Şenes Erzik'ten Yeni Spor Yasası yorumu: FIFA - UEFA ne der
Türkiye Futbol Federasyonu Onursal Başkanı Şenes Erzik, “spor yasası”nın bu şekli ile çıkması halinde FIFA’nın müdahale edebileceğini söyledi. Detaylar haberimizde...
"Geçmişi unutmuşlar"
Spor kulüpleri yasası komisyondan geçti. Bu hali ile uygulanırsa FIFA’dan tepki gelir mi?
- Böyle bir şey olur mu? Kendi yaptıkları binayı, kendi kurdukları yapıyı yok etmeye çalışıyorlar. Ne yasası, öyle yasa mı olur? FIFA-UEFA ne der hiç düşünmüyorlar mı? Onları yok sayamazsınız. Yasa bu şekli ile çıkarsa, kulüplere yönetici bulamazlar. İşin sıkıntılarını anlamaları gerek. Galiba geçmişi tamamen unutmuşlar. Özerklik ortadan kalkar.
"Blatter ‘Bunlar uygulanırsa sizi derhal ihraç ederiz’ dedi"
Biz öyle bir süreç yaşadık ki unutulmamalı. Dönemin siyasi otoritesi, Haluk Ulusoy’un ortadan kaldırmak istiyordu. Bakanlık yetkisini kullanarak TFF’yi olağanüstü genel kurula çağıracaktı. O zaman böyle bir hakkı vardı. Unutmuyorum, bayram arefesinde FIFA’da idim. Başkan Blatter toplantı sonrası bana, ‘Öğleden sonra yanıma gel, önemli şeyler konuşmamız gerek’ dedi. Gittim. Türkiye’de yaşanan tüm gelişmeleri not etmiş ve bir mektup hazırlamış. Tam zıttı ifadeler var. Dedi ki ‘bunlar uygulanırsa sizi derhal ihraç ederiz.’
"M. Ali Şahin kurtardı"
Aldım mektubu Türkiye’ye döndüm. O zaman Mehmet Ali Şahin bakandı. Randevu istedim, İstanbul’da bir araya geldik. Yalvardım yakardım, siz genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırırsanız duvarlar tamamen yıkılır dedim. ‘Peki ne yapacağız?’ dedi. Hemen ardından statü değişikliğine gidildi ve kulüplere olağanüstü çağrı yetkisi verildi. Rahmetli Özhan Canaydın ve Mehmet Özhaseki’nin hazırladığı taslak kabul edildi. Çağrıyı kulüpler yaptı. Ben de yeni statüyü FIFA’ya gönderdim. Haluk Ulusoy ile Ayhan Bermek seçimde yarıştı, Ulusoy sınıfı geçti. Ama Ulusoy’un yakasını bırakmadılar. Hakkını vermem gerek, bakan Şahin mükemmel bir iş yaptı, bizi FIFA yaptırımlarından kurtardı. Kulağı çınlasın, herkesi dinler ve doğrusunu yapardı.”
"Zor bir dönem"
Nihat Özdemir’in istifasını sürpriz oldu mu sizin için?
- Valla bir şey söyleyemem. O anda karar vermiş ve bırakmış. Yazılan çizilenler doğru galiba. O koltuğa oturan Nihat Bey olunca, bu işin içinden geldiği için normal bir durum değil. Karar verirken kimlerle konuştu bilmiyoruz. Başka yöneticiler de istifa etti. Alışılmış bir istifa olduğunu söyleyemem. Mutlaka haklı gerekçeleri vardır. Servet Yardımcı götürecek seçime... İşi kolay değil, ekibi eksik. Zor bir dönem.
"Tam bir facia"
Hakem camiasını yakından tanıyan birisiniz. Son dönemlerde yaşananlar ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- “Yaşananlar tam bir facia. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kimin görevi nedir belli değil. Ben böyle bir şey görmedim. Acıyorum, yazık. Söylenenler ve yazılanlar doğru ise çok yazık. Düzeltilmesi imkânsız görünüyor. Bu hakemlerin kabahati nedir, bilmiyoruz. Altında neler var açıklanmıyor. Ama bazı şeyler olduğu kesin. Tüm bunların paylaşılması gerek. İnsanların kafasında soru işareti kalmamalı. Gerçekler ne ise açıklanmalı. FIFA’da asbaşkan iken Hollanda, Almanya ve İspanya temsilcileri geldi. Biz daha çok para istiyoruz dediler, rest çekmeye kalktılar. Biz de Şampiyonlar Ligi projesi üzerine kafa yoruyoruz. İyi, güzel... Yapın organizasyonunuzu da hakemi nereden bulacaksınız diye sordum? Şaşırıp kaldılar. Hakem futbolun en önemli aktörüdür.”
"Çakır’ı İsviçre mi yetiştirdi?"
Cüneyt Çakır aforoz listesindeki isimlerden biri. İsviçre Futbol Federasyonu’nun onu talep etmesini nasıl yorumluyorsunuz?
- "İsviçre bizden hakem istemiş. Olur mu öyle şey? İsviçre mi yetiştirdi Cüneyt Çakır’ı? Eğer bugünü göremiyorsak yarın hakemlik için nasıl konuşuruz? Bir hakemin bu seviyeye gelmesi 20-25 yıl sürer. Deli saçması bu. Yanlış şeyler söylemek istemiyorum. Federasyonlar değişir, MHK’ler değişir ama hakemler önemlidir. Gerçeklerin ortaya çıkması lazım.
Ceza vermek için değil, önümüzü görmek için bu şart. Kimse ne olup bittiğini bilmiyor. Bilgisi olanlar da söylemiyor. Çok üzgünüm. Hakem futbolun olmazsa olmazıdır. Öyle kolay yetişmiyorlar."
"Bin dolara maç yayınladılar"
Şu an naklen yayın konusunda kriz yaşanıyor. Sizin dönemde böyle bir sıkıntı oldu mu?
- “Hayır tam tersi. İlk defa ben başlattım yayın konusunu. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş girmek istemiyorlardı yayın konusuna... Biz kendi televizyonumuzu kurarız demişlerdi. Süleyman Seba, Ali Şen, Faruk Süren, İlhan Cavcav, Celal Doğan, hepsini topladım ve ne yapılması gerektiğini anlattım. Benim zamanımda baba isimlerdi hepsi. Kanallar da büyükler dışındakileri istemiyorlardı. Ayrı ayrı girmeye çalıştılar. Televizyonları dolaşın, sorumlu sizsiniz dedim. Pazarlık yapın dedim. ‘Yok başkan, siz gidin’ diye konuştular. Ben de, ‘havuz varsa varım, havuz yoksa ben yokum” dedim. ‘Bir havuzda toplanacak paralar, şampiyonluklara göre pay alacaksınız’ dedim.
O zamanlar böyle paralar yok. Bin dolara Kocaelispor’un maçı yayınlanmıştı. Neyse dolaştık televizyonları. Aday üç kanal bulduk. Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Erol Aksoy. Aralarında anlaşmışlar ama birbirine kazık attılar. Aksoy ilk yıl 40, ikinci sene 45, üçüncü sezon da 55 olmak üzere 140 milyon dolara imzasını attı.
Bugünkü durumu iyi görmüyorum. Kovid sonrası anormal şartlar altında bir futbol var dünyada. Yazık oldu. Otorite kalmadı. Kimi menajerleri, bazıları da yöneticileri suçluyor. Marka değeri düştü oyunun. ‘Nasıl bu hale geldik?’ diye sorgulayan yok.”
"Futbolu Trabzon’da öğrendim"
“Benim futbol sevgim ve bilgim sorgulanamaz. Uluslararası alanda 110 ülkeyi dolaşmış bir insanım ben. Herkesin tanıdığı bir insan, başkasının ayağına basar mı? FIFA sıralamasında 25. sıraya düştük. Bu başarısızlık nasıl görmezden gelinir.
Gerçekten çok üzücü. Ben Giresunluyum. Gençliğimizde kamyon kasasında Trabzon’a maç izleyeme giderdik. O zaman İdmanocağı vardı. Büyük takımlar gelince atlar, saatlerce yol giderdik. Sonra da geri dönerdik. Futbolu Trabzon’da öğrendim.”