"Şimdi içinize sindi mi?"
Saldırıya uğrayan Bilal Meşe değildir. 2016'da başladı bu. Kosova maçında sonra Fatih Terim, "Çağırdım ama içime sinmeden çağırdım" dedi. Arda buna cevap vermek istedi. Mektup yazdı bunu durdurdular. O gün bırakmak istedi Arda. Bu dünkü olay, işin bugüne ertelenmesidir. Dün anlık bir olay değildir bu. Fatih Terim'im "Ben içime sinmeden çağırdım" şeklindeki açıklamasından sonra Arda net olarak kafasında planlamıştır. Başka oyuncuların da destek verdiğini duydum. Bilal ağabey kurban oldu. Asıl saldıraya uğrayan Fatih Terim ve Yıldırım Demirören'dir.
Arda "Ben istifa ettim" diyor. Kosova maçından sonra bunu kafasına koymıştu. Mektubu dağıtacaktı ama engel oldu yakınları. Yapma etme mi dediler bilmiyorum. Rıdvan hoca gördüm diyor ama ben Bilal Meşe'nin aileye, onura, şerefe dokunan bir yazısını görmedim. Arda için 2016'da ciddi bir kampaya yürütüldü. Bazı futbolculara da karşı karalama kampanyası yürütüldü Fatih Terim'in bilgisi dahilinde veya haricinde. Oyuncuların iyi durumda olmadığı, kafaların başka yerde olduğu konusunda haberler çıktı. Çıkıp konuşmadılar. Yalvardık bir şey anlatmadılar. Cevap verilmiyor, sonra "Siz neden bunu yazdınız?" diye gazeteciye saldırılıyor. İki taraf da anlatıyor olsa, gazeteciler bunu çarpıtsa, manipüle etse anlarım. Sen çıkmıyorsun ki karşısına basına. EURO 2016'da yüzlerini göremedik. Ben neredeyse milli takım yetkilileri ile kavga ettim, böyle rezillik olmaz diye. Bilal Meşe kullanılmıştır o olayda. Türk gazetecileri hata yapmıyor demiyoruz. Çok hata yapan var, devamlı hata yapan var ama bunlarla başa çıkmanın yolu bellidir. Bu yolları kullanmadan fiziksel saldırıda bulunmanın ne gibi bir açıklaması olabilir?
Ben Fatih Terim'e 100 defa, 1000 defa sordum, hep tepki gördüm. Birçok gazeteci arkadaş milli takım yetkililerine sorular sordular cevap alamadılar. Düne kadar Arda'nın medyadan gördüğü desteği çok az kişi görmüştür. Fatih Terim gibi bir figüre karşı Arda'yı müdafaa ettik, gerçekleri bulmaya çalıtrık. Arda'ya da sordum: "Moralin çok bozuk gözüküyor, söylemek istediğin bir şeyler var mı?" diye. "Evet moralim bozuk ama konuşamam" demişti. Hem anlatmayacaksınız, hem de doğruyu yazmıyorsunuz diye gazeteciye saldırıcaksınız. Böyle bir şey olabilir mi?
Sen hiç hayatında Fatih Terim'in içine sinmeden bir karar verdiğini gördün mü? Sen Arda gibi bir adamın, "içime sinmeden çağırdım" lafına tepkisiz kalabileceğini düşündün mü? Şimdi içinize sindi mi? Bu olup bitenler içinize siniyor mu? Asıl büyük problem, çok ciddi bir oranda futbolsever, bu milli takım benim milli takımım demiyor. Asıl kriz burada. Milli takım Türkiye bayrağı gibidir, Türkiye haritası gibidir. Değiştirelemez, üzerinde oyun oynanamaz, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Hiç spor yapmayan birisi bile milli takım formasını görünce saygı duyar. Biz böyle büyüdük. Bunu hamaset ile ya da milliyetçilikle söylemiyorum. Artık ondan kopma var. Adam, onur, şeref falan bırakın bu işleri. Bu formayı hak edecek davranışlarda bulunulması gerekiyor. Konu milli takım. Milli takım teknik direktörünün laflarına kızan milli takım kaptanı bir gazeticiyi kullanarak, teknik direktöre ve federeasyon başkanına küfür ederek milli takımı bırakmış. Bundan daha korkunç bir şey olabilir mi? İstersen Dünya Kupası'nda şampiyon ol, ne fark eder ki?
(YASAL UYARI: KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ)