Sağlıklı yaşam koçu cebinizde... Sizi sizden kim iyi tanıyabilir?
Bir insanın vücudunu kendisinden daha fazla kim bilebilir? Bir kişi günlük yaşamda yaptıklarına dikkat ettiği ölçüde sağlığını koruyabilir. Hakan Demiray bir insanın sağlığı için neler yapması gerektiğini Ajansspor.com için yazdı. İşte o yazdı...
Hakan DEMİRAY
Düşünün bakalım…
Sizi sizden iyi ne tanıyabilir?
Sorumu “Ne tanıyabilir yerine kim tanıyabilir” şeklinde de sorabilirdim ama henüz değil. Yazının sonunda bakalım o şekilde sorabilecek miyim? O zaman bu soruyu şimdi burada bırakalım ve biraz hayal kuralım.
Sabah 06:30’da telefonunuzun alarmı çalar çalmaz kalktınız. Amacınız 1,5 saat sonra işinizde olmak. Bunun öncesinde her sabah yaptığınız belirli birkaç şey var. Önce bir bardak su içiyorsunuz. Sonra elinizi yüzünüzü yıkıyorsunuz. Ardından salona geçip egzersiz minderinizi açıyorsunuz ve sabah 15 dakikalık bir antrenman programınız var onu uyguluyorsunuz. Biraz germe hareketleri, ardından kaslarınız için birkaç hareket ve yine kısa bir esneme hareket serisi ile bitirdiniz. Ama antrenman esnasında yerde otururken ayaklarınıza doğru ellerinizle esnerken dünden farklı bir durum sezdiniz. Dün yaptığınız çalışmada aynı hareketler serisinde öne eğildiğinizde ayak parmak uçlarınıza dokunurken bu kez arada neredeyse on santime yakın bir fark var, parmaklarınıza dokunamıyorsunuz. Çok önemsemediniz ve çalışmanıza devam ettiniz. Antrenman sonrasında duşunuzu aldınız ve kahvaltınızı yapmak için hazırlıklarınız yapmaya başladınız ama kendinizi iyi hissetmediniz ve sandalyeye oturma ihtiyacı duydunuz. Kısa bir baş dönmesi yaşadınız ve sonrasında kendinizi toparladınız ve hazırlıklara devam ettiniz. Ekmek arası biraz peynir, biraz zeytin, birkaç dilim ekmek ile reçel yediniz ve yanında da sıcak bir çay içtiniz. Kahvaltınızı yaptıktan sonra otoparka yürüdünüz, aracınıza bindiniz ve işinize doğru yola koyuldunuz.
İş yerinize geldiğinizde eşyalarınıza masanızda koydunuz ve kendinize bir kahve hazırladınız. Kahvenizden bir yudum aldınız ve bilgisayar karşısında çalışmalarınıza başladınız. Çalışırken 2 kahve 4-5 bardak çay ve iş arkadaşınızdan gelen atıştırmalık birkaç yiyecek ile öğle yemeğine kadar geldiniz. Sonra birlikte yan binada bulunan restorana gitmek için yola çıktınız. Bu esnada anneniz sizi aradı ve kendinize iyi bakıp bakmadığınız sordu. Yemeklerinize dikkat etmenizi söyledi. Karnınızı iyice doyurmanızı size tembihledi. Restorana vardığınızda menüden dilediğiniz bir yemeği seçtiniz; yanına güzel bir salata ve annenizin yaptığı tatlı gibi olmasa da istemeye istemeye bir tatlı da söylediniz. Yemekler, salatalar, tatlılar yendi ve tekrar işinize döndünüz. Bu esnada masa başında geçirdiğiniz zaman ilerlerken ufak atıştırmalıklar ve çay kahve de yine size eşlik etti. Mesai sonrası aracınıza bindiniz ve evinize döndünüz. Kısa bir dinlenmeden sonra akşam yemeği hazırlıkları ve televizyon karşısında yenilen yemek sonrasında bir film keyfi ve o sırada tabi akşam atıştırmalıkları da size bir kez daha eşlik etti. Uykunuz gelip başınızı yastığa koyduğunuzda sağa sola dönmeler başladı ve kendi kendinize “O soslu cipsi yemeyecektim” dediniz. Biraz daha zaman geçti ve saat 01:00’de gözleriniz kapandı, uykuya daldınız ve rüya görmeye başladınız.
Rüyanızda bugün içerisinde yaptıklarınızı bir daha yapıyordunuz ama bu kez aynı zamanda izleyiciydiniz. Sanki bir film izler gibi kendinizi dışarıdan izliyordunuz.
Sabah 06:30’da telefon alarmı çaldı. Kalktınız, mutfağa gittiniz. Siz hikayenin geri kalanını bildiğinizi ve şimdi bir bardak su içeceğinizi düşünürken, parmağınız ile bileğinizde takılı olan bir bilekliğe basılı tuttunuz ve mutfakta insan sesine benzer bir ses duyuldu.
"Aşırı su kaybına bağlı dehidrasyon, 50 cc su için."
Yüzünüzde herhangi bir şaşırma ifadesi olmadan beklemeye devam ettiniz, bu esnada ses konuşmaya devam etti.
"Antioksidan üretimine destek için soğuk sıkım kırmızı ve mor meyve konsantresi için."
Bunları duyduğunuzda buzdolabına döndünüz, önce buzdolabının açılan küçük bir bölmesinde duran 50 cc suyunuzu içtiniz ardından da 5 cc’lik soğuk sıkım meyve suyu konsantresini içtiniz.
Şimdi sıra egzersize geldi. Diğer odaya geçtiniz. Odanın duvarında duran aynanın karşısına geçtiniz. Aynaya bakarak…
“Vücut analizimi yap” dediniz.
Aynada bedeninizin etrafında beliren dijital rakamlar, vücudunuzun etrafında hareket eden yatay ve dikey sarmallar, sürecin devam ettiğini belirten mor bir ışık ve sonrasında kısa bir sessizlikten sonra yanan yeşil ışık… Aynada görünen bedeninizde, belinizin sağ arka tarafında kırmızı ile işaretlenen bir bölgede kaslarda bir gerginlik olduğunu işaret eden bir uyarı gördünüz. Mutfaktaki ses bu kez odadaydı ve size dedi ki;
“QL’de oluşan ağrı ve gerginlik için şu hareketleri yapın."
Siz bu kez aynada hareketin nasıl yapılması gerektiğini gösteren bir antrenör videosu izleyerek belinizde oluşan bu gerginliği hareketi yaparak yok ettiniz. Sonrasında yerde yaptığınız egzersizlerinize devam ettiniz ve oturarak elleriniz ile ayak parmaklarınıza doğru uzandığınızda bu kez onlara değebildiğinizi gördünüz. Bu esnada kendinizi dışarıdan izlerken de kendi kendinize; “Vay demek bunun için sabah parmaklarıma dokunamamıştım oysa ne kadar kolaymış iyileştirmek” diye içinizden geçirdiniz ve kendinizi izlemeye devam ettiniz.
Antrenman sonrasında duşunuzu aldıktan sonra kahvaltıya geçtiğinizde…
- “Kahvaltımda neler olmalı?” diye sesli bir komut ile soru sorduğunuzda sesi tekrar duyuyorsunuz. Bu kez size; “Antrenmanda 300 kcal harcadınız, bugün yapacağınız masa başı işler, araç kullanma, yürüyüş mesafeniz ve bazal metabolizmanızda eklendiğinde kahvaltıda almanız gerekenler..." diyerek detaylı bir açıklama ile yemeniz gereken besinleri size söylüyor.
İşinize gittiğinizde de bu süreç devam ediyor. Destek talep ettiğiniz her an giyilebilir teknolojilerin de yardımı ile aynı ses size her yerde destek veriyor. Gün içerisinde masa başında çok zaman geçirdiğinizde ses yerine bu kez kolunuzdaki bileklikte kısa bir mesaj “5dakika yürüyün”. Ofistesiniz ama orada bulunan yürüyüş bantlarından birine çıkıyorsunuz ve telefon görüşmelerinizi yürüyüş bandındayken yapıyorsunuz. Bu esnada rüya bu ya anneniz sizi yine arıyorJ ve size bu kez yemekleriniz konusunda telkin vermek yerine…
“Günlük beslenme programına uyuyorsun değil mi çocuğum!” diyor.
Akşam eve döndünüz ve film karşısında atıştırmalık yeme isteğinize karşı koyamıyorsunuz. Bu elbette sizin elinizde ama yine de ses’e sormak ihtiyacı duyuyorsunuz "Soslu cipsi yiyeceğim, bana etkisi nedir?"
Cevap geliyor.
"Sabah 30 dakika erken kalkmanız ve antrenmanı 15 dakika daha uzun yapmanız gerekir. Ayrıca gün içinde 2000 adım daha fazla atmalısınız."
Bunu duyduğunuzda mutfağa gitmekten vazgeçip bir bitki çayı ile filmi izlemeye devam ediyorsunuz.
Sabah olduğunda rüyadan uyandığınızda şunu fark ediyorsunuz. Sağlığınız adına şu an yaptıklarınız elbette elimizden gelenler ile sınırlı ancak bunun çok daha fazla geliştirilebileceği süreçlerin içindeyiz. Ve teknolojik gelişmeleri baz alarak düşündüğümüzde rüya olarak tabir edilenlerinin çoğunun gerçekleştiği bir zamandayız. Çok kısa bir süre sonra yapay zeka tabanlı sistemler, akıllı evler, akıllı arabalar, giyilebilir teknolojiler, hepsi insanlık için maksimum veri ile hareket edecek. Bu elbette bazılarımız için talep edilmeyen ya da sorgulanması gerekir gibi de görünecektir. Ancak uzun ve sağlıklı bir yaşam gayesi, tüm bu süreçlerin insan hayatına hızla adapte olacağının bir işaretidir. Çünkü insan içgüdüsel olarak hayatta kalmaya ve hayatı için savaşmaya odaklıdır. Bu durumda bunu en ince detayına kadar hesaplayan ve -bizi bizden daha iyi tanıyan- sistemlerin varlığına karşı koymak, sorgulamak belli bir dönem gerçekleşecek olsa da sonucunda olması gereken yere varacaktır.
Bizi kendimizden daha iyi tanıyan bir sistemin varlığı toplumun çoğunluğu tarafından onaylandığında, o zaman başta sorduğum soruyu yeniler ve şöyle derim “Sizi sizden iyi kim tanıyabilir?”
Yasal uyarı: Bu haber Ajansspor.com tarafından yazılmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.