Sadece basketbol düşmanları okusun!
Fenerbahçe'nin Euroleague şampiyonluğu ile beraber, yazılı, görsel ve sosyal medyada basketbolu küçümsemeye çalışan insanlar türedi. Aslında insanlar diyerek geçiştirmemek lazım, zira bunlar senin benim gibi sade vatandaş değiller. Kulüp yönetiyorlar, sporculuk yapmışlar, gazetede yazıyorlar, televizyonda konuşuyorlar. Yani imza sirküleri falan var, durum ciddi ve irdelenmesi gerekiyor.
Bilgileri yok fikirleri var!
Bu kişileri tek tek, isim isim konuşmaya gerek yok, toplumun herkesiminde varlar işte yukarıda açıkladım. Bu arkadaşların kesiştikleri noktaları konuşmak daha faydalı olacaktır. En büyük özellikleri, futbol dışında bir faaliyeti spor olarak görmekte zorlanmaları ve konuşmak zorunda kaldıkları basketbolla ilgili bilgisiz olmaları. Çevrelerinden duydukları yorumlarla, olayı küçümsemeye çalışırken küçük duruma düşmeleri. Cümleleri şöyle başlıyor, ''arkadaşım söyledi basketbol şöyle'', ''birinden duydum zaten böyle'' ''basketbol para getirmiyor'' ''parası olan basketbolda şampiyon olur'' vs... yaklaşımlara sahipler. Kısaca bildikleri bir şey yok, sadece gözlerine sokulan ve konuşmak zorunda oldukları başarılar var, bundan kaynaklı basketbol konuşuyormuş gibi yapıp aslında kendilerini koruyorlar. İstiyorlar ki kendileri sadece futbol bildiği, futbol izlediği ve futbol konuşabildiği için, herkes onlar gibi olsun. Ama o iş öyle olmayacak basketbol büyüyor ve büyümeye devam edecek.
Basketbol zarar ediyor diyorlar!
Bu basksetbol düşmanı taraftar, yönetici, başkan, gazeteci vs.. ekibin en çok dillendirdiği önerme ''basketbol zarar ediyor'' oluyor. Ben de soruyorum futbol kar mı ediyor? Tamam futbolda çok büyük paralar konuşuluyor ama futbola kar zarar ilişkisi olarak bakıldığında çok büyük zararlar olduğunu, hiç bir kulübün kar etmediğini görebiliyorsunuz. 100 milyon dolarlarla yola çıkan kulüpler, maçlarını 5-6 bin kişiye oynuyorlar. Yayıncı kuruluş ve iddaa olmasa kasaları tam takır. Bu sezonun en başarılı futbol takımı Beşiktaş, maksimum kombine sattığı halde, Şampiyonlar Ligi'nden paralar aldığı halde, bu sezon zarar etmiş. İşe kar-zarar olarak bakacaksak kulüpler acilen futbol şubelerini kapatmalı zira en büyük zarar futbolda var.
İşin aslına gelirsek!
Tabii ki de bu ülkede futbol katalizör, en önemli branş fakat yalnız değil. Özellikle basketbol açısından bakarsak, futbolun hemen arkasında olduğunu söyleyebiliriz. Her yıl basketbola olan ilgi artıyor, sponsorlar basketbolun içine girmiş durumda. TBF'nin açıkladığı taraftar verilerinde, her sezon %30'luk bir artış gözlemleniyor. Uluslarası arenada erkek ve kadın takımlarımız büyük başarılar elde ediyorlar. Üstelik çok büyük paralar harcamalarına gerek yok. Planlı programlı giden kulüplere basketbolda gelecek var.
Taraftarın branşı olmaz!
Yazımı arma sevgisinin, forma sevgisinin altını çizerek bitirmek istiyorum. Zira konu bu durumla fazlasıyla ilgili, çünkü bazıları Galatasaray, Fenerbahçe Beşiktaş'ı değil, futbolu seviyorlar ve bunu bize taraftarlık olarak yutturmaya çalışıyorlar. Oysa olması gereken bu değil, arma için insanlar takımlarının peşinden gitmeli. Sporsever kimliği ve taraftar olmak sadece futbolu kapsayan bir durum olamaz. Bunu en çok tribün emekçileri bilirler, bir basketbol maçında, bir tekerlekli sandalye maçında veya voleybolda omuz omuza yaşadıkları bir çok anıyı unutamazlar. Onlarda armanın formanın yanında olmanın gururu vardır.
Yani futbol da bizim basketbol da bizim tabi anlayana!
AJANSSPOR ÖZEL YORUM / EYÜP YILDIZ