Sakatlıklar için flaş sözler: 'Terim önce hesap vermeli sonra hesap sormalı'
Ayağa değmedik taş... Şansal Büyüka (Milliyet)
“Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz” demişler. Galatasaray’ın başına gelen de tam bu... İlk 20 dakikada önce Serdar ile Feghouli’nin, 40. dakikada Fernando’nun sakatlanıp çıkması Galatasaray için kelimenin tam anlamıyla “kabus”tu. Buna rağmen Galatasaraylı oyuncular maçın 11’e 11 oynandığını adeta unuttular. Galatasaray daha ilk yarıda üç ağır darbe yemesine rağmen 11 futbolcuyla sahadaydı, Bursaspor da... Buna rağmen ilk yarıda gelen sakatlıklar Galatasaray’ı sanki moral olarak . Galatasaraylı oyuncular sahada eksik oynuyorlar gibi bir psikolojiye kapıldılar.
Maç yorumu yaparken, kötü bir alışkanlığımız var. Hep büyük takımlardan başlıyoruz. Kabul edelim ki, bu maçta kader ağlarını örmüş olsa bile aslan payı Bursaspor’un, daha doğrusu hocası Samet Aybaba’nındı. Kaleci Harun’u sattılar, genç Okan’ı oynatıyorlar. Ligin en iyi beklerinden birini, Aziz Behiç’i sattılar, Umut’a şans veriyorlar. Hele sağ önde oynayan Burak... O nasıl özgüven öyle... Henüz 18’inde... Dileriz gelişerek devam eder.
Bursaspor’a aslan payını verdik ama eksiklerini de söylemek lazım...
Aslantepe’de bırakın maçı, kolay puan kaybetmeyen Galatasaray karşısında 1-0’dan sonra maçı kopartıp alacak çok önemli pozisyonlar yakaladılar. Karşındaki Galatasaray, kolay mı bu pozisyonları yakalamak? Kıymetini bilemediler.
Galatasaray’da Ozan Tabak eski maçlarının gerisinde kaldı, hatalar yaptı, penaltı yaptı. Ancak penaltıda Ozan’a kusur arayanlar, önce sağ kanadı bomboş bırakıp giden Mariano’ya baksınlar.
Muslera çok uzun süre sonra ligde bir penaltı kurtardı ama sevinemedi bile... Penaltıyı atamayan Aytaç, dönen topta Bursaspor’un golünü attı.
Belhanda kendini hatırlamak için sanki yenik duruma düşmelerini bekledi. O dakikaya kadar sesi soluğu çıkmayan, ortalıkta görünmeyen Belhanda son yarım saatte sazı resmen eline aldı ve Galatasaray’ın oyun şekli, anlayışı, hücum gücü bir anda değişti.
Galatasaray maça, hiç kuşkusuz her maçta olduğu gibi kendi planını yaparak çıktı. Ama kaderin de bir planı vardı. Galatasaray’ın değil, kaderin planı işledi.
Bursaspor derseniz, çok iyi oynadı, alkışlanacak bir mücadele ortaya koydu. Üstelik şans, kader, kısmet hepsi yanındaydı. Ama yararlanmasını bilemeyince hem Galatasaray gibi kendi sahasında 23 maçtır kaybetmeyen bir takımı yenme gururunu hem de üç puanı kaçırdı.
Kim kazandı derseniz, biz kazandık. Zevkli, heyecanlı bir maç izledik.
Farktan kurtuldular - Serhat Ulueren (Vatan)
MİLLİ maç arasında çalışmamış, yan gelip yatmışlar diyeceğim. Ama Fatih Terim aklıma geliyor ve izin vermez diye düşünüyorum. Acaba Fatih Hoca 3 yıllık yeni kontratı ve bütçesinin ne kadar artacağını hesap ederken takımı unutmuş olabilir mi? Hadi unuttu diyelim, o zaman Hasan Şaş, Ümit Davala ve diğerleri ne yapıyor? İnanılır gibi değil. Serdar Aziz ve Sofeanne Feghouli 20’nci dakika dolmadan havlu attılar oyuna. Sebebi bilinmiyor. Ya Florya’nın zemininde problem var ya da bu ikili ve sonrasında Fernando gerçekten kötü bakmış kendilerine.
İKİNCİ yarı maç 4-5 olurdu Bursaspor lehine. Önce yardımcı hakemin haklı ofsayt bayrağı kurtardı G.Saray kalesini golden ama birkaç saniye sonra Ozan Kabak kabak gibi yaptı penaltıyı Lima’ya. Muslera çıkıp alanı daraltmış ve Ozan bakmadan rakibin ayaklarına dalıyor. Fernando Muslera yine kurtardı ama herkes uyuyunca Aytaç rahat tamamladı ve öne geçirdi takımını. Gol sonrası Bursaspor’un Tunay, Sakho, Burak ve Lima ile yakaladığı 4 net yüzde yüzlük pozisyonu cömertçe harcamasına tanıklık etti stada gelenler ve televizyon başındakiler.
ABARTMIYORUM atılan gol dahil G.Saray’ın net gol pozisyonu neredeyse hiç yoktu. Ama Bursa öyle
böyle goller kaçırmadı. Aslında Bursasporlu oyuncular inanmadı G.Saray’ı yenebileceklerini. İnansalar kazanırlardı.
SÖZLEŞME GEREKSİZDİ!
BEN sözleşme devam ederken yeni yapılan göstermelik imzalara oldum olası karşı çıkmışımdır. Gereksiz bir hamleydi Terim’le uzatılan nikah. G.Saray kötü değil çok kötü oynadı. Uzaktan atılan birkaç cılız şut, yardımlaşmadan uzak görüntü, koşmayan oyuncular ve önce seyirciden sonra da hakemden yardım bekleyen bir futbolcu topluluğu. Ndiaye dışında biraz iyi oynayan yoktu. Acilen Linnes, Nagatomo ve Donk takıma dönmeli. Schalke maçında muhtemelen oynayacak bu üçlü ve G.Saray kazanacaktır.
1 puan iyidir - Mehmet Ayan (Vatan)
EMRE ve Henry sakat kadroda yok. Donk, Eren, Selçuk hafta içi yazılan haberlere göre oynayamaz; Belhanda ve Garry de benzer kapsamda. Yani bu 7 oyuncudan yoksun çıksa G.Saray kimse nasıl yani demez! (Ayrıca Yuto ve Linnes de hoca tercihi ile kenardaydı) Ancak ikisi on birde ikisi sonradan girmek üzere takımına katkı vermeye gayret etti. Yalnız ilk 21’de 2, ilk 42’de 3 oyuncu değişikliği hakkını yitirdi takım. Kuşkusuz bunun kondisyon sağlamlığı adına sorgulanması gereken detayları vardır.
Giren-çıkan oyuncuların kalitesi açısından çok büyük fark yoktu. Ancak yakın zamandaki Kasımpaşa-Göztepe maçındaki örnekten hareketle bir hocanın 20 dakikada iki kartının elinden zaruretten alınması maçın tüm planını bozdu. Karşıda da savunma konusunda aklı başında işler yapınca kondisyonu güçlü bir ekip olunca puan kaybı kaçınılmaz oldu. Hatta 2 puanı yitiren Bursa oldu.
HATA YAPACAKSIN!
SAMET hoca Ndiaye’yi mümkün mertebe top alırken döndürmemeyi, stoperlerin topu oynayacakları noktaya da doğru baskı yapıp top kazanmayı iyi uygulattı oyuncularına. Hızlı adamlarıyla sonuca gitme tercihinde de hem 11 seçimi hem Lima değişikliğiyle planını doğru uygulattı. Gol sonrası 2-3 golü bulamadıysa oyuncularına sitemlenmeli. Maç boyu dökülen Belhanda’nın ise (belki hoca istedi bilemem ama) son 20 dakika kenara geçmesi, gol ve pozisyonlar doğurdu ki; gelecekte kenar oyuncusu olması seçeneğini göz önüne serdi. Eren ise tribünlerin daha fazla güvenmesi gereken isim! Ozan’a gelince… Genç arkadaş! Yola devam… Hata da yapacaksın, penaltı da yaptıracak, gol de yedireceksin. Bu ülke senden umutlu.. Emin ol!
Galatasaray nereye - Mehmet Demirkol (Fanatik)
Galatasaray’ın bu kadrosuyla hala bir set oyunu oturtamamış olması ilginç. Dün Fatih Terim’in 21 dakikada iki, 42 dakikada 3 zorunlu değişiklik yapması zorlayıcı bir faktör kuşkusuz. Ama yine de bir set oyunu kurulabilecek bir kadro vardı. Terim’in ilk yarı neredeyse pozisyon bulamadan bitince risk alması olağandı. Fakat en büyük silahı coşku eksik kalınca 2. topları her seferinde Bursa aldı. Badji ve Aytaç’ın mükemmele yakın merkez oyunları Selçuk-N’Diaye ikilisine fazla geldi. Galatasaray da oyunu Rodrigues ve Sinan’a çeviremedi. Golden sonra oyun tamamen Bursa’nın eline geçti ve ellerini kollarını sallayarak 3 pozisyona girdiler. Çok kötü kullanınca Galatasaray ayakta kaldı. Seyirci çoşkuyu yeniden yükledi. Ve o dakikaya kadar hareketli olmasına rağmen pasa giremeyen Belhanda çok hareketsiz olan Eren’e golü attırıp Bursalı gençlere nerede olduklarını hatırlattı. “Bu fırsatları kaçırırsanız yakalanırsınız.”
Gecenin sorusu?
Akıllarda tek bir soru var: Fernando ve Serdar’ın durumu ne? Schalke maçında çok lazımlar.
Maçın starı
Aytaç ve Badji arasında gidip gelirken birden sahneye Belhanda çıktı. Bursaspor üst üste pozisyonlara girerken sağ kenara kaçtı. Çok net ve etkili bir pasla Eren’e golü attırdı. Takım bu kadar düşükken belki de ilk kez elini masaya vurdu.
Kısa mesaj
Galatasaray tempo oyunlarını bir şekilde yapıyor. Çoşkusu var. Ama set oyunu da lazım. Hele de böyle yorgun zamanlarda.
Bu adaleler araştırılsın - Erman Toroğlu (Fotomaç)
Önce hakeme teşekkür edelim...
Sebebi olur olmaz pozisyonlarda faul çalmadı.
Mümkün olduğu kadar maçı oynattı.
Sonra iki takım futbolcularına teşekkür edelim.
Sahada art niyetle mücadele etmediler.
Sonra teknik direktörlere teşekkür edelim.
Ellerinden ancak bu gelirdi.
Şimdi tersten başlayalım.
Fatih Terim'in elinde santrafor alternatifleri yok. Başka alternatifler de yok.
Ama yine de açık oynatıp maçı kazanayım diyor.
Dönüyorum Samet Aybaba.
Beşiktaş'ın bugünlere gelmesi dahil, genç oyunculara güvenmesi ve hiçbir zaman korkmadan futbol oynattırması.
Bunlar dün akşamın artı özellikleri.
Ama şunu da ilave edelim.
Ben maça gitseydim verdiğim para helal olsun derdim.
***
Televizyonda seyrettim, keyif aldım.
Çok kalite mi vardı?
Hayır.
Ama şu vardı. İki taraf da futbol oynamaya çalıştılar.
Hiçbir zaman oyun durmadı.
Nereden seyrediyorum lan bu maçı demedim.
Daha da önemlisi.
Türkiye Ligi'ndeki seyrettiğim maçların çoğunda olduğu gibi uykum gelmedi.
Uyuyamadım.
Her an bir halt olur diye.
Galatasaray'da 3 oyuncu adale çekmesinden sakatlandı.
Bu araştırılması gereken önemli bir sebep.
Sarı-kırmızılıların santraforu yok diyoruz.
Eren Derdiyok bir gol atıyor, benim diyen santrafor atamaz.
Ama Eren Derdiyok maça başlarken yedek.
O zaman tartışılması gereken bazı şeyler var demektir.
Dün akşamın aslında özeti şu.
Hangi taraf kazansaydı diğerine yazık olurdu.
Bence maçın sonucu adaletli oldu.
ÖMER TARTIŞILIR
Ömer Bayram için çok iyi şeyler yazıldı. Çok pomba yapıldı. Ama pompalar doğru mu yapıldı, tartışılır. Serdar Aziz 5 maç oynuyor, 4 maç sakat. Bu da tartışılır. Bazı takımların hele büyük takımın diyen takımların çok ince eleyip, sık dokumaları gerekir. Onlarda oynayan oyuncuların bazı bahaneleri olmamalı
Terim önce hesap sormalı sonra hesap vermeli - Serdar Ali Çelikler (Haber Türk)
• Galatasaray-Bursa maçından 24 saat önce:
Altyazılarda son dakika geçiyor.. Rodrigues-Donk-Belhanda ve Onyekuru Bursaspor'a karşı forma giyemeyecekler..
• Galatasaray-Bursa maçından 25 dakika önce:
Fatih Terim beIN Sports mikrofonlarına konuşuyor ve Onyekuru'nun oynayamayacağını, Belhanda ve Rodrigues'in de sakatlık riski ile maça başlayacaklarını açıklıyor.
• Galatasaray-Bursa maçının 20. dakikası..
Serdar Aziz baldırını tutup oyundan çıkıyor..
• Galatasaray-Bursa maçının 22. dakikası..
Fernando arka adalesini tutuyor ve yerini Selçuk İnan'a bırakıyor.
• Galatasaray-Bursa maçının 39. dakikası..
Feghouli de baldırını tutuyor ve yerini sakatlıktan yeni çıkmış Eren Derdiyok'a bırakıyor. 39 dakikada 3 oyuncu darbeye bağlı olmayan sakatlıktan dolayı sahayı terkediyor.
• Galatasaray-Bursa maçının 41. dakikası..
19 dakikada tam 3 kez Fatih Terim'i öven; yorumcu Gökhan Zan, "Galatasaray çok yorgun" şeklinde bir yorum yapıyor.
☆☆☆
Bu satırların yazarı şu soruları soruyor:
■ Fatih Terim hocam, 15 günlük milli maç arasına rağmen, Serdar Aziz ve Feghouli dışında milli takıma gitmeyen isimlerin hepsinde DARBEYE BAĞLI OLMAYAN adale sakatlıkları varsa fiziksel performans antrenörünüz Yunus Küçük'ün; sizin ve teknik ekibinizin ve dahi doktor ekibinin kusuru nedir?
Eren-Onyekuru-Donk-Aziz-Feghouli-Belhanda-Fernando hatta Selçuk neden DARBEYE BAĞLI OLMAYAN sakatlıklar yaşıyor? Biliyoruz ki adale sakatlıkları ya oyuncunun bireysel problemleri ile olur ya da yanlış idmanlardan. Özel hayatları problemli olmayan bu isimler neden sakatlanıyorlar? Bir zamanlar Scout Piri gibi bir uzmanla çalışan siz, şimdiki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ne gibi önlemler alacaksınız Kimlerden hesap soracaksınız? Sonra da kamuoyuna nasıl hesap vereceksiniz? Schalke maçlarında böyle bir durumun yaşanmayacağının garantisi var mı?
■ Bu sorunun yanıtını bakalım hangi Galatasaray muhabiri-yazarı araştırıp, bize söylenen resmi açıklamalar dışında bilgi verecek? 41 dakikada 3 oyuncu değiştirmek zorunda kalmak SKANDALDIR. Kabul edilemezdir. Ve açıklama gerektirir.
☆☆
Maçın 2. yarısı ise şöyleydi;
47'de Ömer Bayram maçın o ana dek yaşanan ilk pozisyonunda topu filelere gönderemedi. Sonra Bursa hakimiyeti ele aldı. Samet Aybaba da Yusuf'un yerine Lima'yı sahaya attı ve NEDEN OLDUĞU ANLAŞILMAYAN YORGUNLUĞU OLAN Galatasaray'a karşı delici ataklar başlattı.
Ozan'ın Lima'ya yaptığı penaltı Muslera'nın çabasına rağmen gol olunca Bursa skoru da aldı. Sonra farkı artıracak pozisyonlar buldu Timsahlar ama değerlendiremediler.
Maçı bitirecek pozisyonları değerlendiremezseniz Galatasaray gibi takımlar bir fırsatta golü bulurlar. Nitekim bence Galatasaray adına en etkili oyuncu olan Belhanda'nın pasında Eren "Bu statta yenilgi yok" dedi. Ama 40. dakikada 3 oyuncu değiştirmiş yorgun bir takıma karşı 1-0 da öne geçmişken tecrübeli oyuncularınızla maçı tutabilirsiniz. Tabii onları oynatabilmek için paralarını ödemeniz lazım. İşte tecrübeliler ve yabancıların paralarını vermezseniz gençlere kalıyorsunuz. Onlar da maçı bu kadar tutabiliyor.
Maddi durum toparlanamazsa Bursa bu sene de korkulu rüya yaşar. Galatasaray ise özgüvenli hali ile skoru tuttuğu sürece hiçbir maçta kolay yenilebilecek bir takım olmadığını gösterdi. Bu kadar kötü fiziksel hazırlığı olan, bir çok oyuncusu çok kötü oynayan Galatasaray için beraberlik iyi sonuçtu.
Schalke Bursa gibi olmaz!.. Ahmet Çakar (Sabah)
Dün gece için söylenecek temelde iki şey var. İlki şu: Bir takımın üç oyuncusu nasıl oluyor da ilk 45 dakika art arda sakatlanıp çıkıyor? Kırk yıldır bu işin içindeyim, böyle şey görmedim. Bunun tek mantıklı açıklaması var: Ya bu oyuncular kötü yaşıyorlar ya da kötü antrenman yaptırılıyorlar. Bu kabul edilebilecek bir durum değil.
Diğeri ise şu: Son 15 dakikaya kadar sahada Galatasaray'ın U-21 takımı olsa daha iyi oynarlar, daha iyi mücadele ederler ve en azından da birkaç pozisyon üretebilirlerdi ama ilk 75 dakikaya bakıyoruz, sahada Galatasaray diye bir takım yok. Herkes sapır sapır dökülüyor. Genç Ozan diyoruz, belki de sahanın en kötüsü. Son haftalarda çıkış yapan Ömer diyoruz, dün geceki görüntüsü üçüncü lig seviyesinde. Belhanda yok. Sinan yok. Rodrigues zaten birkaç haftadır eski Rodrigues değil.
İşte Galatasaray'ın kötü oynadığı bu dönemde Bursaspor golü de buluyor ve sonrasında aslında 2'yi bulabilecek pozisyonu da yakalıyor. Bursa 1 puan aldı ama özellikle top yapamayan, ileride de top tutamayan bir takım görüntüsünde. Bursa 2'yi bulsa maçı kopartacak. İşte bu dakikalarda sahanın en kötülerinden birisi olan Belhanda sağdan çok iyi girip, Eren'in de doğru koşu yaptığını görüp ona golü attırıyor. Son 15 dakika sahaya müthiş istekli, pozisyon bulamasa da rakibi sahasına hapseden bir Galatasaray çıkıyor ama tabii ki vakit yetmiyor. Tabii ki son 15 dakika Galatasaray'ın bu şahlanışının sorumlusu Bursaspor'un kendisi. Maç boyu Bursa bir şeyi çok iyi yaptı, ileride bastılar. Galatasaray'a oynama imkanı vermediler ama beraberlik golünü yiyince de panik yapıp, geriye yaslandılar. Sonuçta kötü oynayan bu sakatlar ordusunu, Çarşamba gecesi Schalke bekliyor. Şunu hiç kimse unutmasın: Schalke asla bir Bursaspor değil. Ali Palabıyık iyiydi, sakindi. Penaltı kararında da haklıydı.