"Seçimin ertelenmesi Abdurrahim Albayrak'ın kendisine başkan bulması içindi"
Süper Lig ekiplerinden Galatasaray'ın efsane başkanı Faruk Süren, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Süren, Fatih Terim ile Mustafa Cengiz arasındaki krizi de değerlendirdi.
Galatasaray'ın 'Altın çağı' olarak nitelendirilen 1996-2001 yılları arasında 4 yıl üst üste şampiyonluk, UEFA Kupası ve Süper Kupa başarılarının altında imzası olan efsane başkan Faruk Süren, Sabah'a özel açıklamalar yaptı. Mustafa Cengiz ile Fatih Terim arasındaki krizi yorumlayan Süren, Terim'in kendini başkanlık makamının üzerinde görmediğini ve bu söylemlerin yanlış olduğunu ifade etti.
Terim'in her şeye rağmen tek başına savaştığını dile getiren Süren, Belhanda'nın gönderilmesini de yorumladı. Deneyimli futbol adamı, yaklaşan seçimde favori gördüğü adayı açıklarken, Abdurahim Albayrak için çarpıcı ifadeler kullandı.
Uzun yıllar Fatih Terim'le çalıştınız... UEFA Kupası, 4 sene üst üste şampiyonluk dönemi. Fatih Terim'le en iyi anlaşan başkan sizdiniz. Mustafa Cengiz, Fatih Terim'in kendisini başkanlık makamının üstünde gördüğünü söyledi. Fatih Terim ile çalışmak nasıldı, zor muydu?
"Sıkıntılarımız vardı ama..."
Fatih Terim'in kendini başkanın üstünde görmesi diye bir şey yok. Bu çok yanlış bir ifade. Öncelikle çizilen bu imaj yanlış. Fatih Terim çok iyi bir Galatasaraylıdır. Nerede nasıl konuşacağını, Galatasaray'ın örf ve adetlerini çok iyi bilir. Bu yüzden bu imaj çok yanlış çiziliyor. Problemler her zaman olur. Her dönem olacaktır da. Sıfır problem diye bir şey olmaz. Biz Fatih Terim'le neredeyse hiç gerginlik yaşamadık. Kulüp olarak problemlerimiz ve sıkıntılarımız vardı elbette. Ama herkesin bir şekilde o dönemde mutlu olarak ayrıldığını söyleyebilirim.
Galatasaray şampiyonluğu averajla kaybetti. Şampiyonluğun elden gitmesinde neler etkili oldu sizce? Yönetim, oyuncular, teknik heyet, MHK, TFF gibi etkenleri düşünürsek...
"Fatih Terim yalnız bırakılmıştır"
Baktığınız zaman Fatih Terim men cezası aldı. Teknik direktörün sahaya çıkamaması çok önemli bir faktör. Yönetimsel hatalarımıza bakarsak, iyi bir şekilde müdafaa edemedik. TFF ile iletişim kötü. Fatih Terim yalnız bırakılmıştır. Basit kazanacağımız maçları kaybetti Galatasaray.
"Yönetim Galatasaray'a çok zarar vermiştir"
Yönetim, futbolcuların ve teknik heyetin rahat çalışmasını sağlamakla sorumludur. Sahaya çıkıp alkış yapmakla değil. Yönetim görevini noksan yapmıştır. Kötü bir yönetim geçirdik. Hala da yapılıyor. Bu yönetim Galatasaray'a çok zarar vermiştir. Medyada övenler çok oluyor ama hayat medyadaki gibi değil. Gerçekler var.
"Seçimin ertelenmesi Abdurrahim Albayrak'ın kendisine başkan bulması içindi"
Şimdi seçim var. O da bir muammaya döndü. 5 Haziran'da yapılıp zaman kazanılabilirdi. Çünkü Galatasaray ön eleme maçları oynayacak. Teknik direktörün ve yönetimin belli olması lazımdı. 15 gün ertelenmesi çok bozdu süreci. Bu yanlış bir karardı. Bunun amacı, Abdurrahim Albayrak'ın 7 Mayıs'ta vermesi gereken listeyi verememesi ve kendisine başkan bulması içindi. Abdurrahim Albayrak kendisine bir başkan da buldu. Yiğit Şardan'ın ekibine katıldı. Bütün kurgu bunun içindi. Çok zarar verdi bu Galatasaray'a. Bu Galatasaraylılar tarafından da böyle değerlendirilecek.
"Albayrak'ın artık olmaması gerekiyor"
Ben artık Abdurrahim Albayrak'ın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Maalesef. Üzülerek söylüyorum. Değerli bir arkadaştır. Faydaları da vardır. Yıl içinde gösterdiği yönetimsel hatalar, tepkisizlik... Biraz kenara çekilip istirahat etmesinde yarar var bence.
"Burak Elmas'ı tercih ederim"
Galatasaray ilk kez 6 adayla seçime gidecek. Daha önce 4 adayla gitmiştik, bu sefer 6 aday var. Burak Elmas eski yöneticimiz. 6 aday içinden Burak Elmas ve Metin Öztürk bu göreve 1.5 yıldır hazırlanıyor ve çalışıyorlar. Takım oluşturuyorlar. Gayet iyi bir şekilde çalışıyorlar diyebilirim. Yalın olarak baktığım zaman Burak Elmas'ı tercih ederim. Üst düzey yönetici olarak çalıştı uzun yıllar. Kulüp tecrübesi var ayrıca. Birçok insanı tanıyan ve tanınan biri. Ekibi çok iyi diyebilirim.
Metin Öztürk de iyi çalıştı ama Burak Elmas'ın ekibi daha iyi gibi.
Diğer adaylar gelince, bu adaylar hiç çalışmadan ve hiçbir şey bilmeden aday oluyorlar. 2 yıldır Mali Genel Kurul yapılmadı. Bilmiyoruz ne vaziyette durum. Ama herkes geçmişe göre hazırlandı diye biliyorum. Acele bir şekilde yapılmış listeler var.
Eşref Hamamcıoğlu, o da bizim eski divan başkanımız. Derhal başkanlık görevine soyunmasını da usul olarak yanlış gördüm. Sportmenlik olarak görmüyorum. Bir dönem bekleyip girebilirdi seçime. Ama olabilir elbette kendi kararı. Onun da iyi ekibi var. Galatasaray için kim faydalı olacak ona bakmak lazım.
ultraAslan yenilikçi bir başkan profili olmasını istiyor. Taraftarın bu tarz yaklaşımları oluyor. Mustafa Cengiz'in ardından Fatih Terim'in de istifasını istemişlerdi... Taraftarlara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
"İstifa etmek taraftarın işi değil"
İstifaları istemek taraftarın işi değil bence. Bir takım unsurlar var. Ama sanki taraftar grupları talepkar oluyor. Bir şey istiyorlar. Taraftar çok çok önemli ama herkes yerini bilecek. Taraftarı, yöneticisi, oyuncusu ve teknik ekibi de yerini bilecek. Taraftar destekleyecek, kulübe yardım edecek. Finansal olarak yanında olacak.
Her kulüp gibi Galatasaray'ın da finansal borçları var. Bütün kulüpler bir araya gelip tekrar tabloya bakmak lazım. Yapılanma oldu. Gelirlerin yüzde 50'si bankaların havuzuna gidiyor, diğer yüzde 50'si de kulüplere gidiyor. Bildiğim kadarıyla ilk 2 yıl faiz ödeniyor.
Başkan olsanız bu konuda nasıl bir yol izlerdiniz?
Buradan buna cevap vermek çok zor. Bilgi eksikliği var. Galatasaray'ın bir takım imkanları var. Gayrimenkullar var. Yatırım ortaklığı olabilir. Gelirini yatırımcılarla paylaşmak gibi formüller olabilir. Ama bilgi eksikliği olduğu için net konuşamam. Problemlerimiz var. Onları halletmek lazım.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun yapısının değişmesi lazım. Federasyonla ilgili söylemek istediğim çok var aslında. Futbol takımlarını daha çok koruması lazım TFF'nin. Süper Lig kulüpleri de ortak bir dernek yapısı altında olabilir mesela. Premier Lig'de var bu.
Fenerbahçe'nin 1959 yılı öncesi şampiyonlukları için başvuru olmuştu. Galatasaray'ın da bu konuya itirazı vardı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Bir yıldız fazla ya da eksik..."
Galatasaray'ın itirazı haklı, ben de itiraz ediyorum buna. Ama Galatasaraylı olduğum için değil. O dönemki oynanan oyunlar ve statüler çok farklı. 1959'da kurulan Süper Lig ise ayrı bir statü. Ama şunu diyebilirler, 'Cumhuriyet kurulduktan sonra en çok birinci olan takım Fenerbahçe'dir.' Bu denilebilir. Burada bir sorun yok. Ama 1959'da kurulmuş bir statü için yıldız istemek olmaz. Bu ayrı bir müsabaka, ayrı bir statü yani. Orada bazı yıllar lig usulü, bazı yıllar eleme... Bazı yıllar 3 takım, 4 takım oynamış... Süper Lig'de ise daha farklı bir statü ve puanlama sistemi var. Bir yıldız eksik ya da bir yıldız fazla Fenerbahçe ya da Galatasaray'ı küçültmez de büyültmez de...
O gün oynayan kulüpler var. Vefa var, İzmir ve Eskişehir var. Bir sürü takım var. Baktığınız zaman hepsi 3-5 maç yapmıştır. Burada ise 36-40 maç oynuyorlar. Aynı şey mi şimdi bu?
Galatasaray'da sezon için Belhanda krizi yaşandı ve ayrılıkla sonuçlandı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Şampiyon olmama sebeplerimizden biri Belhanda'nın ayrılığı"
Yönetimimiz Belhanda konusunda çok yanlış bir karar verdi. Çok yanlış bir hareketti. Şampiyon olamamamızın bir nedeni de bu karardır. İyi bir oyuncu. Yetenekli bir oyuncu olabilir. Kafası karışık olabilir. Bazen iyi oynamayabilir. Bunlar olabilir. Oyuncu, 'Sahaya bakın, rezil durumda, oynanacak gibi değil.' diyor. Bence doğru dedi. Yönetim sahayla da uğraşır.
Böyle bir anlayışla disiplin sağlanmaz. Futbolcu futbolcuyu tutar. Oyuncuların moraliniz bozdu yönetim. Bu çok önemli bir faktördü. Galatasaray bunlara rağmen averajla şampiyonluğu kaçırdı. O yüzden bravo Fatih Hoca'ya. Tek başına savaştı.
Başkanlık döneminizde transfer etmek istediğiniz oyuncu var mıydı ya da transfer edemediğiniz bir isim oldu mu?
"Drogba ve Zidane'ı isterdim"
Zidane olabilirdi. O dönem şaka konusuydu tabii. Ama her zaman dünyaca ünlü yıldızlar vardı. Bazen maddi olarak yetmiyorsunuz. Bunun yanında ortam da çok önemli yıldız oyuncular için. Para da çözüm olmayabiliyor. Oyuncu mesela kendisini Premier Lig'de görmek istiyor. Aile ortamı, çocukların okulları gibi etkenler engel oluyor.
Başkanlıktan ayrıldıktan sonra keşke benim dönemimde imza attırabilseydim dediğiniz oyuncu var mı?
Elbette. Drogba mesela. Çok isterdim. Modric'i de isterdim. Modric artık biraz yaşlandı gerçi.