sağ tarafa geçmesiyle Mariano'nun verimi arttı.