"Şampiyonluğu kaçırdıktan sonra 3-4 saat soyunma odasından çıkamadık!"
Koronavirüs sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Zor bir süreç. Daha önce yaşamadığımız bir olay. Bütün ülkeler sıkıntı yaşadı. Ülkeler tedbirler almaya çalışıyor. Biraz zorlansakta süreci iyi yürütüyoruz diye düşünüyorum. Umarım süreci en kısa sürede atlatırız."
Lig devam ederse maçların seyircisiz oynanması gündemde bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Gönül seyircili oynamak ister. Seyirci olmadan maçların heyecanı, rengi ve atmosferi gider. Seyirci bu işin olmazsa olmazıdır. Onlar olmadan oyuncu etkileniyor. Önemli olan sağlık. Sağlığın önüne hiçbir şey geçemez. Süreç devam ederken seyircisiz oynamak en mantıklısıdır."
Teknik direktörlük yapmayı düşünüyor musunuz?
"En baştaki hedefim teknik direktörlük yapmaktı. Pro lisansım alacağım. Onu da alınca teknik direktörlük yapmayı istiyorum. En kısa sürede bunu yapmayı düşünüyorum. Kimseyi kendime teknik adamlık olarak örnek almıyorum. Kimseyi taklit etmemek gerekir. Kendi anlayışımla teknik direktörlük yapacağım. Beğendiğim teknik adamlar da var."
Sivasspor olarak şampiyon olma şansınız nedir?
"Antalyaspor'a kaybetmeseydik daha iyi bir yerde olacaktık. Fikstürde daha kolay maçlarımız var gibi gözüküyor. Şu an kaybettiğimiz bir şey yok. Alt sıralardaki takımlarla oynamak kolay değil. Ne kadar üst sıralarda bitirirsek ligi o kadar iyi. Takımdaki oyuncuların uyumu çok iyi, ellerinden geleni yapıyorlar. 8 haftada en iyi yerde ligi bitirmek istiyoruz. Başakşehir'in takılacağını düşünüyorum. Biz şampiyon olamazsak Galatasaray ile Trabzonspor arasında yarış geçer."
Mert Hakan ve Emre Kılınç durumları nedir?
"Mert Hakan ve Emre Kılınç'ın sözleşmeleri bitiyor. Ayrılıp ayrılmayacaklarını bilmiyorum. Giderlerse yeni takımlarında başarılı olacaklarını düşünüyorum. Futbolcuların ellerine her zaman böyle şanslar gelmiyor. Onlar kendileri adına en iyi kararı vereceklerdir. Son 8 haftada en iyi performansı sergileyeceklerdir. İkisi de beğendiğim futbolcu. "
Fenerbahçe ile Galatasaray'da oynama arasındaki Farklar nelerdir?
"Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynamanın zorlukları yok, aksine güzellikleri var. Birinden biri olmazsa olmaz. Ligin tadı olmaz. Bir ayrım yapmak zor olur. Gurur duyacağınız takımlar bunlar. İkisinde de oynadığım için kendimi şanslı hissediyorum."
Daum ile anınızı anlatır mısınız?
"Denizlispor'da oynarken başarılı performans sergiledim. Daum beni istedi. '6 ay içinde seni dünya çapında oyuncu yapacaklar' diyip gazı verdiler bana. Ben de 'Peki' dedim ve Fenerbahçe'ye transfer oldum. Fenerbahçe'ye geldiğimde lig başlamıştı. 2 hafta beni oynatmayınca ben bozulmaya başladım. 3. hafta yine oynatmayınca sinirlendim. Gittim arkadaşımdan İngilizce ve Almanca öğrendim. Daum'un odasına gittim, Daum bana bakıyor. 'Mister Daum' dedim. 'Have you one minute for me. (Benim için bir dakikan var mı?) I am questions for you (Bir şey sormak istiyorum) dedim. Sonra Almanca 'Wann darf ich spielen' (Ben ne zaman oynayacağım) dedim. Bir de Türkçe'de argo bir kelime kullandım ve çıktım. Sonraki hafta Galatasaray maçında ilk 11 oynattı beni. Ondan sonra hep oynattı beni zaten. Kimseye bunu tavsiye etmiyorum ama bunu yapmamdaki amaç takıma fayda sağlamak içindi. Başka antrenör olsa tavır alıp takımdan gönderebilridi. O da benim isteğimi görüp oynattı. Kendisine de teşekkür ediyorum."
Şampiyonluğun kaçtığı 2006'daki Denizlispor maçından sonra neler yaşadınız?
"Denizlispor maçından sonra soyunma odasından 3-4 saat çıkamadık. Herkes oturduğu yerde kaldı. Duşa hemen giremedik. Anlatması çok güç. Sessizlik hakim oldu Hiç düşünmesek ve istemesekte İstanbul'a uçakla 1 saatte geleceğimiz yol bize 11 saat geldi. Geldikten sonra ufak tefek tepkiler oldu. Her şey senin elinde ne yapıp edip o maçı kazanıp şampiyon olacaksın. O anlamda biz de üzüldük. Tarihe geçecektik 3 kere üst üste şampiyon olarak. Ben Fenerbahçe'ye gelip 3 kere üst üste şampiyon olan ender oyunculardan olacaktım. Kesinlikle çok üzüldük, çok moralimiz bozuldu. Onu zaten bütün oyuncular uzun süre yaşadık. Büyük bir acı ve kayıp oldu. 1 senenin emeği gidiyor. Maalesef ki böyle şeyler oluyor."
Fenerbahçe döneminden sonra Sivasspor'a gitmek zor olmadı mı?
"Fenerbahçe'ye Zico geldikten sonra takıma Brezilyalılar geldi. 3 yıllık yeni sözleşme yapmıştım ama oynayamayacağımı görünce Fenerbahçe'den Sivasspor'a transfer oldum. Kendi isteğimle gittim, orada hiç zorlanmadım, Büyük bir risk aldım. Ben gittiğimde Sivasspor ligin başında 2 puanla son sıradaydı. Farklı kulüplere de gidebilirdim. Ben Sivasspor'u tercih ettim, takımı güzel yerlere getirdik. Futbol hayatım boyunca oynamayı düşündüm ve oynamadığım hiçbir yerde durmadım. Fenerbahçe'de kalabilirdim ama karakterim ona uygun değil."
Alex ile eğlenceli anlarınız var mı?
"Fenerbahçedeyken bir deplasmana gidiyorduk, sanırım Sabiha Gökçen'den uçacaktık. O zamanlar Alex yeni gelmiş, suskun zaten fazla konuşmuyor. Yanında tercüman Samet vardı. Uçağa gidiyoruz, otobüse bindik. O zamanlar kartlar dağıtılıyor. Esprisine Samet'e imzayı verdim. 'Al bunu Alex'e ver, her yere gidebilir' dedim esprisine.
Tabi sonra Alex Alex oldu. Ondan sonra Alex'te Samet'e 'al bunu Servet'e ver, her yere gidebilir bununla' diye espriyle karşılık vermişti. Bunlar güzel şeyler. Arkadaşlığı da pekiştiriyordu. Ümit milli takımda birlikte oynadığımız Tuncay Şanlı, Serhat Akın, Semih Şentürk, Serkan Balcı vardı. Bunların yanına tecrübeli oyuncuları aldılar. Alex, Van Hooijdonk, Nobre ve Luciano gibi isimlerle pekiştirince çok iyi bir kadro oldu. Takım bozulmasaydı uzun yıllar o kadro şampiyon olabilirdi. Çünkü çok dinamik ve iyi bir takımdı ama zamanla dağılmak zorunda kaldı takım."
Aziz Yıldırım size hiç kızdı mı?
"Ben Aziz Yıldırım'ı çok severim. Sertliği vardı ama başarısızlığa tahammül edemediğinden dolayıdır. Bize kızdığı oluyor ama çok severdi bizi. Ben çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe için her şeyini ortaya koydu. En çok fırçasını ben yedim. Başkanımızın ofisi vardı. Takım bocaladığı zaman yanına çağırıyordu. O ara bende oynatılmadığım için kızıyordum. Beni çağırdı kızdı ve başkanın bunu yapması çok normal."
Aziz Yıldırım ile ilginç bir anınız var mı?
"Ben tabii maçlara çıkarken motive olmak için türkü dinlerdim. Bazıları da hareketli parça dinler. Nerede damar, ağır türkü var onları dinlerdim. Bir gün soyunma odasında kulağımda kulaklık var. Başkan sordu 'Ne dinliyorsun' diye. Çıkardım kulaklığı başkana uzattım. Damar türkü bağlamalı çalıyor. 'Bu ne ya falan' diyerek tepkide bulundu. Orada sen bu türküleri dinleyip nasıl çıkıp oynayabiliyorsun, insanın psikolojisini bozar demek istedi aslında. Böyle bir anımız var kendisiyle."
Fatih Terim nasıl bir teknik adamdır?
"Fatih Terim eğlenceli ve güleçtir. Yeri geldiği zaman serttir, motive etmesini iyi bilir ve otoriterdir. Yılların verdiği tecrübe ile nerede ne yapacağını biliyor. Krizi nasıl yönetebileceğini biliyor. Türkiye'nin en iyi hocalarından biri. Bunlar başarısının en büyük etkenlerinden birisidir. Herkese örnek hocadır."