Şans dolu bir akşam
Beşiktaş'ın Lyon karşısında aldığı sonuca yarı finalin kaybedilmesi olarak bakarsak, üzülmek için kendimize bir neden bulmuş oluruz.
GERÇEKÇİ OLMAK. İLK MAÇTAN HEMEN SONRA SÖYLEDİK...
Fakat gerçekçi olmak gerekir.
İlk maçtan sonra da yazdığım gibi Fransız takımı ofansif güç açısından çok daha önde...
Sahaya iyi yayılıyorlar; pas trafiğini sağlıyorlar. Dar alanlardan çıkabilecek, teknik kapasitesi yüksek daha çok sayıda futbolcuları var.
GECENİN ADAMI VALBUENA
En başta da Valbuena... "32 yaşında maçın tamamını kaldıramaz" diyenlerin bu işi anlamaktan ne kadar uzak olduklarını bir kez daha gösterdi. 120 dakika aynı tempoda koşan, top yapan, sıkıştığında oyunu tersine çeviren mükemmel bir oyuncu. Kısa boylu olmasına karşın hava toplarında da etkili oldu.
Gecenin adamıydı. Beşiktaş'ın gündemine gelmişti. Ağır kalındığı için Dinamo Moskova'yla anlaştı. Sonrasında Lyon'a geldi. Hâlâ Türkiye'de büyük takımlarda, büyük işler yapabilecek bir futbolcu.
LACAZETTE YİNE İSTEDİĞİMİZ GİBİYDİ
Rakip takım, belli küçük bölümler dışında, oyunun hakimiydi. Lacazette, büyük bir şan eseri, ilk maçta olduğu gibi çok kötü bir performans sergiledi. Attığı golü bir kenara bırakın, iki tane direğe nişanladı; iki karşı karşıya pozisyonda ise finalize etmek bakımından son derece beceriksizdi. 90'ıncı dakikada yine direğe vurunca, teknik direktör Genesio dayanamadı ve onu oyundan aldı.
Stoper Diakhaby'nin altı pastan kafayla kaçırdı pozisyonları ayrıca değerlendirmek gerekir, fakat bundan bağımsız biçimde yine yüzde yüz pozisyonları bulabilecekleri anlarda pas tercihinde hata yaptıkları için, topa temsilcimiz hakim oldu.
BEŞİKTAŞ İKİDEN FAZLA ATABİLİRDİ; ONLAR DA 4 TANE ATABİLİRDİ
Kolay pozisyon buldular; "Tosic ve Mitrovic etkisizdi" demek kolaycılığa kaçmaktır ki, işin aslı zaten böyle değil.
Teknik kapasite açısından çok ilerideler. Bunu üçüncü bölgedeki takım oyunuyla da destekleyerek, yüzde yüz etkili oldular. Savunmada ise bireysel oyuncu kalitesi ve takım savunması açısından büyük sorunları var. Çok kolay top kaptırıyorlar. Beşiktaş bunu değerlendirebilirdi. Oyun olarak üstünlük kurmak mümkün gözükmüyordu; ancak sürekli baskı yapan rakibi hızlı hücumlarla hataya zorlayıp, gol bulunabilirdi. Cenk ve Talisca'yla buna benzer pozisyonlar da oldu.
Lyon gol atamadı. Bu, Beşiktaş'ın büyük şansıydı. Maçın penaltılara kadar gitmesi, onların son vuruşlardaki beceriksizliğinden kaynaklandı. Fabricio'nun çabukluğu ve çok iyi olan refleksleri sonraki etken oldu.
Uzatma dakikalarında da görüldü ki; fizik kondisyon açısından da temsilcimiz rakibin etkinliğini kıramadı.
Sözün özü, gerçekçi olmak gerekir. Beşiktaş elbette ikiden fazla gol atabilirdi; ama rakip takım en az 4 atabilecek pozisyonu buldu; değerlendiremedi. Temsilcimiz şanslı bir akşamdaydı; maç penaltılara gitti.
Durumu iyi açıdan değerlendirmek adına haklı bir gerekçe.