Sanlı Sarıalioğlu'ndan şampiyonluğa dair özel açıklamalar
Beşiktaş'ın tarihinde ismi altın harflerle yazılı bir isim olan Sanlı kaptan, kariyerinde yaşadığı ilk iki şampiyonluğu anlattı.
Hayatında sadece Beşiktaş forması giydi, 315 lig maçında 65 gol kaydetti. Kariyerinde toplam 26 kupa kaldırdı. Yani başarı adeta onun diğer adıydı. Dostluğun ön planda olduğu oyundu futbol... Ve bunun en büyük temsilcilerinden Sanlı kaptan kariyerinde yaşadığı ilk iki şampiyonluğu anlattı.
1995-1996
‘Anlatılmaz yaşanır derler ya...!’
O dönemin spesifik özelliği amatör ruhla oynamamızdı. Evet, profesyoneldik, profesyonel rakamlar vardı. Daha çok renk aşkı, takım sevgisi, futbol tutkusu ön plana çıkıyordu. Futbol bana göre o dönemlerde hepimize daha çok keyif veriyordu. Rekabet vardı ama kol kola maç seyrediliyordu. Tribünler 3’e bölünürdü Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş taraftarları maç seyrederlerdi. Bugün gördüğümüz çirkinliklerin hiçbiri yoktu. Saha içinde de dışında da “Bu bir futbol oyunu” diye düşünülürdü.
‘O nasıl bir duygudur!’
İlk şampiyonluğumuz 65- 66’da İzmir’de, İzmirspor maçını kazandığımızda (1 ya da 2 maçımız daha vardI) şampiyonluğu garantiliyorduk. 2-0 yendik. 2 golü de kim attı? Sanlı Sarıalioğlu attı. İnanılmaz bir sevinç, inanılmaz bir mutluluk. Kutlamalar, karşılamalar. İstanbul’daki ilk maçımızda o kupayı almak, omuzlarda yükselmek… O nasıl bir duygudur ya… Anormal bir şey. Beşiktaş’ta 3. yılın, 20 yaşında bir çocuksun… Ama bunu taşıyabildim. Hiç şımarmadım. Antipatik olmadık. Hep sevimli tarafımızla gündemdeydik. İyi insan damgasını yediğin anda bir de ona iyi futbolculuk kariyeri eklenince hep el üstünde tutuluyorsun. Mutlu oluyorsun tabii…
1966-1967
‘Amatör profesyonellerdik’
Bu şampiyonluğumuzda da yine İzmir’de Göztepe’yi yenerek şampiyon olduk. İstanbul’daki maça kalmadı. Yine aynı kutlamalar, yine aynı mutluluk… İstikrar vardı tabii. Teknik direktör kendi işini yaparlardı. Yönetim teknik direktörlerin işine karışmazdı. 12 yılda 2 yıl üst üste şampiyon olma mutluluğunu yaşadım. O mutluluk Anlatılmaz, yaşanır… Kabına sığmayan bir sevinç dalgası… O zaman, takım içersinde olan beraberlik, paylaşarak yaşadığınız sevincin tadı çok başka oluyordu.
‘Yusuf gibi bir yetenek daha Türkiye'ye gelmedi’
Benim dönemimde Şenol Birol vardı. 1963’te Fenerbahçe’ye transfer olunca Yusuf ile birlikte A takıma yükseldik. Beklenenin çok üstünde bir performans sergiledik. Yusuf gibi bir yetenek Türkiye’ye daha gelmedi. Umutsuz gidilen bir sezondan sonra Beşiktaş adımlarını sağlam attı ve peş peşe şampiyonluklar geldi. Biz de eğleniyorduk, arkadaşlarımızla yemeğe gidiyorduk, muhakkak ki sadece eve kapanıp sadece futbol düşünüp hayatımızı dört duvar arasında geçirmiyorduk. Kendimize zaman ayırabiliyorduk ama o zaman profesyonellik olmamasına karşı farkı şurada görüyorum; ona rağmen inanılmaz profesyoneldik. Göreve sadık kalma, oyun disiplini, her maçta en üst performansı sergileme sorumluluğuna sahiptik.
‘Fikret Orman maket değil, gerçeğini yaptı’
Eski yönetimler transfer ve organizasyon yönünde iyi değillerdi. Şimdiki yönetimle kıyaslanamaz. Yıllarca kongrelerde stat yapılacak dendi. Bu defa maketini değil gerçeğini yaptılar. Para ve başarı da geldi.
‘İyi ki onu tercih ettiler’
Şenol Güneş çok iyi bir eğitmen. Bir başka teknik direktör olsaydı Quaresma şimdiye kadar gitmişti. Bir kenara atmak kolay önemli olan kazanmak. Şenol Güneş bunu çok iyi yapıyor. Kulübe çok büyük katkıları oldu. İyi ki onu tercih ettiler. Büyük işler yaptı.(Fanatik)