Spor yazarlarından Beşiktaş yorumu: "Serdar Topraktepe, Santos ne yapıyorsa onun tersini yapsın yeter!"
Fernando Santos ile yollarını ayıran Beşiktaş, Serdar Topraktepe önderliğinde MKE Ankaragücü'nü 2-0 yendi. Süper Lig maçının ardından spor yazarları Siyah-Beyazlılar'ı değerlendirdi.
"Beşiktaş’ın en önemli eksiği kolektif strateji ve organizasyondu"
Ali Ece (Fanatik): Beşiktaş en son yine Serdar Topraktepe yönetiminde Süper Lig’de bu kadar iyi ve dolu dolu bir maç oynamıştı. Beşiktaş’ın uzun süredir en önemli eksiği ise bir oyuncu ve mevkideki arızanın ötesinde kolektif strateji ve organizasyondu. Serdar hoca, takımı adeta yeniden organize ederken takımın merkezini öne çekip doğrusunu yaptı. Beşiktaş sadece dün gece ligde değil, kupada final hedefi için yakın zamanda tekrar oynayacağı Ankaragücü’ne üstünlük kurmak zorundaydı.
Asıl Beşiktaş’ın akan oyunda üstünlük kurmasını sağlayan ise Ankaragücü stoperleri topla buluşunca orta sahalarını beklerken Topraktepe’nin onlara yaptırdığı baskı oldu. Bu doğru planda Gedson pres gücünü sergilerken Santos dönemi beklediğimiz performans düzelmesini sergileme fırsatını Santos sonrasında buldu. Gedson’un Muçi’ye asisti bir yana Muçi’nin harika şut golü diğer yana: Genç Arnavut pür yetenek ve bir dahaki sezon Semih ile beraber daha iyileştirilmiş bir Beşiktaş kadrosunda çok daha fazlasını hayal ettiriyor.
"Topraktepe güzellemelerinin hedefi Santos’un futbol bilgisini tartışmaktı"
Cem Dizdar (Fanatik): ‘Sıradanlık’ ile ‘Vasat altı’ el ele verip sel gibi akmaya başladığında önünde hiçbir baraj duramaz! İlk devre sonunda Ankaragücü karşısındaki Beşiktaş üzerinden yapılan Serdar Topraktepe güzellemelerinin hedefi Fernando Santos’un futbol bilgisini tartışmaktı. Tıpkı geçmişte Del Bosque, Aragones, Mancini, Zico, Prandelli Lucescu vb. için yapılanlar gibi. Amaç Topraktepe’den öte doğrudan Santos’u hırpalamaktı.
Vara yoğa şut atmanın hücum etmek olduğu bellenen bir yerde duruma şaşmamak gerek elbette! İlk devresinde 9 orta yapıp, birine bile dokunamamış Beşiktaş için yayıncı kuruluş yorumcuları ‘Doğru oyun ve doğru oyuncu pozisyonu tercihlerinden’ söz ediyorlardı. Biliyoruz ki, yalnız değiller. Onlar ülkedeki hakim bakış açısının sözcüleri sadece. Ülke futbolu tam da bu karşılıklılık nedeniyle sıradanlığa mahkum edilmiş vaziyette. Küme düşmemek için çırpınan bir takımla yakın zamanda muazzam bonservis harcamaları yapan ‘Çürümüş takım’ın maçında skor değil ama hücum istatistikleri Ankaragücü’nü işaret ediyordu. Buna rağmen skoru önceleyen ‘Övgü makinası’ mevcut durumun geçici olduğunu bir kenara koyup mucize arayışına yönelecek. Kaleyi görenin vurduğu (!) maçta Beşiktaş öyle ya da böyle kazandı. Öyle ya burası ‘Doğru’’nun değil ‘Kazananın haklı’ olduğunun varsayıldığı coğrafya.
"Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok"
Ali Gültiken (Sabah): Beşiktaş gibi bir takımı, sistem-taktik gibi şeyleri bir kenara bırakıp her antrenmanda çift kale oynatsanız bile büyük aşama kaydeder. Yeter ki oyuncular kendi doğru pozisyonlarında oynatılıp, kendi karakterlerinde özgür bırakılsın. Zaten genlerinde olan oynama alışkanlığı bir süre sonra yerini bulacaktır. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Takımı farklı yönde zorlayıp sürekli geriye doğru oynatmanın da bir anlamı yok. Hiçbir zaman yerine oturmaz, acı bir tecrübe olarak yaşanan sürece baktığımızda oturmadığını da görüyoruz. Serdar hoca, Musrati, Fernandes ve Muçi'yi orta alanda doğru pozisyonlandırıp onlara oyun özgürlüğü verildiğinde Beşiktaş çok kısa sürede kendi kimliğine büründü. Ön tarafta Rashica ve Ghezzal zaten yetenekli oyuncular, oyunu belli bir noktaya taşıyabiliyorlar. Muleka'nın da bunlara katılımıyla oyun doğal olarak belli bir yere geldi. Bu kadar uzun süren bir kriz döneminden sonra birden muhteşem bir dönüşüm beklemek mümkün görünmese de aslına rücu eden bir kimlikle sahada mücadele eden Beşiktaş camiasını mutlu etti. Elbette oyun gelişimi, üzerine koyarak devam edecek. Bir zamana da ihtiyaç duyacak. Ama en önemlisi oyuncular hem bu oyun sisteminden hem de oynanan oyundan kendileri mutlu olacak. Dün Ankaragücü karşısında ilk adımı attılar ve keyif aldılar. Hem oynayanlar hem de izleyenler mutlu oldu. Olanı ortaya çıkartmak bu sonucu getirdi, devamı gelecektir.
"Topraktepe, Santos ne yapıyorsa onun tersini yapsın yeter!"
Turgay Demir (Fotomaç): Garip ama gerçek; Santos gitmese Beşiktaş taraftarı, Al Musrati'ye olan sevgisini yine gösteremeyecekti. Portekizli gitti, Libyalı için "hoş geldin" pankartı tribüne asıldı! Şu olay bile Santos'un takımda, tribünde, camiada nasıl olumsuz bir enerji yüklemesi yaptığını anlatmaya yeter. Beşiktaş kazandı, hem de ısıran bir takımı, Ankaragücü'nü net bir skorla yenerek. Peki ne oldu, takım aynı takım değil mi, yeni oyuncular mı alındı!? Elbette hayır!.. Sadece tahtaya kadroyu yazmaya başladığı andan itibaren oyuncularının enerjisini tüketen gitti, onlara insiyatif kullanma özelliği veren Serdar Topraktepe geldi. Muçi neler yaptı gördünüz!.. Nasıl bir potansiyel, ileride neler yapabilir, tüm bunlar hakkında harika sinyaller verdi. Attığı goldeki vuruş tekniği, özgüven, vurduğu yer vs… Tepeden tırnağa yetenek olan bu genç adam dahi körelmeye başlamıştı.
Serdar Topraktepe genç ve idealist bir teknik adam. Peki başarılı olabilir mi, önü açık mı!? Santos ne yapıyorsa onun tersini yapsın yeter! O zaman başarılı olur. Ancak mevcut şartlarda elde edeceği başarı onu takımın başında bırakmaya yetmez. Günü geldiğinde yuvadan uçup kanatlarını güçlendirdikten sonra bir gün yine geri gelebilir.