Samet Aybaba: "Emre Taşdemir, beni kim alır demişti"
Bursaspor Teknik Direktörü Samet Aybaba takımın son durumundan, ligin gidişatına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Ayrıca Aybaba, şu anda Galatasaray forması giyen Emre Taşdemir ile aralarında geçen bir diyaloğu anlattı. Deneyimli çalıştırıcı, ”Emre Taşdemir beni kim alır dedi.” ifadelerini kullandı.
Samet Aybaba’dan sakatlık vurgusu
Sezon başından itibaren sakatlıklar konusunda büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirten Aybaba, “Sakho’nun uzun bir sakatlık süreci var, istediğimiz şeyleri bu süreçte gerçekleştiremedik. Tunay da iyi bir duruma geldiğinde sakatlık yaşadı. Şimdi tam takım olarak hazırlanıyoruz. Önümüzdeki Alanyaspor maçında sakat oyuncumuz kalmayacak. Barış’ın da sakatlığı vardı, o da katılacak. Biz aslında her şeyi kazanmaya yönelik yapıyoruz. Özellikle de son Galatasaray maçında, rakibe pozisyon vermedik. Özellikle ilk yarı çok iyi oynadık. Ne zaman o golü yedik, ondan sonra takımın iştahı ve temposu düştü. İşte bizim orada, bizim onlara destek verecek duruma gelmemiz lazım. Soyunma odasında biraz bunu toparlamaya çalıştık ama olmadı” diye konuştu.
"Önümüzde 5 deplasman var, böyle oynarsak hepsini kazanabiliriz"
Zor bir fikstür sürecini geçtiklerini belirten deneyimli çalıştırıcı, “Önümüzde 5 tane deplasmanımız var. Hepsini eğer böyle oynarsak kazanabiliriz. Bizde eksik olan şey nelerdi? Şans faktörü hiç yanımızda olmadı. Hakem arkadaşlar ve özellikle VAR sistemi aleyhimize işledi gibi bir durum ortaya çıktı. Bütün futbol severlerin ortak görüşü oldu; ‘Bursaspor, VAR’dan en fazla etkilenen takım. Nereden baksanız 8-10 puan kaybetti’ diye bir düşünce var. Takım halinde bütünlüğü sağlayacağız, sakat oyuncularımız da geldiğinde, maçlara tek tek bakacağız. Bunları doğru planlayıp bu 5 deplasmandan en az 2 galibiyet almamız gerekiyor. Diğer maçlarda da yenilmememiz ve içerideki maçlarımızı da kazanmamız gerekiyor. Bunların hesaplarını, planlarını yaptık. O doğrultuda çalışacağız. Bütün bunları gerçekleştirmek için de arkamızda Bursa şehrini görmemiz lazım. Onların da bu toparlanma sürecinde bize destek vermesi lazım” şeklinde konuştu.
"14 puan hedefliyoruz"
Futbolcuların genel görüntüsünün sorulması üzerine ise Aybaba, “Genel tablo düşük, biraz korkuyorlar. Tedirginler. Özellikle Galatasaray maçının devre arasında hepsinin kafası önünde, 2-1 galiptik biliyorsunuz. Defalarca söyledim, ‘Biz galibiz’ ama ürküyorlar ve çekiniyorlar. Onun için destek vereceğiz. Önümüzde 8 haftalık periyot var, oynayalım. Kim doğru, kim yanlış yaptı, bizim eleştirimiz var, sizlerin de eleştirileri olabilir. 14 puan hedefliyoruz. Fikstürü zor takımlar var. Onlardan da belki aşağı düşen ekipler olabilir. O kadar kısa bir band içerisindeyiz ki 5-6 puanımız olsa 6’ncıyız, nasıl gideceği çok önemli. Oynadığımızın karşılığını alamadık. Oyuncularımızdaki düşüş de belki bundan kaynaklanıyor olabilir. Psikolojik olarak baskı yapıyordur. Her oyuncumuza her türlü desteği vermemiz lazım” ifadelerini kullandı.
"Genç oyuncular şanslarını kullanamadılar"
Genç oyuncuları çok sevdiğini ve onları futbolun içerisine katmanın en büyük istekleri olduğunu dile getiren Aybaba, “Başladığımızda 14 tane altyapıdan oyuncu aldık. Büyük bir kısmına da çok şans verdik. İlk 11 başlattık. Biz bir oyuncuyu bir yere getirmeye çalışıyoruz, coşkulu bir şekilde destek veriyoruz, eğitiyoruz, öğretiyoruz, kolay iş değil bu. Neler yapması gerektiğini söylüyoruz ve onlara şans veriyoruz. Sonrasında O artık benden çıkıyor. Artık onların bu şansı nasıl kullandığı önemli. Oyuncu çıkacak, bu şansı doğru kullanacak ve oynamaya devam edecek. Maalesef bizim genç arkadaşlarımız defalarca verdiğimiz şansları doğru kullanamadılar. Doğru kullanılmayan bir hamle sonrasında yeniden süreç ister. Hem takımın sıralamasındaki durumu iyi değil, tecrübeli oyuncu daha mı iyi olur düşüncesi oluyor. İlk yarıda genç oyuncularımızı oynattık bu denli baskı ve stres de yoktu, cevap veremediler. Bir süreç içerisinde kendilerini yeniledi, yenilediler, yenilemezlerse arkadan gelen daha gençler var. Sonrasında Bursaspor’un artık U17’ye U19’a yönelmesi lazım. Daha önce oynattığım genç oyuncuların hepsi cevap verdi. Milli takımlara gittiler, bu grup maalesef onlardan beklediğimiz şeylere cevap veremedi. Bu başlayınca altyapıdaki oyuncuların da coşkusu artar, buradaki kötü durum orada da tıkanıklığa neden oldu. Geçen gittim oraya, hem hocalar ve oyuncular mutsuzdu. Başaramamanın verdiği sıkıntı vardı. Bu oyuncular hala içimizdeler ama şanslarını iyi kullanamadılar” şeklinde konuştu.
"3-4 oyuncumuz daha milli takıma gitmeyi hak ediyor"
Milli takıma alınan ve alınmayan Bursasporlu oyunculara ilişkin gelen bir soruyu da yanıtlayan Aybaba, “Milli takımın hocası değişti. Beni de aradı, kendisiyle konuştuk, oyuncularla ilgili bilgileri paylaştık. Bizim görevimiz milli takıma destek vermek. Değişimden kaynaklanan bir süreçtir diye düşünüyorum ama zaman içerisinde oyuncularımızın 3-4 tanesi daha milli takıma gitmeyi hak ediyor diye düşünüyorum. Milli takım da yeni oluştu, Şenol hoca zaten tecrübeli. Bence Şenol hocanın etkisi de olacak. Zor maçlar. Eski coşkulu Milli takım ruhunu kaybettik, kendi ligimizden iskelet oyuncu oluşturamadık, gurbetçi arkadaşlarımıza yönelik planladık ve soyunma odasında o coşkuyu ve ruhu yaşatamadık. Sahaya yansıyamayınca da seyredenler de bunu yaşayamadı. Şenol hocaya da başarılar diliyorum” dedi.
"Trabzonspor'un bizim gibi düşünen ama daha coşkuyla oynayan genç kadrosu var"
Küme düşmeme mücadelesi veren takımlar arasında en az mağlup olan ekip olduklarını söyleyen Aybaba, iç sahada oynayacakları Trabzonspor maçına ilişkin görüşlerini de şu şekilde dile getirdi;
“Trabzonspor iyi takım. Genç oyuncular bir adım öne çıktı. Ünal hoca ile aynı düşüncedeyizdir, çok severim. O da yürekli ve cesaretlidir bu konuda. O verdi, o oyuncular kullandı. Trabzonspor bunun meyvelerini yiyor, uzun yıllar da yiyecek. Biz bir yerde eksik kaldık, Trabzonspor bunu başardı. Onların bizim gibi düşünen ama daha coşkuyla oynayan genç bir kadrosu var. Zor ve iyi bir maç olur diye düşünüyorum.”
"Her oyuncumuz kıymetli"
3 yıllık mukavelesi olduğunu yineleyen Aybaba, sezon sonunda ise yönetim ile birlikte görüşme yapacaklarını söyledi. Latovlevici ve Shehu’nun performansını da yorumlayan deneyimli çalıştırıcı, “Shehu çok kaliteli iyi bir oyuncu, çok da karakterli bir insan. İnanılmaz katkısı var, daha da artar diye düşünüyorum. Birkaç gün fazla izin verdim. Latovlevici, Romanya’dan bir arkadaş getirdi kondisyoner. Niye gerek duyuyorsun diye sordum, daha iyi yapmak istediğini söyledi. Bunun daha iyisini yapamazsın korumaya çalış dedim. Latovlevici bizi dinlemedi, çok fazla çalışmaya başladı. Sahanın içerisinde çok fazla rol almaya başladı o da O’nun oyun karakterine uygun değil, o nedenle düşüşe geçti. Bu nedenledir diye düşünüyorum, toparlayacağım diyor. Her oyuncumuz kıymetli, tek başına çok katkısı oldu. Keşke bizi dinleseydi, anlatmaya çalıştıklarımız hem oyuncunun, hem takımın menfaatidir” açıklamasını yaptı.
"3 maç daha kazanabilseydik, Bursaspor gündemin birinci takımıydı"
Bursasporlu futbolculara kendi evlatları gibi baktığını sözlerine ekleyen Aybaba, “Takımımızda disiplinsizlik yok. Anlık tepkiler oluyor, önemli olan bu sürecin devam etmemesi. Anlık olduğunda işe tepki oluyor, devam eden bir şey de bizim sorunumuz oluyor. Lima’ya ceza verdik. 2 gün koşturduk. Bir oyuncu saygısızlık yaparsa Bursaspor markasına yapıyor. Ceza verip anlamaları lazım. Bütün oyunculardan memnunum, hepsi çok istekli. Bazı oyuncularımız yüklemek istediklerimizi kaldıramadı, her şeyi biliyoruz görüyoruz ama burada gerçekten aile ortamı var. Sıkıntılarımızı aşmak için her şeyi yapıyoruz. Keşke berabere kaldığımız maçlardan 3 tanesini kazanabilseydik, şu anda Bursaspor gündemin birinci takımıydı. Bu imkanlar, oyuncu kadrosu ve düşüncesiyle Türkiye’nin gündemindeki takımdı. Bu kadar düşük bütçe ile bu kadar yerli oynatarak, bu kadar istekli ve coşkulu oynayarak Türkiye’nin en önemli markasıydı bence” diye konuştu.
"Hiçbir teknik direktör Ekong'u gönderip Ertuğrul'u takım kaptanı yapıp oynatmaz"
Kadroya alınmayan oyuncular ile ilgili de konuşan Aybaba, “Alper Ademoğlu’nun kiralık gitmesi yönünde plan yaptık. Takımımızın içerisine oynayabilecek düzeyde değil kendini geliştirmesi lazım. Ali Akman çok küçük daha. Ali Akman oynasa, bu psikolojik baskı altında nereye koşacağını şaşırır. Sakho’nun sakatlığı vardı elimizde bir tek Umut Nayir vardı forvette. O açıdan Kubilay Kanatsızkuş’un gelmesi cazip oldu. Oyuncumuz, kullanmak zorundayız. Futbolun içerisindeki her şeyi güzelleştirmek isterim. Galatasaray maçının bir sürecinde 3 santrfora döndük. Çünkü buna dönmek, kenar orta yapma değil. 3 santrfora döndüğünüzde kenar orta, ortadan kalkar. Doldur-boşalttır, kısa süreç içerisindedir, o zaman kaleci de stoper de bekler de uzun oynar. Topu kenarlara taşıyamayız çünkü rakip 10 kişi orada duruyor. Orada becerili oyuncumuzun yapabileceği bir şey kalmıyor. Saivet ilk yarının sonunda becerisiyle golü attı, ama o son dakikalardaki süreçte onu yapabilecek alan yok. Uzun oynuyoruz, bu bir düşünce. Böyle maçlarda goller attık, Fenerbahçe maçında 2 santrfora döndük çok gol kaçırdık, bir tane de attık” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Hiçbir teknik direktör Dünya Kupası’nda oynayan Aziz Behich’i gönderip Boluspor’da oynayan Umut Meraş’ı alıp oynatmaz, hiçbir teknik direktör Dünya Kupası oynayan Ekong’u gönderip 22 yaşındaki Ertuğrul’u getirip takım kaptanı yapmaz. Ama biz şu 5 puan bandına sıkıştık kaldık, bütün bunları doyasıya yaşayamadık. Her teknik direktör yöneticiye istediğini al der, 27 milyon Euro’luk bir bütçeyi 13 milyon Euro’ya düşürmez. Maalesef 5-6 puanlık yukarı doğru sıralamada hamlemiz olsaydı şu anda biz bunları Türkiye’de anlatıyor olurduk, örnek olmuştuk. Hiçbir teknik direktör ilk 11’de yerli 8 oyuncuyla sahaya çıkmıyor. Biz bunların hepsini geliştirdik ama maalesef üzüntümüz niye bunları yaşıyoruz. Aslında bunları yaşamamamız lazım. Oraya sıkıştık kaldık, keşke 6 puanımız daha olsaydı ki hak ettik de. Kaçırdığımız penaltılar, yediğimiz goller bizi bu noktaya getirdi. Artık önümüzde 8 maçımız var kenetleneceğiz. Taraftarımıza tekrar teşekkür ediyorum, büyük gücü arkamıza aldık. Sokağa çıktığımda hiçkimse Yusuf Erdoğan’ı istemiyordu şimdi Yusuf bitime 5 dakika kala niye oyundan çıktı diye konuşuluyor. Bu çok güzel bir şey, acayip mutlu oluyorum. Demek ki oyuncuyu kazanmışız. En iyi oyuncumuz hücumdaki Yusuf diyoruz. Biz bunları keyif ile anlatamıyoruz.”
"Yabancı oyuncu sayısı serbest ama kriterli olmalı"
Çok üzüntülü olduğunu ve 3 gün uyuyamadığını da söyleyen Aybaba, son olarak yabancı kuralına ilişkin de “Rakamlarla bu iş düzelmez. Futbolun sistemi oldu. 20 senedir söylüyorum, yapmayın. Kurtuluşumuz altyapı, doğru hocaları getirelim, ücretlerini doğru verelim, çocuklarımızı doğru eğitelim diyoruz hiçbir şey yok. Ben diyorum ki yabancı oyuncu sayısı serbest ama kriterli olmalı. Bunun başarabilirsek bundan geri dönüş olmaz. Ama başka güçler yabancı sayısı serbest olsun kim olursa olsun getirelim diye düşünüyorlar, onların ne amaca hizmet ettiğini benden daha iyi biliyorsunuz. Onların hizmetleri başka bir şey” şeklinde görüşlerini paylaştı.
"Emre Taşdemir beni kim alır dedi"
Emre Taşdemir ile defalarca konuştuğunu da söyleyen Aybaba, “Burada kalmayı düşünmediğini söyledi. Devre arasıydı, bir yere git dedik, beni kim alır dedi. Böyle bir konuşma geçti. Gitmeyi planlıyorsan inşallah biri alır dedik, ama onun kafasında bir planı varmış. Saygı duyuyoruz, gençtir, hata yapar. İnşallah düzeltir ve futbol ile kendisine katkısı olur. Keşke bizim Umut Nayir de milli takımda değerlendirilseydi. Ben Umut’u da görmek isterdim” ifadelerini kullandı.