Spor yazarları A Milli Takım'ın Gürcistan zaferini değerlendirdi!
A Milli Futbol Takımı, EURO 2024'teki ilk maçında karşı karşıya geldiği Gürcistan'ı 3-1 mağlup ederek turnuvaya galibiyetle başladı. Spor yazarları karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...
"Sıkıysa topu yakala"
Uğur Meleke: Dortmund’da karşılaşmanın 65. dakikasında Arda Güler’in önünde bir anda bir boşluk oluştu. Top sol ayağında. Kaleye küçük bir bakış attı ve kaleciye bir mektup yolladı adeta: Sıkıysa yakala!
Dün Dortmund’da Signal Iduna Park’ta Avrupa Şampiyonası’nın şu ana kadarki en eğlenceli maçı oynandı. Benim değil, medya tribününde canlı maç anlatımı yapan İngiliz, Portekizli, Alman spikerlerin ortak görüşüydü bu. 67’nci dakikada oluşan o şahane anı da bir televizyon anlatıcısının sözcüklerinden alıntıladım size: “Arda mükemmel sol şutuyla Gürcü kaleciye kısa bir mektup yolladı adeta: Sıkıysa yakala...“ Dünya Kupaları ve Avrupa Şampiyonaları futbolun zirvesi. Oyunun global devleri Almanlar, İspanyollar, İtalyanlar dahi bu turnuvalarda özellikle ilk maçlarda en deneyimli 11’lerini sahaya sürerler. Elemelerde 18-19’luk bir yıldızınız çok iyi işler yapmış olsa dahi finallere gelince ayakları dolaşabilir çünkü.
Tebrikler Montella'ya
Bizim iki taneydi çocuk yıldızımız kadroda. İtalyan teknik adamımız Vincenzo Montella’yı tebrik etmek lazım, her ikisini de, Kenan’ı da Arda’yı da, biraz tereddüdü olsa da 11’de başlattığı için. Doğrusu dünyanın en alçakgönüllü insanı (!), Türkiye’ye hiç ihtiyacı olmadığı halde ricaları kıramayıp milli takımlar sorumlusu olduğunu iddia eden, Beckenbauer’in Messi’nin dahi kurmadığı cümleleri kendine layık gören ulu insan Hamit Altıntop’un bu genç futbolcularımızla ilgili sözleri beni endişelendirmişti.
Bir gazeteye verdiği röportajda bu çocukları 2032’ye hazırladıklarını filan söylemişti Altıntop. Oysa ki milli takım oyuncu yetiştirme yeri değildir, seçme yeridir. Kulüpler oyuncuları yetiştirir, milli takım en iyilerini “SEÇER”.
Şu anda da Türkiye’de başka Arda yok, başka Kenan yok. Milli takım yönetiminin görevi şu aşamada tam 8 sene sonradan bahsetmek değil, bugün bu turnuvada en iyi oyuncularımız kimlerde onlardan faydalanmak.
Bravo Arda böyle devam
Montella neyse ki hayatında bir uluslararası turnuvada ilk kez teknik adamlık yapmanın heyecanını olması gerektiği gibi yaşıyor. Arda Güler’i sahaya sürüyor. Arda da ilk 60 dakika işler onun için çok kolay olmasa da 67’de olağanüstü bir şutla bu turnuvanın tarihine geçiyor şimdiden. Bravo Arda... Böyle devam.
Millilerin üçlü savunma sınavı
Son hazırlık maçımızda Polonya’ya karşı yaşadığımız en büyük sorunlardan biri hücumda oyunu genişlettiklerinde, topu taç çizgilerine taşıdıklarında savunmada zorlanmamızdı. Avrupa Şampiyonası’na geldik, kaderin bir cilvesi olsa gerek, grupta 3 rakibimizin ikisi üçlü savunma oynuyorlar.
Kochorashvili etkiliydi
Dün Gürcistan da aynen Polonya gibi bizi özellikle oyunu genişlettiğinde sıkıntılara soktu. Sıklıkla sağda birkaç tembel pas yapıyorlar, sonra oyunun yönünü sola çeviriyorlar. Orada Tsitaishvili ile Kvara ikilisi çok iş açtılar başımıza. Zaman zaman da bunun tersini oynadılar ve orada da Levante’li orta saha oyuncusu Kochorashvili etkin oldu.
Çekler de üçlü oynuyor
Grubun son maçında karşılaşacağımız Çekya da sık sık üçlü oynayanlardan. Ve orta sahası beşli takımlar oyunu genişlettiğinde bizim bir eşleşme sorunu yaşadığımız ortada. Dün Gürcüler her iki dip çizgiye inip bizi esnettiler, birçok pozisyon yarattılar bu şekilde. Bu departmanda gelişmemiz gerektiği ortada.
EURO 2024’ün en iyi maçıydı
EURO 2024’te 5 gün geride kaldı, 24 takımın tamamı sahaya çıktı. Genel kanı dün Dortmund’da turnuvanın en iyi maçının oynandığı yönünde. Özellikle İngiliz medyasından sohbet fırsatı bulduğumuz gazeteciler, bu maçtan Southgate’in dersler çıkarması gerektiğini düşünüyorlardı.
Eğlenceli bir maçtı
İngilizler, Sırbistan önünde Bellingham’la 1-0’ı bulmuş ama maçın geri kalanı hem İngilizler hem de futbolseverler için siyah-beyaz bir film gibi geçmişti. Southgate’in talebeleri vitesi düşürdükçe düşürdü ve kabuslar yaşayarak bitirebildiler 90 dakikayı. Dün hem Türkiye hem de Gürcistan, pozitif tavırlarıyla, hücumcu zihniyetleriyle, risk alarak eğlenceli bir maç izlettiler tüm Dünya’ya. Hem Vincenzo Montella’yı, hem de Willy Sagnol’u tebrik edelim, vidaları sıkmak yerine cesur bir tavır sergiledikleri için.
Çekler de üçlü oynuyor
Grubun son maçında karşılaşacağımız Çekya da sık sık üçlü oynayanlardan. Ve orta sahası beşli takımlar oyunu genişlettiğinde bizim bir eşleşme sorunu yaşadığımız ortada. Dün Gürcüler her iki dip çizgiye inip bizi esnettiler, birçok pozisyon yarattılar bu şekilde. Bu departmanda gelişmemiz gerektiği ortada.
EURO 2024’ün en iyi maçıydı
EURO 2024’te 5 gün geride kaldı, 24 takımın tamamı sahaya çıktı. Genel kanı dün Dortmund’da turnuvanın en iyi maçının oynandığı yönünde. Özellikle İngiliz medyasından sohbet fırsatı bulduğumuz gazeteciler, bu maçtan Southgate’in dersler çıkarması gerektiğini düşünüyorlardı.
Eğlenceli bir maçtı
İngilizler, Sırbistan önünde Bellingham’la 1-0’ı bulmuş ama maçın geri kalanı hem İngilizler hem de futbolseverler için siyah-beyaz bir film gibi geçmişti. Southgate’in talebeleri vitesi düşürdükçe düşürdü ve kabuslar yaşayarak bitirebildiler 90 dakikayı. Dün hem Türkiye hem de Gürcistan, pozitif tavırlarıyla, hücumcu zihniyetleriyle, risk alarak eğlenceli bir maç izlettiler tüm Dünya’ya. Hem Vincenzo Montella’yı, hem de Willy Sagnol’u tebrik edelim, vidaları sıkmak yerine cesur bir tavır sergiledikleri için.
Merih Demiral girdikten sonra ne oldu?
Dün milli takımımız 3-1 kazandı ama skor özellikle 2-1’ken bayağı kaygı yaşadık tribünde. Peki neden 2-1 öne geçtikten sonra sonra bu kadar gömüldük, neden Gürcüler’e bunca fırsat verdik?
1. Bölgeye gömüldük
Ben tavır değişikliğinin Merih Demiral/Kaan Ayhan değişikliği sonrası üçlü savunmaya dönmemizle başladığını düşünüyorum. Merih girdi, derinde sarkık libero rolüne büründü. Ve ondan sonra milli takım bütünüyle gömüldü kendi birinci bölgemize. Bence 2-1’den sonra daha aktif bir kontrol oyunu oynamalıydık. 80’de beşli savunmaya dönmek ve bu kadar derine gömülmek doğru değildi sanki. (Hürriyet)
Korkunç ve mutlu!
Attila Gökçe: Euro 2024’e korkunç ama mutlu bir macerayla başladık. Montella’nın, önceki Şampiyona’da başımıza gelenleri bir yere not ettiğini, önlemi elden bırakmadığını gördük. Doğrusu, Milli Takım da o kötü anıları tekrar yaşamak istemiyordu. Zaten yeni oyuncuların varlığı, böyle bir tehlikeyi önlemekteydi.
Sahaya çıkan on bire bakacak olursak… Arda ile başlayınca Montella’nın tercihlerinin hepsinin de doğru olduğuna dair ortak bir kanı oluşmuştu adeta. Ancak oyun başladıktan sonra görüldü ki sahaya çıkan on birde İtalyanların ”punta” dediği klasik bir dokuz numaramız yoktu. Olsun, futbol böyle de oynanabilirdi. Anlayışlı olmaya çalıştık. Hele orta alandan topu kapıp yeniden set oyununa döndükçe Milli Takım’da motorların ısınmakta olduğunu gördük.
Oyun doğru oynanıyordu. Rakip ceza alanına umduğumuzun üzerinde kalabalık oyuncuyla girişimiz umut vericiydi. Duran toplar ve beklediğimiz kornerler de geliyordu. Ne var ki rakip ceza alanına doldurulan, oraya ortalanan toplar sürekli rakip savunmalar tarafından kesiliyordu. Yine de sabırla bekledik. İşte dakika 25… Ceza alanında onca adamla karambolden bir türlü çıkarıp kaleye sokamadığımız top yine Gürcü defansı tarafından ceza alanı dışına atılınca orada bekleyen Mert Müldür’ün enerji, öfke ve ihtiras dolu vuruşuyla bize ilk golü getirdi. Buna ilk gol dedim, inandım ki arkası gelecekti. Arada şu notu da unutmayalım: Montella sağ kanatta oynayan Arda’yı ortaya çekip Barış Alper Yılmaz’ı oraya gönderdi… Verimli oyun devam ediyordu… Ne var ki 32’de Mikautadze ceza alanımızın önünde set oluşturan Gürcistan’ın yakaladığı fırsatı gole çeviriverdi.
İkinci yarıda sette ısrar ederken, rakip Gürcistan’ın geçişlerle yakaladığı fırsatlarda oyuncularımızın telaşla geriye koşup yorulduklarına tanık olduk. Daha da can sıkan durum, savunmada toplanmanın, yerleşmenin ve adam paylaşımının istediğimiz gibi olmamasıydı.
Yine de set oluşturarak önde basmada ısrar etti çocuklar. Bu oyun da Arda ve Hakan’ın daha da etkinlik kazandığı, korner, duran top da üreten bir anlayışı sergiliyordu. Ancak Gürcülerin geçiş ısrarı da zorluk çıkarıyordu. Bu oyun, savunmada sıkıntı yaratırken bizimkilerin de ısrarlı gol arayışına yol açtı. 65’de Arda’nın soluyla ceza alanı dışından yaptığı harika vuruş tıpkı Samsun’da Galler’e attığı gol gibi Gürcülerin de hatırını sormaya yetti.
Madem hatır sorduk, çok öfkeli ve kararlı olduklarını da söyleyelim. Hakçası, ısrarla gol aradılar. İkinci golümüzden sonra öylesine tehlikeli geçişler yaptılar ki baktık, 10 oyuncumuz da kendi yarı alanımızda rakiplerini kovalamaya çalışıyordu.
Montella, sıkıntılı oyuna müdahale etti: 79’da Arda ile Yusuf Yazıcı, Kaan’la Merih Demiral yer değiştirdi. Mert Müldür - Zeki Çelik, değişikliği, sonrasında Kerem’in, Salih’in de oyuna katılışı... Hepsi de maçı onur meselesi yaparak oynadı, mücadele etti. Hele 90+6’da üst üste kazandıkları iki kornerin aşkına kaleci Mamardashvili de gole (!) koşunca… Bizimkiler kaptıkları topla boş kaleye çılgınlar gibi koşup umulmadık bir sonuç yazdılar. Bravo Kerem… İyi yazdın skoru! (Milliyet)
Şampiyonanın golünü attı!
Ömer Üründül: Dün gece önemli maçı 2 farkla (3-1) kazandık. Netice çok iyi ama bir gerçeği de göz ardı etmeyelim. Maç boyunca üstün oynamamıza rağmen ciddi sıkıntılar yaşadık. Hem baskılı oyunda üretemedik hem de rakibimize çok kritik pozisyonlar verdik. 25. dakikaya kadar akılda kalan tek şey, Kaan'ın direkten dönen şutu. Sonra Mert'in jeneriklik golüyle skor avantajını bulduk ve morallendik. Hemen sonrasında da en organize atağımızda kıl payı VAR'a takıldık. Moralman tamamen çökmüş olan Gürcüler, iptal kararıyla heveslendi. Bir de üstelik kısa sürede beraberlik golünü yiyince işler ters düze döndü. Çok net bir golü kaçırdılar. İkinci yarı baskımız arttı ama yine üretemiyorduk. Sonra bir anda sahneye Arda Güler çıktı. Öyle bir gol attı ki belki de şampiyonanın golü seçilecek. Bu gole rağmen son dakikaları ecel terleri dökerek bitirdik. Rakibin 3 net pozisyonu var. Neyse ki maçı galibiyetle tamamladık. Gelelim genel gözlemlerime.
Rakip güçlü olsa da kalabalık savunmalara karşı pozisyon bulamıyoruz. Bu tip maçlarda ele geçirdiğimiz pozisyonlardan fazlasını rakibe veriyoruz. Bu dün gece de devam etti. Benim her zaman gündeme getirdiğim bir olay var. Ligimizin kalitesi ve temposu çok düşük. İşte canlı bir örnek: Barış Alper. Ligimizin flaş ismi, dün gece etkisizdi. Çünkü rakipleri de Barış kadar güçlüydü. Ferdi, ilk yarıda golde hatası olmasına rağmen ikinci yarı mükemmel bir performans ortaya koydu. Ben öyle bir taraftar coşkusu yaşadım ki tüylerim diken diken oldu. (Sabah)
"Top Arda'ya aşık"
Cem Dizdar: Fenerbahçe gündemi soğumaya başladığı son iki üç günde Avrupa Şampiyonası’ndaki ilk maçtaki, ‘Atmosfer basıncı’nın oluşması için reklamlardan medyaya kadar topyekun bir taarruz başlatılmıştı zaten. Maç tam da oluşturulmuş bu havaya uygun başladı. Savunma takımı olarak ünlenen Gürcistan’a karşı yüklendik ama çoğunda ‘Bilinçli’ görünmedik. Tempoyu ve pası yükselttiğimiz o daracık zaman diliminde iki gol bulduysak da biri ofsayta takıldı. Rakip ise az ama etkili geliyordu. Birkaç denemenin üzerine kendi ortalamalarına göre ciddi sayıda pas yaptıkları hücumlarında dar açıdan golü de buldular. Turnuva başından beri bir iki maç hariç görüldü ki çoğu takım arasında kapanmayacak farklar yok. Gürcistan da öyle.. Topu ele alma konusunda isteksiz görünseler de ele aldıkları toplar da ‘İş yapar’ göründüler. Yine de turnuvadaki ilk golümüzün organizatörü Hakan Çalhanoğlu’nu oyun içinde biraz daha öne doğru oynayacak biçimde topla buluşturabilsek işler daha rahat ilerleyecekti. Ancak rakip de bunu biliyordu ki çoğunlukla sırtı rakibe dönük toplar almak durumunda kaldı Çalhanoğlu. Yani maçı anlatan arkadaşımız Özkan Öztürk’ün ‘Bir duran top daha kazandık. Bunlar önemli gol seçenekleri’ mealindeki sözlerinin aksine oyuna tempo ve akışkanlık kazandırarak rakibi şaşırtacak olan Çalhanoğlu’nun özelliklerine uygun bir oyun inşa edemedik.
Çelmeyi bize takmadılar
Evet baskılıydık ama rakibin de buna hazırlığı var gibiydi. Nihayet rakip çıkarken ki ceza sahası içinde hamlede geciktiği için topu rakibe kaptıran Arda Güler’di, çıkışı yakalayan Mert Müldür ile Kaan Ayhan baskısında top sahada geçebileceği en yüksek marifetin ayağına geçti! Ve Arda’ya da Mert Müldür’ün golüne nazire yapmak kaldı! Ne demişti Carlo Ancelotti; ‘Top Arda’ya aşık’! Aynen öyle oldu. Kendi adıma Gürcistan’ın bu grupta birine çelme takabileceğini düşünüyordum. Neyse ki o son anlarda kaçırdıklarıyla bu biz olmadık ve neticede turnuva başlangıcı için zorlandığımız bir maçı iki şutla öyle ya da böyle geçmiş olduk. (Fanatik)