Ryan Donk'tan olay sözler: Galatasaray kariyerimdeki anahtar nokta...
"Oynayamamamın sebebi eski teknik direktördü"
“Forma giyemememin en önemli nedeni eski teknik direktördü. Gelir gelmez bana ‘Sen benim tarzım değilsin. Ne yapmak istiyorsan yapabilirsin çünkü benimle süre alamayacaksın’ dedi. Benim de aslında bu andan itibaren biraz daha kendime odaklanma, daha fazla çalışma şansım oldu. Çünkü ne de olsa dakika almayacağımı biliyordum bana en baştan bunu söylemişti. Ekstra çalışmaya başladım, salona girdim, yüzmeye, kickboksa, yogaya başladım. Her şeyi ekstra olarak kendime katmayı amaçladım. Ne yaparsam kedi iyiliğim için yapıyordum ve bu sayede kendimi sezonun kalan bölümü için hazır tutabildim.”
"İlk başta inandırıcı gelmemişti"
“Fatih Terim ilk geldiğinde sadece ufak birkaç görüşme yapmıştık. Dürüst olmak gerekirse benim bütün sezon oynamadığımı gören ve bunu bilen birinin ‘Sinan ve Donk sezonun ikinci yarısı için bizim yeni transferlerimiz olabilir’ demesi çok da inandırıcı gelmiyordu. Çünkü 5 aydır oynamıyordum ve sadece maçları izliyordum. Sonra bir gün Antalya kampında Fatih Terim benim yanıma geldi. ‘Hazır mısın’ dedi. Ben de ‘5 aydır hazırım sadece oynayacağıma dair bir sinyale ihtiyacım var. Her şeyimi vermeye hazırım’ dedim. ‘Tamam, göster bana’ dedi ve beni oynatmaya başladı. O dakikadan itibaren artık her şeyden daha fazla keyif alıyorum.”
"Anahtar nokta Fatih Terim'in gelmesiydi"
“Fatih Terim’in takımın başına gelmesi Galatasaray kariyerimdeki en anahtar noktaydı. Bana kendimi tekrar gösterme şansını verdi. Ben de ona saygımı bana şans verdiği an sergilediğim performansla göstermeye çalışıyorum. Artık tekrar hedeflerim için umudum var. Çünkü öbür türlü sadece maçları kenarda izleyen biri olacaktım. Terim geldiği günden beri hemen farkını hissettiren biri. Bir kere zaten geçmişi bunu gösteriyor. Biz büyük bir kulübüz ve büyük kulüplerin başlarında geçmişi önemli başarılarla dolu, güçlü karakterlerin olması gerekiyor. Bu, Galatasaray’ın ihtiyacı olan bir şeydi.”
Güven vurgusu...
“Fatih Terim her şeyle bizzat kendisi ilgilenen çok farklı, çok özel bir karakter. Sadece saha içinden bahsetmiyorum. Teknik heyetten, aşçılara, güvenlikten, polise kadar her şeyle bizzat ilgileniyor. Kötü durumlara karşı bizi koruyor, bize olumuz bir durumda bunu kendisinin göğüsleyeceğine dair güveni veriyor. Bu sayede biz de takım olarak kendi işimize daha çok odaklanıyoruz. Herkesin başarı yolunda bir görevi var ve takımda çok iyi bir denge var. Beklediğimiz şeylere ulaşmamız için gerekli ortam hazır.”
"Hedefim şampiyonluk kazanmak"
“Galatasaray kariyerimin ilk bölümünde çok oynama şansı bulamadım. Takım olarak da kötü bir dönemden geçiyorduk. Küme düşmüş olan takımlara karşı kazanamadık. O istatistikler, o süreç bize hiç yakışmıyordu. Bu durum da benim kulübe adaptasyonumu biraz zorlaştırdı. Her şey kötü ve negatifti. Ama şimdi pozitif bir havaya büründük ve bundan dolayı çok mutluyum. Galatasaray’daki ilk hedefim de ligi kazanmak, şampiyonluk yaşamak.”
En mutlu anı hangisiydi?
“Galatasaray’daki en mutlu anım Fenerbahçe maçından önce çıktığımız antrenmandı. O anın yüksek çözünürlüklü fotoğrafını tablo yaptırıp evime asmak istiyorum. Ali’ye de (Ali Kemertaş) söyledim. Buradaki, Hollanda’daki, İspanya’daki evime o anı çerçeveleteceğim. Bu anı bize yaşattıkları için taraftarımıza minnettarım. Cuma günü, iş günü demeden 30 bin taraftar bir antrenmanı izlemeye geldi. İnanılmazdı.”