Şansal Büyüka, Galatasaray'ın reçetesini yazdı!
Galatasaray’ın, Ndiaye’nin satılması ve Fernando’nun uzun sürecek sakatlığı nedeniyle orta alanda çok ağır bir darbe yediği, hatta orta alan gücünü büyük ölçüde yitirdiği çok açık ortada... Galatasaray bundan sonra transfer yapamayacağına göre ne yapabilir:
- Galatasaray’da kadroya baktığınızda “Tek yol Belhanda...” Çünkü Galatasaray orta alanında iki oyuncunun kaybı ile birlikte dinamizmini yitirirken, bu alanı yönetecek bir “şef”in eksikliğini de büyük ölçüde çekiyor. Belhanda’nın fizik gücü yeterli olursa, kalitesi Galatasaray orta alanını, Galatasaray’ın hücum anlayışını organize etmeye yeter de artar bile...
Selçuk’u morallendirmek gerekir. Orta alanda şimdilerde yaşanan bu yoklukta, Selçuk’u “yok” sayamazsınız.
Feghouli’yi çok beğenenler var. Kabul, Avrupa yıllarında müthiş maçlar oynadı, çok üst düzey bir oyuncu... Ama o etkisini henüz Galatasaray’da yaratabilmiş değil... Feghouli’nin bu görüntüsü değil ama, Avrupa’dan bildiğimiz görüntüsü Galatasaray’a tahminlerin üstünde çok şey katar.
Sinan Gümüş’ün gol yollarında sanki bir büyüsü var. Türkiye’de bu kadar rahat gol pozisyonuna giren oyuncu çok az... Çok kaçırıyor olabilir ama rakipler için çok büyük tehdit...
Sağ kanatta müthiş bir Rodrigues etkinliği var, sol kanatta yok. Yasin içeri girip oynamayı seviyor. Sol kanat etkinliği için bir alternatif gerekiyor.
Galatasaray’ın kötü günlerinde, kötü oyunlarında Muslera maç kurtarırdı. Şimdilerde yok. Mariano lige muhteşem başladı, sakatlıktan sonra “sıradan” bir çizgiye geldi. Galatasaray bütün bunlara rağmen şampiyonluğun en büyük adaylarından biri... Ancak çok ciddi “acaba”ları taşıdığını da söylemeliyiz...
Bu kadar sıkmayın
Galatasaray’ın yeni Başkanı Mustafa Cengiz, eski başkan Dursun Özbek temlik koydurduğu için bankalardan kredi alamadıklarını söyledi. Dursun Başkan’ın alacaklarını sağlama bağlamasını kabul edelim ama biraz da Galatasaray’ın nefes almasına izin versin. Bu kadar sıkmasın, bu kadar boğmasın.
Hırsa evet öfkeye hayır
Galatasaray Antrenörü Hasan Şaş’ın hırsına saygılar, öfkesine hayır... Hasan Şaş kulübede, koridorlarda, her yerde çok öfkeli... Hırsının sınırları içinde kalır, öfkesine teslim olmazsa bundan önce kendisi, sonra Galatasaray kazançlı çıkar.
Fenerbahçe’nin lig tarihinde bu kadar kısır, bu kadar verimsiz, bu kadar istikrarsız golcülerle oynadığını hiç ama hiç hatırlamıyorum. Seyircinin isyanının en büyük nedenlerinden biri de bu...
Aykut Kocaman, “Bize golcü değil, stoper lazım” demişti. Buna katılıyorum... Ancak Fenerbahçe’ye sadece golcü değil , sadece stoper değil, kalitesi yüksek çok oyuncu lazım.
Fenerbahçe’de çok çok uzun yıllardır 3 golcüsünün 20. haftayı toplam 6 golle geçtiğini bugüne kadar görmedim, duymadım, okumadım. Düşünün, Soldado 3 gol, Janssen 2 gol, Fernandao 1 gol...
Fenerbahçe orta sahası gol atıyor ama buna rağmen gol yollarında ciddi anlamda son vuruş becerisi olan golcülere ihtiyaç duyuyor. Mesela böyle bir golcü olsa, son Gençlerbirliği maçının ilk yarısında en az 3-4 gol bulurdu.
Ligin en az gol atan takımlarından biri olan Konyaspor sağ beki Skubiç’in bile 6 golü var. Galatasaray’ın stoperi Maicon 6 golle oynuyor. Fenerbahçe’nin 3 golcüsünün toplam gol sayısı, bir sağ bekin, bir stoperin attığı gol sayısını ancak buluyor. Fenerbahçe’nin lig tarihinde bu kadar kısır, bu kadar verimsiz, bu kadar istikrarsız golcülerle oynadığını hiç ama hiç hatırlamıyorum. Seyircinin isyanının en büyük nedenlerinden biri de bu...
Kocaman’ın düşündürdükleri
Aykut Kocaman’a hakemlerin kart uygulamaları konusunda hak veriyorum. Birinci haftadan başlayarak, yirminci hafta bitene kadar aynı hakemler, farklı maçlarda, aynı pozisyonlarda çok ayrı kararlar verdiler. Maksatlı olmasa bile en azından adil değil...
Aykut Kocaman’ın Disiplin Kurulu’na gönderilişini doğru bulmuyorum. Ne yaptı Aykut Hoca? Kurumları karalamadı, kişileri karalayıp aşağılamadı. Sonuçta bir camianın temsilcisi... Bu kadar medeni sınırlar içinde kalan bir konuşma için Disiplin’e sevk mi olur?
Aykut Hoca’ya hak vermiyorum. Fenerbahçe, Gençlerbirliği’ni yenebilmek için rakibin 10 kişi kalmasını bekleyecek kadar güçsüz bir takım mı? Bu maçta büyük bir hakem yanlışı var ama Fenerbahçe’nin hakemden önce daha büyük yanlışları var.
İşler iyi gitmiyor
Fenerbahçe son hafta hakemlerinin değiştiğini iddia ediyor. MHK, “Hayır, değişmedi” diyor. MHK ile derin ilişkileri olan, hakemlerle bire bir teması bulunan eski MHK üyeleriyle, eski hakemlerle konuşuyorum, hakem dünyasının içinde aldıkları haberlere güvendiğim insanlara soruyorum, “Evet, değişti” diyorlar. Hangisi doğru bilemem. Ama bildiğim, gördüğüm, MHK’de işlerin iyi yürümediği...
Savunmuyorlar, zarar veriyorlar
Aziz Yıldırım’ın yerinde olsam Fenerbahçe camiasında ve toplumda “karşılığı” olmayan bazı yöneticilerini sahneye çıkartmam, konuşmalarına izin vermem. Aziz Yıldırım’ı savunduklarını sanıyorlar, Aziz Yıldırım’a zarar veriyorlar.
Eski Beşiktaş olmak kolay değil!
“Allah kimseyi gördüğünden eksik bırakmasın” demişler ya... Son iki yılda öyle bir Beşiktaş’a alıştık ki, doğal olarak bu Beşiktaş’ı beğenmiyoruz.
“Beşiktaş eski Beşiktaş” değil... Yöneticileri dahil herkesin dilinde bu var. Kabul de, eski Beşiktaş olmak, son iki yılın Beşiktaş’ı olmak da kolay değil...
“Allah kimseyi gördüğünden eksik bırakmasın” demişler ya... Son iki yıl da öyle bir Beşiktaş’a alıştık ki, doğal olarak bu Beşiktaş’ı beğenmiyoruz.
- Son iki yılı hatırlarım. Unutmak zaten mümkün değil... Gökhan Töre, Oğuzhan, Sosa, Olcay orta alanda ve rakip ceza alanı çevresinde yaptıkları “Baş döndürücü” paslarla rakibe “pes” ettirirlerdi. Belki de kadro değişikliklerinden olacak, Beşiktaş bu “pas oyununu” bıraktı.
Vida önemli bir oyuncu olabilir. Ama Pepe-Vida uyumu olmadı. Belki de alıştık... Pepe-Tosiç daha uyumlu, daha sağlam duruyor.
- Medel stoper mi, orta alan mı tam kestiremiyorum. Ama özellikle iç saha maçlarında sanki Oğuzhan-Tolgay ikilisi çok iş yapar diye düşünüyorum.
- Beşiktaş orta alanı sertliğini kaybetti. Bunda belki de “Atiba yorgunluğunun” önemli etkisi var. Bursa’da yenilen gollere bakıyorum, Beşiktaş savunması böyle rahat geçilir mi?
- Beşiktaş yıllardır 20’nin üstünde gol atan santrforlara alıştı. Bu anlamda Negredo, kalitesine rağmen tatmin etmiyor.
- Beşiktaş’ın bütün hücum organizasyonlarını Quaresma üstünden konuşuyoruz ama sanki Babel attığı gollerle, içe girişleriyle, savunmadan çok hızlı çıkışlarıyla çok daha önemli gibi... Babel’in varlığını, yokluğunda çok daha iyi hissettik.
Avcı formsuzdu
Başakşehir’in hocası Abdullah Avcı, “Bazen hakemler, bazen biz hocalar formsuz olabiliyoruz” dedi. Abdullah Hoca son dakikada altın değerinde iki puan yitirdiği Konya maçından sonra aynı olgunlukla, aynı sakinlikle sadece futbol konuştu.
Abdullah Hoca, bizzat ifade ettiği gibi sanki bu maçta kendisi formsuz gibiydi. Konya maça bu kadar baskın başlamışken, bu kadar pozisyon yaratırken Mossoro’nun sakatlanmasının ardından mücadele gücü, fiziki dayanıklılığı yüksek bir oyuncuyu almak yerine, kalitesi ve kreatif yönü yüksek, ancak mücadele gücü düşük İrfan Can’ı oyuna almak ne kadar doğruydu?
Benzer durum ikinci yarıda da oldu. Konyaspor son bölümde beraberliği kurtarmak adına topuyla tüfeğiyle yüklenirken , “Klas Arda” yerine, “Savaşan”, daha fazla geriye koşan, rakibini kovalayan bir oyuncu daha yararlı bir değişiklik olmaz mıydı?
Arda Turan olsam Türkiye’ye dönmem
Arda Turan’ın yerinde olsam; halen Barcelona’nın oyuncusu olduğumu asla unutmam. Çok sıkı çalışmaya devam ederim. Şimdiden iyi bir Avrupa kulübü ararım. Yeni sezonda mutlaka yurt dışına giderim ve futbolu bırakana kadar Türkiye’ye dönmem.
‘Beto’nu delemediler
Gazetelerde okudum... Göztepe beraberliği sonrasında seyirciler, Trabzonspor Yönetimi’ne “İstifa” diye bağırmışlar. Bu tepki geçmişe dayanıyorsa haklılık payı belki olabilir ama Göztepe maçının sonucuna bakıp “istifa” demeyi doğru bulmuyorum.
Göztepe maçı, Trabzonspor’un bu sezon oynadığı en iyi, en etkili, en kaliteli maçlardan biriydi. Ama Trabzonsporlu oyuncular, “Beto”nu delemeyince maç golsüz bitti.